İçeriğe geç

Kobay Kitap Alıntıları – Daniel Keyes

Daniel Keyes kitaplarından Kobay kitap alıntıları sizlerle…

Kobay Kitap Alıntıları

&“&”

Sevgi alma ve sevgi verme yeteneğinden yoksun olan zeka, zihinsel ve ahlaki çöküşe, nevroza ve muhtemelen psikoza bile yol açar."
Eğer geçmişe geri dönmek mümkün olsaydı, anneme beni ne kadar incittiğini anlatabilirdim.
Geceleri ise – uykuya dalmadan önceki anlarda – fikirler beynimin içinde havai fişekler gibi infilak ediyor."
Zeka bir insanın sahip olabileceği en büyük lütuflardan biri… Ama ne yazık ki, bilgi arayışı sevgi arayışını kapı dışarı ediyor."
Sevgi alma ve sevgi verme yeteneğinden yoksun olan zeka, zihinsel ve ahlaki çöküşe, nevroza ve muhtemelen psikoza bile yol açar."
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.”
Oh, çok insan tanıyorum. Hem de pek çok… Ama hiçbiri gerçek dost değil. Ne benim için anlam ifade eden, ne de benim bir anlam ifade ettiğim bir arkadaşım yok.”
Bana neler oldu? Neden dünyada bu kadar yalnızım ben?"
Hayat dediğin şey nedir ki? Labirentlerden oluşan bir kutu… ”
Kısa bir süre önce, her şeyi, dünyadaki tüm bilgileri, öğrenebilirim gibi aptalca bir hisse kapılmıştım. Şimdi ise, onların var olduğunu bilebilmeyi ve bir nebzesini anlayabilmeyi ümit ediyorum."
Çok insan tanıyorum. Hem de pek çok… Ama hiçbiri gerçek dost değil.
Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez."
Acaba her yemek istedinde bi testi geçmesi gerekseydi Burtün hoşuna gider miydi?
Kim bilir, insanların yeterli bilgisi olmadığı veya yaratıcılık sürecine ve kendilerine yeterince inanmadıkları ve beyinlerinin bütününün çalışmasına izin vermedikleri için kaç problem çözümsüz kalmıştır?
Vaktimi çalmaya yeltenen kişilere hiç sabır gösteremiyorum.
… Ama vaktini ve sevgisini verecek insan çok az çıkıyor.
Sen eskiden sahip olduğun bir şeyi kaybettin. Senin bir gülümsemen vardı…
Hayata neden hep bir pencereden baktığımı bir anlasam…
Zaman önümdeki en büyük engeldi.Eğer soruların yanıtlarını bulmak istiyorsam, çalışmaya süratle girişmem gerekti.
Hayat dediğin şey nedir ki? Labirentlerden oluşan bir kutu…
Öğrenmek tuhaf bir olay: Ne kadar derinlere gidersem, var olduğunu bile bilmediğim şeylerle karşılaşıyorum."
Neden herkes yalan söylüyordu? Tanıdığım hiç kimse göründüğü gibi değildi.
Onun gibi pek çok adam gördüm ben, o gösterişin ve kendine güven görüntüsünün altında, aslında oldukça büyük bir korku ve güvensizlik duygusu yatmakta.”
Öğrenmek tuhaf bir olay: Ne kadar derinlere gidersem, var olduğunu bile bilmediğim şeylerle karşılaşıyorum.
Tanıdığım hiç kimse göründüğü gibi değildi.
Kırgınlığımı kontrol etmeyi, sabırsızlanmamayı ve bir şeylerin olmasını beklemeyi öğreniyorum. Sanırım büyüyor ve olgunlaşıyorum.
Ben kör doğmuş ama ışığı görmesine izin verilmiş bir insanım. Bu bir günah olamaz."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Bir yetişkin olmak istiyorsun, ama senin içinde hâlâ küçük bir çocuk var. Yalnız ve korkmuş…”
Artık gidecek yerim yok Charlie.
Her şeyi… sözcüklere dökmek her zaman gerekli olmayabilir.
Ben sadece diyer insanlar gibi akıllı olmak ve beni seven bisürü arkadaşım olsun istiyorum.
Meğer profesörlerin entektüel birer dev olduklarını düşünmekle ne kadar aptalmışım. Onlar da birer insan, hem de dünyadaki diğer insanların bunu fark etmesinden korkan insanlar..
Ben bir insanım, bir bireyim, benim de annem ve babam, anılarım ve bir geçmişim var ve siz beni bir sedyenin üzerinde o ameliyathaneye götürmeden önce de ben bir insandım!"
Rüya ve anı karmaşasının derinlerine gittikçe, duygusal sorunların zihinsel sorunlarla aynı şekilde çözülemeyeceğini anladım. Dün gece kendimle ilgili olarak keşfettiğim şey buydu. Kendime, etrafta kaybolmuş bir ruh gibi dolaştığımı söyledim ve sonra baktım ki ben gerçekten kaybolmuşum.
Şimdi anlıyorum ki üniversiteye gitmenin ve bir eğitim almanın en önemli nedenlerinden biri, tüm hayatınız boyunca inandığınız şeylerin doğru olmadığını ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenmekmiş.
Ama ben zekanın tek başına hiçbir anlam taşımadığını öğrendim. Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Benim meşşur olmak gibi bir derdim yok. Ben sadece diyer insanlar gibi akıllı olmak ve beni seven bisürü arkadaşım olsun istiyorum.
Bir insanın daha zeki olmak, daha çok bilgi edinmek, kendisini ve dünyayı anlamak istemesinin nesi yanlış?
Beni rahatsız eden şey hissettiklerimi ifade etmek için gerekli sözcükleri bulamamak.
Zihnim karışık. Neyi bilip bilmediğimi artık bilmiyorum. "
İçimdeki bir şey beni yakıp bitiriyor ve bütün bildiğim bu şeyin bana sürekli olarak seni düşündürdüğü. Bir kitap okurken bile sayfanın ortasında senin yüzünü görüyorum. Sayfaya dokunuyorum, yüzün kayboluyor ve ben o kitabı parçalamak ve bir yerlere fırlatmak istiyorum.”
Tüm hayatı boyunca yarı uyur yarı uyanık kalmış bir adam gibiyim, uyanmadan önce nasıl biri olduğunu bulmaya çalışan… Her şey tuhaf bir şekilde filmlerdeki ağır çekimler gibi ilerliyor. Bulanık."
Ama nedense herkes bir telaş içinde…
Bana öyle geliyordu ki, insanlar gerçekte görmedikleri şeyler hakkında pekala yalanlar uydurabilirlerdi.
Not: lütfen eğer vaktiniz olursa Algernonun arka bahçedeki mezarına birkaç çiçek koyun olurmu.
İnsanlar aptalların kendileri gibi davranmamasını komik buluyorlardı."
Bende ona dedimki benim akıllı makıllı olcağım yok ve ben bunu biliyorum."
Birkaç ay önce okuduğunuz ve keyif aldığınız bir kitabı elinize alıp da, hiçbir şey hatırlayamadığınızı fark etmek çok tuhaf bir duygu…
Bu sabah uyandımda hemen akıllı oldumu sandım ama baktım bir deyişiklik yok. Herbi sabah uyanınca akıllı oldumu sanıyorum ama hiçbişey olmuyo."
Belkide tanrıya dua etmeliymişim bana yaptıklarından dolayı onları affetmesi için. Ben elma filan yemedimki günah olucak bişey de yapmadım… Ben tanrıyı kızdırmak istemiyorumki."
Onlar çalışırken tanrı hakında konuşuyolar ve ya devlet başkanının çok para harcadından ve ya cumuriyetcilerden ve ya demokratlardan bahsediyolar. Konuşurken kavga eder gibi öyle bi heyecanlanıyolarki sonunda… "
Nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?
Neden herkes yalan söylüyordu? Tanıdığım hiç kimse göründüğü gibi değildi.
Zekan geliştikçe, sorunların da o ölçüde artacak, Charlie,"
Onun gibi pek çok adam gördüm ben, o gösterişin ve kendine güven görüntüsünün altında, aslında oldukça büyük bir korku ve güvensizlik duygusu yatmakta."
Hepinizin atladığı bir şey var: Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Ben sadece diyer insanlar gibi akıllı olmak ve beni seven bisürü arkadaşım olsun istiyorum.
… ve dedimki canım yansada ve ya başıma başka bişeyler gelsede umrumda deyil dedim çünkü ben güçlüyüm ve çok çalışcam.
Birkaç ay önce okuduğunuz ve keyif aldığınız bir kitabı elinize alıp da, hiçbir şey hatırlamadığınızı fark etmek çok tuhaf bir duygu…
Tek başıma dalgın dalgın dolaşıyorum ve bu insanı gevşeten bir yaz gecesi gezintisi değil, bir yere varma acelesi içindeyim, ama nereye?"
Sen bir sandaldan zorla denize atılan, yüzmeyi yeni öğrenmiş birisin ve ayağındaki o sert tahtayı kaybetmekten korkuyorsun."
Ama bir insanın daha zeki olmak, daha çok bilgi edinmek ve kendisini ve dünyayı anlamak istemesinin nesi yanlış?"
Bir insan başka bir insana nasıl davranacağını nasıl öğrenir?
Önceleri, bana gülüyorlar, cehaletimden ve yavanlığımdan dolayı beni küçük görüyorlardı; şimdi de, bilgimden ve kavrama yeteneğimden ötürü benden nefret ediyorlar. Neden? Tanrı aşkına, bunlar benden ne istiyorlar."
Tanrı’ya bir tek şey için dua ediyorum. Umarım incinmezsin."
Zihnim karışık. Neyi bilip bilmediğimi artık bilmiyorum."
…genç erkeklerin ve kadınların ellerinde kitaplarla oradan oraya gittiklerini görmek ve onların öğrendikleri şeyler hakkında konuştuklarını duymak beni çok heyecanlandırıyor."
Her neyse galiba bütün dünyada bilim için önemli bir şey yapan tek aptal insan benim. Ben bir şey yaptım ama ne yaptığımı hatırlamıyorum.Ama ne yapmışsam Warren’dekilere ve bütün dünyada benim gibi olan bütün insanlara yapmış sayılırım.
Elveda Bayan Kininan ve Dr Strauss ve herkes…
Sesinde ille de bana acımış gibi bir ifade yoktu. Patisini yaralayan bir köpek yavrusuna veya bir kavgada orası burası yırtılan bir kediye karşı da aynı hisleri duyabilirdi. Ben onun Charlie’si olduğum için değil, Charlie’si olmama rağmen yumuşamıştı.
Ama ben zekanın tek başına hiçbir anlam taşımadığını öğrendim. Burada, sizin üniversitenizde zeka, eğitim ve bilgi büyük idoller haline gelmiş.Ama şimdi biliyorum ki, hepinizin atladığı bir şey var: sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.
Benim Warreni ziyaret etme fikrimden hiç hoşlanmadığını görebiliyordum. Ona göre, ben ölmeden önce içinde oturmak için kendime bir tabut ısmarlıyordum. Ama onu suçlayamıyorum, çünkü benim kim olduğumu anlama çabalarımın ve varlığımın tüm anlamının, sadece geçmişimle değil, geleceğimle ilgili olasılıkları ve sadece nereden geldiğimi değil, nereye gittiğimi de bilmekten geçtiğini bir türlü anlayamıyor.
Kimse projenin faydalı bir şeyle sonuçlanacağını önceden bilemez. Sonuçlar genellikle olumsuz olur. Biz araştırmalarımızda neyin olduğunu değil, neyin olmadığını öğreniriz. Ve bu da, olayı bu noktada devralan kişiye olumlu bir keşif yapmış kadar yararlı olur. En azından ne yapmaması gerektiğini öğrenmiştir.
Para ve malzeme verebilecek olan sürü ile insan var, ama vaktini ve sevgisini verecek insan çok az çıkıyor.
Ben insanların bana güldüklerini kısa bir süre önce öğrenmiştim. Şimdi şunu fark ediyorum ki, ben de bilmeden bana gülerlerken onlara katılmışım. İşte beni en çok üzen de bu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir