İçeriğe geç

Nil’de Ölüm – Malikanedeki Esrar Kitap Alıntıları – Agatha Christie

Agatha Christie kitaplarından Nil’de Ölüm – Malikanedeki Esrar kitap alıntıları sizlerle…

Nil’de Ölüm – Malikanedeki Esrar Kitap Alıntıları

Bir kişi daim qadının onu lap çox sevdiyini hiss etmək istəməz .
Zaman keçdikcə hər şeydən bezəcəksən, heç nədən zövq ala bilməyəcəksən .
,
İnsanların seni tanımadan senden
nefret etmesi çok kötü.”
~
Çok şükür dünyada yine de mutluluk var!
Aşk bazen pek korkunç bir şey oluyor.
İşte bu yüzden büyük aşk hikâyeleri birer trajedir
«Ama göbeği var,» dedi.
Cornelia homurdandı. «Benim de omuzlarım düşük. İnsanın görünüşü o kadar önemli değil
İnsanlar aşkın her şeyi affettireceğini söylerler. Ama bu doğru değildir
Bence zenginlik, insanın kendi parası olmasıdır,’ dedi. Cüzdanı
elinden bırakmayan zengin bir kadınla evli olması değil
Onun güzel fakat çok otoriter olduğunu düşünüyordu. Ve Simon, ukala, müstebit kadınlardan nefret eder! Bu olay onu fena halde de utandırıyordu. Ama Linnet’-in parası hoşuna gidiyordu. Bu para fikri.
O daima parası olmasını istedi. Çok istedi bunu. Simon paranın sağlayabileceği şeylerden hoşlanır. Atlar, yatlar. Hoş şeyler. Bir erkeğin hoşuna gidecek şeyler.
Katilde, Pennington’da olmayan bazı yetenekler vardı. Cüret. Çabucak harekete geçebilmek.
Cesaret. Tehlikeye aldırmamak. Saat gibi işleyen bir beyin.
Siz bir kumar oynadınız ve kaybettiniz, Mr. Pennington. Blöf yersiz.
Bütün aile öyledir zaten. Tabii şımarıklar. Ve yeldeğirmenleriyle savaşmaya da meraklılar
Sizin gibi toplumda bir mevki olmayan bir insan bizim aileye giremez
Evet dedirtinceye kadar evlenme teklif edeceğim
Neden evlenmiyorsun benimle?

Çünkü ciddi değilsin. Olmayacak şeylerle alay ediyorsun. Sana güvenilemez

Babam bütün umudu kırıldığı için ölmüştü
Sen inanılmayacak bir kızsın» diye bağırdı. «Kadınlara has o haset ve kıskançlık yok sende!»
Mösjö Poirot esrarı, çözebilir.

«O ihtiyar şarlatan mı? O hiç bir esrarı çözemez. Adam biyik ve palavradan ibaret.»

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Dostlar arasında nezakete gerek yoktur.
Herkes benim berbat bir ,kız olduğumu düşünüyor. Ukala, aksi ve somurtkan. Ama bu benim elimde değil. İyi davranmasını unuttum artık.
Bana acımayın. Şefkat göstermeyin: Öylesi daha iyi
Uzun uzun içini çekti. “Öyle yorgunum ki..”
Cesareti kırıldı onun. Artık kitapları pek satmıyor. Herkes o bayağı seks romanlarından bıktı. Bu annemi çok yaraladı
Onun alkolik olduğu belli. Ve siz kahramanca bu dertle savaşıyorsunuz. Ama anneniz de bütün alkolikler gibi sinsi ve kurnaz.
Siz kendi yükünüzü taşımaya alışmışsınız. Ama bunu çok uzun bir süre yapamazsınız. Sinirleriniz buna dayanamaz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben her şeyde kadın parmağı aranması gerektiğine inanırım.
Sen benimsin! Duyuyor musun? Sen bana aitsin.
Biz kızlar birbirimizi desteklemeliyiz.
Sonra çirkinim. Bir zamanlar bu beni üzer, gururumu kırardı. Ama artık bu duruma da alışıyorum
Neden şişman ihtiyarların canınızı sıkmalarına izin veriyorsunuz? Niçin o aksi cadının sizi ezmesine göz yumuyorsunuz?
Güneş ne güzel,» diye düşündü. «Ne sıcak,. ne güven verici. Mutlu olmak ne hoş.
Linnet, kendisini eleştirdiği için ona kızmıştı. Genç kadın her hareketinin hayranlıkla karşılanmasına alışıktı
İnsan onlara bakarken kendisini küçücük hissediyor.
Bir böcek gibi. O zaman hiç bir şeyin önemi olmadığını da anlıyor.
Belçikalı, «Ben bir Kralım» dermiş gibi bir tavırla, «Ben özel dedektifim,» diye açıkladı.
Ben avukatım da. Hiç bir belgeyi okumadan imzalamamaniz harika. Gerçekten harika
Siz, tehlikeli yolu seçtiniz, Matmazel. Sizi güvenli bir yere bağlayan bağları kestiniz
Yakışıklı bir adam o. Ama çenesinden amansız ve hain bir insan olduğu da anlaşılıyor
Erkekler çok aptal oluyor.
Bana ondan hiç bir zaman kaçamayacakmışım gibi geliyor.
Fazla şiddetli hisler insanı daima korkutur
Gençlik dönemi için ‘Mutluluk çağı’ demek ne kadar saçmaydı. Gençlik; kırılganlığın, korunmasızlığın en üst düzeyde olduğu dönemdi.
İnsanların düşünmenin stresinden kaçıp kurtulmak için kendine iş yaratmak olduğunu söyleyen ne kadar da doğru söylemiş.
Ruhun ve vücudumla benimsin! İşte ben böyle şeylere dayanamam. Hiç bir erkek dayanamaz zaten. Kaçmayı, bağımsızlığına kavuşmayı düşünür. O karısına sahip olmayı ister. Karısının ona sahip olmasını değil
Bir erkek sevdiği kadının kendisine çok âşık olduğunu sezmeyi istemez.

Karşısındaki sanki ona sahipmiş gibi davranırsa sıkılır. Çirkin bir tavırdır bu.

Jackie şunu anlayamıyor:

o bana fazla âşıktı. Bir erkek için zor bir şey bu

Aşk her şey değildir,» diye cevap verdi. “Ancak gençken böyle düşünürüz.”
Ölüleri gömün.

Jacqueline şaşırdı. «Ne demek istiyorsunuz?» «Geçmişi unutun. Geleceğe bakın.

İnsan geçmişi değiştiremez. Olayları olduğu gibi kabul etmek zorunda kalır
Sizin hayatın verebileceği her şeyiniz vardı. Oysa arkadaşınızın hayatı bir tek kişiye bağlıydı. Bunu biliyordunuz. Durakladınız ama sonra elinizi uzatıp, her bakımdan fakir olan arkadaşınızın değerli olan tek şeyini de aldınız
Çünkü biri mutsuz oldu mu, eşi de ıstırap çeker. Nişanlılık ise kesinlikle bağlayıcı bir şey değildir. Bir hata yapılmışsa yol yakınken bunu düzeltmek de doğru olur
Genel kütüphaneler eserlerimi yasakladı ama bu önemli değil. Ben gerçeklerden söz ediyorum. Seks.
Ah! Mösyö Poirot, neden herkes seksten bu kadar korkuyor?
Evrenin ekseni bu!
Ondan nefret ediyorum. Hayatımda hiç kimseden ilk görüşte bu kadar nefret etmemiştim!
“.. ışıldayan her şey altın değildir”
Ve aşk? Ama bilemezsiniz ki. Belki kocası onunla serveti evlendi
«Bir erkek sevdiği kadının kendisine çok âşık olduğunu sezmeyi istemez.
Karşısındaki sanki ona sahipmiş gibi davranırsa sıkılır. Çirkin bir tavırdır bu.
‘Ruhun ve vücudumla benim-sin!’ İşte ben böyle şeylere dayanamam. Hiç bir erkek dayanamaz zaten. Kaçmayı, bağımsızlığına kavuşmayı düşünür. O karısına sahip olmayı ister. Karısının ona sahip olmasını değil.»
Çünkü biri mutsuz oldu mu, eşi de ıstırap çeker. Nişanlılık ise kesinlikle bağlayıcı bir şey değildir. Bir hata yapılmışsa yol yakınken bunu düzeltmek de doğru olur.
❝ Aşk her şey değildir. Ancak gençken öyle olduğunu sanırız. ❞
❝ Gençlik dönemi için mutluluk çağı demek ne kadar saçmaydı. Gençlik; kırılganlığın, korunmasızlığın en üst düzeyde olduğu dönemdi. ❞
❝ Ne korkunç, değil mi? Aşk insanı bir anda esir alıyor ve sen hiçbir şey yapamıyorsun. ❞
ışıldayan her şey altın değildir.
“Matmazel ben bir dost olarak konuşuyorum. Ölüleri gömün.”
Jacqueline şaşırdı: “Ne demek istiyorsunuz?”
“Geçmişi unutun. Geleceğe bakın. Olan olmuş. Acı hisler durumu değiştiremez.”
Gençlerin neşeli oldukları söylenemez. Kimisi boş boş bakıyor Kimisi sıkıntılı Gençlik için ‘Mutluluk Çağı’ demek çok saçma.
geçmiş değil, gelecek önemliydi.
Çok şükür dünyada yine de mutluluk var.
büyük aşk hikayeleri birer trajedidir.
İnsanın görünüşü o kadar önemli değil.
İnsanlar, aşkın her şeyi affettireceğini söylerler. Ama bu doğru değildir.
İnsan, her şeye katlanmalı.
Kalbinizi kötülüğe açmayın.
Bir çaba harcamayan insan, hiçbir şey elde edemez.
Buna bir itirazınız yok ya? İnsanların mutluluğu benim için çok önemli.
Fikirleriniz çok saçma.
Bütün olanlar geçmişte kalmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir