İçeriğe geç

Ölümden Daha Derin Kitap Alıntıları – Tami Hoag

Tami Hoag kitaplarından Ölümden Daha Derin kitap alıntıları sizlerle…

Ölümden Daha Derin Kitap Alıntıları

En kötü şey de buydu. İzole edilmek. Kendi bedeninin, kendi zihninin içine hapsolmak.
Özgürüz, diye fısıldadı.
Ve Tommy başını kaldırıp gökyüzüne bakarak en küçük yıldızın da gözden kayboluşunu izledi.
Ölünce hatıralar nereye giderdi ki?
Dünya hızla cehenneme dönüşüyor.
Hayat genelde bizim planlarımızı dikkate almaz.
Dünya uzaklara bakınca ne kadar hoş bir yer gibi gözüküyordu.Bu mesafeden hiçbir kötülüğü göremiyordunuz.Çirkinliğide
Hey çocuklar, büyüyünce yaşayacağınız dünya işte böyle bir yer.Delilerle dolu
Her ailenin kendine has sırları var. Yalandan daha derin sırlar. Ölümden bile derin. Ve bu sırlar aile üyeleri üzerinde asla bilemeyeceğimiz etkiler yaratıyor.
Dünya uzaklara bakınca ne kadar hoş bir yer gibi gözüküyordu. Bu mesafeden hiçbir kötülüğü göremiyordunuz. Çirkinliği de. Bu mesafeden pencerelere bakınca evlerdeki her aile mutluymuş, her çocuk da seviliyormuş gibi gözüküyordu.

Keşke

İstatistik ne der? Kurbanların çoğu katillerini tanırlar. Bu da insanda akrabaları ziyarete geleceği zaman evdeki bıçakları kaldırma isteği uyandırıyor, değil mi?
Su kaynatmayı biliyorum. Ama bu beni bir şef aşçı yapmaz.
Yetişkinler şu uyku konusuna kafayı takmışlar diye düşündü Tommy. Sanki herkes biraz daha uyursa dünya çok daha iyi bir yer olacakmış gibi
Hayat genelde bizim planlarımızı dikkate almaz.
Biraz gerçek, bir yalanı satılır hale getirmenin en iyi yoludur.
“Her ailenin kendine has sırları var. Yalandan daha derin sırlar. Ölümden bile derin. Ve bu sırlar aile üyeleri üzerinde asla bilemeyeceğimiz etkiler yaratıyor.”
Biraz gerçek bir yalanı satılır hale getirmenin en iyi yoludur.
“Hayat genelde bizim planlarımızı dikkate almaz.”
“Sanki yıllarca harika bir mücevher kutusunun saklı olduğunu sandığım bir bahçeye bakıyormuşum da aniden yılanlarla sarılı bir yerde olduğumu fark etmişim gibi geliyor.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Yetişkinler şu uyku konusuna kafayı takmışlar diye düşündü Tommy. Sanki herkes biraz daha uyursa dünya çok daha iyi bir yer olacakmış gibi.
“Ne kabus,” dedi Dixson. “Oysa ben bu tür şeylerden kaçmak için buraya taşınmıştım.”
“Kötülük her yerdedir patron”
İstatistik ne der? Kurbanların çoğu katillerini tanırlar. Bu da insanda akrabaları ziyarete geleceği zaman evdeki bıçakları kaldırma istediği uyandırıyor, değil mi?
İnsanlar her zaman onlardan olmalarını istediğimiz kadar güçlü olamayabiliyorlar.
“Hey çocuklar, büyüyünce yaşayacağınız dünya işte böyle bir yer. Delilerle dolu.”
“Kötülüğü gözün görmesin. Ağzın söylemesin. Kulakların duymasın.”
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“O zaman dinle bunu,” dedi iri yarı adam. “Kaza sonucu ölümlerin ikisi ağaçtan düşme sonucu meydana gelmiş. Salaklar. Hayatınızda bir ağacın tepesinde kedi iskeleti gördünüz mü? Lanet şeyler istediklerinde inmenin bir yolunu bulurlar zaten.”
“Büyük bir ihtimalle kız arkadaşlarını etkilemek istemişlerdir,” dedi Vince.
Kız gözlerini devirerek, “Böyle aptal bir erkeği isteyen kadınlar derhal gen havuzunun dışına atılmalı,”
“Su kaynatmayı biliyorum. Ama bu beni bir şef aşçı yapmaz.”
Onu kör ve dilsiz yaparak arzu ettiği mükemmel kadın haline getirmişti. Çok güzel. Kötülüğü gözün görmesin. Ağzın söylemesin. Kulakların duymasın. İtaatkar ol.
Dünya uzaklara bakınca ne kadar hoş bir yer gibi gözüküyordu. Bu mesafeden hiçbir kötülüğü göremiyordunuz. Çirkinliği de. Bu mesafeden pencerelere bakınca evlerdeki her aile mutluymuş, her çocuk da seviliyormuş gibi gözüküyordu. Keşke
Hayat komik yaşlı bir köpeğe benzer.Hiçbir şeyin garantisi yok.
Her ailenin kendine has sırları var.Yalandan daha derin sırlar.Ölümden bile derin.Ve bu sırlar aile üyeleri üzerinde asla bilemeyeceğimiz etkiler yaratıyor.
Dünya uzaklara bakınca ne kadar hoş bir yer gibi gözüküyordu.Bu mesafeden hiçbir kötülüğü göremiyorsunuz.Çirkinliği de.Bu mesafeden pencerelere bakınca evlerdeki her aile mutluymuş, her çocuk da seviliyormuş gibi göküyordu.
Keşke
Yetişkinler şu uyku konusuna kafayı takmışlar diye düşündü Tommy. Sanki herkes biraz daha uyursa dünya çok daha iyi bir yer olacakmış gibi.
Çocuklar çok acımasız olabilir, kaçamak sözler, hilekarlık, nezaket kuralları gibi yetişkinlerin öğrenmelerinin yıllar aldığı şeylerden bihaber olduklarından ağızlarına geleni rahatlıkla söyleyebilirdi.
Bu öğleden sonra Oakwoods Parkı’nda oynayan çocuklar ölü bir kadının cesedini buldular.
Salak! Yaşayan kadının cesedini bulacak halleri yok ya! Gerizekalı
Adam kendi sesini duymaya bayılan, başkalarını dinlemeye zerre kadar yanaşmayan, bir kadınla aynı fikirde olmaktansa yerin dibine geçmeyi tercih edebilecek türden biriydi.
Dingil.Bu haftanın yeni kelimesi buydu.Dingil:Argo.Zeki davranışlar sergilemede başarısız olan kişi. Yani kısaca ahmak da denebilirdi tabii.
Janet Crane hiçbir şey söylemeden camlanmış gözlerini üzerine dikerek ôylece yüzüne bakıyordu.
Bir şey daha, dedi Vince ona doğru bir adım yaklaşarak. Sonra bir adım daha yaklaştı. Sonra sesini fısıltı derecesine indirerek, Eğer oğlunuzu Anne Navarre’nin sınıfından almaya ya da onu dava etmeye kalkar veya sokakta onu bir kez daha azarlamaya teşebbüs bana cevap vermek zorunda kalırsınız, Bayan Crane.
Ben de gazetecilerden biine sizin parktaki cinayetle ilgili bilmemeniz gereken bir şeyler bildiğinizi ya da kocanızın fahişelere meyilli biri olduğunu söyleyiveririm. Bu da sizin şu meşhur statünüzü bir hayli sarsar sanırım, dedi.
Beni tehdit mi ediyorsunuz?
Hayır, dedi bir adım daha yaklaşarak. Kadın şimdi gözlerinin içine bakabilmek için başını kaldırmak zorunda kalmıştı. Sadece neler olacağını söylüyorum o kadar, dedi. Bu kavgadaki büyük köpek benim, Janet. Benim tarafıma işime sakın.
Kadının tepkisini beklemedi. Yapmak istediği şeyi yapmıştı. Bundan sonra kadının nasıl tepki vereceğinin bir önemi yoktu.
Öğretmen çok tatlı, dedi Vince sonunda.
Evet.
Çocuklara bu derece düşkünlüğü, azmi, hırsı çok hoşuma gitti, dedi.
Sonra yan gözle Mendez’e baktı. Ona çıkma teklifi ettin mi?
Mendez bu soruya çok şaşırmıştı. Ne? Hayır! İşim başımdan aşkın.
Vince omuz silkti. İnsan yemek yemek zorundadır.
Onunla daha dün tanıştım.
Ne olmuş? Ben tanışalı bir saat oldu.
Mendez ona bakakaldı. Ona çıkma mı teklif ettin? Kızın yaşında o senin be!
Evet, diye sırıttı. Ama kızım değil.
Her ailenin kendine has sırları vardır. Yalandan daha derin sırlar. Ölümden bile derin. Ve bu sırlar aile üyeleri üzerinde asla bilemeyeceğimiz etkiler yaratıyor.
Yalnızca hiçbir şey hissetmek istemiyordu. Acıyı hissetmek istemiyordu. Hüznü ve öfkeyi de. Yorgunluğu da.
Bu onun için son derece anlamsız bir durumdu. Biriyle onu sevdiğin için evlenirsin. Sonra başka biriyle ilişki yaşamanın ne gereği var? Televizyonda gördüğü insanların sürekli ilişkiler peşinde koştuğu durumlar ona hiç de anlaşılır ve mantıklı davranışlar olarak gelmezdi zaten.
Şiddet kadınlarla ilgili bir konu değildir Dedektif. Şiddet tüm aileleri etkiler. Ve aile denince de yalnızca kadınlar girmiyor işin içine.
En kötü şey de buydu. İzole edilmek. Kendi bedeninin, kendi zihninin içine hapsolmak. Saldırganın bir sonraki gelişinde kendisini öldürmesi için dua etmeye koyuldu.
Hayat genelde bizim planlarımızı dikkate almaz.
Babası dönüp sahnede bir Shakespeare eseri sergileyen aktör misali poz alıp, evlat nankörlüğü bir zehirli yılan dişinden bile daha keskindir, dedi. Sir Richard bilmem ne.
Büyükler çocuklarının olup bitenleri duymayacaklarını sanırlar. Sanki aynı evde yaşamıyorlarmış, sanki çevrelerinde olup bitenler hakkında en ufak bir fikirleri olamazmış gibi.
Yetişkinler şu uyku konusuna kafayı takmışlar diye düşündü Tommy. Sanki herkes biraz daha uyursa dünya çok daha iyi bir yer olacakmış gibi.
Ne kabus, dedi Dixon. Oysa ben bu tür şeylerden kaçmak için buraya taşınmıştım.
Kötülük her yerdedir patron.
Önemli olan düşünmektir, dedi Tommy
Gerçeği varken sahte korkular ona yetmeyecektir.
Neden hayat bu derece zor?
Çığlık o derece aniden yükselmişti ki Wendy bunun kendi ciğerlerinden mi yoksa başkasından mı çıktığını bir an için anlayamadı.
Ne kadar mutluyduk, demişti annesi.
Mutluyduk. Yani geçmişte.
Kötülüğü gözün görmesin, kulağın duymasın, dilin söylemesin.
Dennis bütün gece uyanık olmasına karşın annesinin otomobilinin sesini duymamıştı. Sonunda çatıdan odasına indiğinde bile uyumak istememişti. Bunun nedeni kötü rüyalar görmekten korkması değildi. Yalnızca hiçbir şey hissetmek istemiyordu. Acıyı hissetmek istemiyordu. Hüznü ve öfkeyi de. Yorgunluğu da.
Hayat genelde bizim planlarımızı dikkate almaz, dedi Vince.
Kötülük her yerdedir patron.
Ölümle, kötülükle dolu bir hayatın nasıl olabileceğini hayal bile edemiyordu.
Tepkisi korkuyla katlanmış olmalı diye düşündü Anne.
İnsanların her yaptığının sebebi var mıdır?
Hey! diye çıkıştı Vince sırıtarak. Herkesin bir hayali vardır. Büyük düşün sen de!
Risk büyüdükçe heyecan artar, dedi Mendez.
En kötü şey de buydu. İzole edilmek. Kendi bedeninin, kendi zihninin içine hapsolmak.
Ağlayabilirdi ama gözleri artık gözyaşı üretmiyordu. Zaten ağlayabilse bile gözkapaklarını açıp onların dışarı dökülmesini sağlaması imkansızdı. Hıçkırıklarının göğsünde yankılandığını hissedebiliyordu ama dışarı en ufak ses bile çıkmıyordu. Zaten duyması da olanaksızdı.
Sen yapabileceğinin en iyisini yapıyorsun, dedi Franny. Benim işim kolay. Beş yaşındakiler yalnızca kendilerine, o küçük, anlık dünyalarına odaklanırlar. Bu anlık küçük dünyaları da güvenlidir ve genellikle de orada çok mutludurlar. Ölümün ne olduğunu tam olarak anlayamazlar. Kötülüğü bilmezler.
Seninkilerse dünyanın her zaman iyi bir yer olmayabileceğini anlıyorlar. Bence olup bitenlerin seni de korkuttuğunu anlamalarına izin vermekte hiçbir yanlışlık yok, dedi.
Korku insana has bir duygu, dedi Anne. Hey çocuklar, büyüyünce yaşayacağınız dünya işte böyle bir yer. Delilerle dolu.
Gördüğü işkencenin neden olduğu izlerdeki renk değişikliklerinden hangi yaranın ne zaman oluştuğu tespit edilebilecekti.
Bahçeyle uğraşmak Janet için bir çeşit terapiydi. Bu hem eğlendirici hem de somut sonuçlar alabildiği bir hobiydi. Bitkilerle hayır neşir olmak aslına bir bakıma kadınların kendilerini kurtarma çabasına yaptığı katkıların bir başka tezahürü gibiydi. Kadınlar da kendilerine özen gösterip, algılarını kendi ihtiyaçlarına ve hedeflerine yoneltirlerse kişisel potansiyellerinin zirvesine ulaşıp, yeniden tomurcuklar açabilirlerdi.
Şu an sadece belirsizliğin korkusunu yaşıyor olmalıydılar.
Anne aracı kullanırken çocukların ağzını bıçak açmıyordu. O da ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Herşey yoluna girecek mi demeliydi? Oysa yaşamları değişmişti çocukların. Gerçek olan tek şey buydu.
Tommy’nin her tarafı ağrıyordu.Bir gözü mosmor olmuş,Dennis itince yere çarptığı başının arkası zonkluyordu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir