Thomas Love Peacock kitaplarından Karabasan Manastırı kitap alıntıları sizlerle…
Karabasan Manastırı Kitap Alıntıları
İtiraf edelim ki okulu sayesinde her türlü okuma sevgisinden kurtulmuştu.
Evlilikten önce onlara dair hüküm verilirken her biri hemen hemen aynı ölçüde iyidir. Acı bir tecrübeyle öğrendiğim üzere, asıl niteliklerini ancak evlendikten sonra gösterirler. Yani evlilik bir piyangodur, bileti fazla ince eleyip sık dokumadan almak daha iyi olur.
Kabahat onların yapay eğitimlerinde; bu eğitim onları toplumun büyük oyuncakçı dükkanında satışa çıkarılacak müzikli bebeklere çevirmek için elinden geleni yapıyor.
İster kilit altında, ister özgür olsunlar. Sonuç aynı: Zihinleri her zaman kilit altında ve anahtar da kibrin, çıkarın elinde.
Bu yüzden Bay Sertbakan onun hatırasını el üstünde tutmuş ve kafatasından bir punç kasesi yaptırmıştı.
İnsansevmezlik bazen hayal kırıklığına uğramış iyilikseverliğin ürünüdür, fakat çoğunlukla aşırı özgüvenin ve kangrene dönmüş kibrin, hak ettiğinden daha iyi muamele görmediği için dünyayla didişip durmanın neticesinde ortaya çıkar.
Mutlu yaradılış zevk alacağı malzemeyi her yerde bulur.Topluluk içinde yahut tenhada, kalabalığın uğultusunda yahut dağların sessizliğinde..
Hayal kırıklığının, umutsuzluğun ortasında nasıl neşeli olabiliriz?
Soyut bir mükemmellikte olmadığı için insanlığa, şövalyelik şiirleri yazanların enfes hayallerini hayata geçirmediği için aşka dil uzatmak, her zaman güneşli olmadığı için yaz mevsimine, her zaman açmış vaziyette olmadığı için güle dil uzatmak gibidir.
İnsanlar iyi de dürüst de değil çok zamandır; olguların mı hükmü kalmadı, tabirlerin mi, sorgulamak lazım
Aptalca bir aşk kavgası, hepsi o kadar. Kaprisler, yersiz hevesler, nisan yağmurları. Yarın hepsi geçiverir.
En büyük kötülük ahlaki ve siyasi literatürmüzede haddinden fazla alelade ışık bulunması; ışık gizemin büyük düşmanıdır, gizem ise tutkunun büyük dostu.
Eylem hürriyeti diye bir şey yoktur. Hepimiz kör, acımasız biri zorunluluğun köleleri, kuklalarıyız.
Zihinleri her zaman kilit altında ve anahtar da kibrin, çıkarın elinde.
Ne yapmalı?
Yazgım dönüm noktasına erişti: Dünya bir sahnedir, benim istikametimse çıkış.
Bence evvela yemeğinizi yiyin, sonra yine perişan olun isterseniz.
Git başka yerde gakla.
Aşk rüzgar eker, kasırga biçer.
İnsan beyni günde elli binden daha fazla düşünce üretmek zorunda olmasına rağmen piyasada niçin bu kadar aptal var?Çünkü beynin sana günde elli binden fazla düşünce üretmek zorundasın demiş ama aynı düşünceyi tekrar tekrar üretmek yasaktır dememiş!
Kendim için de, başkaları için de umudum yok.
Efendim, karımla münakaşa ettim; karısıyla münakaşa etmiş bir adam ülkesine karşı tüm vazifelerinden affolunmuştur.
Aşık olursam şayet, sınır ve kısıtlama olmaksızın aşık olurum.
Ben kendime güvenirim.
Tasarladığın şeyi anlamadım mı sence, seni gidi aşağılık canavar?
Mutsuz olmak moda şimdi.
Herhangi bir şey için çok uğraşacaksam efendim, buna değip değmediğini her zaman sorgularım.
İşte bu sebeplerle en büyük oğlumun ismini Emanuel Kant Gölgeperver koydum.
Dante’nin şeytanları ne renktedir bilmiyorum, ama kendisi giderek moda olduğuna göre mavi olmaları gerektiği sonucuna varıyorum; çünkü bana öyle geliyor ki Bay Gölgeperver, mavi şeytanlar revaçta olan edebiyatın temelini teşkil etmekte.
Hiç sorun yaratmayacak kısa bir kur yapma metodu öğretiyim mi size?
Hiç aşık oldunuz mu Bay Takatsiz?
Dante’yi hiç okudunuz mu Bay Takatsiz? Somurtkan Dante okuyor ve şu an Araf’ta.
Ağzınızın tadı iyi değilse, yemek iyi olsa ne fayda?
Eylem hürriyeti diye bir şey yoktur. Hepimiz kör, acımasız bir zorunluluğun köleleri, kuklalarıyız.
Çok hayal kırıklığına uğradım.
Dünya bir sahnedir, benim istikametimse çıkış.
İlişkilerde kaderimizi yekunu acı çektirmek yahut tahammül etmektir.
Aşk rüzgar eker, kasırga biçer.
Gencecikken solup gidiyoruz; dinmez bir susuzlukla, soluk soluğa, elde edemeyeceğimiz faydaların peşinde koşuyoruz; en baştan en sona hayaletlerin cazibesine kapılmışız..aşk, şöhret, hırs, para tutkusu..hepsi boş, hepsi fena; nice isimlerle anılan bir göktaşı ki ölümün dumanında yok olup gidiyor.
Aşık olursam şayet, dedi, sınır ve kısıtlama olmaksızın aşık olurum.Tüm zorluklar hafif, tüm fedakarlıklar ucuz, tüm engeller eften püften gelir bana.
Aptalca bir aşk kavgası, hepsi o kadar. Kaprisler, yersiz hevesler, nisan yağmurları. Yarın hepsi geçiverir.
Mutsuz olmak moda şimdi.
.. faydalı hayatının sona erişi güzel bir günün akşamına benzer.
Rica ederim bu dünyadan biri gibi söyle sözlerini..
Çoğunluğun her zaman denetim altında tutulması lazım, fakat hikmetli ve dürüst rehberleri bulunmalı.
Eylem fikrin sonucudur ve fikri yeniden kurmak toplumu yeniden kurmaktır.
Yani evlilik bir piyangodur, bileti fazla ince eleyip sık dokumadan almak daha iyi olur.
Zihinleri her zaman kilit altında ve anahtar da kibrin, çıkarın elinde.
Aşıklar ağlaya ağlaya birbirlerine ebediyen sadık kalmaya ant içip ayrılmak zorunda kaldılar.
.. zira kadın sesi yumuşaklıkla, sevgile akort edildiği vakit diğer tüm seslerden daha ahenklidir..
Zenginlikler doğru kullandıkları takdirde mutluluğun araçları olabilirdi, fakat bir başlarına mutluluk değildiler.
Somurtkan büyüdüğünde olan şekilde okula gönderildiği, orada canını yaka yaka azıcık bilgi nakşedildi ona; sonra üniversiteye gitti, orada bu bilgiler dikkatle geri alındı ondan. Eve iyi dövülmüş bir buğday başağı gibi, kafasının içinde hiçbir şey olmaksızın yollandı.
Zenginlikler doğru kullanıldıkları takdirde mutluluğun araçları olabilirdi, fakat bir başlarına mutluluk değildirler.
Fakat zihinleri nasıl kilit altına alınıyor? Kabahat onların yapay eğitimlerinde; bu eğitim onları toplumun büyük oyuncakçı dükkanında satışa çıkarılacak müzikli bebeklere çevirmek için elinden geleni yapıyor.
Aşk yeryüzünün bir sakini değildir. Atinalıların meçhul tanrılarına tapındığı gibi tapınıyoruz ona. Fakat kırık kalpler onun imanının şehitleridir, göz de fantezilerinin resmettiği ve tutkunun aldatıcı güzelliğin patikalarında, rayihası acı olan çiçekler, sakızı zehir olan ağeçlar arasında peşinden koştuğu formları asla göremeyecektir
İlişkilerde kaderimizin yekûnu acı çektirmek yahut tahammül etmektir
Sağlığa faydalı bir hap gibi görünen, altın varağa sarılı bir örümcek takdim etmiş olurum böylece.
Dünya bir sahnedir
Aşk rüzgâr eker, kasırga biçer.
Metafizik araştırmaların hazzı neticede değil vasıtalardadır, neticelere ulaşıldığı takdirde vasıtaların verdiği haz sona erer.
Vay hâlinize yerde ve gökte yaşayanlar!
Çünkü İblis büyük bir öfkeyle üzerinize indi.
Çünkü İblis büyük bir öfkeyle üzerinize indi.
Eylem fikrin sonucudur.
Zenginlikler doğru kullanıldıkları taktirde mutluluğun araçları olabilirdi, fakat bir başlarına mutluluk değildiler.
Vay hâlinize yerde ve gökte yaşayanlar! Çünkü iblis büyük bir öfkeyle üzerinize indi.
Eylem fikrin sonucudur ve fikri yeniden kurmak toplumu yeniden kurmaktır.
Zenginlikler doğru kullanıldıkları taktirde mutluluğun araçları olabilirdi, fakat bir başlarına mutluluk değildiler.
Soyut bir mükemmellikte olmadığı için insanlığa, şövalyelik şiirleri yazanların enfes hayallerini hayata geçirmediği için aşka dil uzatmak, her zaman güneşli olmadığı için yaz mevsimine, her zaman açmış vaziyette olmadığı için güle dil uzatmak gibidir.
Eylem hürriyeti diye bir şey yoktur. Hepimiz kör, acımasız bir zorunluluğun köleleri, kuklalarıyız