İçeriğe geç

Last Train to Istanbul Kitap Alıntıları – Ayşe Kulin

Ayşe Kulin kitaplarından Last Train to Istanbul kitap alıntıları sizlerle…

Last Train to Istanbul Kitap Alıntıları

Hayat bir trenin daracık koridorunda bile yaşamaya değerdi.
Hayat güzeldi.
Milletlerin dostları veya düşmanları yoktur, milletlerin ancak menfaatleri vardır.
Devlet işi mesuliyet ister.
Almanlar Türkçe bilmez ki.
Paris ışıklar içindeydi.
Paris dünyanın en güzel şehirlerinden biri.
Hele bu kötü sene bir bitsin.
“Hangi sene kötü değil ki. Sen iyi bir sene bekleyecek olursan hayatın beklemekle geçer.”
Acaba kafasının bir köşesine itinayla yerleştirilmiş o örf ve âdet yumağından kurtulsa daha mı mutlu olurdu insan? Daha mutlu olmasa bile daha özgür olurdu şüphesiz, aldığı terbiyenin zinciri dolanmamiş olsaydı bileklerine.
‘Hayat gürül gürül akan bulanık bir dere gibidir
“Koskoca yeryüzünde insanoğlunun birbirine eziyet etmeden yaşayacağı bir köşe bulunamaz mı acaba?”
-Yine fotoğraflara mı bakıyorsun, anneanne?
-Evet yavrum.
-Hiç bıkmıyor musun aynı resimlere bakmaktan?
– Bıkmıyorum. Onlar benim bütün hayatım, ömrüm,geçmişim
-Siz neden yapıyorsunuz bütün bunları?
-Bu toz dumanın içinde,insan olduğumu,insan kaldığımı kendime kanıtlamam lazımdı Selva.
-Hayatını tehlikeye atarak mı?
-Hayat dediğiniz nedir ki? Eninde sonunda hepimiz ölecek değil miyiz? Bari yaşam süremizi şerefli emellerle dolduralım da yaşadığınıza değsin.
Yaşam bir an bile durup beklemiyordu. Hayat gürül gürül almaktaydı bulanık bir dere gibi.
Kaç ormandan geçti
İçinde kaybolduğumuz o büyük takip
İçimizde bunca gurbet dururken
Yol ettik uzaktaki sılayı.

Murathan Mungan

Zaman var mıydı gerçekten? Zaman kıymete binmisti. Hele son aylarda herkes için altın kiymetindeydi zaman.
Aslında, Türk heyeti de silahtan çok, zaman almaya gelmişti Paris ‘e. İnönü de her şeyden çok zamanın peşindeydi.
Zaman Zaman! Düşünecek zaman, oyalayacak zaman, kazanılacak zaman savaştan kaçacak zaman. Savaşa ilişkin soruları hep, Zaman gösterecek, diye yanitliyordu İnönü.
İnsan ruhunda aklınıza hiç gelemeyecek teferruatlar dahi iz bırakabilir efendim.
Ancak eceli gelen ölür beyim!
İhtiyat her zaman iyidir.
Her işte bir hayır vardır!
İngilizlerin Araplarla Kürtleri aleyhimize kışkırtıp üzerimizde saldırtmalarını anlatırdı
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayat dediğiniz nedir ki? Eninde sonunda hepimiz ölecek değil miyiz? Bari yaşam süremizi şerefli emellerle dolduralım da yaşadığımıza değisin.
İngilizler’in kendi menfaatlerine halel getirebilecek en ufak bir şeye tahammülleri yoktur.
Güçlü ve merhametli Allah’larına inanan Osmanlılar bizi içtenlikle karşıladılar ve oturmamız için mahalleler tahsis ettiler. Dini vecibelerimizi yerine getirmekte, dilimizi konuşmakta serbestik. Hatta bizi başka topraklara sürmek isteyenlere karşı da korunduk. Şerefimizi ve onurumuzu yeniden kazandık.
Papatya: başına buyruk ama mütevazı kırçiçeği.
Verdikleri sözü tutamamaları kötü niyetten değil,imkansızlıklardan zuhur eden bir durumdu.
Koskaca yeryüzünde insanoğlunun birbirine eziyet etmeden yaşayacağı bir köşe bulunmaz mı acaba?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Aşkın bir ömrü vardır.
Koskoca yeryüzünde insanoğlunun birbirine eziyet etmeden yaşayacağı bir köşe bulunamaz mı acaba?
Hiçbirimiz başkalarının hayatını yönlendirebilecek kadar güçlü değiliz.
keşke sevgilerimiz için vekil tayin etmek mümkün olsaydı
Sevgisizlik küçükleri olduğu kadar büyükleri de zedeler.
ben bana vakit ayıracak biriyle evleneceğim.
Şimdi böyle aceledesin büyümek için ama sonra tam tersi olacak.
Her şeyin arkasında mutlaka bir kadın parmağı arayın! Ne demişler? Cherchez la femme!
Medeni bildiğim insanların böyle davranabilecekleri aklımın ucuna gelmezdi.
Siz uyursunuz bütün gece ben ilmeklerden bir ilmek daha atarım gecelerden gecelere.
Yasak meyveyi dişliyor olmanın o tarifsiz buruk tadı ve heyecanı da çabasıydı.
Kimbilir Belki bir gün
Etrafın ne düşündüğü onun mutluluğundan daha mı önemliydi? Hayır!
Tek bir hayatı vardı ve o hayatı heba etmek üzereydi.
hayatı paylaşacağı eşiyle aynı telden çalıyor olması çok önemliydi.
Kadına uzun boy hiç yakışmaz bence. Kadın ufak tefek olmalı. Hem ne demişler, bodur tavuk her dem taze.
Kara bile değil, tekdüze, tatsız bir griydi hayat!
Her iyi şeyin bedeli yüksek olur.
İnsanlarda mutlaka milli bilinç olmalı.
Cumhuriyeti kurunca ulus devlete dönüştük.
İlk çocuklar Allah’ın bir cezasıdır.
Hiçbirimiz başkalarının hayatını yönlendirebilecek kadar güçlü değildir.
Sevgisizlik küçükleri olduğu kadar büyükleri de zedeler.
Her şeyin arkasında bir kadın parmağı arayın.
Diplomaside küfür olmaz ne yazık ki.
Her işte bir hayır vardır.
Tek bir hayatımız var ve o hayattan sorumluyuz.
Her an her şey olabilir.
Zaman kıymete binmişti.
Zaman her şeyi halleder.
Savaş buydu işte ve esas zafer masada kazanılırdı, meydanlarda değil.
Savaş bir bok çukuruydu.
Vatandaş hiçbir şeyin farkında değildi.
Yüreğinin en gizli, en derin köşelerine kaçıp saklanmış korkularını, kuşkularını nihayet dökebileceği birini bulmuştu.
Tek bir hayatımız var ve o hayattan sorumluyuz .
Tek bir hayatı vardı ve o hayatı heba etmek üzereydi.Neden?
İçinde kendine rağmen hiç istemediği biçimde davranan ikinci bir kişi var gibiydi.
Varla yok arası bir hayal ,giderek solan
Hiçbirimiz başkalarının hayatını yönlendirebilecek kadar güçlü değiliz
siz uyursunuz bütün gece ben bir ilmek daha atarım gecelerden gecelere
Koskoca yeryüzünde insanoğlunun birbirine eziyet etmeden yaşayacağı bir köşe bulunamaz mı acaba?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir