İçeriğe geç

Bahrü’l-Medid Cilt 11 Kitap Alıntıları – İbn Acîbe el-Hasenî

İbn Acîbe el-Hasenî kitaplarından Bahrü’l-Medid Cilt 11 kitap alıntıları sizlerle…

Bahrü’l-Medid Cilt 11 Kitap Alıntıları

Kalp ehli ârifler için bütün vakitler Kadir gecesidir.

_________

1-5. Âyetlerin Tasavvufî İşâretleri

Hz. Süleyman’ın {aleyhisselâm} saltanatı 500 ay sürdü. Zülkarneyn’in {aleyhisselâm} mülk ve hükümdarlığı da 500 ay sürdü. İkisinin toplamı 1000 ay eder. Cenâb-ı Hak, Kadir gecesini ihya eden kimse için onların saltanatından daha hayırlı yaptı.

_________

Kadir Gecesi Hangi Gecededir?

Meşhur olan görüşe göre Kadir gecesi, ramazan ayının 27. gecesidir. Rivâyet edildiğine göre sahabeden Übey b. Kâ’b {radıyallahu anh}, Kadir gecesinin ramazan ayının 27. gecesi olduğunu yemin ederek söylerdi.

_________

Kadir Gecesi Hangi Gecededir?

Ayrıca her amelin manevi bir şekli vardr. İnsan
yaptığı işleri, kendine has bir şekil içinde görür. Mesela, salih ameller çok güzel bir şekil ve surette gözükür Kötü ameller ise değişik hayvan sûretlerinde gözükür.
Uyanık kalple bir saat hakikatleri tefekkür etmek, gaflet içinde yapılan yetmiş yıllık ibadetten daha hayırlıdır.
Sakın dünyanın basit işlerine bulaşma, alçak şeyleriyle kendini kirletme. Boş hayal ve temennilere dalmaktan sakın. Çünkü bu şeyler seni alçaltır, en aşağı derecelere indirir, ateşe iter, seni pişmanlık ve perişanlık içinde bırakır.
Hayırlı işlerde muvaffak olmak sadece Yüce Allah’ın yardımı ile mümkündür.
Her halinde Rabbine yönel.
Bir şey isterken sadece O’ndan iste, O’ndan başkasından bir şey isteme. Senin bütün ihtiyaçlarını görüp dardan kurtarmaya gücü yeten sadece O’dur. Başkasının böyle bir gücü yoktur.
Nefsini günah kirleri içine gömen kimse, bir şeyi ışık almayan bir çukura gömen kimse gibidir. Heva ve şehvet de böyledir, kalbin üzerini örterler, ona ilahi yakınlık ve vuslat nurunun ulaşmasını engellerler.
Ey Allah’a ulaşmak isteyen kimse, senin zor olanı yapman gerekmez mi? Bu, nefsin alışkanlıklarını değiştirerek, onun hevasını (kötü arzularını) terk ederek ve nefsi sevmediği işlerin içine iterek hak yoluna girmektir.
Kim olursa olsun, sana kızan ve düşmanlık eden kimse var ya asıl soyu kesik olan odur. Onun geride bir nesli kalmayacağı gibi, güzellikle anılan bir adı da bulunmayacaktır.
O kalp, Cenâb-ı Hakk’ın evidir. Boş düşünce ve vesvese orduları orayı harap etmek ister. Allah, zâhirdeki evini Ebrehe’den koruduğu gibi, ârifin kalbini de bu tür saldırılara karşı korur. Bu durumda denir ki:
Ey muhatap! Rabb’inin fil ordusuna ne yaptığını görmedin mi? Bu ordu, (manevi kalpler için) hayvanî ahlaklar, vahşi sıfatlar, kötü ve basit düşüncelerdir. Allah, ârifin gönlüne hücum eden bu düşmanların hilesini bozmadı mı? Allah onların üzerine ilâhî vâridat kuşları gönderdi; onlar, kalbe hücum eden bu şeylerin üzerine zikir taşları ve fikir nurları attılar. Bu zikir ve nurlar kötü ahlâkları kalpten çıkarttı; onları yenilmiş saman gibi ezip mahvetti; kalbi temizledi.
En doğrusunu Allah Teâlâ bilir.
Şeytanın vesvesesinden kurtulmanın yolu üçtür:

1-Allah Teâlâ’yı çokça zikretmek.
2-Şeytandan çokça Allah’a sığınmak.
3-Bu konuda en faydalı işlerden biri de Nâs sûresini çokça okumaktır.

insan, kabrinden kalktığı zaman başına ne geleceğini bilmiyor mu? O günde şerefli insanlar ile rezil olanlar ortaya çıkar. Hiç şüphesiz Rabb’in, o gün her şeyden haberdardır
Bir kul günahından tövbe edince Allah günahlarını yazıcı meleklerine unutturur, aynı şekilde ona şahitlik edecek âzalarına ve yeryüzüne de o günahları unutturur. Öyle olur ki onun aleyhine şahidlik edecek hiç kimse bulunmadan kul Allah’a kavuşur.
Kalbin daralmasının bir sonu yoktur. Herkesin kalbi, cehaleti ve kızgınlığı ölçüsünde daralır. Allah’ın hidayet nuruyla açılınca, göğsün açılıp genişlemesinin de bir sonu yoktur.
Cenab-ı Hak, bazen kalbe kahır tecellisi ile tecelli eder ve kulu imtihan etmek için kalbini örter. Bu durumda kulun ne yaptığına bakar; daralıp, sıkıntıya düşüp Allah’a mı yöneliyor yoksa hepten gevşeyip elinde olanı da mı kaybediyor, bu ortaya çıkar.
Hz. Peygamber, Dûha sûresini okuyunca, sonunda “Allahüekber” diyerek tekbir getirmiştir. Böylece bu sûrenin sonunda tekbir getirmek sünnet olmuştur.
Rabb’in sana her istediğini verecek ve sen razı olacaksın.
Şüphesiz senin için ahiret, dünyadan daha hayırlıdır.
Rabbin seni terketmedi ve sana darılmadı.
Gökleri ve yeri taşıyan zat, senin yüklerini taşımaya güç sahibi değil midir ?
(93) DUHÂ SÛRESİ

6-11. Âyetlerin Tasavvufî İşaretleri

‘O seni şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?’ âyetine şu manalar verilmiştir:

Rabb’in seni, kendi muhabbeti içinde tamamen kaybolmuş ve hayrette kalmış buldu, seni lutfuyla ilâhî muhabbetin zirvesine ulaştırdı.

Rabb’in seni yüce zatının hakikatini idrakten hayret içinde buldu, seni nuruyla kemale erdirip kendisine kavuşturdu.

(93) DUHÂ SÛRESİ

Hz. Peygamber, Duhâ sûresini okuyunca, sonunda “Allahüekber” diyerek tekbir getirmiştir. Böylece bu sûrenin sonunda tekbir getirmek sünnet olmuştur.

(93) DUHÂ SÛRESİ

Hz. Peygamber diğer bir hadisinde şöyle buyurmuştur:

“Yetim ağladığı zaman, Rahmân’ın arşı titrer. Bunun üzerine Allah Teâlâ, meleklerine,

‘Ey meleklerim, babasını toprak altında kaybettiğim şu yetimi kim ağlatıyor?’ diye sorar. Melekler,

‘Rabbimiz, en iyisini sen bilirsin’ der. O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:

‘Ey meleklerim, sizi şahit tutarak söylüyorum, kim bu yetimin ağlamasını dindirir ve gönlünü hoş ederse ben de kıyamet günü onu hoşnut ve razı ederim.’”

Hz. Ömer [radıyallahu anh], bir yetim görünce onun başını okşar ve kendisine bir şeyler verirdi.

Enes [radıyallahu anh] der ki: “Kim ki bir yetimi himayesine alır, onun bakımını üstlenir ve ihtiyaçlarını görürse, bu kendisine ahirette cehennemden koruyan bir perde olur.”

Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
(93) DUHÂ SÛRESİ

1-5. Âyetlerin Tasavvufî İşaretleri

Bu sûre-i celilede Hz. Peygamber’e [sallallahu aleyhi vesellem] yapılan hitapların, ayrıca onun ârifibillâh halifelerine yapılmış olması mümkündür. En doğrusunu yüce Allah bilir.

Imam Kuşeyrî (rahmetullahi aleyh] der ki:

Allah’tan başka bir şeyle zengin olan kimse, aslında fakirdir. O’nun dişindaki bir şeyde huzur
aramak vahşettir. O’ndan başkasında izzet aramak zillettir.

Asıl fakir, Rabb’ini unutup kendini malı ile zengin gören kimsedir.
Düşük kimse, dünyalık makamı ile yetinip marifetten mahrum olan kimsedir.
Müflis kimse, Rabb’inin rahmetini unutup taatinin kendine yettiğini düşünen kimsedir. Zelil, Allah’tan başkası ile yetinen ve avunan kimsedir. Aziz ise Allah ile zengin olan ve O’ndan başkasına gönül vermeyen kimsedir.

İbn Abbas (radıyallahu anh) demiştir ki: “Sûredeki ‘o’ anlamına gelen ‘hiye’ zamiri, Kadir gecesinin ramazanın 27. gecesi olduğuna işaret etmektedir; çünkü bu kelime sûrenin yirmi yedinci kelimesidir.”

_________

Kadir Gecesi Hangi Gecededir?

Âyette, “Bin aydan hayırlıdır” şeklinde özellikle bin sayısının zikredilmesi, iki sebeple olabilir:

Biri, bununla hayrın çokluğu anlatılmıştır.

Diğer de bu konuda nakledilen şu rivayetlerdir:

Bir defasında Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) ashabına İsrâiloğulları’dan bir adamdan bahsetti. Onun silahını kuşanarak Allah yolunda bin ay cihad ettiğini haber verdi. Bunu dinleyen müminler onun haline şaşırdılar, ameline hayran oldular, kendi amelleri gözlerinde küçüldü, buna üzüldüler. Bunun üzerine Allah Teâlâ onlara bu gazinin bin aylık amelinden daha hayırlı olan Kadir gecesini verdi.

_________

Kadir Gecesi Hangi Gecededir?

Bil ki insan, ceset ve ruhtan oluşmuştur. Bedenin cenneti, Kuran’da anlatılan cennettir. Ruhun cenneti ise Rabb’in rızasıdır. İnsanın başlangıcı cennette olmuştur, nihayeti ise akıl ve ruh alemidir. Bunun için ayette, salih müminlerin mükafatı cennetle başladı, Allah rızası ile noktalandı.
Fahreddin-i Razi
Riya, karanlık bir gecede siyah bir taş üzerinde yürüyen siyah bir karıncanın ayak izinden daha gizli ve farkedilemeyecek derece sinsidir.

Hadis-i Şerif
(Ahmed, Müsned 4/403)

Hz. Peygamber (sav) her meclisin sonunda muhakkak istiğfar ederdi.
( Razi, Mefatihul Gayb)
Âyette, “Bin aydan hayırlıdır” şeklinde özellikle bin sayısının zikredilmesi, iki sebeple olabilir:

Biri, bununla hayrın çokluğu anlatılmıştır.

Diğer de bu konuda nakledilen şu rivayetlerdir:

Bir defasında Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) ashabına İsrâiloğulları’dan bir adamdan bahsetti. Onun silahını kuşanarak Allah yolunda bin ay cihad ettiğini haber verdi. Bunu dinleyen müminler onun haline şaşırdılar, ameline hayran oldular, kendi amelleri gözlerinde küçüldü, buna üzüldüler. Bunun üzerine Allah Teâlâ onlara bu gazinin bin aylık amelinden daha hayırlı olan Kadir gecesini verdi.

_________

Kadir Gecesi Hangi Gecededir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir