İçeriğe geç

Ertuğrul Bey ve Dirilişe Doğru Kitap Alıntıları – Tarkan Suçıkar

Tarkan Suçıkar kitaplarından Ertuğrul Bey ve Dirilişe Doğru kitap alıntıları sizlerle…

Ertuğrul Bey ve Dirilişe Doğru Kitap Alıntıları

Neşrî, Boğa-öyüğü denen yerde çok Tatar’ın kırıldığını ve Sultan Alaaddin’in Tatarların hayalarını kestirip derilerini diktirerek bundan sayebân(gölgelik) yapılmasını emrettiğini yazar.
Şecereler üzerinden çalışmak çok bilinmeyenli tarihi bir denklemi çözmek gibidir.
İnsanlar Osmanlı sultanlarının kahramanlıklarını okudukları veya dinledikleri zaman, onların ruhlarına dua etsinler. (Aşıkpaşazade)
Bayatlı’nın şehzade Cem’in emriyle yazdığı Câm-ı Cem-Âyin adlı esere göre Osmanoğullarının soyu Nuh(A.S.)’a 46.göbekte ulaşmaktadır.
Saltukname’de meşhur Dede Korkut Osmanlılar’la aynı soydan gösterilir ve Osmanlılar’ın soyu Oğuzlar’la birlikte İshak peygamberin oğlu Îys’e dolayısıyla Arapların atası durumunda olan Sam’a bağlanır.
Ertuğrul Gazi’nin ata binmede Nuh oğlu Sam’a benzetilmesi ilginçtir.
İnalcık’a göre Ertuğrul’un Selçuklu sultanı Alaeddin’e bir savaşında yardımcı olduğu rivayeti aslında tarihi bir gerçeğin belirsiz bir hatırasını yansıtır.
Kahramanlık, saldırıp bir daha geri dönmemektir
Türk toplumu adeta kahraman(Alp) üretme fabrikasıdır.
Kahramanları toplum mu üretir, yoksa kahramanlar toplumu peşinden mi sürükler?
Sâm’in neslinden peygamberler, Yâfes’in neslinden krallar ve kahramanlar, Hâm’ın neslinden de siyah köleler çıkacaktır.
Türklerin Yecüc Mecücle bağlantısı hakkındaki rivayetler İslam öncesinde Arapların Türklere karşı antipatilerinden kaynaklanmaktadır ve İslam sonrasında pek rağbet görmemiştir.
Nuh’un soyu; Ham, Sam, Yafes ile onların soyundan gelenlerdir(Taberî, Camiu’l-beyan,XXIII, 67).
Nuh’un soyunu yeryüzünde kalıcı yaptık(es-saffat 37/77.ayet).
Zira Türkler kadar devlet kuran ve hükümdar çıkaran yeryüzünde başka millet yoktur.
Ahır zamanda hanlık girü Kayı’ya dege kimsene ellerinden almaya ahır zaman olup kıyamat kopınça.
Neticede bir insan veya topluluk kendini ne hissederse o değil midir?
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Fatih’in torunlarından birisine Oğuz Han, diğerine de Oğuzların ünlü velisi (Dede) Korkut’un adı verilmiştir.
Türklerde, hükümdarın “Ulu Hatun” olmayan eşlerinden doğan oğulları, ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, taht üzerinde bir hak iddia edemezlerdi.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Yazıcızade Ali bir nevi Osmanlı propagandacısıdır.
Leşkerini Cem’edüb girdi yola
Gündüz Alp, Er Duğrıl anunla bile.
Dahi Gök Alp u Oğuz’dan çok kişi
Olmış idi ol yolda anun yoldaşı.
Belki de Afrasiyab, Alper Tunga, Feridun, Oğuz Han hepsi aynı kimsedir. Kim bilir?
Osmanlılar’ın Oğuz telakkisi Oğuz dünya hakimiyeti düşüncesine dayanır. Oğuzname’ye göre Türklerde ilk Cihan hakimiyeti Oğuz Kağan tarafından kurulmuştur.
Kur’an-ı Kerim Kehf Suresi 83-98 ayetler Zülkarneyn’i anlatır. Kehf Suresinin 85-86 ve 89-90.Âyetlerinde Zülkarneyn’in Doğu ve Batı istikametinde iki seferine işaret edilmesi önemlidir.
Câm-ı Cem Âyîn’in yazarı Bayatlı Mahmud oğlu Hasan’a göre Oğuz Han Hz.İbrahim zamanında yaşamış, Allah’ın bir olduğuna iman etmiş putperest olan babası Kara Han ile savaşıp gözünü kırpmadan onu öldürmüş kimsedir.
Oğuz Han bir peygamber olabilir mi?
Nasıl ki bir hekim insanları tedavi ediyorsa, tarih de milletleri tedavi eder.
Ertuğrul Bey başlı başına bir millettir.
Bilindiği üzere Oğuzlar Türklerin en büyük budunudur. Türkiye, İran, Irak, Azerbaycan ve Türkmenistan Türkleri Oğuz boyundandır. Sonradan Gök Tanrı dini’ndeki Türklere Oğuz Müslüman olan Göçebe Oğuzlara Türkmen, yerleşik Türkmenlere ise Türk denilmiştir.
Türk’ün temel özelliklerini, daha IX. Yüzyılda Arap yazarı Cahiz şöyle belirlemişti:
a) Türk edepli, terbiyeli, akıllı ve temiz kalplidir. Azimlidir, hoşgörülüdür, tedbir sahibidir.
b) Türk yerini yurdunu çok sever, oradan ayrı düşünce orasını çok özler.
c) Türk sağlam yapılıdır, cesurdur, kahramandır. İyi savaşır.
d) Türk temiz kalplidir, açık sözlü ve açık yüreklidir.
e) Türk namusludur, güvenilir insandır.
f) Türk teşkilatçıdır, emir komutanın ne olduğunu ve gerektiğinde itaati iyi bilir.
g) Türk zayıf ve acizleri korur, gözetir. Yolda kalanlara yardım eder.
h) Türk hayat kavgasını iyi bilir ve meseleleri çözmeye alışıktır.
ı) Hem Türk hem de Türk’ün atı çok tahammüllüdür.
j) Sonuncu olarak Cahiz, bir Türk başlı başına bir millettir diye ilave eder.
Ertuğrul Bey başlı başına bir millettir.
Kaynakların ittifakla bekirttikleri bilgilere göre Ertuğrul Gazi mert, cesur, becerikli, cengaver, nitelikli, politik zekaya sahip, mahir, zeki, gaza için yola çıkmış, inançlı, dinine son derece bağlı, güçlünün değil zayıfın, zalimin değil zavallının, daima haklının yanında bir Türk beyidir.
Türkçemizde yer alan mış, miş, muş, müş bunlar tarihi belki en büyük düşmanlarıdır. Kaynak, belge, vesika olmadan ortaya atılan iddiaların sonunda hep bu ekler vardır.
At, bir nevi Türk erinin ilk aşkıdır. At sahibi olmak soyluluğun da ilk şartıdır.
Alp kelimesinin özellikle Oğuzlar arasında yaygın bir kullanımı mevcuttur. İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasından sonra Türk alpleri, önce alp gazi mahiyetini almışlar tasarruf cereyanının halk arasında yerleşmesiyle de alp erenler, yani mücahid dervişler şekline girmişler ve daha ziyade devletin sınırlarında Uç bölgelerde yaşamışlardır.
Hunlar ata binmekte usta, savaşta dünyada dengi olmayan bir halktır. Hunlar kahramanlığı kutsal bilir, boyun eğmeyi ise utanç sayarlar; savaşta ölmek kahramanlığın nişanıdır.
Alp olmak Türk’e bozkırın biçtiği roldür.
Ertuğrul Gazi’nin silah arkadaşlarının çoğunun Alp ünvanına sahip olduğu görülmektedir. Araştırmalara göre bu gaziler arasında çok sayıda Ahi Teşkilatına mensup kimseler bulunmaktadır.
Ankara’da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivinde ve Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde Ertuğrul Gazi’nin Bilecik’teki vakıflarına dair kimi belgeler bulunmaktadır. Bu belgelerden Osmanlı padişahlarının Bilecik’i Ertuğrul Gazi’ye vakfettiği anlaşılmaktadır.
Bizans ve Batılı kaynaklar her zaman Türklerin başarılarını yani kendi başarısızlıklarını Tanrının günahlarından dolayı kendilerine verdikleri ilahi ceza ile açıklamaya çalışırlar.
Arap tarihçilerinde açıkça Osmanlıları benimseme ve kendine mâl etme düşüncesi görülmektedir. Çünkü Osmanlılar, Haçlılar karşısında geri adım atan İslâm Dünya’sının medar-ı iftiharıdırlar.
Onca tarihi kayıt ortada iken bir imparatorluk yöneten Osmanlı’yı Türklüğünü inkâr ile suçlamak biraz insafsızlıktır.
“Kahramanlık saldırıp bir daha geri dönmemektir ”
“Türk kahramanı zekasıyla, cesaretiyle ve maddi kuvvetiyle yavuz düşmanı ya geri döndürür ya da ona boyun eğdirirdi.”
(Kaşgarlı Mahmud)
“Kahramanları toplum mu üretir, yoksa kahramanlar toplumu peşinden mi sürükler?”
“ Türkler kadar devlet kuran ve hükümdar çıkaran yeryüzünde başka bir millet yoktur.”
“Elbette inkar edilemez bir gerçektir ki tarih biraz da kurgudur.”
“ bir insan veya topluluk kendini ne hissederse o değil midir?”
“Onlar hastalıktan ölmeyi utanç verici sayan, savaşta ölmeyi de onur verici bulan Göktürklerin torunlarıydılar.”
(Çin tarihçilerinin tespitine göre Türkler)
“Tanrı, onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne hükümdar yaptı.” (Kaşgarlı Mahmud)
“Sular bulanmadan durulmaz ”
“Biz tarih yapan bir milletiz. Fakat yazmak konusunda o kadar başarılı olduğumuz söylenemez.”
Oruç Beğ Tarihi’ne göre Osmanlılar;
Gazidirler ve galiptirler, fi sebilillah hak yoluna durmuşlardır, gaza malını cem idüp Hakka harc edicilerdir ve Haktan yana gidicilerdir. Din yoluna gayretlüdürler dünyaya mağrur değillerdür. Şeriat yoluna gözeticilerdür ehl-i şirkten intikam alıcılardır.
Gündüz Alp ölünce yerine oğlu kahraman ve bahadır, büyük emir Ertuğrul geçti. Ertuğrul atası temiz ve ihsanı bol, doğrudan şaşmayan, Tanrı yolunda cihattan kaçmayan bir adamdı.
Tanrı, onlara TÜRK adını verdi ve onları yeryüzüne hükümdar yaptı.
Osmanlı, üç kıtaya hükmetmiş, çağ açıp çağ kapatmış bir cihan devletidir. Bu devlet hiç yoktan bileği ve yüreği sağlam zeki idareciler ile düşmana savaş meydanlarını dar eden koçyiğitler tarafından kurulmuştur.
Türk’ün temel özelliklerini, daha IX. yüzyılda Arap yazarı Cahiz şöyle belirlemişti.
a) Türk edepli, terbiyeli, akıllı ve temiz kalplidir. Azimlidir, hoşgörülüdür, tedbir sahibidir.
b) Türk yerini yurdunu çok sever, oradan ayrı düşünce orasını çok özler.
c) Türk sağlam yapılıdır, cesurdur, kahramandır. İyi savaşır.
d) Türk temiz kalplidir, açık sözlü ve açık yüreklidir.
e) Türk namusludur, güvenilir insandır.
f) Türk teşkilatçıdır, emir-komutanın ne olduğunu ve gerektiğinde itaati iyi bilir.
g) Türk zayıf ve acizleri korur, gözetir. Yolda kalanlara yardım eder.
h) Türk hayat kavgasını iyi bilir ve meseleleri çözmeye alışıktır.
i) Hem Türk hemde Türk’ün atı çok tahammüllüdür.
j) Sonuncu olarak Cahiz, bir Türk’ün başlı başına bir millet olduğunu ilave eder.
Selçuklular’ın hakimiyetleri ortadan kalkana kadar, Osmanlı’nın hakimiyet kurmak için ortaya çıkmamalarının bir başka sebebi de “küfran-ı ni-me” (nankör) olmamak içindir. Çünkü Ertuğrul, Sultan Alaaddin’den oturacak yer istediğinde, Sultan Alaaddin de onu iyi karşılayıp yer vermiştir. Ayrıca Selçuklu Sultanları, Ertuğrul ve Osman Gazi’yi devamlı korumuşlar ve onlara her zaman yol gösterici olmuşlardır.
Nasıl ki bir hekim insanları tedavi ediyorsa, tarih de milletleri tedavi eder.
Türk sağlam yapılıdır, cesurdur, kahramandır. İyi savaşır.
Türk namusludur, güvenilir insandır. Türk zayıf ve acizleri korur, gözetir. Yolda kalanlara yardım eder.
Türk yerini yurdunu çok sever, oradan ayrı düşünce orasını çok özler.
Türk edepli, terbiyeli, akıllı ve temiz kalplidir. Azimlidir, hoşgörülüdür, tedbir sahibidir.
Dede Korkut Hikayeleri sürekli mücadele esasına dayanır ve savaşçı bir özellikte olması beklenen bireyin yetiştirildiğini gösteren sahneler içerir. Şüphesiz ki bu savaşçılar Alp dediğimiz kahramanlardır.
Tarihte Alp unvanı ile bilinen ilk hükümdar Saka Türkleri’nin hükümdarı Al Er Tunga’dır.
Çocuk kuvvetini ve maharetini herhangi bir hareket ile ispat etmeden isim dahi alamıyordu.
Sahibi bulunmayan bir marifet denizidir Muhyiddin İbn Arabi
At bir nevi Türk erinin ilk aşkıdır. At Türk erinin en yakın dostu, yoldaşı ve kader ortağıdır.
Ertuğrul Bey başlı başına bir millettir.
Türk destanlarında Alp her zaman atlıdır. Bu yaşantı Türk düşüncesine Türk çadırda doğar, at üstünde ölür. yargısını yerleştirmiştir.
Türk temiz kalplidir, açık sözlü ve açık yüreklidir.
Uluğ Türük (Türk) ile kurt motifi , Göktürkleri temsil eden birer kültür unsurudur. Çünkü Türk adı, ilk defa Göktürklerle ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır. Kurt motifi de bütün Türklerin hafızasına, Göktürkler vasıtasıyla yerleşmiştir.
Oğuz adına ilk defa Göktürk kitabelerinde rastlanmaktadır.
Tanrı, onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne hükümdar yaptı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı; dünya milletlerinin idare dizginlerini onların eline verdi; kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi.
| Kaşgarlı Mahmud

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir