İçeriğe geç

Kendi Ayakları Üstünde Kitap Alıntıları – İpek Ongun

İpek Ongun kitaplarından Kendi Ayakları Üstünde kitap alıntıları sizlerle…

Kendi Ayakları Üstünde Kitap Alıntıları

Hayattan gerçekten de ne beklediğinizi biliyor musunuz?
Hayat birkaç formülle çözülebilseydi, her şey ne kadar kolay olurdu, değil mi? Öte yandan, yaşamı ilginç kılan da bu zorluklar, bu iniş çıkışlar
Edebiyat
Çay her derde devadır..
Burnuma çamaşır suyunu andıran keskin bir koku geldi. Dayanamayıp yavaşça kapıyı açtım ki, ne göreyim. Bilge, su dolu bir leğenin içinde bir kediyi tutmaya çalışıyor.

‘’ Bilge, ne yapıyorsun? ‘’
‘’ Kedimi beyazlatmaya çalışıyorum. ‘’
‘’ Bu koku ne? ‘’
‘’ Ace. ‘’
‘’ Ne Kediyi çamaşır suyuyla mı yıkıyorsun? ‘’
‘’ Tabi. Televizyondaki Ayşe Teyze, Ace’nin her şeyi beyazlattığını söylüyor ya, benim Pamuk da yeterince beyaz değil. Bende onun adı gibi bembeyaz olmasını istiyorum. ‘’

Gençken,zevk alırken, gezebildiğiniz kadar gezin.
Herkes dilediği gibi yaşamakta özgürdür, yeter ki mutlu olsun.
”Mutluluğu başkasının gözlerinde aramayın..”
”İnsan yaşadıkça öğreniyor, azizim..”
”Mutlu olmayı başarabilmiş kişiler zeki insanlardır;çünkü onlar bir insanı, bir olayı her yönüyle görebilenlerdir..”
”Ah, ne olurdu insanlar hiç yaşlanmasalar..”
Hayat bir kaç formülle çözülebilseydi, her şey ne kadar kolay olurdu değil mi? Öte yandan yaşamı ilginç kılan da bu zorluklar, iniş çıkışlar.
-sana renkli rüyalar diliyorum.
+ben rüyalar değil seni görmek istiyorum.
Önerim sorular sormanızı. Aslında yaşamınızın her evresinde sorular sormalı ve sorgulayarak düşünmelisiniz.
Kısaca hayatı sevmek
Kısaca sevmek
Sanırım her güzelliğin başı bu.
Ve İnsan, bir şey beklemeden sevince, sevgisini verince, geriye mutlaka bir şeyler dönüyor.
İnsan gençken böyle şeylerin farkına olamıyor, azizim. Ama yıllar geçtikçe ve kendin acılar yaşadıkça, kalbin kırıldıkça da birileri seni düşünüp içini ısıtan davranışlarda bulununca ve sen de buna sevinince, başkalarının duygularını daha iyi anlayabiliyorsun.
Sanki sevinçle hüzün içimde bir yumak. Ne karmaşık duygular bunlar böyle
Güçlü prensipler, sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar.
Herkes dilediği gibi yaşamakta özgürdür, yeter ki mutlu olsun.
Ah, ne olurdu insanlar hiç yaşlanmasalar
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
İnsanoğlu prizma gibidir; kimi yanı olumlu, kimi yanı olumsuz; kimileriyle ilişkileri pürüzsüz, kimileriyle de çekilmezdir.
Hayattan ne beklediğinizi biliyor musunuz?
Mutluluğu başkalarının gözünde aramayın.
İnsan yaşadıkça öğreniyor, azizim.
Kendi ayaklarınızın üstünde sağlam basmak istiyorsanız; önce içinizdeki sesi bulun
Üç çeşit arkadaşlık vardır: birincisi ekmek gibidir, her zaman ihtiyacınız vardır. İkincisi ilaç gibidir, lazım olursa ararsınız. Üçüncüsü de mikrop gibidir, o gelir sizi bulur.
Yıldızlar kadar uzak bir hayal olacak iş değil. Ama ya olursa ya olursa
İnsan yaşadıkça öğreniyor, azizim.
Demek, insan kendi kararları doğrultusunda hareket edince yaptıklarının bir anlamı oluyor ve bunun bedelini ödemek hiç de zor gelmiyor.
Hayattan ne beklediğinizi biliyor musunuz?
Bütün gücüyle öğrencilerine bir şeyler vermeye çalışan çok güzel bir öğretmen o.
https://1000kitap.com/Bilge_hanim
Bende sessizlik ama öfke sessizliği fırtına öncesi sessizliği.
Mutlu olmayı başarabilmiş kişiler zeki insanlardır; çünkü onlar bir insanı, bir olayı her yönüyle görebilenlerdir.
İkinci hata, aşk iyide, mantıkla kol kola yürürse ancak kalıcı olacağını anlayamamamdı. Evlilikler sadece aşkla yürümüyor, ne yazık ki aklın desteğine fazlasıyla ihtiyaç var.
Kendi ayaklarınızın üstüne sağlam basmak istiyorsanız; önce içinizdeki sesi bulun. Bu, kendi yıldızını bulmak gibi bir şeydir. İçinizdeki ses önce çok zayıftır, inceciktir, hatta ilk başta duymazsınız onu.
Ama siz yine de dinleyin.
Kendi içinize dönün ve derinliklerde saklı olan gerçek düşünce ve istekleri yakalayın. Ve onları izleyin. İşte bu, sizin yıldızınızdır.
Pırıltısıyla, ışıltısıyla size yol gösterecek olan yıldızınız.
Sanki sevinçle hüzün içimde bir yumak. Ne karmaşık duygular bunlar böyle
Güçlü prensipler, sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar.
Herkes dilediği gibi yaşamakta özgürdür, yeter ki mutlu olsun.
Düşünülmek, sevilmek ne kadar da mutlandırıyor insanı
İnsan yaşadıkça öğreniyor,azîzim.
Tümay ile birbirimizden ayrıldıktan sonra ayakta huzursuz bir biçimde siritarak bekleyen Cüneyt e döndüm merhaba serra dedi garibim onca insanların gözü önünde
İnsan yaşamında sevmek ve sevilmek kadar önemli bir şey olmasa gerek
Kalıplaşmış düşüncelere ve davranışlara takılıp kalırsanız, sıradan ve Kalıplaşmış insanlar olup çıkarsınız
Ah, ne olurdu insanlar hiç yaşlanmasalar
Güçlü prensipler, sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar.
Söylesene sevgili defter, ben hep böyle ne olacak, ne olacak diye yürek çarpıntıları içinde mi yaşayacağım?
Düşünmeden, araştırmadan kalıpları yaşamak, mutluluğu başkalarının gözlerinde aramaktır
Kısaca hayatı sevmek
Kısaca sevmek
Sanırım her güzelliğin başı bu.
Ve İnsan, bir şey beklemeden sevince, sevgisini verince, geriye mutlaka bir şeyler dönüyor.
Herkes dilediği gibi yaşamakta özgürdür, yeter ki mutlu olsun
Üç çeşit arkadaşlık vardır:
Birincisi ekmek gibidir, her zaman ihtiyaç vardır. İkincisi ilaç gibidir, lazım olursa ararsiniz. Üçüncüsü mikrop gibidir, o gelir sizi bulur
İnsan yaşadıkça öğreniyor, azizim
”Kendi ayaklarınızın üstünde sağlam basmak istiyorsanız; önce içinizdeki sesi bulun.
Bu, kendi yıldızını bulmak gibi bir şeydir.
İçinizdeki ses önce çok zayıftır, inceciktir, hatta ilk başta duyamazsınız onu.
Ama siz yine de dinleyin.
Kendi içinize dönün ve derinliklerde saklı olan gerçek düşünce ve istekleri yakalayın.
Ve onları izleyin.
İşte bu, sizin yıldızınızdır.
Pırıltısıyla, ışıltısıyla size yol gösterecek olan yıldızınız. ”
Güçlü prensipler, sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar.
Başkalarının iyileriyle değil,kendi iyilerinizle yarışın.
Aşk iyi de, mantıkla kol kola yürürse ancak kalıcı olur.
Güçlü prensipler, sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar.
İnsan, hayatı boyunca mutlu olmak için yaşar. Mutluluğun yolu da istediğimiz alanda üretmek, ürettiklerimizi paylaşmak, üretim ve yaratı gücümüzle yaşadıklarımız arasında denge kurmaktan geçer.
“Mutluluğu başkalarının gözlerinde değil kendi içimde arıyorum.”
“Kalıplaşmış düşüncelere ve davranışlara takılıp kalırsanız, sıradan ve kalıplaşmış insan olup çıkarsınız.”
Hayat birkaç formülle çözülebilseydi, her şey ne kadar kolay olurdu, değil mi? Öte yandan yaşamı ilginç kılan da bu zorluklar, bu iniş çıkışlar…
Güçlü prensipler, sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar.
-Sana renkli rüyalar diliyorum.
+Ben rüyalar değil seni görmek istiyorum.
Mutluluğu başkasının gözlerinde aramayın.
Güçlü prensipler ,sağlam bir pusula gibidir, insanı doğru yolda tutar
İnsan yaşadıkça öğreniyor,azizim
Kalıplaşmış düşüncelere ve davranışlara takılıp kalırsanız, sıradan ve kalıplaşmış insanlar olup çıkarsınız.
Kısaca sevmek sanırım her güzelliğin başı bu.
Mutlu olmayı başarabilen insanlar zeki kişiler, çünkü onlar bir olayı ya da kişiyi her yönüyle görebiliyorlar
Mutluluğu başkalarının gözlerinde aramayın
İnsan için hayatı boyunca en acı olan kendi değeriyle buluşamamak’tır. Kendi değerini bulamayıp bu değeri başkalarının gözünde aramak zorunda kalmak, belki de hayatımızın en büyük trajedisidir.
Kendi ayaklarınızın üstünde sağlam basmak istiyorsanız;
Önce içinizdeki sesi bulun.
Bu,kendi yıldızınızı bulmak gibi bir şeydir.
İçinizdeki ses önce çok zayıftır,inceciktir,hatta ilk başta duyamazsınız onu.
Ama siz yine de dinleyin.
Kendi içinize dönün ve derinliklerde saklı olan gerçek düşünce ve istekleri yakalayın.
Ve onları izleyin.
İşte bu, sizin yıldızınızdır.
Pırıltısıyla,ışıltısıyla size yol gösterecek olan yıldızınız.
~Mualla Öğretmen~
İnsan gençken böyle şeylerin farkına olamıyor, azizim Ama yıllar geçtikçe ve kendin acılar yaşadıkça, kalbin kırıldıkça da birileri seni düşünüp içini ısıtan davranışlarda bulununca ve sen de buna sevinince, başkalarının duygularını daha iyi anlayabiliyorsun
Üç çeşit arkadaşlık vardır ;
Birincisi ekmek gibidir, her zaman ihtiyacınız vardır
İkincisi ilaç gibidir, lazım olursa ararsınız
Üçüncüsü mikrop gibidir, o gelir sizi bulur
Ve insan, bir şey beklemeden sevince, sevgisini verince, geriye mutlaka bir şeyler dönüyor
Kısaca hayatı sevmek
Kısaca sevmek
Sanırım her güzelliğin başı bu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir