İçeriğe geç

Piraye’de Nazım Olmak Kitap Alıntıları – Nazan Arısoy

Nazan Arısoy kitaplarından Piraye’de Nazım Olmak kitap alıntıları sizlerle…

Piraye’de Nazım Olmak Kitap Alıntıları

Kimseyi çaresiz bırakmayın. Aynı yaralar sizde açıldığında o yaralıya ihtiyacınız olabilir.
Temas etmeden birbirlerini yaşadılar. Birbirlerinde yaşadılar. Ayrı öldüler ama ayrılmadılar.
Özlüyorum.
Esaretinde bendeki özgürlüğünü ve hükmünü özlüyorum..
Ela gözlerimde yeşil hare aradı gözlerim. Senden bana bakınca mı ortaya çıkıyor o yeşil hareler yoksa sen başka bir çift melun göz için mi yazdın o şiiri?
Yerime yerleşenler varmış gibi görünse de yerimi bilen tek kişi sensin. Sana yalvarmayacağım, sana dönmeyeceğim. Paylaşmayı isteyen arsız yüreğine yenilmeyeceğim. Gözlerinin değdiği kim varsa orada kal. Sana kanlı canlı bir daha kendini sakladığın gözlerimi vermeyeceğim.
Görmediğinde daha kolay alışıyor insan sevdiklerinin yokluğuna.
Seni ömrüm oldukça tüketmeyeceğim.
İnsan çok istediği bir varlığı kesinlikle sahiplenmeli. Ben senin varlığınla beni keşfettim.
Paylaşılmayı isteyen arsız yüreğime yenilmeyeceğim. Gözlerinin değdiği kim varsa orada kal. Sana kendini bir daha gözlerimden göstermeyeceğim.
Kimseyi çaresiz bırakmayın. Aynı yaralar sizde açıldığında o yaralıya ihtiyacınız olabilir.
Varlığın ile yaşadığını hisseder insan. Mutlu, neşeli, heyecanlı olmak tanımlarını içinde barındırır. Bu hislerin harmanlanmasından oluşan varlıktır aşk. İnsana mükafattır.
Sana senin şiirinle veda etmeyi çok isterdim. Veda etmeyi beceremediğim tek insansın.
Kararsız kaldığım en güzel çelişkimsin sen.
Çok kızıyorum sana, çok da kırgınım ama seni sevmekten bir gün bile vazgeçmedim. Ciğerlerim nefessiz kalıp tutulasıya kadar ağlardım önceleri, şimdi buna da mecalim yok.
İnsana en büyük ders olmalı keşke diye kurduğu cümleler ve asla ertelememeli, gizlememeli hislerini.
Evladıma en büyük öğüdüm olsun. İsteyip de sahip olmayı başardığı bir aşkı yaşamak için önce kendi kabuğundan sıyrılsın, kendini teslim etsin, hislerine inansın, yanılmak da var, yenilmek de. Kabullenip muzaffer olmayı seçsin. Aşkta muzaffer olmayı başaran kendini yaşadım saysın. Korkakça yaşamak insanın harcı olmamalı
“Hep anlattınız, hep yazdınız, iftira ettiniz, kendinizce yargıladınız ama bana hiç sormadınız. Nazımdan, eşinden, dostundan beni dinlediniz. Ben de Nazım olmak ne demek hiç anlamadınız. Şimdi sıra bende. Sessiz çığlıklarımın yankıları yüreklerinizi titretecek. Susmak yok artık. Haykırıyorum. Seni hudutsuzca seviyorum Nazım…”
Biraz senden, biraz benden katarım kadehime. Alem sarhoşluk görsün.
Nazım, Piraye’de aşkı tattı, aşk yazdı öyle biraz. Piraye, Nazım’da aşk oldu, aşk yaşadı Nazım’a inat
Görmediğinde daha kolay alışıyor insan sevdiklerinin yokluğuna!.
Siyah beyazlığına rağmen baktığım fotoğraflarında görünen derin mavi gözlerini düşledim yeniden. Baktığım yerde senin varlığınla anlam buluyor gözlerin. Bakılası gözlerin sağolsun adamım. Adam gibi aşka aşık adamımsın benim.
Bedelsiz verilen aşkın bedeliymiş yalnızlık meğer. Senin gözlerinde görmek istediğim gözler ve avuçlarında başka nazik parmaklar var. O ellerle, o gözlerle mi aşıksım sen artık?
Dilediğine gitsin aşk. Bana yakışmadı. Emanet gibi duruyor artık üzerimde.
Buz dağı gibi görünen insanlığımın arkasında sıcaklığını en iyi bilen sensin.
Sen diye yanacağım ama içimde alev alıp, içimde söneceğim.
Soludukça yerleştiği her bir hücrem ile sen oluyorum.
Ruhundan kağıda damlayan hala ben miyim?
Sen bana ait olmayan bensin.
Seni affedeceğim. Sana yeniden kanacağım. Kendimi hiçbir manası olmayan kocaman yalanlarına inandıracağım. Sana geleceğim dilediğin gibi. Senden gitmek ne mümkün?
Beni her toprağın altına gömdüğünde yahut dizlerim paramparça oluncaya kadar sürüklediğinde de tüm yaralarıma inat, ben, yalnız sürüklediğin yolda peşinden gelmek istiyorum. Bu bendeki aşk olmasa senin her mücadelen beyhude.
İnsan beyni günde elli binden daha fazla düşünce üretmek zorunda olmasına rağmen piyasada niçin bu kadar aptal var?Çünkü beynin sana günde elli binden fazla düşünce üretmek zorundasın demiş ama aynı düşünceyi tekrar tekrar üretmek yasaktır dememiş!
Af dilemiş, yaptığın hatanın ne kadar da seni değersiz bir adam yaptığından bahsetmişsin. Kendine bir sürü hakaretler etmişsin. Benim sana telaffuz etmekten utandığım birçok kelimeyi fütursuzca kendine söylemişsin.
Memleketim, esaretim, hürriyetimsin derdin severken
Nazım, Piraye’de aşkı tattı, aşk yazdı öyle biraz. Piraye, Nazım’da aşk oldu, aşk yaşadı Nazım’a inat
Sustu Piraye, sözlerle aşkını kirletmesi mümkün olan bütün cümlelerini kilitledi
Oysa insan kendinden vazgeçemez sevgili. Sen, benliğimde bana rağmen yaşamayı başaran bendin.
İkincisi, yaşadığını hissettiren tüm eylemlerin farkında olarak yaşamaktır ve şüphesiz bu en saadetli yaşam şeklidir. Düşünmek, okumak, sevmek, dövüşmek, sevişmek, işitmek, eğlenmek, nefret etmek, çalışmak gibi eylemleri, hisleri bile bile hissetmek yaşamaktır. Esas olan budur. Dolu dolu yaşadığını hissetmektir bu.
“Yağmurlar havadis gönderdi penceremdeki kuşlarla, son yağmurdan sonra Özgür olacakmışım.”
“Virgüllerin bitti sevgilim. Bundan öte ne hasret olabilir ne de acı.”
Bedelsiz verilen aşkın bedeliymiş yalnızlık meğer.
Aslında ruhsal kusur egonun saldırıları aşk acısı zannedilir çoğu zaman.Aşk suçlanır.
Nazım, Piraye’de aşkı tattı, aşk yazdı.
Onu gördüğü gün yaşamaya başlayan ruhunu Nazımsızlıkla öldürmedi.
Piraye, şiirden bir kadındı.
Hiçbir şey sonsuz değil, öğrendim.
Aşka aşık adamların oltalarına takılan masum balıktır aşık kadınlar. Ahmakça avlanır, canından olurlar
Benden sana bakmayı becerebildin mi hiç?
İnsana en büyük ders olmalı keşke diye kurduğu cümleler ve asla ertelememeli, gizlememeli hislerini.
Kendimden vazgeçtim, sende kaldım.
Seni şimdi öldürmeyi başaramadığım için içimde beni öldürdüm ben
Fark etmeden senin olmuşum. Sana göre şekilleniyorum tüm olan bitane karşı.
Shakespeare’in söylediği gibi, insanlar beğendikleri bedenlere hayalindeki ruhları yerleştirip adını aşk sanıyor belki de
Nazım, Piraye’de aşkı tattı, aşk yazdı öyle biraz.
Piraye, Nazim’da aşk oldu, aşk yaşadı Nazım’a inat.
“Yağ yağmur yağ. Üzerime özgürlüğümü damlatma, sağanak yağdır bir an önce bitsin bu esaret bitsin.”
Ayrı öldüler ama ayrılmadılar.
Bugün de sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti.
Yalnızlık ve sensizlik kokuyor üstüm başım..
Keşkelerle yaşanmaz.derdin. Keşkelik bir ömür inşa etmek zayıf insanların işi.
Sen piraye’den şiirler yazıp, münevver’de bu dünyaya imza atmışsın meğer
Aynadan çok, sende kendimi görmeyi severdim ben.
Sen olmazsan, ölürdüm. demiştim sana bir mektubumda. Sanırım biz birbirimize rastlamadan önce yaşamıyormuşuz. Yaşamın içerisinde kifayetsiz bir şekilde var oluyormuşuz sadece.
Virgüllerim bitti sevgilim. Bundan öte ne hasret olabilir ne de acı.
Nasıl da susuyordum içimdeki onca çığlığa rağmen.
Sustu Piraye. Sözlerle aşkını kirletmesi mümkün olan bütün cümlelerini kilitledi. Sorulanları, söylenilenleri duymadı.
Ne kadar çok sensiz nefes almaktan usanmış olsam da sırf senin eksilmene gönlüm razı gelmeyeceği için yaşama direnmekteyim.
Canım yanıyor sevdiğim, özleminden deliye dönüyorum geceleri.
Çok hastayım. Bedenen değil, ruhen hastayım, sevgilim.
Mesafelerin bana düşen tarafından her gece ve ellerinin dokunduğu her mektupta yeniden bedenden içeri girerdin. Kimselerinkine benzemezdi bizim sevişmelerimiz. Ruhların sevişmesi tasvir edilemez, yaşanır sevgilim. Seni yine çok özledim.
Sende kaybolurken her zaman seni yeniden seveceğim. Sen bana ait olmayan bensin. Sende her daim kendimi bulacağım. Aşk olmazsa şiir, şiir olmazsa şair, şair olmazsa Nazım olmaz.
Piraye olmak, Nazım’ın aşk tanımı olmaktır. Gerisi, ilerisi teferruattır.
Piraye’ydi aşkın adı ve Piraye müsebbibiydi bu aşkın. Şiirden bir kadındı Piraye. Şiirden şair yarattı. Şairi aşık etti kendini. Kendide bu eşsiz aşk ile boğuldu. Aşk ile yoğrulup, aşk ile piştiler. Etrafa aşk kokusu yayı, insana aşkı öğrettiler. Öykesine başlamış ve bitmiş bir aşk da değildi üstelik. Sonsuz olmuş bir aşkın içerisinde, olması gerekenleri öğrettiler.
Yaşamın içerisinde kifayetsiz bir şekilde var oluyormuşuz sadece

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir