İçeriğe geç

Adlandırılamayan Kitap Alıntıları – Samuel Beckett

Samuel Beckett kitaplarından Adlandırılamayan kitap alıntıları sizlerle…

Adlandırılamayan Kitap Alıntıları

İnceliklere özen gösteremeyecek kadar yoruldum.
Katlanma gücümün sınırına dayandığım için yok olmaktan başka seçeneğim olmadığını söylediler dostça ve öldürdüler bile beni. Katlanma gücümün sınırına gelmiştim! Bana yalnızca tek bir saniye katlanmayı öğretmeliydiler, ardından ben, neşeli bir ıslık tutturur, sonsuza değin dayanabilirdim. Ne kötü deneyimler yaşattılar bana!
Sesleriyle şişirdiler beni; bir balon gibi, boşaltsam da içimi, onları işitiyorum hala.
Düşünmeye gelince, beni susmaktan alıkoymayacak kadar düşünüyorum ancak, buna düşünmek diyemezsiniz.
Yeniden deneyeceğim, yeniden kaybolmadan önce. Neyi deneyeceğim? Bilmiyorum. Sürdürmeyi.
Yaşarken, yaşamış olmayı isteyen, hiç kaygılanmasın, yaşam ona bunun nasıl olacağını öğretecektir.
bu gece öteki gecelerden farklı.
Burada her şey öldürmek ve yemek üzerine kurulu.
oysa susabilmem için kendimden, yalnızca kendimden söz etmem gerekiyordu.
başardım sanıyorsunuz ama küçük bir şeyi atlıyorsunuz hep, küçük bir eveti, küçük bir hayırı, bir süvari birliğini yok etmeye yeter bu kadarı.
Nasıl yaşamalı onların yaşamını, genç ya da yaşlı, tek bir saniye, bir yardıma, bir desteğe ihtiyaç duymadan?
Çok zor bir amaçtan yoksun olmak, sonunun bulunmadığını bilmek, yaşamda olmadığı bir döneme dönüp bakmayı istememek. bir şeyler yapma sussuzluğunuz içinde unutamamak da zor
Yeniden deneyeceğim, yeniden kaybolmadan önce. Neyi deneyeceğim? Bilmiyorum. Sürdürmeyi.
Sözcüklerde var oluyorum ben, sözcüklerden yapılmışım.
Bana ne hissettiğimi söyleyin, size kim olduğumu söyleyeyim.
Olanca alçakgönüllülüğümüzle şunu söyleyebiliriz, yaşamın bir devresinde dine karşı gösterilen aşırı bir düşkünlüğün ardından, Tanrı’ya duyulan inancın yitirilmesine sık sık rastlanmıştır.
İnsan konuşmaya başlıyor, istediğinde susmak elindeymiş gibi.
Ama ruhla beden birse ancak ruh bedenin içinden parlayabilir. Ruhla beden ayrı âlemlere aitse, birleşmeleri de sonsuz bir muammadır, o halde hiçbir fotoğraf gerçeği söylemeyecektir asla.
Bir tek ben insanım, tüm geriye kalanlar Tanrı.
Kendimi neden gün ışığında, insanların arasında tasarladım? Onların içinde bir yerim yoktu benim, inanıyorum buna.
Elerim yok. Ama alkışlamak görevi verilmiş bana.
İnsan konuşmaya başlıyor, istediğinde susmak elindeymiş gibi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir