Senai Demirci kitaplarından Adı Aşk kitap alıntıları sizlerle…
Adı Aşk Kitap Alıntıları
Gayretlerimin dal uçlarına, çabalarımın tomurcuklarına çiçek gibi nimetler tak ey Rezzâk!
Dünyadan nasibimi ahiret eyle ya Vehhâb!
Fenadan ebediyete çıkar yolumu
Fenadan ebediyete çıkar yolumu
Sana imandır en büyük imkan
Gecelerimi, bağışlanma dileyen temiz kullarının sedalarıyla ayakta tut. Pişmanlıklarımı, Senin affını uman niyazlı kullarının gözyaşlarına kat.
Denizler gözyaşı olsa pişmanlığımı anlatmaya yetmez. Affet beni, gözümün kuruluğuna bakma.
Bana hayır kapılarını aç, beni en güzel hâllerle hâllendir. Varlığımı güzelce meyvelendir, ömrümü cennetle ödüllendir
Sevdiğim, ümit ettiğim, hasretini çektiğim Sensin ey Musavvir!
Hidayet eyle beni Senin rızana. Düşmekten koru beni Senden uzağa. Göz açıp kapama süresi içinde bile nefsimin eline bırakma.
Senin kulun olmak bana şeref olarak yeter.
Senin dediğin yerde durmakla, Senin görmek istediğin hâlde olmakla, Senin istediğin kıvama yoğrulmakla aklanırım sadece. Senin dinlediğinden daha temizi yok
Utanç içindeyim,ayıplarım çok, kötülüklerim lâl etti dilimi, günahlı başımı rahmetinin göğsüne emanet ettim.
Ey Allah’ım! Sen, Seni bildiğin gibisin; benim haddim bilmediğimi bilmektir.
Hangi hâli dilemişsen o hâlde tutmaktasın,her ân en güzel kıvama doğru yoğurmaktasın beni.Memnunum hâlimden.Memnunum Senin bana beni verişinden.Nasıl olur da inkar ederim bana borç verdiğini?
Ya Rabbi söylediklerimi ve eylediklerimi aynı safta tut.
İnsan beyni günde elli binden daha fazla düşünce üretmek zorunda olmasına rağmen piyasada niçin bu kadar aptal var?Çünkü beynin sana günde elli binden fazla düşünce üretmek zorundasın demiş ama aynı düşünceyi tekrar tekrar üretmek yasaktır dememiş!
Dünyadan nasibimi ahiret eyle ey Vehhab.
Öyle zariftir ki, Senin cebrin, Musa’ya yumuşacık ettiğin gibi taşları, kötülükle katılaşmış kalpleri affının müjdesiyle yumuşatırsın.
Varlığını ve birliğini güneş gibi sımsıcak ve aydınlık eyle kalbimde. Öyle ki, iman etmek gündüzüm olsun; renklere boğsun dünyamı, aydınlatsın çevremi, süslesin kalbimin taraçalarını. Ulûhiyetini ve rububiyetini bahar gibi müjde eyle ruhuma. Öyle ki, ubudiyetim baharım olsun; diriltsin içimi, köklerime hayat versin, ellerimi tatlı meyvelerle doldursun, çoğaltsın ümitlerimi.
Her hasretimi Senin yakınlığında dindirdim, Her kaybımı Senin yanında aradım.
Ne kadar zulmetsem de kendime, bana merhamet edersin. Gufranınla affeder, merhametinle yeniden seversin. Ne kadar unutsam da bana edilen iyilikleri, iyiliğe devam edersin. Şefkatinle bağışlar, merhametinle yeniden sevindirirsin.
Sözünle teselli etmektesin yalnızlığımı. Hece hece eğilmektesin kalbimin sızılarına. Dert duvarları arasından çıkarmak istiyorsun beni. Düşsem de ümit kesmeyişin bu yüzden. Karalansam da beyaz sayfalar açışın bu yüzden.
Rahmân Sensin; Senin beni sevmen, benim kendimi sevmemden daha sevimlidir bana.
Ey Allah’ım! Sen, Seni bildiğin gibisin; benim haddim bilmediğimi bilmektir
Secdeye aşkla inen başlar aşkına, günahından utanan yüzler aşkına, hasretle dökülen yaşlar aşkına adımı ‘temizler’ arasına yaz. Sana tutundum her kıyamda, doğruluktan ayırma beni. Sana teslim oldum her rükûda, nefsimin eline düşürme beni. Sana geldim her secdede, af nazarından uzaklaştırma beni. Seni söyledim hece hece, rahmet kapından kovma beni.
Ben Sana inanmadan, Sen inandın bana. Böylece emin ettin varlığından beni. Senin biriciğin olduğumu haber verdin.
-Bir Şehir Ol; Mesela İstanbul; De Ki: “Boğazım Kuruyana Kadar Seveceğim Seni” –
Nefsim yutuyor beni, Yunus’u yutan balık gibi.
Dünya boğuyor beni, Yunus’un atıldığı deniz gibi.
İstikbal korkutuyor beni, Yunus’u sarıp sarmalayan gece gibi.
Dünya boğuyor beni, Yunus’un atıldığı deniz gibi.
İstikbal korkutuyor beni, Yunus’u sarıp sarmalayan gece gibi.
Geçmişim hüzünlüdür; kayıplarım üzüyor beni. Kim verir kaybettiklerimi Sensin Bâki; Sende bulurum teselliyi.
Sensin niyetlerimi tartan. Sensin gizli saklımı hesaba alan. Sensin açığa vurduklarımı ciddiye alan. Niyazlarım Sana emanettir. Pişmanlıklarım Senin malumundur. Ah! larımın hatırını bir Sen sayarsın.
Umudum yok kendimden . Düştüğümde kalkamam Sen tutarsın ellerimden Sensin Kerîm.
Affedersin, affetmeyi seversin, severek affedersin.
Zalim zulmüyle gider dünyadan, mazlum mazlumluğuyla gider. Elbette alırsın mazlumun hakkını zalimden.
Hesapsız hiçbir şey yok. Hesapsız değil hibir ân ve mekân.
Ümitlerim Senin katında saklıdır; ümitlerimi muhafaza et.
Yitirdiklerim o kadar çok ki, ağlarım dünlerin ardından. Sen ki teselli gönderirsin kalbime: velâhum yahzenun.
Yitireceklerim o kadar çok ki, korkarım yarını beklerken. Sen ki müjde verirsin bana: velâ havfun aleyhim.
Kebir Sensin, büyüklenenler de Senin eserin, büyük bildiklerim de
Sensin Aziz; nasıl dilersen öyle eylersin, dilediğini aziz eder, dilediğini zelil edersin. Hiçbir şey Senin tasarrufuna mani değil.
Ben insanım, unuturum, aklım yanılır, kalbim kayar. Günahsızlık değil haddim.
Ben beşerim, şaşarım, dilim sürçer, ayağım kayar. Kusursuzluk değil haddim.
Kusurlu olduğumu itiraf ederim; Sensin Sübhan.
Kusurluyum ey Rabbim, senin affın yetişirse kurtulurum. Hatalar içindeyim, Senin gufranın erişirse huzur bulurum.
Gözüme değdirme çirkinliği.
Elimden uzak tut haramı.
Dilimden düşür yalanı, gıybeti.
Nefeslerimden sıyır nankörlükleri.
Elimden uzak tut haramı.
Dilimden düşür yalanı, gıybeti.
Nefeslerimden sıyır nankörlükleri.
Yeryüzü azametinle dirilir her bahar. Her yeri hayata bürüyüşün ne azametlidir! Her cüze hayat verişin ne büyük cömertliktir!
Halim’sin ki, verdiğin ekmeğe nankörlük edenin rızkını kesmezsin, günahkara pişmanlık fırsatı verirsin, inatla yoldan çıkanı tekrar tekrar yola çağırırsın, kapına gelip pişman olanı rahmetinle sarıp sarmalarsın.
Yarın ne kazanacağımı bilemem. Yağmuru yağdırdığın gibi affını indir yarınıma Güzel eyle akıbetimi.
Beni güzel haberlere özne eyle.
Beni güzel haberlere özne eyle.
Kalbimden geçeni Sen bilirsin
Kalbimden yakınsın bana. Kalbime benden yakınsın.
Kalbimden yakınsın bana. Kalbime benden yakınsın.
Güzel görenlerden eyledin ve güzel diye görünenlerden eyle beni.
Ey Rabbim, sesimin çıkmasını şart koşmazsın beni duymak için, sesim yokken de duydun Sen beni.
Bana şah damarımdan daha yakın olduğunu bildirdiğinden beri, başkalarına el açmam.
Devrilsin dün, gelmesin yarın; an’ın kalbine varayım.
Rızkım daraldığında sabır ver bana, genişlediğinde şükür ver bana. Daralınca nasibim, isyan etmeyeyim. Genişleyince rızkım, şımarmayayım.
Senin kudretinle daralır, rahmetinle açılır kalbim. Darlığı genişliği Sen takdir edersin. Genişlikleri, darlığın kalbinde gizlersin.
Benimle kalbim arasına girersin. Kalbimin hallerini benden iyi bilirsin
Az şükrümü çok kabul eyle. Üzerimdeki hüzünlü karanlıkları çek al
Nefsimin zulmüne karşı uyanık tut beni; israf ettirme ömrümü
Ne kadar az şükrediyorum Allah’ım.
Ne kadar şükretsem Sana, kifayetsiz.
Ne kadar şükretsem Sana, kifayetsiz.
Nefsim yutuyor beni, Yunus’u yutan balık gibi.
Dünya boğuyor beni, Yunus’un atıldığı deniz gibi.
İstikbal korkutuyor beni, Yunus’u sarıp sarmalayan gece gibi.
Dünya boğuyor beni, Yunus’un atıldığı deniz gibi.
İstikbal korkutuyor beni, Yunus’u sarıp sarmalayan gece gibi.
Yaratışın öyle güzeldir ki Senin; her şeyi hiç yoktan, hiç modelsiz var edersin.
Senin takdirin ne güzel! Sen güzelce var etmesen beni ne güzelliği bilirdim ne güzel diye bilinirdim. Güzel göremezdim, güzelce göremezdim.
Senin takdirin ne güzel! Sen güzelce var etmesen beni ne güzelliği bilirdim ne güzel diye bilinirdim. Güzel göremezdim, güzelce göremezdim.
Kibirlenenler kibirlerinin altında ezilirler, hayranlarının alkışlarına ve bakışlarına dilenci olurlar. Ben bir Seni büyük bildim.
Büyüklük yalnız Sana yaraşır; Sana karşı tekebbür (kibirlenme) eden zillete düşer.
Cebrin öyle incelikli ki, ateşi suda söndürürsün, suyu ateşle kaynatırsın, güneşin ateşiyle yaprakları yaş tutarsın, latif köklerin dokunuşuyla taşları yumuşatırsın.
Senin dilemenle gül dikene yoldaş olur. Sen takdir ettin diye gece gündüze sırdaş olur. Sen dilersen olmazlar olur, olacaklar olmaz olur.