İçeriğe geç

İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesinin Savunması Kitap Alıntıları – Cemal Şener

Cemal Şener kitaplarından İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesinin Savunması kitap alıntıları sizlerle…

İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesinin Savunması Kitap Alıntıları

Ellerinde Alman tüfeği, mavzer, makineli tüfekler vardı. Kadınlarımızın memeleri kesildi. Altı aylık çocuğumuza kurşun sıkıldı. Kolları kesildi, kafaları ezildi. Kadınlarımızın hem ölüsüne hakaret ettiler, hem dirisine.

Ali Usta

Türkiye’deki Aleviler siyasi bilinç yönünden en gelişkin toplumsal kesimimiz kabul edilir. Bu kesim sürü değildir.
Alevî karşıtı Osmanlı geleneğinden gelme mezhepçi zihniyetle Dersim’de korkunç bir katliam yaşanmıştır. Bu işin birinci derecede sorumlusu dönemin Başbakanı Celal Bayar ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’tır.
Erdoğan’ın başbakan olmasından sonra bir TV programında yaklaşık on yıl sonra, Karacaahmet Sultan Dergâhı yıkımı anımsatıldığında yıkamadığı için hayiflanarak o iş; ‘içimde bir uktedir.’ ile Aleviler açısından talihsiz bir karnesi vardır.
Aleviler ibadetlerini camide beş vakit namaz kılarak yapmıyor diyerek onları küçümsemek ayarı düşük bir dinsel anlayış saymak Kur’an’a uygun bir bakış sayılmaz.
Kurtuluş Savaşı günlerinde Anadolu ve Balkanlar’da ki tüm Aleviler gibi Hacı Bektaş Veli Dergâhı da 22 Aralık 1919’d Mustafa Paşa ve beraberindeki heyeti karşılamış tam desteklerini vermişlerdir.
1517’de ilk halife Sultan olan Yavuz Sultan Selim-Şah İsmail çatışması sonucunda resmi kayıtlara göre 40.000 Alevi’nin katliamı ile sonuçlanan büyük bir kıyım gerçekleşmiştir.
Kerbela Olayı’nda Hz. Muhammed’in yani Ehlibeyt’in soyu Yezit tarafından yok edilmeye çalışılmıştır. Kerbela’da 12 imamlardan sadece İmam Zeynel Abidin hayatta kalmıştır. Hz Muhammed’in soyu İmam Zeynel Abidin’den yürümüştür. Kerbela Olayı’ndan sonra Hz. Muhammed’in sağ kalan akrabaları Arabistan’a dönmemiş kuzeye İran’a, Türkistan’a göç etmişlerdir. Burada ise evlilikler yolu ile Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin soyu Türklerle karışmış ve sonuç itibariyle Türklere geçmiştir.
Keşke idam edilseydim de, Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nı Nakşibendi şeyhlerinin eline teslim etmeseydim.
Hükmettiği hükümetinin idaresini tesirli etmek için dini bahane ederek, muhalif tarafı dinsiz gösterip, katletmektedirler.
Hanifi mezhebinin dışında olanların dini bidat, kendileri kâfir, kanları helaldir. Katli vaciptir.
Hamdullah Çelebi; mezhep fikrine de sıcak bakmıyor. Ama ille de mezhep denecekse, Aleviliğe; Hz. Ali mezhebi diyor. Bu söylemde Almışız Aleviliği savunanlara sanırım önemli bir cevaptır.
1826 yılında Osmanlı padişahı 2. Mahmut’un Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nı kapatıp dedesini de şeriat mahkemesinden yargıladığı Hamdullah Çelebi’dir.
Hz.Ali buyuruyor ki,
“Mazlumun zalimden öç alacağı gün,zalimin mazluma zulmettiği günden daha çetin olacaktır.”
Bu sözü bana kuvvet veriyor.

Pir Hamdullah Çelebi

“Bizim gibi düşünmeyen kâfirdir.” diye katledenler kendileri kâfirdir de, kâfirliklerinden bi haber gâfildirler.

Pir Hamdullah Çelebi

Kadı: Neden kadınların dergahın ayinlerinde toplu olarak bulunmasına mani olmuyorsunuz?

Cevap: Bizim dergahımızda, Kuran’da sık sık geçen ya eyyühelleziyne amenu ayeti, Allah’ın kadın erkek ayırt etmeden eşitliğe hitabı olarak bilinir. Ayrıca tarihten gelen eşitliği kabul ederek Hacı Bektaş Veli’nin Erkek aslan aslan da, dişi aslan aslan değil midir? Kadınlar da sizin parçanızdır. Onları cemaatinizde ayırt etmeden şereflice, hürmetlice değer verin. dediği sözüne inanarak kadın erkek eşitliğine alışılmıştır. O tarihten beri biz Müslümanlar kadın boşayan erkeği düşkün yaparız.

Hamdullah Çelebi, 1826

Namaz kişinin kendine ait bir ibadettir. Topluluğu ilgilendirmez. Kişi istere evinde kılar, Allah’tan sevanı alır. İsterse kılmaz. Bize de ceza vermek düşmez. Kişi ne kadar Allah’a yaklaşırsa yaklaşır, uzaklaşırsa uzaklaşır. Allah’la kulun arasına giremeyiz. Bizim dergamızda böyle bir ceza uygulaması yoktur.

Hamdullah Çelebi, 1826

Alevî karşıtı Osmanlı geleneğinden gelme mezhepçi zihniyetle Dersim’de korkunç bir katliam yaşanmıştır. Bu işin birinci derecede sorumlusu dönemin Başbakanı Celal Bayar ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’tır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir