Cengiz Aytmatov kitaplarından Dişi Kurdun Rüyaları kitap alıntıları sizlerle…
Dişi Kurdun Rüyaları Kitap Alıntıları
İnsan için en güç olan hergün insan olarak kalmasıdır.
Aşk, her canlı için bir ruh ihtilalidir!
“Bizde, fırtınaların, medlerin de yok edemediği bir arzu vardır: Öldükten sonra dirilmek arzusu, insan, ne pahasına olursa olsun, öbür dünyada da var olmaya devam edeceğine inanmak istiyor, prensipte bunun mümkün olmasını istiyor.”
Aşk,her canlı için bir ruh ihtilâlidir! Çünkü onun yaktığı her şey, aynı zamanda bir rönesans, bir yeniden doğuştur!
Aşk, her canlı için bir ruh ihtilâlidir! Çünkü onun yaktığı her şey, ayni zamanda bir rönesans, bir yeniden doğuştur!
hayalden doğan umutlar, genellikle zaman içinde kırılıp giderler, temelleri yoktur. Tıpkı köksüz bazı ağaçlar ve çiçekler gibi Hayallerin trajik kaderi budur. Ama yine de hayalsiz yapamayız. İyiyi ve kötüyü tanıyacağımız yolda yürüyebilmek için hayaller gereklidir
Her yüzyıla özgü dogmaların ötesinde sürekli olarak geleceğe uzanan ve ulaşan tek şey müziktir.Kelimelerle ifade edemediğimizi onun duyurabilmesi de bundandır.
Sallantılı hayatımızda hiçbir şeye bize daima bizde kalması için verilmemiştir.Herşey bir burgaca kapılır,bazen görünür, bazen kaybolur,yeniden meydana çıkar ve sonra yine silinir.Bunun içindir ki hislerimizi damgalayarak,ebedileştirerek değişmez bir şekilde ifade yollarını arıyoruz.Çünkü her şey bitince,belki birkaç milyar yıl sonra beklenen gün de gelince,her şey kül olunca,gezegenimiz yokluğa karışınca,ötelerin ötesinden evrensel bir bilinç gelecektir.
İnsan kendinde önemli bir şey keşfederse,huzura kavuşuyor ve ruhu aydınlanıyor.
İnsan hayatını yönlendiren kanunların hesaba dayanan bir mantığı yoktur.Uzay boşluğunda dönüp duran dünyamız da kanlı dramların gösterildiği sahneden başka bir şey değildir.Bu dünya güneşin etrafında döndüğü sürece ve tâ kıyamete kadar kan dökülmesi mi gerek?
Hayatta olduğun süre insâni olan her şey elinin altındadır.
Heyhat,gerçek hayat,iyi ve kötü yanlarıyla hep mâbedlerin dışında seyreder.
“Öyleyse hayat cehennemi hayal edilebilen dehşetlerin en büyüğü değil midir?”
Bu dünyada benimkinden daha büyük bir mutluluk hiç olmamıştır, benim şansım eşsiz.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Çünkü dünyada çok çeken,çok bilir…
“İman” ve “ şüphe”nin ikisine de teşekkür etmeli;çünkü hayatın akışını sağlayan asıl kuvvetlerin mayasıdır.
Bilinçli olarak öğrenilen dinî metinler sadece bir bahane,bir aracıdır.O’na apaçık hitap etmenin bir yoludur.Gerçekte insan kalbi ilk yeri alıyordu ve kendi yüceliğinin tepelerine doğru yükseliyordu.
İnsanlar birlikte aynı olayı beklerken,birbirlerine aynı ailedenmiş gibi görünürler.
İçinde bulunduğu gerçeği unutarak, bütün sorularına cevap bulmak için zamanların ötesine dalıyordu.
Hayır, “kader” boş bir kelime değildir:İyi olsun,kötü olsun,bütün olayları o belirler.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Bu dünyada ona en yakın insandı, çünkü artık onu kendi varlığından ayıramıyordu.”
Son düşünceler saf, samimi, riyâdan uzak olurlar. Herkesin gerçeği yalnız onlardadır.
“Her insan kaderinin peşinde koşar ve her kader adamını arar.”
“Cezalandırılması gerekenler yenilik getirenler olmamalı, yapması gerektiği halde bir şey yapmadan elini kolunu kavuşturup oturanlar olmalı.
Ama bizde herşey tersine zaten…”
Ama bizde herşey tersine zaten…”
“Ama korkunun mantığı yoktur hele bu daha önce yaşanmış bir korku ise.”
Ben yalnızım. Yapayalnızım. Onlar ise çok kalabalık.
O, bütün evreni içinde yaşamıştı. Ölen, işte o evrendi. Gökyüzü, yeryüzü, dağlar Onun içindeydi..
İnsan ancak kendi çıkarını unutarak başkalarının kalbine girebilirdi.
Hayat, bütün hiçliklerden daha kuvvetlidir ve dünyada ondan daha kutsal bir şey yoktur. İşte bunun için insan öldürülemez, bunun için öldürmemek zorundayız.
Kader işte.Yine kader!Bütün olaylar bir araya geliyor kaderi tamamlamak için.
İnsanların karakterleri o kadar karmaşıktır ki,en gelişmiş,en hassas bir bilgisayar,en normal insanlar arasında bile ortak bir davranış eğrisi çizemez.
Oysa insanlar kendi çıkarlarına,kendi hırslarına,kendi kusur ve erdemlerine göre hareket ederler.
İnsan bugün kendini olduğu gibi kabul eder, ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır. Çok iyi yaşıyorsan bile, yarın daha iyi yaşamayı istersin. Çünkü umut hep bizimledir, bizden ayrılmaz.
Oysa insanlar düşünen yaratıklar olarak ortaya çıkışlarından beri kendilerini daha iyi tanımaya çalışmışlar, ama bütün çabalarına rağmen şu soruya bir cevap verememişlerdi: Kötü, hemen hemen her defasında, niçin ‘iyi’den daha güçlü olarak ortaya çıkıyor?
Cezalandırılması gerekenler, yenilik getirenler olmamalı, yapması gerektiği halde, bir şey yapmadan elini kolunu kavuşturup oturanlar olmalı.
Geçmişi hatırlama yaşayanlara özgü değil midir?Hayata veda vakti geldiğinde insanın elinde kalan ve tadını çıkaracağı son varlıklar,son zenginlik değil midir?
İnsan bugün kendini olduğu gibi kabul eder,ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır.Çok iyi yaşıyorsan bile,yarın çok daha iyi yaşamayı istersin.Çünkü umut hep bizimledir,bizden ayrılmaz.O Tanrı’nın ışığı gibidir ve hiç sönmez
Doğulu bir şairin yarısını unuttuğu bazı sözlerini hatırladı: “ Kalabalığın içinde insan tektir, kendi kendine kalınca yapayalnızdır.”
Cezalandırılması gerekenler, yenilik getirenler olmamalı, yapması gerektiği halde, bir şey yapmadan elini kolunu kavuşturup oturanlar olmalı. Ama bizde her şey tersine zaten.
İnsanlar kendileri yaşıyor, ama başka canlıların, özellikle de onlara bağımlı olmadan yaşamak isteyen ve buna hakları olanların yaşamalarını istemiyorlardı.
Oysa insanlar düşünen yaratıklar olarak ortaya çıkışından beri kendilerini daha iyi tanımaya çalışmışlar, ama bütün çabalarına rağmen şu soruya bir cevap verememişlerdi: Kötü, hemen hemen her defasında, niçin ‘iyi’den daha güçlü olarak ortaya çıkıyor?
Hiçbir köpek bir kurda saldıramaz.
İnsanlar kendi çıkarlarına, kendi hırslarına, kendi kusur ve erdemlerine göre hareket ederler.
İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır.
Her insan kaderinin peşinde koşar ve her kader adamını arar. Hayat böylece sürüp gider. Eğer kader oklarının her zaman hedeflerine ulaşma özlemi içinde bulundukları doğruysa, bu hikâyemizde bu özlemlerini giderdiklerini söyleyebiliriz. Çünkü hiç şaşmadan hedeflerine ulaşmışlardır. Ve her şey, şartların sürüklediği sona doğru tabiî şekilde gelişmiştir.
Çok çeken, çok bilir.
İnsan bugün kendini olduğu gibi kabul eder, ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır. Çok iyi yaşıyorsan bile, yarın çok daha iyi yaşamayı istersin.
Ölümü dengeleyen şey yalnız doğumdu.
Herkes yalnız kendisini düşünüyor.
İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır.
Yeni, daima eskiye tercih edilir!
Ne de iyi becerirlerdi başkalarına çamur atmayı!
Seyahat etmek, hele çok iyi anlaştığınız bir insanla olursa, bir zevktir, neşe kaynağıdır.
önümüzde upuzun bir gece var
unutacaktı. İnsanoğlu böyleydi işte
Bugün yeni olan yarın eskimiş olacaktır ve her buluş, kendisinden sonraki buluşun yanında solup gidecektir.
Bugünküler dün olanları yaşıyor, eğer yarınkiler bugün olanları unutur, hatırlamazlarsa, bu, herkes için büyük bir felâket olacaktır.
Ama korkunun mantığı yoktur; hele bu, daha önce yaşanmış bir korku ise.
İnsanın varoluş sebebi ruhunu olgunlaştırmak, mükemmel hale getirmektir. Hayatta bundan daha yüce bir amaç olamaz. Hayatın güzelliği de buradadır: Ruhu en üst düzeye götüren sınırsız basamakları birer birer çıkmak. İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır.
İnsan için en güç olan, her gün insan olarak kalmasıdır.
İnsan ancak ölümün eşiğine gelince hayatın değerini anlıyor.
Geçmişi hatırlama yaşayanlara özgü değil midir? Hayata veda vakti geldiğinde insanın elinde kalan ve tadını çıkaracağı son varlıklar, son zenginlik değil midir?
Kötü,hemen hemen her defasında,niçin ‘iyi’ den daha güçlü olarak ortaya çıkıyor?
O hayvanların hem esiri,hem de ilâhı olan insanlar!
Ama,zamana karşı gelinemezdi.
Hür ve bağımsız olmayı her şeyden üstün tutardı.
Ama korkunun mantığı yoktur;hele bu, daha önce yaşanmış bir korku ise.