İçeriğe geç

Cesaretin Var mı? Kitap Alıntıları – Megan Abbott

Megan Abbott kitaplarından Cesaretin Var mı? kitap alıntıları sizlerle…

Cesaretin Var mı? Kitap Alıntıları

Bu beden benim ve ona istediğimi yaptırabilirim. Hareket ettirebilirim, takla attırabilirim, uçurabilirim.
Anlamak zorundasın. İnsanlar seni ürkütmeye çalışıcaktır. Seni ürkütüp kaçırmak isteyeceklerdir. İstediğin şeyleri istemekten vazgeçirmeye çalışacaklardır. Korkmamalısın.
Senin dünyanın bir parçası olmak istemiştim ama senin dünyanın böyle olduğunu bilmiyordum.
Senin güzelliğine, oyuncak bebekleri andıran saçlarına bakanlar, senin içinde tuttuğun şeyleri biliyorlar mı?
Birbirimizi pek iyi tanımadığımızı biliyorum ama yine garip bir şekilde birbirimizi tanıyoruz.
Birdenbire geceyi göğsüme yaklaştırıp sımsıkı tutmak istiyorum ve yalnızca bana ait olduğuna karar veriyorum.
Müzik bazen kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
Maskemizin altındaki dertlerimizi, başkasından çok kendimizden nasıl nefret ettiğimizi gördü mü?
Kısıtlı dünyasının köşelerini yumruklarıyla iteleyerek yaşamanın ne demek olduğunu bana o gösterdi.
‘Yeni yetme kızların can sıkıntısının tehlikeli bir yanı vardır’
”Bileğimi tutuyordun ve sonra tutmadın. Bıraktın. Her zamanki gibi. ”
Birdenbire geceyi göğsüme yaklaştırıp sımsıkı tutmak istiyorum ve yalnızca bana ait olduğuna karar veriyorum.
Çocukluğumuzdaki dünya nereye gitti? Artık hiçbir şeyin dikkatimi çektiğini düşünmüyorum. Yaprakların kokusu ya da yürürken bileklerimize dolanan kuru akçaağaç yaprağının keskin kıvrımlarını bile anımsamıyorum. Şimdi arabada, penceresi sımsıkı kapalı kendi yatak odamda, parmaklarımın kavradığı parlak renkli telefonuma dayalı, dış dünyaya kapalı, yüreğim her şeye kapalı yaşıyorum.
”Gereksinim duyduğum bir şey var sende. ”
Yabancılara gitme sevgilim, bana gel.
Maskemizin altındaki dertlerimizi, başkasından çok kendimizden nasıl nefret ettiğimizi gördü mü?
Ama ben zamanımı koyunlar için harcamam ,diyor koç . Getirisi yoktur .
Çocukluğumuzdaki dünya nereye gitti? Artık hiçbir şeyin dikkatimi çektiğini düşünmüyorum. Yaprakların kokusu ya da yürürken bileklerimize dolanan kuru akçaağaç yaprağının keskin kıvrımlarını bile anımsamıyorum. Şimdi arabada, penceresi sımsıkı kapalı kendi yatak odamda, parmaklarımın kavradığı parlak renkli telefonuma dayalı, dış dünyaya kapalı, yüreğim her şeye kapalı yaşıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir