Chevy Stevens kitaplarından Obsesif kitap alıntıları sizlerle…
Obsesif Kitap Alıntıları
Kitap okumak hoşuma giden tek şeydi, beni bir insan gibi, kendim gibi hissettiren tek şeydir.
İçimdeki her şeyi serbest bırakırsam, bunlarla birlikte nehirden aşağı sürüklenir miyim?
Ona yüksek sesle kitap okumak da beni sıkmıyordu. Sayfaları çevirirken, kendimi başka bir dünyada buluyordum. O da öyleydi. Bazen gözlerini yumardı veya elini çenesinin altına koyup bana doğru eğilirdi ve gözleri parıldardı. Başka zamanlarda, kitaptaki heyecanlı bölümlerde odada volta atardı. Bir şey hoşuna gittiğinde, elini kalbinin üstüne koyar “Orayı tekrar oku,” derdi.
İnsanlar sevdiklerine sürekli olarak korkunç şeyler yaparlar.
Sadece uyu. Her şeyi uyuyarak unut.
Sonra bildiğini farkettim. Başından beri biliyordu. Çocukluğumu ailemi ve geçmişteki acıları geride bıraktığımı sanmıştım, ama bokların içinde uzun süre debelenirseniz, leş gibi kokusu peşinizi asla bırakmaz. Bulabildiğiniz hertürlü sabunu alırsınız, teniniz kızarana dek ovalayabilirsiniz, ama bir gün dışarı çıktığınızda üstünüze bir sinek konuverir. Sonra bir tane daha ve bir tane daha konar Çünkü bilirler. O taptaze cildin altında
bok olduğunuzu bilirler. Dilediğiniz kadar temizlenebilirsiniz ama sinekler herzaman nereye konacaklarını bilirler.
bok olduğunuzu bilirler. Dilediğiniz kadar temizlenebilirsiniz ama sinekler herzaman nereye konacaklarını bilirler.
Zaman ancak bir amacınız olduğunda önem kazanıyordu.
Daha yeni dikilmiş bir yara gibiyim; her konuştuğumuzda dikişler atıyor, yara tekrar açılıyor ve yeniden dikmek zorunda kalıyorum.
İlaçlar zehirdir
En iyi yalancılar gerçeklerden fazla uzaklaşmazlardı.
Doğanın bir bildiği var.
Dışarıda ne kadar çatlak insan var, farkında değil misin? Benim ne kadar çatlak olduğumu göremiyor musun?
Daha yeni dikilmiş bir yara gibiyim;
her konuştuğumuzda dikişler atıyor, yara tekrar açılıyor ve yeniden dikmek zorunda kalıyorum.
her konuştuğumuzda dikişler atıyor, yara tekrar açılıyor ve yeniden dikmek zorunda kalıyorum.
Üstüme üstüme gelen çok fazla boş alan var.
Bokların içinde uzun süre debelenirseniz, leş gibi kokusu peşinizi asla bırakmaz. Bulabildiğiniz her türlü sabunu alırsınız, teninizi kızarana dek ovalayabilirsiniz, ama bir gün dışarı çıktığınızda üstünüze bir sinek konuverir.
Sonra, bir tane daha ve bir tane daha konar
Çünkü bilirler.
O taptaze cildin altında, bok olduğunuzu bilirler.
Boktan başka bir şey olmadığınızı bilirler. Dilediğiniz kadar temizlenebilirsiniz ama sinekler her zaman nereye konacaklarını bilirler.
Sonra, bir tane daha ve bir tane daha konar
Çünkü bilirler.
O taptaze cildin altında, bok olduğunuzu bilirler.
Boktan başka bir şey olmadığınızı bilirler. Dilediğiniz kadar temizlenebilirsiniz ama sinekler her zaman nereye konacaklarını bilirler.
Ama birisi size, mavi olduğunu bildiğiniz halde gökyüzünün yeşil olduğunu söylüyorsa, sürekli olarak buna gerçekten inanıyormuş gibi tekrarlıyorsa, en sonunda gökyüzünün mavi olduğunu düşündüğünüz için çıldırdığınızdan şüphelenmeye başlarsınız.
Kitap okumak hoşuma giden tek şeydi, beni bir insan gibi, kendim gibi hissettiren tek şeydi.
Kendi sözcüklerimden gizleniyordum.
Kimse bakmıyormuş gibi dans et
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Neyim var böyle? Neden herkese bu kadar kızgınım?
Benim gibi acı çekmedikleri, bir şeylerden keyif alabildikleri için onlardan nefret ediyorum.
Şimdi, benden bir kahramanmışım gibi etrafta gezmemi bekliyorlar. Kahramanlar yanan binalara dalıp çocukları kurtarırlar. Bir amaç uğruna ölürler. Ben bir kahraman değil,ödleğin tekiyim.
Bana kalırsa insanlar bir daha asla, bütün olan bir insanın bir parçasından başka bir şey olamayacakları kadar yıkılabilir ve paramparça olabilir.
“Köpeğe elini hiç kaldırmadı. Öte yandan, ona bir sene boyunca sevgi de göstermedi. Bana göre, bu da en az fiziksel darbeler kadar zarar veren bir şey. Sevgisizlik de bir tacizdir.”
Zaman ancak bir amacınız olduğunda önem kazanıyordu
Annem sevgisizliğin de bir taciz olduğunu asla anlamayacak.
“Zaman ancak bir amacınız olduğunda önem kazanıyordu.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
“Annem sevgisizliğin de bir taciz olduğunu asla anlayamayacak.”
“Daha yeni dikilmiş bir yara gibiyim; her konuştuğumuzda dikişler atıyor, yara tekrar açılıyor ve yeniden dikmek zorunda kalıyorum.”
“Kitap okumak hoşuma giden tek şeydi, beni bir insan gibi, kendim gibi hissettiren tek şeydi.”
Benden o kadar çok şey almıştı ki, bir elma kadar önemsiz bir şey verdiğinde bile gözümde büyük bir önem kazanıyordu.
Wayne bir sey olmak isteyen o insanlardan ama gazı kökleyip ileri atılmak yerine oraya varmanın en kestirme yolunu bulmakla fazlasıyla meşgul olan ve nafile yere çaba gösteren birisi
kimse bakmıyormuş gibi dans et
Kitap okumak hoşuma giden tek şeydi, beni bir insan gibi, kendim gibi hissettiren tek şeydi.
Zaman ancak bir amacınız olduğunda önem kazanıyordu.
Annem sevgisizliğin de bir taciz olduğunu asla anlamayacak.
Bazen hayatta zor zamanlar geçirmemiz gerekir, dedi. Ama bunlar bir sınavdan ibarettir; güçlü kalmayı başarırsak, en sonunda ödüllendiriliriz.
Acıdan elimden geldiğince hızlı kaçıyordum.
Kekik, taze ekmek ve sarımsak gibi kokuyordu. Arkadaşlarla yenen uzun akşam yemekleri, fazla miktarda şarap ve kahkaha, mutluluk gibi kokuyordu.
Dudaklarında acı bir gülümseme belirdi. Başını salladı. Çok salağım o zaman, değil mi? Biraz konuşursak, neler hissettiğini anlarım diye düşünmüştüm
Son seansımızdan sonraki birkaç gün ağlamak dışında pek bir şey yapmadım. Ağlamam için bir şey olması da gerekmedi.
Bazen zihnimin takıntı haline getireceği şeyler aradığını düşünüyorum.
Ama bilirsiniz işte, insanlar biraz denerler, sen kapıyı suratlarına kapatıp durursan da eninde sonunda giderler.
Bu berbat olaylar beni bencil yaptı. Haklı yere bie hüzün hissediyorum.
Hissettiğim acı, bir rüzgar fırtınası gibi. Bazen, devrilmeden tam ortasında durabiliyorum. Öfkelendiğimde, içine daha da girip, beni yıkması için ona meydan okuyorum.
Herkes bir sır saklarken kime güvenebiliriz..
Bir başka boyutun açıldığını görürsen, kendini bu boyutla sınırlandırmanın ne kadar gereksiz olduğunu anlarsın.
Bazen hayatta zor zamanlar geçirmemiz gerekir. Ama bunlar bir sınavdan ibarettir; güçlü kalmayı başarırsak en sonunda ödüllendiriliriz.
Bir sürü şeyi düşünmemek konusunda gitgide ustalaşıyordum.
”Zaman ancak bir amacınız olduğu zaman önem kazanıyordu. ”
”Annemin köpeğime zarar vermek isteyeceğini sanmıyorum. Onu bu tür bir gaddarlıkla suçlasam şok geçirirdi. Emma’ya elini hiç kaldırmadı. Bildiğim kadarıyla tabii, ama bunu yaptığını sanmam. Öte yandan, ona bir sene boyunca hiç sevgi de göstermedi. Bana göre bu da en az fiziksel darbeler kadar zarar veren bir şey. Annem sevgisizliğin de bir taciz olduğunu asla anlamayacak. ”
”Kitap okumak hoşuma giden tek şeydi, beni bir insan gibi, kendim gibi hissettiren tek şeydi. ”
”İçimdeki her şeyi serbest bırakırsam bunlarla birlikte nehirden aşağı süzülür müyüm? ”
Neyin var böyle? Neden herkese bu kadar kızgınım?
Olabileceğim kadar güvendeyim. Şimdi, lütfen birisi bunu ruhuma da söyleyebilir mi?
“Zaman ancak bir amacınız olduğunda önem kazanıyordu.”
“Öte yandan, ona bir sene boyunca hiç sevgi de göstermedi. Bana göre, bu da en fazla fiziksel darbeler kadar zarar veren bir şey. Annem sevgisizliğin de bir taciz olduğunu asla anlamayacak.”
Kendimi en kötüsüne hazırlamam gerekiyordu ama başıma gelebilecek en kötü şeyin ne olduğunu bile bilmiyordum.
Bir süre restorandan söz ettik ama sanki eski sohbetlerimizi bir lunaparktaki aynalı odada yapıyorduk. Herşey formunu yitirmiş gibiydi ve ikimizde hangi kapının doğru kapı olduğunu bilemiyorduk.
“Olabileceğim kadar güvendeyim. Şimdi, lütfen birisi bunu ruhuma da söyleyebilir mi?”
“Zihnim dağılmış durumda; yanıtlar, nedenler, tutunacak sağlam ve gerçek bir şeyler arıyorum, ama tam bunları bulduğumu düşünürken, hâlâ paramparça, dağınık ve mahvolmuş olduğumu fark ediyorum.”
Sadece uyu. Her şeyi uyuyarak unut.
Daha yeni dikilmiş bir yara gibiyim; her konuştuğumuzda dikişler atıyor, yara tekrar açılıyor ve yeniden dikmek zorunda kalıyorum.
Bana kalırsa insanlar bir daha asla, bütün olan bir insanın parçasından başka bir şey olamayacakları kadar yıkılabilir ve paramparça olabilir.
Kendi kaderimizi kendimizin yarattığını ve inandığımız şeyleri gerçekleştirdiğimizi söyleyen bir sürü kitap var.
Bazen hayatta zor zamanlar geçirmemiz gerekir, dedi. Ama bunlar bir sınavdan ibarettir;güçlü kalmayı başarırsak, en sonunda ödüllendiriliriz.
Kitap okumak hoşuma giden tek şeydi, beni bir insan gibi, kendim gibi hissettiren tek şeydi.
Bazen iyi insanların başına iyi şeyler gelir.
Bedenimi kontrol edebilirdi ama sözlerimi de kontrol etmesine izin vermeyecektim.
Bir şey işe yaramadığında, başka bir şey denemek gerekir.
Birisi size mavi olduğunu bildiğiniz halde gökyüzünün yeşil olduğunu söylüyorsa, sürekli olarak buna gerçekten inanıyormuş gibi tekrarlıyorsa, en sonunda gökyüzünün mavi olduğunu düşündüğünüz için çıldırdığınızdan şüphelenmeye başlarsınız.
İnsanlar sevdiklerine sürekli olarak korkunç şeyler yaparlar.
Daha yeni dikilmiş bir yara gibiyim; her konuştuğumuzda dikişler atıyor,yara tekrar açılıyor ve yeniden dikmek zorunda kalıyorum