İçeriğe geç

Taş Uykusu Kitap Alıntıları – Aslı Tohumcu

Aslı Tohumcu kitaplarından Taş Uykusu kitap alıntıları sizlerle…

Taş Uykusu Kitap Alıntıları

Hep ötekiyiz, değişik olan.
Bir düşün, sen de bana değişiksin.
Hep ötekiyiz, değişik olan.
Bir düşün, sen de bana değişiksin.
Bu hayatta insanları görmeyen birinin gözlerinden daha tedirgin edici kaç şey var acaba?
“Bu hayatta insanları görmeyen birinin gözlerinden daha tedirgin edici kaç şey var acaba?”
Yaşı kaç olursa olsun 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim.
En çok, insanların sabah sabah kavga edecek onca şey bulmalarına şaşıyor.
Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim.
Hırsızların en arsızı devlet.
bakanda malzemesi eksik bırakılmış hissi uyandıran oğlan
Çocuklara dokunmak demek, onları öldürmek demek!
İstanbul Üniversitesi Ceza Hukuku Profesörlerinden Kaya Akel ise, ekonomik sıkıntı dönemleri ile toplu cinayetler arasındaki bağıntıyı vurguluyor. Prof. Akel’e göre ekonomik sıkıntıya cinsel sıkıntılar da eklenince sonuç patlayıcı olabiliyor. Prof. Akel’in açıklaması şöyle: “Cinayet işleme, kişinin anormal bir ruh hali içinde olduğunu gösterir. Kişinin böyle bir anormal ruh haline girmesinin nedenleri arasında; kişilerin ekonomik durumlarındaki ani değişiklikler, toplumun genel ekonomik yapısına uyum gösterememe sayılabilir. Bu olumsuz etkenler birleşince, kişiliğinde de bir zaaf varsa, bu tür toplu cinayetler ortaya çıkabilir. Toplumun tedirginlik içinde bulunduğu dönemlerde toplu cinayetler de artar. Esasen, ruh hali sağlıklı olmayan kişi cinayet işler. Birtakım seksüel etkileri de olumsuz dış etkenler arasında sayabiliriz.”
Psikologlar büyük tehlikeye işaret ediyor: Türk insanı sinirli, mutsuz ve öfkeli. Sokaklarda insanların birbirlerine nasıl düşmanca baktıklarını görmüyor musunuz?
Korkmalı mı düşüncelerden? Hangi birinden!
– Sen ne zaman evleneceksin kız?
– Görüyoruz evlenenlerin halini.
– Sus bakalım bilmiş.
terör denilen şey tam budur işte; bir toplumu dehşete ve paniğe düşürmektir.
Kim bilir ne hayatlar gizli bu suratlarda. İnsan nasıl istiyor bazen zihin okumayı, ne haberler çıkardı.
Haram bir kuruş geçirmedim boğazımızdan.
(Bay K) bir cehennemden diğerine girer gibi çıkıyor basamakları, bozuk gözleriyle akbilin deliğini tutturmak için eğilmesi gerekiyor, tespih çeken kadının yanına oturuyor, kendisine koşmak isteyenin birkaç metre geride varlığından habersiz ve korkarak beklediğini bilmeden.
Bu balık istifi şehirde, etrafımda bir boşluk oluşmasına sevinmeye zorluyorum kendimi, beceremiyorum,
Bu zengin, bu fakir, bu orospu, bu hırsız. Böylece yitirdik kendimizi; yirminci, belki de kırkıncı
Düşenin dostu olmuyor hakkaten.
Hırsız mıyım ben kaçak hayatı yaşıyorum, diye kendi kendini iknaya çalışıyor, altmışların sonunda,
Hangi duraktan binersem biniyim, akbilimi ben basarım, diyor, bakanda malzemesi eksik bırakılmış hissi uyandıran oğlan, ancak o kendini pek fiyakalı sanıyor, boş olsa da, dolu da olabilir, ben basarım akbilimi kendim arkadaş. Vermem kimseye arkadan öne, basmasın. İşşte bu kadar.
Her sabah besmeleyle açar kapısını, yine besmeleyle atar adımını ilk basamağa. Yılların bıkkınlığına rağmen kesmemiştir çünkü umudunu Allahtan. Bazen, ama nadiren, şöyle pencere önüne iki küçük saksıda mor menekşe, uçlarındaki boncuklar sallandıkça şıkırdayan bir maşallah, pilli bir radyo hayal eder. Ancak devlet hizmetinde yoktur böyle cıvıklıklar.
Göremiyorum ancak, sokağa çıktığım her seferinde, arkamda ya da önümde, bir tehlikeden kaçar gibi benden uzağa açılan kalabalığın kokusunu alabiliyorum.
Teşekkür bir borç;
Otuz yedi yıllık ömrümde bindiğim bütün otobüslerde, geçtiğim bütün yollarda, yaşadığım bütün şehirlerde birlikte yolculuk ettiğim, varlığımdan haberli ya da habersiz onca yolcuya, izinsiz dikizlerimin hedefi oldukları için
Yağmur hangi cesetleri süpürecekse süpürsün de dinsin bir an önce diye geçiriyor aklından, duyulur bir sesle oflayarak.
Bu zengin, bu fakir, bu orospu, bu hırsız. Böylece yitirdik kendimizi; yirminci belki de kırkıncı yüzyılı bulduk, siz hangi zamandasınız?
Bitsin. Sussun. Dinsin. Bir sabah kendini ve herkesi, tanıdık tanımadık, unutmuş olsun ya da.
içimdeki bu koşa koşa ona gitmek arzusunu bastıramayacağım daha fazla.
Bu hayatta insanları görmeyen birinin gözlerinden daha tedirgin edici kaç şey var acaba?
terör denilen şey tam budur işte; bir toplumu dehşete ve paniğe düşürmektir.
Bir şu küfrü, bir de sigarayı bırakamadı. Bıraksın da çıldırsın mı?
Bu hayatta insanları görmeyen birinin gözlerinden daha tedirgin edici kaç şey var acaba?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir