İçeriğe geç

Hanımlara Rehber Bilgiler ve Büyük İslam Hanımları Kitap Alıntıları – Kolektif

Kolektif kitaplarından Hanımlara Rehber Bilgiler ve Büyük İslam Hanımları kitap alıntıları sizlerle…

Hanımlara Rehber Bilgiler ve Büyük İslam Hanımları Kitap Alıntıları

Müslümanlar arasında selam vermek sünnettir, bir dostluk ve hayırseverlik alametidir. Selam almak da farzdır.
Hadis-i Şerif:
Bir kul, kardeşine yardımda bulundukça, kendisine de Allah daima yardım eder.
Hadis-i Şerif:
Bir kul, bir kulun kusurunu örterse, Allahü Teala da onun kusurunu kıyamette örter.
Eğer verdiğim nimetlere şükrederseniz, elbette onları arttırırım.
(Sure-i İbrahim, ayet 7)
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadırlar: Geride kendisini dua edecek hayırlı bir çocuk bırakan kimsenin amel defteri kapanmaz, kendisini sürekli olarak hayır yazılır.
Nakledildiğine göre her evlât, beş vakit namazı kıldıktan sonra duâ ederken; Ey Rabb’imiz, kıyamette hesap görülmeye başlandığı zaman beni, anne -babam ve müminleri mağfiret et. mealindeki İbrahim suresinin 41. Ayetini dua maksadıyla okursa ana ve babası için dua etmiş olur.
Hadis-i Şerif
Sevgili Peygamberimiz sallallâhü aleyhi vesellem, (kılık kıyafet, konuşma ve davranışlarda) kadınlara benzemeye çalışan erkeklere de, erkeklere benzemeye çalışan kadınlara da lanet etmiştir.
İki bayram arası nikah kıyılamayacağı , düğün yapılamayacağı inancı batıldır. Bu iddia, sünnete aykırıdı. Zira Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Hz Ayşe’yi iki bayram arası şevval ayında nikahlanmışdır.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde; Üç kimse vardır ki, onların gözleri cehennem ateşi görmez. Allah yolunda nöbet tutan göz, Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah’ın yasaklarından sakınan gözdür. buyurmaktadır.
İlmi tahsil ederken dahi ihlaslı olmalıdır. Bu hususta peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; Aziz ve Celil olan Allah’ın rızasını kazanmaya yarayan bir ilmi, sırf dünyalık elde etmek için öğrenen kimse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz. buyurmuşlardır.
Hadis-i Şerif
Bir genç, bir ihtiyara sadece yaşından dolayı hürmet etti mi, Allah da ona bir mükâfat olmak üzere, ihtiyarladığı zamanında hürmet edecek bir kimseyi muhakkak yaratır.
Bir kimse namaz kılıp, ellerini kaldırmazsa (Allah’tan bir şey istemezse); onun namazı noksandır.
Hadis-i Şerif
En hayırlınız Kur’an-ı öğrenip öğretendir.
Kabulü en çok olan, annenin duasıdır.

Hadis-i şerif

Sıla-i rahim ömrü uzatır.

Hadis-i şerif

Müslüman bir kadın, hamileliği boyunca, doğum yaptığı esnada ve çocuğunu emzirdiği sürece, Allah yolunda cihad edenler gibidir.

Hadis-i şerif

Kadın, şu dört şeyden biri için nikahlanır: Malı için, soyu-sopu için, güzelliği için ve dini için. Elleri toprak dolası, sen dindar olanı seç.
Hadis-i şerif
Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle buyurur:
• Tevbe ederim ümidiyle günah işlemek.
•İlim öğrenip onunla amel etmemek.
•Amel ederken ihlâslı olmamak.
•Allâhü Teâlâ’nın verdiği rızkı yemek fakat ona şükretmemek.
•Allâhü Teâlâ’nın taksimine razı olmamak.
•Ölüleri defnedip ibret almamak.
Evleniniz, çoğalınız. Çünkü ben kıyamet günü diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Kadın üzerinde hakkı en büyük olan kocasıdır. Kişi üzerinde hakkı en çok olan anasıdır.

(Hâdis- i Şerif, Muhtâru’l-Ehâdis)

Bir kimse davete gitmeden orada eğlence, çalgı, şarkı ve türkü olduğunu biliyorsa o davete gitmesi caiz olmaz.
Herkese kabiliyet ve durumuna göre hitap etmeli; bir alimden, bir zahidden bir zenginden beklenen vasıfları, bir cahilden, bir fasıktan beklememelidir.
Sizden biriniz kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi Müslüman kardeşi için de sevip istemedikçe, bihakkın mümin olamaz.
Kadın, şu dört şeyden biri için nikahlanır:
Malı için, soyu-sopu için, güzelliği için ve dini için. Elleri toprak dolası, sen dindar olanı seç!
Hayanın hepsi hayırlıdır.
İlm(ihal bilgilerini) tahsil etmek her müslüman üzerine farzdır.
Andolsun ki biz cin ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onunla (gerçeği) anlamazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. İşte bunlar gafiillerin ta kendileridir. (Sure-i Araf ,179)
Peygamber Efendimiz sallalahü aleyhi vesellem şöyle buyurmuşlardır: Kişi az yediği zaman gönlü nur ile dolar.
Peygamber Efendimiz sallalahü aleyhi vesellem İki gözün zinası yabancı bir kadına bakmaktır. buyurmuşlardır. Bu gibi bakışları kendisine adet edinen kimse karşıdakinin açık giyinmesini mazeret gösteremez.
Çok gülmek kalbi öldürür.

Hadis-i Şerif, Ahmed b. Hanbel, Müsned

Mükellef olanlara vacip olan ilk zaruri vazife, akidelerini, itikadlarını ehl-i sünnet ve’l cemaat alimlerinin görüşlerine münasip şekilde tashih etmeleridir. (İmam-ı Rabbani, Mektubat, 1/193)
Eğer o mümin namazını güzel kılmazsa, o namaz zulmani olur. Ve melekler kerih görerek onu semaya yükseltmezler. Bu namaz, namazı kılanın aleyhine beddua ederek, Beni zayi ettiğin gibi Hazret-i Allah celle celalühu da seni zayi etsin der.
Bir oruçlu, oruçlu olmayan bir kimseye yemek yedirdiği vakit (Oruçlu olduğu için) onlar yemekten ayrılıncaya kadar melekler oruçlu kimseye dua eder.
Kefenini daima yanında taşırdı. Namaz kılacağı zaman onu serer, üzerine secde ederdi. Kefeni yanında olmadan gezdiğini, kefenini beraberine almadan konuştuğunu kimse görmedi.
Cemiyetin huzûrunu kaçıranların çoğunun, huzûrsuz âile çocukları olduğu da bir gerçektir.
Sıddıkların derecelerine ulaşmak istersen, senden alakayı kesenden alakayı kesme, senden esirgeyene ver, sana zulmedeni de bağışla. buyurulmuştur.
Dr.A.Brayer, Osmanlı mülkünde müşahede ettiği faziletler karşısında şöyle der: Osmanlı’da çocuklar yetişip kemâl yaşına geldikleri zaman ana ve babalarının yanında bulunmakla iftihar ederler. Ana babaları kendilerine küçükken nasıl şefkat gösterdilerse, çocuklar da aynı şekilde mukabele etmekle bahtiyar olurlar. Oysa diğer milletlerde çok defa çocuklar olgunluk çağına girer girmez anne ve babalarından ayrılırlar. Mali menfaatleri hususunda onlarla münakaşa ederler. Hatta bazan kendileri refah içinde yaşadıkları halde onları sefalete yakın bir hayat içinde bırakırlar. Bunlar, ana babalarına karşı onların kendilerine çok ihtiyaçları olduğu bir devrede adeta yabancılaşırlar.
Akika kurbanı Hanefî mezhebince mübah, diğer mezheplere göre ise sünnettir. Bu kurban, çocuğun doğduğu günden büluğ çağına erinceye kadar kesilebilir. Fakat yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Çocuğun doğumunun yedinci günü, ismi konulur ve başı tıraş edilerek saçı ağırlığınca altın veya gümüş tasadduk edilir.
Resûlullâh Efendimiz (sav) torunu Hazret-i Hasan için, koyun kurban kesip, Hazret-i Fâtıma’ya Ey Fatıma, Hasan’ın saçını tıraş et ve ağırlığınca gümüş tasadduk et. buyurmuşlardır.
Hadis, fıkıh, siyer ilimlerinde çok şerefli ve müstesna bir mevkii vardır. Hazreti Ümmühani kırk yedi adet Hadisi Şerif rivayet etmiştir. Rivayet kuvvetli ve adaleti sabit olan ravikerdendir. Mirac mucizesi bu mümtaz hanımın evinde cereyan etmiştir.
( Hazreti Ali efendimizin ana-baba bir kız kardeşi olup, Rasulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem efendimizin amca kızıdır.Asıl ismi Fahite’dir. )
Kul ana-babasına duayı terk ederse, muhakkak rızkı kesilir.
( Hadis i Şerif, Muhtarul Ehadis)
Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu en güzel olanıdır. Hayırlılarınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır. ( Hadis i Şerif, Sünen-i Tirmizi)
Ya Aişe, rıfk ile davran. Allahü Teala bir ev halkının iyiliğini murad ettiği zaman onlara yumuşaklık yollarını gösterir.
( Hadis-i Şerif, Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Ümmetim üzerine en çok korktuğum şey, yemeye ve içmeye dalarak karınlarını büyümesi, çok uyumaları, tembelleşmeleri ve inançlarından zayıflama meydana gelmesidir. Buyurmuştur.
Hadisi Şerifte Gıybet dinleyen de yapanlardan biridir buyurulmuştur.
İnsanların Allahü Teala celle celalühü katında değeri takva iledir. Mukaddesata hürmet takvadandır.
O’nun çocuklara karşı sevgisi ve Merhameti yalnızca Müslüman çocuklarına ait değildir. Bir savaşta, iki Ordu arasında kalan birkaç çocuk ölmüştü. Sonradan Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vaziyeti haber aldı ve son derece üzüldü. Asap O’nun bu derece üzüldüğünü görünce Ey Allah’ın Rasulü! Niçin bu kadar üzülüyorsunuz, onlar Nihayet kafir çocukları değil mi? Dediler ve şu cevabı aldılar: Bu çocuklar, Allah’a şirk koşan kafirlerin çocukları da olsalar, dikkat ediniz; çocukları öldürmeyiniz, asla çocukları öldürmeyiniz! Her insan, Allah’ın insana verdiği fıtri hususiyetlerle doğmaktadır!
Vücuda haram lokma girince kalbin ibresi yanlış istikameti göstermeye başlar.
Eğer Gıybet edecek olsaydım, annemin gıybetini yapardım; Çünkü benim iyiliklerimi almaya herkesten çok o layık ve hak sahibidir.
Gıybet lisanla olduğu gibi göz kırpmak, el işareti yapmak, yazı yazmak, onun taklidini yapmak ve tariz ile de olur.
(Tariz: söz dokundurma, iğneleme)
Şunu hiç hatırdan çıkarmamak gerekir ki; itikattaki lekeyi, cehennem ateşinden başka hiçbir şey temizleyemez
Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Rasulullah Hz.Nesibe’nin oğlunu Hubeybi ,yalancı peygamber müseyleme ye göndermişti.Müseyleme onu tuttu ve Muhammed’in Sallallahü Aleyhi ve Sellem Allah’ın resulü olduğuna şehadet eder misin deyince: Şehadet ederim ki o Allah’ın resulüdür. dedi. Peki benim peygamber olduğuna şehadet eder misin deyince: Ben sağırım işitmem . cevabını verdi bunun üzerine müseyleme onun her defasında bir uzvunu keserek sormaya devam etti o da her defasında aynı cevabı verdi ve Nihayet Şehit Oldu.Radıyallahu Anh
Hicret’ten önce Mekke gidip de Akabe’de kocası ve iki oğlu ile Resulü Ekrem’e biat edenler dendir Uhut da da kocası ve iki oğlu ile birlikte bulunup nice Bahadır erleri utandırdı Hatta Rasuli Ekrem’in üzerine hücum edenlerden bir süvarinin ayağını Kılıç ile Kalem gibi ayırdı ve atından aşağı düşürüp öldürdü kendi birkaç yerinden yaralanıp kanları akarken kocasını ve oğullarını Cenge teşvik eder ve şecaatlendirirdi.Düşman her ne taraftan Rasuli Ekrem’in üzerine hücum etse hemen kocası ve Oğulları ile yetişip müdafaa ederdi.Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Hz.Nesibe kocası Zeyd ve Oğulları hubeyb ile Abdullah hakkında:Yarab bunları bana cennette arkadaş eyle diye dua etti.
Hz.Ali efendimize Haydar ismini veren validesi Fatıma binti Eseddir.
Fatıma Binti Esed Radıyallahu Anha peygamber efendimizin amcası Ebu Talib’in zevcesi ve Hz.Ali’nin validesidir. Hz Ali’ye Haydar ismini veren O’dur.
Resulullah’ın yengesi Fatıma r.anha Medine’de hastalandı peygamber efendimiz s.a.v onun hastalığı ile çok meşgul oldu.Lakin eceli gelmiş vefat eyledi.Rasulullah Bugün Annemden sonra annem vefat etti buyurdular.Resulullah efendimiz s.a.v mübarek gömleğini çıkardı ve Yengeme Evvela benim gömleğimi giydirsinler sonra kefene sarsınlar buyurdu.Önce peygamberin emri yerine getirdiler cenaze namazını bizzat Peygamber Efendimiz kıldırdı cennet-ül Baki kabristanına getirildiğinde peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kabri indi ve ona Hayır dualar etti cenaze kabre indirildikten sonra da kabre alıştırılancaya kadar bir müddet kabirden ayrılmadı Resulullah efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onun hakkında: Ebu talip’ten sonra bu kadıncağız kadar bana iyilik eden hiçbir kimse yoktur!Ahirette Cennet elbiselerinden elbise giymesi için ona gömleğimi giydirdim. buyurmuştur.Radıyallahu Anha
Resulullahtan sonra,Ezvacı Tahirattan ilk vefat eden Hazreti Zeynep (r.anha)dir.Peygamber Efendimiz (s.a.v)kendisinden sonra en evvel onun vefat edeceğini Sizlerden (Zevcelerimden)bana en önce kavuşacak olanı ,en cömert olanıdır. buyurarak haber verdi.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hadis-i şeriflerinde: Kimse misafire ikramda gücünün yetmeyeceği külfete girmesin. buyurdular.
Onun çocuklara karşı sevgisi ve Merhameti yalnızca Müslüman çocuklarına ait değildir.Bir savaşta iki ordu arasında kalan birkaç çocuk ölmüştü. Sonradan Rasûlullah S.a.v vaziyete haber aldı ve son derece üzüldü.Asap Onun bu derece üzüldüğünü görünce:Ey Allah’ın Resulü!Niçin bu kadar üzülüyorsunuz onlar Nihayet kafir çocukları değil mi?dediler ve şu cevabı aldılar: Bu çocuklar Allah’a şirk koşan kafirlerin çocukları da olsalar,dikkat ediniz;çocukları öldürmeyiniz, asla çocukları öldürmeyiniz!Her insan Allah’ın insana verdiği fıtri hususiyetlerle doğmaktadır!
Akşamın farzından sonra altı rek’at namaz kılan kimse, tam bir sene nâfile ibâdet etmiş sevabı alır veya Kadir gecesini ihyâ etmiş sayılır
İnsanoğlunun azaları içerisinde kalp, tehlikesi en fazla, kıymeti en çok, vazifesi en mühim ve ıslahı en zor olan azadır.
Hz. Âişe, Ben karanlık gecede Hazret-i Fâtıma’nın yüzünün aydınlığı ile iğneye iplik geçirirdim. demiştir.
Mizâna vur görüştüğün ihvânî ibtidâî
Rehber zannettiğin rehzen olmasın.

(Arkadaşlık edeceğin kişilerin arkadaşlıklarını önceden tart ki, rehber zannettiğin, sonradan yol kesen olmasın.)

Mü’minlerin îmân bakımından en mükemmeli, huyu en güzel olanıdır. Hayırlılarınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.
(Hadîs-i Şerif, Sünen-i Tirmizî)
Kadın, şu dört şeyden biri için nikahlanır: Malı için, soyu-sopu için, güzelliği için ve dîni için. Elleri toprak dolası, sen dindâr olanı seç!

(Hadis-i Şerif, Sahih-i Buhârî)

Peygamber Efendimiz(s.a.v)Yakında ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Biri müstesnâ, bu fırkaların hepsi cehenneme gidecektir. buyurduğunda, Yâ Resûlallâh! O bir fırka kimlerdir? diye sorulunca, Benim ve ashâbımın yolu üzerine olanlardır. buyurmuşlardır.
Takvâ, günahlardan sakınmaya denir. Ameller takvâsız kabul olmaz. Takvâ için uzuvlarını günahlardan sakınmalıdır.
Yenilen şeylerin ve alınan gıdâların, insanın maddî vücut yapısında ve teşekkülünde olduğu gibi, ma’nevî terakkîsinde de çok büyük te’sîri vardır.
Kalbin karşılaştığı başlıca dört âfet: uzun emel, acelecilik, haset, kibir.
Dört güzel haslet ise: kısa emel, işlerde teennî, insanlara nasîhat, tevâzû ve huşûdur.
Rasûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîflerinde: Cenâb-ı Hakk sizin yüzlerinize bakmaz. Sâdece kalplerinize ve amellerinize bakar. buyurmuşlardır. Öyleyse kalp Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhıdır.
Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem: İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kafidir. Mutlaka yemesi gerekirse midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes alıp vermeye bırakmalıdır. buyurmuşlardır.
Arapların meşhur tabibi Haris İbni Kelede’ye İlaç nedir? diye sorulduğunda Açlık diye cevap vermiştir. Hastalık nedir? diye sorulduğunda ise, Yediği bir yemeği sindirmeden ikinci bir defa yemektir. diye cevap vermiştir.
Ebu Kılabe radıyallahü anh, Gıybet, kalbin hidayeti bulma ve doğruyu düşünme melekesini tahrip eder. İnsanın içinden geçen nice söz vardır ki, sahibine ‘Beni terk et. Sakın söyleme, sana zararım dokunur. der.
Hadis-i şerifte Gıybet dinleyen de yapanlardan biridir. buyrulmuştur.
Namaz imanın alametidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir