İçeriğe geç

Sahiler Düş Düşler Sahi Kitap Alıntıları – Yılmaz Erdoğan

Yılmaz Erdoğan kitaplarından Sahiler Düş Düşler Sahi kitap alıntıları sizlerle…

Sahiler Düş Düşler Sahi Kitap Alıntıları

Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara
Kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi
Ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün art arda uyumamak
Kimse ölmesin diye kimsenin aklında
Her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi, ayı hatta hiçbir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya
Ne deniyorsa ona atacak kalp
Ve süresi yirmidört saate çıkarılacak
Meskûn mahalde ağlamanın

Ne verdin de ne istiyorsun yazacak ilkokul fişlerinde
Ve her gün
Her sevişmede
Veresiye değil
Peşin satan kazanacak.

Hangi dilde ağlıyorsa insan
işte ana dilidir ayrılmanın
Beni bırakın
Ben meçhul oldum
Gizli özneyim
Vatansız cümlelerde
Ben yandım
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında.
bazen insan
olmadık şeyini unutuyor bir yerde
kaybettikçe büyüyen şeyler
bir diş fırçası bile bazen öyle acıtıyor ki
dişle hiç ilgisi olmayan şeyler yüzünden..
Herşey sırasını bekler mukaddes bir kuytuda
Sana yaralarımdan çiçekler
İlk yardım geceler biraz da
Ve yangından kurtarılması imkansız, acılar bırakıyorum
Seni özümün gizinde saklıyorum
Bütün aşklarımın izlerini sayıklayarak
Ve aldatarak tüm sevdiklerimi
Sana cinayetimin ipuçlarını bırakıyorum
Vasiyet olmayan ölüler ülkesinden
Türkülerin sırtındaki muamma
Yazık bir nakarat bırakıyorum sana
Ben sana gülüm demem
Gülün ömrü az olur
Öç biter, biter şarkı
Yaz olur
Şimdi sen gidiyorsun ya
Herkes sana benzeyecek
Keşke gelsen
Her neredeysen
vay benim ssk’lı gönlüm
elin nostaljisi de sana mı düştü?
Uykusuzluk ırsi , senlen alakası yok.
unutma baharda çiçek olan
meyvedir yaza..
sahici nedenlere
sahte amaçlar ekliyorum..
Kalbim kül oldu , eski bir kütüphane yangınında.
vay benim ssk’lı gönlüm
elin nostaljisi de sana mı düştü
Ben sana,
sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır!
Ama her şey sırasını beklerken
Mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
Herhangi bir anne kadar kanguru
İşte bahar, işte sevda, işte tomurcuk bir bakıma
Ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında
Hep iyinin aşkın tarafında
Ben yandım
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bu şehirlerde.
Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
Gitme diye
Yalan bile söylerim
Uykusuzluk ırsi, senle alakası yok.
Aradığınız kişiye ulaşılamıyor.
Yanı başınızdayken bile
Hem gidenedir bu şiir;
hem gelecek olana
O da biraz oyalanır
Gider.. nasılsa.
Yoksa kim ister verdiği sözü yutmayı.
Çok adam gördüm
Kendisi zannettiğinden az.
aradığınız kişiye ulaşılamıyor

yanıbaşınızdayken bile

Eğer bir söz, bir ses bekliyorsan bu adamdan
İçinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git
Lazımsa eğer
işte orada duruyor
ağzımın bir yerinde
Almak ister misin dilini sokup aklıma
Sana ait olan herşeyi bir nefeste
Bir göz yumma anında
Bîr soğuk telefon konuşmasında
Geri alabilir misin ?
Seni benden geri alabilir misin?
Kovabilir misin beni senden?
Sevgilim
Yoksa sen
Sevgilim olmayabilir misin?
Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
gülüşü cam keser evet
o kadar elmastır.
kalın çizgilerle yaşıyor
peçetedeki şiir
hiç olmamış gibi
sahte, margarin gülüşlerin
aradığınız kişiye ulaşılamıyor
yanıbaşınızdayken bile.
bir sevdada infaz biçimidir
yârin gülücüğünden tutamamak.
ankara’ya
öyle yakışırdı ki kar
asfaltlar ışıldar
buz tutardı resmi yalanlar
hava durdu dedim,
hava kaldı dedi
soğuk, mağlup, kızgın ve güzeldi
Bu nehrin kaynağı yalan,
senin kendin diye bildiğin
Hep başkasınca tasarlanan.
Kendimden gidesim var.
güneş’i ay’ı hatta hiçbir tabiat olayı
şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya
ne deniyorsa onu atacak kalp
ve süresi yirmi dört saate çıkarılacak
meskûn halde ağlamanın
ustam yine sen bilirsin ama
hangi aralıkta bir şair ölse
işte o,
en netametli aydır bence.
ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
rüyayla gerçeğin arafında
almak ister misin dilini sokup aklıma
sana ait olan herşeyi bir nefeste
bir göz yumma anında
bir soğuk telefon konuşmasında
bir daha asla yaşayamayacağı
aşkları teğet geçerken
hep onu sevmeyenleri severek
hep onu sevenin gözlerinden
kalabalıklara kaçarak
meğer kana karışırmış
gözyaşı da
unutma baharda çiçek olan
meyvedir yaza
kimse ölmesin diye kimsenin aklında
her sevdalı verdiği sözü geri alacak
hem gidenedir bu şiir
hem gelecek olana
o da biraz oyalanır
gider nasılsa.
bir damla göz yaşını tutamadım yerinde,
yuvarlandı içime
gitti daha da içime
aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
el tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara
-bazen insan olmadık şeyini unutuyor bir yerde
kaybettikçe büyüyen şeyler
bir diş fırçası bile bazen öyle acıtıyor ki
dişle hiç ilgisi olmayan şeyler yüzünden
sana şiir yazmayacağım.
işlemeyeceğim gidişinin kenarına
edebi sular,
uykusuzluk ırsi, senlen alakası yok.
bir sevdayı gül kokulamak da gerekir bazen
sanki aşk kötü kokabilirmiş gibi
yalan bir neşeyi
seslemek gerekir sanki aşk yeterince
neşeli değilmiş gibi
yokluğun evsahibi oldu evimize
hep çıkın diyor hiç çıkmıyor
saatler bir asır geri alındı
yârim
ve kim neye erse bu geçişte
bi tomurcuk bi gözyaşı
mutluluk işte.
yaram kabuğundan bir muskadır
gönlümün en dağlık hediyesi.

yârim.

içinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git lazımsa eğer.. işte orada duruyor ağzımın bir yerinde
kumsalların istenmeyen kaç kum tanesi varsa
önde gideniyim her tazyikli alkışta
doğuştan şaşı
ve kalbi kırık aşktan
yine bir kuyuya doğru çekiliyor
yine yeniliyor yenilgisini hep yenilen
bahçe kapısından sızdılar,
aralık kalmış neresi varsa hayatımın,
bünyede bastırılmamış
ne kadar isyan varsa ordan.
yelkensiz,

rüzgârsız,

denizsiz

üzümü sık
günahkar oluncaya kadar bekle
şarap yaptın işte..
hangi dilde ağlıyorsa insan
işte ana dilidir ayrılmanın
kalbim kül oldu
eski bir kütüphane yangınında
cephe soğuk
mevzi sağnak
ve yalnızlık
ne zaman firar etti aklım
içinde arkadaşlara on kuruşa
karagöz oynattığım
acılarım hep tavsiyedir
çok sevdiğim bir şairden
sözlerimden başka vasiyetim ve servetim yoktur
neverdindeneistiyorsun yazacak ilkokul fişlerinde
ve her gün sevişmede veresiye değil
peşin satan kazanacak!
yok yere duygu kırılması,
düşünsel enfarktüs mü aşk?
iki ela şehir
gözlerin yeryüzüdür
sağa sola çağlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir