İçeriğe geç

Yıkıma Giden Adam Kitap Alıntıları – Alfred Bester

Alfred Bester kitaplarından Yıkıma Giden Adam kitap alıntıları sizlerle…

Yıkıma Giden Adam Kitap Alıntıları

Hepimiz bu deli dünyanın bakıcıları gibiyiz.
Çoğumuz uyur haldeki enerjimizin yalnızca küçük bir kısmını kullanırız.
Size geldim ki, kalbinizin derinliklerine bakmanıza yardım edebileyim. Kalplerinize bakın, siz arayanlar…
Ben zehirliyim. Aklıma girersen Yıkım’a gidersin. Bunu düşün.
Ama bunu beklemeliyiz, değil mi? Hepimiz düşeriz. Hepimiz düşeriz.
Her insan iki karşıt gücünün bir dengesinden oluşur… Yaşam içgüdüsü ve ölüm içgüdüsü.
Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.
Tek bir cinayetle yetineceğim için dünya ne kadar da şanslı!
Düşman mıyız?
Düşmanız.
Bu, Yıkım’ın başlangıcıydı.
“Zekâyı sınamak açıkça görülenin üzerinde fazla durmayı reddetmektir.”
Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.
Üç ya da dört yüzyıl önce polisler, Reich gibi insanları yakalayıp öldürmek için kul­lanılırdı. İdam Cezası denirdi. Şaka yapıyorsunuz. İzci sözü. Ama bu hiç anlamlı değil. Eğer bir adamın topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, o, kesinlikle ortalamanın üzerinde demektir. Onu durdurmak istersiniz. Onu düzeltir ve daha değerli bir hale döndürürsünüz, kazandırırız. Ondan kim vazgeçebilir? Bunu yapmayı yeterince sürdürürseniz, geriye sadece koyunlar kalır. Bilmiyorum. Belki de adamların o günlerde koyunlara ihti­yacı vardı.
Bir gözetleyici olmadığınız için minnettar olmalısınız, efendim. İnsanların sadece dış görü­nümlerini görebildiğiniz için minnettar olmalısınız. Tutkuları, nefreti, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları asla göremediğiniz için minnettar olmalısınız . . . insanların içindeki korkutucu gerçeği çok nadir görebildiğiniz için minnettar olmalısınız. Herkes gözetleyici olduğunda ya da herkes iyileştirildiğinde dünya harika bir yer olacak . .. Ama o zamana kadar, kör oldu­ğunuz için minnettar olmalısınız.
Ayin Yöneticisi insanların iyi bilinen arzularının tatmin edi­lebilmesi için fırsatlar hakkında haberler veriyordu.
Üç-dört yüzyıl önce polisler Reich gibi adamları, onları öldürmek için yakalıyordu. İdam cezası deniyordu adına.

Şaka yapıyorsun.

Şerefim üzerine yemin ederim.

Ama bu hiç mantıklı değil. Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.

Bilmem. Belki o günlerde koyun istiyorlardı.

Bir insan ne zaman geçmişte değişiklikler yaparsa bu yalnızca kendi geçmişini etkiler, başka kimseninkini değil. Geçmiş hafıza gibidir. Bir insanın hafızasını sildiğin zaman onu da silersin. Ama başka kimseyi silemezsin. Sen ve ben kendi geçmişimizi sildik. Diğerlerinin tek dünyaları dönmeye devam ediyor. Ama biz kendi varlığımızı yok ettik. Anlamlı bir şekilde durduk
Senden harika bir ortak olurdu, bunu kaybettim, dedi Reich.
Senden harika bir adam olurdu ve sende bunu kaybettin Ben.
Düşman mıyız?
Düşmanız.
Bu, Yıkımın başlangıcıydı.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
.Tek bir cinayetle yetineceğim için dünya çok şanslı! Birlikte bütün evrenin altını üstüne getirebiliriz.
“Ama bu hiç mantıklı değil. Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır.Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.”
Ama son savaşın, hep olduğu üzere, sondan bir önceki olduğu ortaya çıkmıştı.
Yörünge kolayken tüm gözetleyiciler doğru birer pilot olabilir ama olaylar kızıştığında Yemin’e sadık kalmak için cesur olmak gerekir.
Hepimiz bu deli dünyanın bakıcıları gibiyiz.
Neşe vardı. Olmaya da devam edecek.
Her insan iki karşıt güdünün bir dengesinden oluşur… Yaşam İçgüdüsü ve Ölüm İçgüdüsü. İki güdü de aynı amaca sahiptir… Nirvana’ya ulaşmak. Yaşam İçgüdüsü Nirvana’ya ulaşmak için tüm muhalifleri ezerek savaşır. Ölüm İçgüdüsü kendini yok ederek Nirvana’ya ulaşmaya çalışır. Adapte bireyde genellikle iki içgüdü eriyerek birleşirler. Gerilim altında ayrışırlar.
esperler hakkında:
birinci sınıf esperler derin gözetleme yapabiliyorlar; bilinç ve bilinçöncesi seviyeleri aşıp bilinçaltına inebiiyorlar. aklın en alttaki seviyelerine.
ikinci sınıf esperler aklın bilinç seviyesinin altını, yani bilinçöncesini gözetleyebilen uzmanlardır. çoğu profesyonel sınıftadır.
üçüncü sınıf esperler bir zihnin bilinç seviyesini gözetleyebilir, bir şeyi düşündüğü anda neyi düşündüğünü öğrenebilir. telepatların en düşük sınıfını oluşturur.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin.
Hayat zorlaştığında her şeyin hayali olduğu fikrine sığınılır her şey koca bir oyunmuş gibi.
Sonsuz evrenin içinde yeni olan, farklı olan hiçbir şey yoktur.
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları göremediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin
Bir insan ne zaman geçmişte değişiklikler yaparsa bu yalnızca kendi geçmişini etkiler, başka kimseninkini değil. Geçmiş hafıza gibidir. Bir insanın hafızasını sildiğin zaman onu da silersin. Ama başka kimseyi silemezsin. Sen ve ben kendi geçmişimizi sildik. Diğerlerinin tek dünyaları dönmeye devam ediyor. Ama biz kendi varlığımızı yok ettik. Anlamlı bir şekilde durduk
Labirent.. Labirent.. Tüm evren biz çözebilelim diye yaratılmış bir yapboz. Galaksiler, yıldızlar, güneş, gezegenler.. Bizim bildiğimiz dünya. Tek gerçeklik bizdik. Gerisi uydurmaydı.. Oyuncak bebekler, kuklalar, dekor.. Yalan tutkular. Bizim çözmemiz gereken uydurma bir gerçeklikti.
Asıl gerçeklik akıldır
Kendi başına olmayı tercih ediyordu.
Savaşlar, istihbarat ile kazanılır.
“Biz hastanede yaşıyoruz… Hepimiz. Psikiyatri koğuşunda. Kaçış yok… sığınacak bir yer yok. Gözetleyici olmadığınıza şükredin, efendim. İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlığı, kötülüğü, hastalıkları göremediğiniz için kendinizi şanslı sayın… İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin. Herkesin gözetleyici olduğu ve herkesin ayarlı olduğu bir dünya, muhteşem bir yer olur… Ama o zamana kadar kör olduğunuz için minnettar olun.”
İnsanların yanlızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun.Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü göremediğiniz için kendinizi şanslı sayın.
Aynı megalomanlıktan muzdarip sayısız insan geldi bu hayata ; kendisinin eşsiz , yeri doldurulamaz , benzersiz olduğunu düşünen.
Be grateful that you only see the outward man. Be grateful that you never see the passions, the hatreds, the jealousies, the malice, the sicknesses Be grateful you rarely see the frightening truth in people.
It was anger for the relentless force of evolution that insisted on endowing man with increased powers without removing the vestigial vices that prevented him from using them.
Make your enemies by choice, he muttered, not by accident.
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun .Tutkuları , nefretleri , kıskançlıkları , kötülüğü , hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin . Herkesin gözetleyici olduğu ve herkesin ayarlı olduğu bir dünya , muhteşem bir yer olur Ama o zamana kadar kör olduğunuz için minnettar olun.
On yedi buçuk milyon insanın yaşadığı o büyük ve pis şehirde onun için tek bir kişi bile yoktu
Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır.
Bu çağda? Fiziksel ölüm dışında hiçbir şey kalıcı değildir.
Bir kamera düşünün; merceği öylesine çılgınca bir astigmatla bozulmuş durumda ki yalnızca aynı fotoğrafı çekebiliyor, onu şoktan şoka sokan sahneyi. Bir kayıt kristali düşünün; bir tramvadan ötürü o denli çarpılmış durumda ki yalnızca aynı müzik parçasını tekrar edebiliyor; unutamadığı o korkunç ölçüyü.
İnsana fazla güç verip bunları kullanmasına engel olan işlevini kaybetmiş kusurlarını ortadan kaldırmayan, aman bilmez evrim gücüne öfkelenmişti.
Sen iki kişisin Reich. İçlerinden biri iyi; ama diğeri çürük. Tamamen katil olsaydın durum bu kadar kötü olmazdı; ama içinde yarı pislik, yarı aziz var ve bu işleri daha kötü bir hale getiriyor.
İçimizde onur var ama kendi kurallarımız dahilinde
Her insan iki karşıt güdünün bir dengesinden oluşur Yaşam içgüdüsü ve ölüm içgüdüsü. İki güdü de aynı amaca sahiptir Nirvana’ya ulaşmak.
Cinayetin özü asla değişmez. Her çağda katilin toplumla çatışması olarak kalır ve ödülü kurbandır. Toplum çatışmanın ilkeleri de değişmez. Gözüpek ve cesur olup kendinize güvenirseniz başarılı olursunuz. Toplum bu niteliklere karşı savunmasızdır.
Bir esper için öylesi bir evde yaşamak, çıplak duygulardan oluşma bir cehennemde yaşamakla eşdeğerdi.
Gözetleyici olmadığınıza şükredin, efendim. İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin.
Dinleyin, normaller! Ne olduğunu öğrenmelisiniz. Nasıl olduğunu öğrenmelisiniz. Bariyerleri yıkmalısınız. Örtüleri parçalamalısınız. Sizin göremediğiniz gerçekleri görüyoruz Yani insanın içinde sevgi ve inanç, cesaret ve nezaket, cömertlik ve fedakarlık dışında bir şey olmadığını Geri kalanlar körlüğünüzün bariyerleri. Bir gün kalp kalbe, akıl akıla olacağız..
Düşman mıyız?
Düşmanız.
Bu, Yıkım’ın başlangıcıydı.
Yanımda ol sevgili Tanrım! Bugün, yarın ve dün. Yanımda ol! Yanımda ol! Yanımda ol!
”Kişinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa ortalama üstü olduğu ortadadır. Onu bırakmamak gerekir. Onu düzeltip bir artı değere çevirmek gerekir. Neden atasın ki? O zaman elinde yalnızca koyunlar kalır. ”

”Bilmem. Belki de o günlerde koyun istiyorlardı. ”

Düşmanlarını kendin seç, tesadüfen geçmesinler karşına.
Hepimiz bu deli dünyanın bakıcıları gibiyiz.
Labirent, labirent tüm evren biz çözebilelim diye yaratılmış bir yapboz. Galaksiler, yıldızlar, güneş, gezegenler bizim bildiğimiz dünya. Tek gerçeklik bizdik. Gerisi uydurmaydı oyuncak bebekler, kuklalar, dekor yalan tutkular. Bizim çözmemiz gereken uydurma bir gerçeklikti.
Ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor musun? Bir veba, yaratacağı tehlikenin farkında mıdır? Ölümün bilinci var mıdır?
İnsanların yalnızca dışını görebildiğiniz için minnettar olun. Tutkuları, nefretleri, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları, görmediğiniz için kendinizi şanslı sayın
İnsanların içindeki korkutucu gerçeği nadiren gördüğünüze sevinin.
Her insan iki karşıt güdünün dengesinden oluşur.
Cinayetin özü asla değişmez. Her çağda katilin toplumla çatışması olarak kalır ve ödülü kurbandır.
Düşmanlarını kendin seç, diye mırıldandı, tesadüfen geçmesinler karşına.
Hayat zorlaştığında her şeyin hayali olduğu fikrine sığınılır Her şey koca bir oyunmuş gibi.
”Bana yardım et. Bana yardım et ya da beni öldür. Ben zaten ölüyüm ama intihar edecek cesaretim yok. ”
Benden bu istense dahi, kimseye ölümcül bir düşünce sağlamayacağım.
Düşmanlarını kendin seç tesadüfen geçmesinler karşına.
Hepimiz bu deli dünyanın bakıcıları gibiyiz.
İnsanların sadece dış görü­nüşlerini görebildiğiniz için minnettar olmalısınız. Tutkuları, nefreti, kıskançlıkları, kötülüğü, hastalıkları asla göremediğiniz için minnettar olmalısınız.
eğer birinin topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa,
o kesinlikle ortalamanın üzerinde demektir.
Çocuk bakıcısı gibiyim, diye mırıldandı Powell. Hepimiz bu deli dünyanın bakıcıları gibiyiz. Buna değer mi?
Her biri, uzay ve zamanda eşsiz olduğuna dair mağrur sanrılarlar gelişen, sonu gelmeyen dünyalar ve kültürler var. Aynı megalomanlıktan muzdarip sayısız insan geldi bu hayata; kendisinin eşsiz, yeri doldurulamaz, benzersiz olduğunu düşünen. Daha da gelecek böyle insanlar sonsuza kadar.
Kuralların ve adil oyunun arkasına saklananlar; korkaklar, zayıflar ve zamanlı kaybedenlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir