İçeriğe geç

Leonardo Da Vinci Kitap Alıntıları – Sigmund Freud

Sigmund Freud kitaplarından Leonardo Da Vinci kitap alıntıları sizlerle…

Leonardo Da Vinci Kitap Alıntıları

Savaşı,kan dökmeyi kınamış ve insanı hayvanlar âleminin efendisi değil bütün vahşi hayvanların en kötücül olanı olarak tanımlamıştır.
Psikanaliz bize baba kompleksi ile Tanrı inancı arasında yakın bir ilişkinin bulunduğunu öğretmiş; bize kişisel bir Tanrı’nın psikolojik yönden yüceltilmiş bir babadan başka bir şey olmadığını göstermiştir ve her geçen gün genç bireylerin babalarının otoritelerinden kurtuldukları anda dinsel inançlarını da nasıl kaybettiklerine dair yeni kanıtlar sunmaktadır.
Öyle ki söz konusu fanteziyi bu özel dilden daha evrensel bir dile çevirip herkesin anlayabileceği sözcüklere dökmemiz bile mümkün olabilir.O zaman da bu çevirinin cinsel bir içeriğe işaret etmekte olduğu görülecektir.Bir kuyruk yani “coda” en bilinen sembollerden ve yalnızca İtalyancada değil başka dillerde de erkeklik organının yerini tutan ifadelerden biridir; fantezide söz konusu olan durum yani bir akbabanın çocuğun ağzını açıp kuyruğunu içine sokması ve ona şiddetle vurması ilgili kişinin penisi ağzına almasından oluşan bir cinsel eyleme, fellatio eylemine tekabül etmektedir.(The Virgin and Child with Saint Anne)Yapılan daha derinlemesine araştırmalar bizi ahlakın böylesine şiddetle lanetlediği bu durumun izlerinin en masumane türden bir kökene doğru sürülebileceğinden haberdar etmiştir.Sadece hepimizin de bir zamanlar kendimizi son derece rahat olarak duyumsadığımız bir durumun yani henüz bir süt çocuğu olduğumuz zamanlarda annemizin veya sütannemizin memesinin ucunu emmemizin farklı bir biçim altında tekrar edilmesinden başka bir şey değildir.Şimdi de Leonardo’nun çocukluk fantezisinin başka anlaşılmaz özelliği çekmektedir ilgimizi.Bu fanteziyi bir anne tarafından emzirilme fantezisi olarak yorumlamakta ve annenin yerini bir akbaba almış olduğunu görmekteyiz.Peki ama bu akbaba nereden gelmiş ve bu fantezide bulunduğu yeri alması nasıl olmuştur?Eski Mısırlılara ait hiyerogliflerde bir anneyi göstermek için bir akbaba çizerler.Mısırlılar aynı zamanda bir akbaba başıyla veya çok sayıda başında en az bir tanesinin bir akbabaya ait olarak temsil eden bir Ana Tanrıçaya tapınmışlardır.Bu tanrıçanın adı “Mut” olarak telaffuz edilmektedir.(mutter,mother)Leonardo’nun Mısırlıların anne fikrini tasvir etmek için akbaba figürünü kullanmış olduklarını ortaya atan bilimsel bir hikayeye aşinalığının bulunması da son derece yüksek bir olasılıktı.
Ben, bir gün doğup ve bir gün bu Dünyadan
çekip giden ve artlarında bu geliş ve gidişlerinden her hangi bir iz bırakamayan
yüz binlerce insan gibi yaşayamam..
Her kim ki bir tartışmada fikirlerini bazı otoritelerin söylediklerine atıfta bulunarak savunursa mantığını değil, hafızasını kullanmış olur.
Rastlantıların spermle yumurtanın birleşiminden başlayarak tüm yaşantımızı yönettiğini fakat bu rastlantıların doğanın yasalarında birer payları olduğunu ve hayallerimizi hiç umursamadığını sık sık unutuyoruz.
Kişi bir şeyin tabiatını tam anlamıyla kavrayamadığı müddetçe onu sevme veya ondan nefret etme hakkına sahip değildir.
Kişiyi bilmeye iten dürtünün kaynağında, çocukluktaki cinsel merak, yani her çocukta bulunan, çocukların nereden geldiklerini ve anne babanın buradaki rollerini bilme arzusu yatar.
Doğa, henüz yaşamda sesini duyurma şansı olmamış sayısız hikmetlerle doludur.
Kişi bir şeyin tabiatını tam anlamıyla kavrayamadığı müddetçe onu sevme veya ondan nefret etme hakkına sahip değildir.
Cinsel birleşme ve cinsel birleşmeyle herhangi bir ilgisi olan her türlü şey o kadar tiksindirici ki, böyle geleneksel bir alışkanlık olmasa, duygusal eğilimler ve güzel, hoş suratlar bulunmasa insan soyu çok geçmeden yok olurdu.

Da Vinci

Bastırma aşırı olduğunda, cinsel dürtünün izleyebileceği üç çıkış yolu vardır;
İlki, araştırma ve cinsellik düşüncede genel bir ketlenmeye yol açar*.
İkincisi, araştırma cinselleştirilir yani erotikleşmiş düşünce cinsel etkinliğin yerini alarak onun eşdeğeri haline gelir**.
Üçüncüsünde libido bilme arzusuna dönüşür, cinsel temalardan kaçınır***.

(*tipik nevroz
** obsesif nevroz
*** Da Vinci)

Kişiyi bilmeye iten dürtünün kaynağında, çocukluktaki cinsel merak, yani her çocukta bulunan, çocukların nereden geldiklerini ve anne babanın buradaki rollerini bilme arzusu yatar.
One has no right to love or to hate anything if one has not acquired a thorough knowledge of its nature.
Gülümsüyordu o hem iyi hem de kötü, hem zalim hem merhametli, zarafetle ve tıpkı bir kedi gibi, gülümsüyordu.
Fikirler arasında bir farklılık ortaya çıktığı zaman otoriteyi yardımına çağıran kişi mantığından ziyade belleğini kullanmış olur.
Bilimsel eserlerinde dünyanın tıpkı ay gibi bir yıldız veya ona benzer birşeyler olduğunu ortaya koymak ve böylelikle de dünyamızın asaletini kanıtlamak zorundasın.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Yaşamın ilk ve üç dört yılında bazı izlenimler yerleşmekte ve dış dünya karşısında da daha sonra edinilecek deneyimlerin önemlerini hiçbir şekilde ortadan kaldıramayacağı bazı tepki biçimleri belirlenmiş olmaktadır.
Doğa, henüz yaşamda sesini duyurma şansı olmamış sayısız hikmetlerle doludur.
İnsanlar hiçbir şeyi algılamayan, gözleri açık olan ancak hiçbir şey görmeyen varlıklarla konuşurlar; bunlarla konuşurlar fakat söyledikleri hiçbir şeye cevap alamazlar. Kulakları olan ancak hiçbir şey duyamayan bir varlığa yakarır, ondan af diler ve görmeyenler için mumlar dikerler.
Her kim ki bir tartışmada fikirlerini bazı otoritelerin söylediklerine atıfta bulunarak savunursa mantığını değil, hafızasını kullanmış olur.
Leonardo’nun bu figürlerle annesi tarafından baştan çıkarılmış bir erkek çocuğunun bastırdığı özlemini erilliğin ve dişiliğin birleştirilmesiyle doyuma ulaştırdığını, kendi aşk hayatındaki mutsuzluğunu reddettiğini ve sanat aracılığıyla bu mutsuzluğunu atlattığını düşünebiliriz.
Büyük sevgiler de sevilenin baştan aşağı tanınmasıyla meydana gelir ve eğer sevdiğinizi düşündüğünüz şeye veya kişiye dair yeterince bilgi sahibi değilseniz onu ya yeterince sevemezsiniz ya da ona karşı hiçbir şekilde sevgi hissedemezsiniz.
Cinsel birleşme ve cinsel birleşmeyle herhangi bir ilgisi olan her türlü şey o kadar tiksindirici ki, böyle geleneksel bir alışkanlık olmasa, duygusal eğilimler ve güzel, hoş suratlar bulunmasa insan soyu çok geçmeden yok olurdu.
Deneyimleme şansını henüz kesinlikle elde edememiş sayısız nedenle ( ragioni) dolu olan tabiata hak ettiği saygıyı gösterememenin hepimiz de hala çok uzağında bulunuyoruz.
Sperm ile yumurtanın birleşmesinden başlayarak yaşamlarımızla ilgili her türlü şeyin bir tesadüften ibaret olduğu , ancak bu tesadüflerde kanunlar ile tabiatın gerekliklerinin de birer payları bulunduğunu ve bizim bağlantıdan tümüyle yoksun olduğu gerçeğini unutmaya da fazlasıyla hazırız.
Fikirler arasında farklılık ortaya çıktığı zaman otoriteyi yardımına çağıran kişi mantığından ziyade belleğini kullanmış olur.
Unutma ve tekrarlama vakalarının önemli oldukların” aksi halde gizli kalacak itkilerin açığa çıkmasına izin verdiğini çok uzun zaman önce öğrenmiştir.

Biz bu türden bir tekrarlamayı perseverasyon yani saplanıp kalma olarak ağdalandırmaktayız.

Neredeyse dört yüz yıldır kendisinin önünde toplanan hayranlarına poz vermekten hiçbir zaman vazgeçmeyen Mona Lisa Gioconda’nın nasıl da çözülmez ve tutkulu bir gizem oluşturduğu bilinir. “Hiçbir sanatçı kadınsılığın tam özünü bu kadar iyi ifade edememiştir. “
Pierre de Corlay
Caterina’nın ölümün ardından cenazesi için yapılan harcamalar :
1 kilo mum 27 florin
Haçın taşınılması ve dikilmesi için 18 florin
Katafalk 4 florin
Tabut taşıyıcıları için 8 florin
4 rahip ve 4 kilise memuru için 29 florin
Çalınan çanlar için 2 filorin
Mezar kazıcıları için 16 florin
Defin izini veren görevliler için 1 florin
TOPLAM 108 florin

Daha önceki harcamalar

Doktır için 4 florin
Şeker ve mumlar için 12 florin
Toplam 16 florin

GENEL TOPLAM 124 florin

NERGİS : Yunan efsanesine göre Narcissus ( Nergis) başka hiçbir şeyi beğenmeyen ve sonunda da bu adı taşıyan güzel bir çiçeğe dönüşen gençtir.
Üç yaş civarı ; Leylek masalına inanmayı şiddetle reddetmekte zaten düşünsel bağımsızlıkları da bu inançsızlık eylemiyle birlikte başlamakta çoğu kez kendilerini yetişkinlerle çok ciddi bir muhalefet içinde hissetmekte ve sonradan da bu konudaki gerçekleri onlara söylemeyerek kendilerini aldatılmış oldukları için hiçbir zaman affetmemektedirler.
Hakkında çok az şey bildiğiniz bir şeye karşı ancak ya çok az sevgi duyabilirsiniz ya da hiç sevgi duyamazsınız.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir