Juan Rulfo kitaplarından Altın Horoz kitap alıntıları sizlerle…
Altın Horoz Kitap Alıntıları
İnşallah iyi ve erişilemeyecek kadar güzelsindir (herzamanki gibi diyecektim ki bazen çok çirkin olduğun aklıma geldi)
Birinin beni yönetmesini kabul edemem. Bu hayatı, bu yüzden seçtim. İstediği erkeği seçen de, canı istediğinde onları bırakan da benim.
birini suçlamak istediklerinde nasıl suç icat ettiklerini sen bilirsin.
Doğru ya da değil, söylenen bu ve insanların kafalarından inançlarını söküp atmak kolay değil.
– Hiç kuşların gözlerinde gülümseme gördün mü? diye sordu doktor.
– Hayır. Hiç bu detaylara dikkat etmedim. Bildiğiniz gibi, detaycı değilim. Siz bana mezardan söz edersiniz, ben mezarlık görürüm.
– Hayır. Hiç bu detaylara dikkat etmedim. Bildiğiniz gibi, detaycı değilim. Siz bana mezardan söz edersiniz, ben mezarlık görürüm.
kendini affetti, çünkü niyetinden pişmanlık duydu.
Rüyamı bölmeyin. Geri kalan her şey yalan. Biri uyurken kimse ölemez.
Dün gece. Hangi gece? Benim hayatımda gece yok. Karanlık yok. Hayat daima gündüz yaşar. Ne diyorsun?
– Sabahın üçü. Kalk, Baban burada, uzanmış. Onu dün gece öldürdüler.
Dün gece. Hangi gece? Benim hayatımda gece yok. Karanlık yok. Hayat daima gündüz yaşar. Ne diyorsun?
– Sabahın üçü. Kalk, Baban burada, uzanmış. Onu dün gece öldürdüler.
Insallah iyi ve erişilemeyecek kadar güzelsindir (herzamanki gibi diyecektim ki bazen çok çirkin olduğun aklıma geldi)
kimseye şükran borcum olmadığını bilirsem kendimi daha iyi hissederim. Bir sürü insanı memnun etmek zorunda olmadığımı bilmek, zavallılığımı ve umutsuzluğumu daha az hissetmemi sağlar.
Diğer taraftan, böylesi küçümen bir kızın, mektup yazarken, BU KADAR BÜYÜK HARF KULLANABİLMESİNİ aklım almıyor. Bu hile yapmaktır.
fakat, garip sayılabilecek bu dünyada söz konusu olan, insanların makine ve makinenin de insan olarak görülmesi.
Onlar gökyüzünü göremez. Dumanın iyice kararttığı bir kuytuya gömülmüş yaşarlar. Gökyüzünde görecekleri güneş ve bulut da içlerine çekecekleri temiz hava da sanki onlar için hiç yokmuş gibi, gece gündüz, hiç ara vermeden sekiz saat boyunca kir pas içinde yaşarlar. Sanki sadece öldükleri gün dinlenmek akıllarına gelecekmiş gibi hep bu şekilde ve yorulmak nedir bilmeden.
– Kendimi seni düşlediğim ana bırakacağım, dedi. Çünkü açıkçası, seni epeydir uzaktan uzağa tanıyorum, seni düşlemek daha zevkli benim için Düşlerimde seninle ne istersem yapıyorum. Şimdikinden farklı, baksana hiçbir şey yapamadık.
Kötü olanlar yaşayanlardır. Sen buna inanmıyor musun? Ölüler kimseyi rahatsız etmez; durmadan başkalarının yaşamını karartmaya çabalayanlar yaşayanlardır. Yakınlarının kalbini kırmak için kendilerini bile öldürürler. Böylelikle sana her şeyi söylemiş oldum. Buna karşın ölülerin başkalarından nefret etmelerine bir sebep yoktur. Fevkaladedirler. İyidirler. Yeryüzünün en iyi varlıklarıdırlar.
Kızım Sofia bugün evlenecekti. Her şeyi hazırlamıştık Kilise düğün yemeği her şeyi. Ve tam da dün, nişanlısı, Trinidad Arias, kızınız tarafından zorla kaçırıldı
– Ve oğullarımdan biri, adı Alfonso, daha on yedi yaşında, iki hafta önce kızınızın tecavüzüne uğradı diye açıkladı içlerinden biri
– Ve oğullarımdan biri, adı Alfonso, daha on yedi yaşında, iki hafta önce kızınızın tecavüzüne uğradı diye açıkladı içlerinden biri
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
fakat siz de bilirsiniz, dünyayı mekân tutanın yapacak işi çok olur Önemli olan, ihmalkarlığımızı nankörlük olarak görmemeniz
Beni seven oydu. Fakat elimi kolumu bağlamak istiyordu. Evine kapatmak. Kimse bunu bana yapamaz . Elimden gelmez. Ne için? Yaşarken çürümek için mi?
– Belki de senin için iyi olurdu. Evi çok büyük.
– Evet, ama duvarları var.
– Bu niye sorun olsun ki?
Bu işi hemen şimdi yapacağım. Bunun için geldim Yetkilileri satın almam gerekse de.
Hayır Pinzón, sen benim gibisin. Çalışmak bize göre değil, bu yüzden kolay bir iş arıyoruz. Yerimizden kalkmadan şansın bize gülmesini beklemekten, bahse girmekten daha iyi ne olabilir?
– Ben Lorenzo Benavides. Lorenzo Benavides’ten söz edildiğini hiç duydun mu? Neyse, o benim.
Muhtemelen San Miguel del Milagro’dan o sırada nefret etti. Yardım eli uzatmadıkları gibi bir de onunla dalga geçtiler. Çürümüş kapı tahtalarından yapılmış bir tür kasada, hasıra sardığı annesinin cesedini omzunda taşıyarak sokağın ortasında yürürken, insanlar bu garip haline güldüler.
Onu gören herkes, ölü bir hayvanı atmaya götürdüğünü sandi, onunla alay etti.
Onu gören herkes, ölü bir hayvanı atmaya götürdüğünü sandi, onunla alay etti.
Kötü olanlar yaşayanlardır. Sen buna inanmıyor musun? Ölüler kimseyi rahatsız etmez; durmadan başkalarının yaşamını karartmaya çabalayanlar yaşayanlardır.
“Birini suçlamak istediklerinde nasıl suç icat ettiklerini sen bilirsin.”
“Doğru ya da değil, söylenen bu ve insanların kafalarından inançlarını söküp atmak kolay değil.”
“O kadının, pırıl pırıl bir güzelliğe sahip o güzel, o sevgili kadının görüntüsünü silmek için başını silkeledi.”
“Ve ağlamam gerekti, suyu çıksın diye kalbimi sıkmam. Gözyaşları dökülünceye kadar onu zorlamam.”
“Uyuyan, kanatsız bir kuş kadar küçük bir ceylan; bir kalp gibi ılık ve sessiz, çarpsa da uykulu.”
“O anda, yaşamın ne kadar kırılgan olduğunu ve onu ne denli kolay yok edebildiğimi fark ettim.”
“Sözcüklerini bir tokatla yüzüme yapıştırdı.”
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“Acıdan şişmeyen yerim kalmamışken yalnızca bana bakmakla ve ona bakmama aldırmamakla yok etti onları.”
“Yalnız ve yalnız ölüm, herhangi bir şeyle çelişmez, ne hiçliğin, ne de başka bir şeyin karşıtıdır.”
“Neden bu adamlar bir yere değil de bozguna doğru ilerliyor?”
“Herhangi bir yaşam belirtisiyle henüz bozulmamış yalnızlığın ortasındaki biçimi sıra dışıydı.”
“Hayat kısa ve uzun süredir bir köşede unutulup gittik.”
“Sanırım bu yüzden senden hoşlanıyorum, çünkü sende kuşlarda olan bir şey var; gözlerin belki ya da hayran olduğum çekingen ağzın.”
“Garip sayılabilecek bu dünyada söz konusu olan, insanların makine ve makinenin de insan olarak görülmesi.”
“Artık, kalbimin, varlığından bile haberdar olmadığım şeyleri, burada görerek kolayca sönen, gururla şişmiş küçük bir küre olduğuna inanıyorum.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.