İçeriğe geç

Savaş Fırtınası Kitap Alıntıları – Victoria Aveyard

Victoria Aveyard kitaplarından Savaş Fırtınası kitap alıntıları sizlerle…

Savaş Fırtınası Kitap Alıntıları

Ateş yok edebilir ve öldürebilir ama bir yandan da yaratabilir. Yazın yanan ormanlar ilkbaharda yeşillenir, eskisinden daha iyi ve güçlü olabilir.
Çok mu geç oldu?
Umudun olmadığı yerde umut vermek acımasız bir şey.
KIZIL BİR ŞAFAK GİBİ YÜKSELECEĞİZ
Denedim, Mare.
Hiçbir hikâye onu dinlemek istemeyen birileri olmazsa hayatta kalamaz.
Savaşlar sadece tanıdık yüzlerle kazanılmaz. Bayrak ne kadar parlak, direk ne kadar yüksek olursa olsun.
Mütevazı yada zararsız bir Gümüş diye bir şey yoktu. Hepsi öldürme becerisine sahipti. Ama bu beceriye biz de sahiptik. Dünyadaki her insan gibi.
Aşk sömürülebilir, manipüle etmek için kullanılabilir. Manivela gibidir. Ama birini sevmeyi asla zayıflık olarak tanımlamam. Bence herhangi bir tür sevgi olmadan yaşamak zayıflık. Dahası, en kötü türden bir karanlık.
Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalıştım. Tiberias ve ben tartıştığımızda böyle mi oluyoruz? diye sordum kaşımı kaldırıp. Öyleyse, gerçekten özür dilerim.
Ikiniz on kat daha kötüsünüz, diye homurdandı Kilorn alçak sesle.
Eksik parçaları olan bir yapbozu tamamlamak veya kırık bir camı bir araya getirmek mümkün değildir.”
Bilgi kabaran bir gelgit gibidir. Bütün gemileri yükseltir.
Ateş yok edebilir ve öldürebilir ama bir yandan da yaratabilir. Yazın yanan ormanlar ilkbaharda yeşillenir, eskisinden daha iyi ve güçlü olabilir.
Babam bir keresinde bana hazır olmak gibi bir şeyin mümkün olmadığını söylemişti. Hazır olduğunu düşünsen bile, hazır olamıyorsun.
Herkes bir başkasını piyonudur, Mare. Biz bilsek de bilmesek de.
Artik şimşek değil, fırtınayım. Tüm dünyayı olduğu gibi yutacak bir fırtına.
Şimşeğin merhameti yoktur. Benim de yok.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Bana öyle bakma, Tiberias.
Bana Tiberias deme, dedi hemen, bakışlarını yere çevirip.
Acı acı güldüm. Bu, senin seçtiğin isim.
Herkes bir başkasının piyonudur, Mare. Biz bilsek de bilmesek de.
Eksik parçaları olan bir yapbozu tamamlamanın ya da kırık camları birleştirmenin bir yolu yoktur.
Aşk sömürülebilir, manipüle etmek için kullanılabilir. Manivela gibidir. Ama birisini sevmeyi asla zayıflık olarak tanımlamam. Bence herhangi bir tür sevgi olmadan yaşamak zayıflık. Dahası, en kötü türden bir karanlık.
Suratını asma Calore, dedim çenemi sıkarak. Bu tavsiye ikimiz içindi. Bu tacı kendin yaptın Şimdi onu tak. Ya da ?????.
Çok fazla yanıtı olan bir soruya yanıt veremem.
Onun gözlerinde kendimi görüyordum. Ve annesini. Ve Cal’i. Bu dünyanın sonunu getirmek için hepimizin neler yaptığını. Yalan söylemiştim ve bana da yalan söylenmişti. İhanet etmiştim ve ihanete uğramıştım. İnsanların canını yakmıştım ve pek çok kişi de benim canımı yakmıştı.
Bir oğlan çocuğu her daim umut edebilirdi.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
‘Yazın yanan ormanlar ilkbaharda yeşillenir, eskisinden daha iyi ve güçlü olabilir.’
İsimlerimizin, kanımızın ve geçmişlerimizin önemli olmadığı bir yer. Ağırlığı olmayan, asla var olmamış ve asla var olmayacak bir yer.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“Bir his asla dinmezse,” dedim boğulacakmış gibi, “bir süre sonra fazla ağır gelmeye başlar.”
Her şeye rağmen, onun orada olması bana güven veriyordu. Ne olursa olsun, kendim için hissettiğim korkuyu dindiriyordu.
Size Kuzeyin Alevi diyorlar, Majesteleri. Bize alevleri gösterin.
Ve bize fırtınayı gösterin.
Kitapları paylaşmak, beni her zaman mutlu eder. Bilgi kabaran bir gelgit gibidir. Bütün gemileri yükseltir.
“Ama eksik parçaları olan bir yapbozu tamamlamak veya kırık bir camı bir araya getirmek mümkün değildir.”
“Aşk sömürülebilir, manipüle etmek için kullanılabilir. Manivela gibidir. Ama birisini sevme asla zayıflık olarak tanımlamam. Bence herhangi bir tür sevgi olmadan yaşamak zayıflık. Dahası, en kötü türden bir karanlık.”
Önemli olduğu için değildi. Faydalı olabileceğim için de değildi.
Bencil, güçsüz ve korkuyor oluşumdandı. Kendimle baş başa kalamıyordum. Bunu henüz yapamıyordum.
Benim için çok geç değilse, senin için de değildir.
Birinden yeteri kadar yok, diğerlerinden fazlasıyla var.
Hem fırtınaya karşı bir çıpa olması hem de fırtınanın kendisi olması tuhaftı.
Ben dünyanın benden talep ettiklerinden farklıydım. Ama bu beni diğer insanlardan kötü yapmazdı.
Muhafızlar beni götürürken, pistin ilerisinde bekleyen jetin orada onu gördüm. Bir sene önce kolaylıkla kandırılmış Farley denen arkadaşıyla ve beyaz saçlı elektroyla birlikte duruyordu. Tuhaf saç modelleri Yüksektepe’ye özgü bir şey olmalıydı çünkü mavi saçlı bir kadınla kısacık yeşil saçlı bir adam da vardı. Mare onlara içtenlikle gülümsedi. Yürümeye başladığında, onun saçlarının da farklı olduğunu gördüm. Gri uçlar gitmiş, o güzel, tanıdık mor renk geri gelmişti.
Buna bayıldım
-Maven Calore
Ama geride her zaman mahvedilecek bir şeyler kalırdı.
Kitapları paylaşmak, beni her zaman mutlu eder. Bilgi kabaran bir gelgit gibidir. Bütün gemileri yükseltir.
Eksik parçaları olan bir yapbozu tamamlamanın ya da kırık camları birleştirmenin bir yolu yoktur.
Güçlü görünme, güçlü olmak demektir. Annem bunu defalarca söylemişti. Sakin, dingin ve güçlü görün. Kendinden ve elde edeceğin zaferden emin ol.
Suratını asma, Calore, dedim çenemi sıkarak. Bu tavsiye ikimiz içindi. Bu tacı kendin yaptın Şimdi onu tak. Ya da takma
Umudun olmadığı yerde umut vermek acımasız bir şey.
Onun tacını,tahtını kır ve krallığını paramparça et.
Ama Tiberias hayatta kalacak.
Biz yıkıcıyız. Bu türümüzün değişmez özelliğidir.
“Umudun olmadığı yerde umut vermek acımasız bir şey.”
Bilgi kabaran bir gelgit gibidir. Bütün gemileri yükseltir.
Paramparça haldeyken bile, birbirimize yakışıyorduk.
Acaba olmamız gereken kişilere dönüşmüş müydük yoksa o kişileri sonsuza dek kayıp mı etmiştik.
Kulağımdaki taşlara yavaşça dokunup her birinin adını söyledim. Onlar beni ayakta tutuyordu. Pembe, kırmızı, mor, yeşil. Bree, Tramy, Shade, Kilorn.
Orada kalamazdım, diye düşündüm yeniden, belki bininci kere. Hala beni bekleyip beklemeyeceğini bilmiyordum.
Ama belki, oraya geri döndüğümde
Parmaklarım en sondaki ve en yeni küpeye dokundu. Bu bir başka kırmızı taştı; ateş gibi kırmızı, kanım gibi kızıl.
Oraya geri döneceğim.
Taçlarla işim bitti, diye mırıldandı başımın üzerinden.
Nihayet, diye fısıldadım.
Her şeye rağmen, onun orada olması bana güven veriyordu. Ne olursa olsun, kendim için hissettiğim korkuyu dindiriyordu.

Tabii, geriye bir tek sevdiğim kişiler için hissettiğim korku kalıyordu.

Farley ve ailem için
Ve her zaman ve hala onun için.

Söz veremem. Ama deneyeceğim. Kesinlikle deneyeceğim, Mare.
Bunu bir kere daha bir kenara yaz, Barrow. Seninle çok gurur duyuyorum.
Acaba olmamız gereken kişilere dönüştük mü, yoksa o kişileri sonsuza dek kayıp mı ettik diye düşündüm.
Ona kaç defa veda etmem gerekiyor ?
Onu şimdiye kadar kaç kez kaybettim ?

~ cal

Muhafızlar beni götürürken, pistin ilerisinde bekleyen jetin orada onu gördüm. Bir sene önce kolaylıkla kandırılmış Farley denen arkadaşıyla ve beyaz saçlı elektroyla birlikte duruyordu . Tuhaf saç modelleri Yüksektepe ‘ye özgü bir şey olmalıydı çünkü mavi saçlı ve yeşil saçlı bir adam da vardı. Mare onlara içtenlikle gülümsedi . Yürümeye başladığında, onun saçlarının da farklı olduğunu gördüm. Gri uçları gitmiş, o güzel , tanıdık mor renk geri gelmişti. Buna bayıldım.
~~ Maven
Eksik parçaları olan bir yapbozu tamamlamanın ya da , kırık camları birleştirmenin bir yolu yoktur .
Savaşlar sadece tanıdık yüzlerle kazanılmaz. Bayrak ne kadar parlak, direk ne kadar yüksek olursa olsun.
Çaresizlik çoğu kişiyi aptala çevirir, dedim sakin sakin.
Umudun olmadığı yerde umut vermek acımasız bir şey.
Biz yıkıcıyız. Bu türümüzün değişmez özelliğidir.
Kitapları paylaşmak, beni her zaman mutlu eder. Bilgi kabaran bir gelgit gibidir. Bütün gemileri yükseltir.
En azından, ağabeyimle ortak bir yanımız vardı. İkimiz de tacı istiyorduk ve ikimiz de elde etmek için her şeyi feda etmeye razıydık. Hiç olmazsa ben en kötü anlarımda, o berbat his beni esir almak üzereyken, bunu istememin suçunu anneme atabiliyordum.
Ama onun suçlayabileceği biri var mıydı?
Bir de herkes bana canavar diyor.
Cal beni seviyordu Bunu kesinlikle biliyordum. Bunu seneler boyunca birçok kere ispatlamıştı. Annemin ona karşı dikkatli olması gerekmişti ama sonuç olarak aramızdaki son bağı yok eden kişi annem olmamıştı.
Mare Barrow olmuştu.
Müthiş bir salak olan ağabeyim, benim çok az şeyim ve ona ait olan onca şey varken, yine de mutlu olamamıştı.
Kırmızı Muhafızlar yok etme konusunda çok becerikliler. Ama zaten inşa edilmiş şeyleri yıkmak her zaman daha kolaydır.
Kitapları paylaşmak, beni her zaman mutlu eder. Bilgi kabaran bir gelgit gibidir. Bütün gemileri yükseltir.
Mütevazı ya da zararsız bir Gümüş diye bir şey yoktu. Hepsi öldürme becerisine sahipti. Ama bu beceriye biz de sahiptik. Dünyadaki her insan gibi.
Bence herhangi bir tür sevgi olmadan yaşamak zayıflık. Dahası, en kötü türden bir karanlık.
Ama tanrılar böyle istiyordu. Geri dön, diyorlardı. Olduğun şeye, becerine. Bir korucuyu göm. Mermerden ve granitten yapılmış bir taşderiyi mezara koy. Bir nymphayı boğ.
Maven öldüğünde sağ olursam, cesedini yakmama izin verirler mi?
Konu Calore erkeklerini üzmek olduğunda, Mare Barrow inanılmaz derecede başarılıydı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir