İçeriğe geç

Hep Mavi Kal Kitap Alıntıları – Fırat Can

Fırat Can kitaplarından Hep Mavi Kal kitap alıntıları sizlerle…

Hep Mavi Kal Kitap Alıntıları

Bazı yaralar var ki kabuk tutmaz, sürekli kanar. Acısı her zaman tazeliğini korur. Bu yara da işte tam öyleydi
İnsanı yücelten ve küçülten düşüncedir.
Kadını geliştirmek;
Kölelikten intikam almaktır.
Beni maviye bakmaktan astılar
nazi suratlı bir gecede
Kör bir cellât geçirdi boğazıma ipi

susturulmuş sokaklara kar yağıyordu.

Son bir isteğimi sordular
mavi bir şiir dedim
Ülkeme ve sevdama dair söylenmiş

Oysa şiir nedir bilmiyorlardı
ve mavi kurşuna dizilmişti
benden önce

Ferda İLTER

Umutsuzluğa düşmek bir devrimciye yasaktır.cellat elinde işkenceye ölüme bir soluk kalmışken bile .yalnız yasak değil ayıptır.Cunku devrimcinin kendisi,insanın yarını ve umududur..
#Ahmed ÂRİF
Anlamak adalettir
Ben ilk başta, kauçuk ağaçlarını kurtarmak için çalıştığımı zannediyordum. Sonra Amazon yağmurlar ormanlarını kurtarmak için mücadele ettiğimi düşündüm. Şimdi insanlık için mücadele ettiğimin farkındayım.
Kadını geliştirmek;
Kölelikten intikam almaktır.
Bizdeki aşk büyük bir siyasal devrimdir.
Azadî bi şer tê afirandin.
Eskimek korkutuyordu beni; çünkü eskimek, alışmak demekti ama ben alışmak istemiyordum.
İlkesiz insanlardan ilkeli bir ilişki çıkmaz.
Biz, bes bin yıllık erkek egemenlikli zihniyeti gerilettikçe kadını kendi ayakları üzerinde tutabiliriz.
Eleştirilerin amacı karşımızdakine destek olmaktır. Eleştiri bir kazanma aracıdır, yıkma değil.
Ne zaman içine umutsuzluk zehri düşse, yeleğinin cebinden defterini çıkartıp Ahmed Arif’in şu sözlerini okurdu: Umutsuzluğa düşmek bir devrimciye yasaktır. Cellât elinde iskencede ölüme bir soluk kalmışken bile. Yalnız yasak değil, ayıptır da. Çünkü devrimcinin kendisi, insanlığın yarını ve umududur. Bir kural, bir ilkedir bu.
Anlamak adalettir.
Bu acı olgunlaştırmaz. Çürütür, kaçırtır, öldürür, bitirir insanı.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Küçük günah beraberinde büyük günahı getirmişti.
Beni maviye bakmaktan astılar
nazi suratlı bir gecede
kör cellat geçirdi boğazına ipi

susturulmuş sokaklara kar yağıyordu

Son isteğimi sordular
mavi bir şiir , dedim
Ülkeme ve sevdama dair söylenmiş.

Oysa şiir nedir bilmiyorlardı
ve mavi kurşuna dizilmişti
benden önce

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yeleğinin cebinden defterini çıkartıp Ahmed Arif’ in şu sözlerini okurdu: Umutsuzluğa düşmek bir devrimciye yasaktır. Cellât elinde işkencede ölüme bir soluk kalmışken bile. Yalnız yasak değil, ayıptır da. Çünkü devrimcinin kendisi, insanlığın yarını ve umududur. Bir kural, bir ilkedir bu.
Kadın; köleliği kader olarak görmeyen ve bunun için savaşandır, mücadele edendir ve direnendir
İşte bu yüzden;
kadını geliştirmek,
Kölelikten intikam almaktır.
Kadını geliştirmek,
Kölelikten intikam almaktır.
Bizler aynı sokağın çocukları, aynı yolun yolcularıyız. Şimdi Avaşîn’i izliyorum. Avaşîn’i izlerken sonsuz bir okyanusta büyük bir hayale dalar gibiyim. O kadar heyecanlanıyorum ki, ıssız bir çölde pusulaya ihtiyaç duymadan yürümek, koşmak istiyorum. Bütün vücudumu çöl sıcaklığının kavurduğu şu an, bu hayalleri, Avaşîn’in taze esintisi dağıtıyor
Mavi özgürlüğün rengidir, sonsuzluğun sembolüdür. Dağlarımız mavi, ülkemiz mavi, ruhumuz mavidir.
Kayaları delen suyun gücü degil, sürekliliğidir.
Ben Meksika’da Zapatista’ysam; San Fransisco’da eşcinselim, Güney Afrika’da siyahım, Avrupa’da Müslüman’ım, Amerika’da Chicano’yum, İsrail’de Filistinliyim, Almanya’da Yahudiyim, Bosna’da barış savaşçısıyım. Türkiye’de Kürd’üm. Herhangi bir metro istasyonunda akşamın 10’unda, yalnız bekleyen kadınım. Herhangi bir ülkedeki topraksız köylüyüm. Herhangi bir şehirdeki işsiz emekçiyim.
Kayaları delen suyun gücü degil, sürekliliğidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir