İçeriğe geç

Yeniden Köy Enstitüleri Kitap Alıntıları – İbrahim Gürşen Kafkas

İbrahim Gürşen Kafkas kitaplarından Yeniden Köy Enstitüleri kitap alıntıları sizlerle…

Yeniden Köy Enstitüleri Kitap Alıntıları

Köy Enstitüleri, bozkırları suya, ışığa, hayata kavuşturmanın heyecanını yaratan ve yaşatan okullardı. Eğitim görenler duvarları örüyor, çatılarını çatıyor, üst başları ter, elleri toprak kokuyordu, ama üretken olmanın mutluluğu vardı içlerinde. Kol ve kafa birlikte çalışıyor bilgi artıyor, ufuklar genişliyordu.
Mustafa Kemal Atatürk, köy okullarına eğitmen ve öğretmen yetiştirilmesini sağlayarak Doğu’nun Rönesans’ını yarattı.
Köy Enstitüleri’nin kuruluş felsefesinde el birliği, gönül birliği, imece açılımı ve sevgi bağı olmazsa olmaz bir koşuldu.
Yani köleci bir zihniyetin mahkûmu olmuş bir topluma birey özgürlüğü düşüncesini aşılamaktı söz konusu amaç.
Cumhuriyetin ve devrimlerin gerçek amacı eğitim dünyasındaki aydınlanmaydı.
1950 ve sonrası uygulanan siyasette din, vicdani, sorumluluktan çıkıp siyaset, ticaret, tarikat üçlüsüne yöneldi. Ülkemizde 21.yy başlarında özellikle laiklik-dindarlık çekişmesi görünür oldu. Teolojik yaptırımlar alevlendi, körüklendi, bugünlere gelindi. Teolojinin ağırlığını taşıyan bir toplum yaratıldı, teokratik bir düzene, ılımlı islama hızla gidilir oldu. Bu konuda AB ve ABD’nin de kışkırtıcı tutumları göz ardı edilmemelidir. Kentlerde Halkevleri köylerde Halk Odaları ve yirmi bir köy enstitüsü işlevlerini sürdürüyor olsaydı; siyaset her şeyi, özellikle eğitimi paramparça etmeseydi, ciğerlerimize dolan bu dinci hava olmazdı. İnanç, saygın, laik ve bireysel bir tercih olarak yaşanırlığını sürdürecekti.
Bireyler istekleri ve yetenekleri ölçüsünde eğitiliyor ve yönlendiriliyorlardı.
Amaç, Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda yurttaşları eğitmek, aydınlatmak, güzel sanatları, okuma alışkanlığını edinmelerini sağlamak, ulusal ve bilimsel kültürü desteklemekti. Tüm halkı ortak bir kültür değerlendirmesine alarak köy-kent-aydın ayrımından uzaklaştırmaktı. Halkevleri birer kent kültür kurumu işlevindeydi.
Fakat onun en büyük çalışması 1982’de bütün ülkenin yoğun bir ilgi ile takip ettiği ” yazı devrimiydi. Halka yeni yazıyı çabuk öğretebilmek için Millet Mektepleri açılmıştı.
Günümüzün eğitimi, demokratik, çağdaş ve ulusal olmalı, bilimsel ve özgürlükçü nitelik taşımalıdır.
Mustafa Necati de silahla kazanılan zaferi, eğitimle aydınlatıp taçlandırmayı hedefliyordu.
Mustafa Necati;
Asıl savaş ve uğraş şimdi kara tahta başında başlıyor.
Ülke insanının bilgisizlikten, bağnazlıktan ve karanlık düşüncelerden kurtarılmasının gerektiğine inanıyordu.Bu önemli engellerin düşman istilası kadar zararlı olduğunun bilincindeydi
Hasan Ali Yücel, köy enstitüleri ile köylerimizin eğitimde, sosyal yaşamda ve kültürel alanda gelişeceklerini, toplumsal değerde daha çağdaş bir yapısal bütünlüğe kavuşacaklarını belirtiyordu.
Köy Enstitüleri’nde 1946’ya kadar uygulanan eğitim, köylerde tarımın, küçük el sanatlarının, hayvancılık, arıcılık ve balıkçılığın gelişmesine yararlı oldu. Köy çocuklarının okumaları ve gelişmeleri sağlandı. Köy Enstitüleri’nin öğretmen, usta ve öğrencileri okulun yiyecek, içecek ve diğer gereksinimlerini kendileri üretiyorları. Dersler ve bedensel çalışmaların yanında, özgür okuma geleneğini de ediniyorlardı. Enstitü’yü bitirenlere armağan olarak 150 kitap veriliyordu.
Köstek olmak isteyenler uğraşa dursun, altın değerindeki Köy Enstitüleri eğitim geçmişimizde saklı yarınlardır. Şirazlı Sadi’nin Bir taş bir altın kaseyi kırarsa ne altının değeri eksilir, ne taşın değeri artar. özdeyişinin yıkıcı güçlerin değersiz bir taşı andırdığının anlatımı olduğunu düşünüyorum.
Köy enstitülerini kapatan siyasiler, toprak ağaları ve diğer çıkarcı kitleler böylece Türk Ulusu’nun geri kalmışlığını hazırlamış oldular.
Köy enstitülerinin gücünün kaynağı ise tam tersine ulusallıktı, memleket sorunlarının gerçekçi bir bakışla ele alınmasıydı.
Hasan Ali Yücel;
Türk vatanının dağlarında, bayırlarında ve kırlarında hatta en ücra yerlerinde kendi kendine açıp solan çiçek bırakmayacağız.
Eflatun;
Demokrasi bir halk eğitimi sorunudur, halkın eğitimi zayıf olunca demokrasi oligarşiye döner. Yine halkın eğitimi zayıflayınca oligarşi demagog yaratır ve demagog diktatör olur.
Köy Enstitüleri’nin kuruluş felsefesinde el birliği, gönül birliği, imece açılımı ve sevgi bağı olmazsa olmaz bir koşuldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir