Agatha Christie kitaplarından Ölüm Çığlığı kitap alıntıları sizlerle…
Ölüm Çığlığı Kitap Alıntıları
insan təbiəti çox mürəkkəbdir
Cavanlar elə bilirlər ki, yaşlılar ağılsızdır. Yaşlılar isə elə bilir ki, cavanlar ağılsızdır
Gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünürler, yaşlılar ise gençlerin aptal olduğunu bilirler.”
«Acımasız bir dünya bu.»
«Bazen de kötü bir dünya.»
«Bazen de kötü bir dünya.»
İnsan hayatta daima nankörlükle karşılaşıyor.
«Bazıları yaşayan ölüdür çünkü.»
«Bazen insanın dertleri gözlerinin keskinleşmesine neden olur »
Son zamanlarda ahlâk çok bozuldu. Kimse konuşmasına dikkat etmiyor
Korkarım bu dünya kötülük dolu.
«Hesap günü geldiği zaman tek nedeninin adillik olması beni üzerdi. Çünkü o zaman da bana sadece adaletle davranırlardı.»
«Merhamet benim için her şeyden değerlidir.»
«Şöyle heyecanlı bir olay olsa. Bir cinayet örneğin! Hoş hırsızlığa bile razıyım ya!»
Herkes de ne kadar iç sıkıcı Dayanılacak gibi değil. Param olsa başımı alıp gideceğim. Ama parasız nereye kaçabilirim?
‘Gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünürler yaşlılar ise gençlerin aptal olduğunu bilirler.’
‘İnsanlar neden her şeyi genelleştirmek isterler, bunu hiç anlayamamışımdır. Genel kurallarla gerçekler çok ender uyuşurlar.’
Acımasız bir dünya bu.
İnsan hayatta daima nankörlükle karşılaşıyor.
Bir iki kitap okudu diye her şeyi bildiğini sanıyordu.
Ama ölüm gerçekleri değiştirmez.
O kadar mutsuzum ki. Ah, öyle mutsuzum ki.
Bazen ölüm insanın hislerinin değişmesine sebep olur.
Fakat hayat çok acı, öyle değil mi?
Ben insanları çok inceledim. Artık onlardan fazla bir şey de beklemiyorum.
İnsanın acıları bazen başkalarına karşı da gözlerinin açılmasına neden olur.
Gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünürler, yaşlılar ise gençlerin aptal olduğunu bilirler.
Ve nihayet ölürsün. Ama sana her zaman gömü ruhsatı vermezler. Bazıları yaşayan ölüdür çünkü.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bazen insanın acıları gözlerinin keskinleşmesine neden olur.
“Bu bir roman olsaydı, ihtiyar ölürdü, böylece herkes kurtulurdu.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünürler, yaşlılar ise gençlerin aptal olduğunu bilirler.
Birinin gizli ve zevkli günahı olmak, başkalarının onur duyacağı bir kadın olmaktan daha hoştur.
-Ve ölürsün, ama her zaman ölüm kağıdı olmaz. Çünkü bazıları yaşayan ölülerdir.
Gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünürler, yaşlılar ise gençlerin aptal olduğunu bilirler.
Pek az kimse başkaları için her şeyi yapabilir. Ne kadar istersek isteyelim, gücümüz yetmez buna.
– Sonuç olarak yaşam her yerde aynıdır. Doğarsın- büyürsün- başka insanlarla bir araya gelirsin- itilip kakılırsın- evlenirsin- çocukların olur
– Ve ölürsün. Ama her zaman ölüm kâğıdı olmaz. Çünkü bazıları yaşayan ölülerdir.
– Ve ölürsün. Ama her zaman ölüm kâğıdı olmaz. Çünkü bazıları yaşayan ölülerdir.
Ama ölüm gerçekleri değiştirmez.
Korkarım bu dünya kötülük dolu.
Siz gerçek dünyadan uzaksınız, insanları pek tanımıyorsunuz. Korkarım insanları benim kadar uzun bir süredir incelemiş olsaydınız, onlardan pek fazla bir şey beklememek gerektiğini de öğrenmiş olurdunuz.
Ölüm bazen insanın duygularının değişmesine neden olur.
Âşık erkeğin gözünde sevdiği kadın daima melektir.
Yani sizce herkes kendi aşkının eşsiz olduğunu sanır, öyle mi demek istiyorsunuz? Belki bunda haklısınız da.
Romanlarda genellikle enerji dolu gençlerden söz edilir; joie de vivre, gençliğin büyüleyici, olağanüstü yaşama zevki . Ama nedense benim karşılaştığım gençler genellikle ruh gibidirler, cansız
Hesap günüm geldiğinde sunabildiğim tek savunmamın adil olmam oluşunun beni üzeceğini düşünüyordum. Çünkü o zaman da bana sunulan da yalnızca adalet olurdu.
O çağlarda aşk, ateşli bir hastalıktan farksızdır.
Mikroskopla bakıldığı zaman hiçbir şey durgun bir bataklıktan alınan bir damla su kadar yaşamla dolu olamaz.
Miss Marple mırıldandı. “Ah Ben herkesten biraz şüphelenilmesinin doğru olacağına inanırım. Yani insan kesin olarak bilemez demek istiyorum.”
“Bazen insanın dertleri gözlerinin keskinleşmesine neden olur” diye cevap verdim.
“Siz bunu bilemezsiniz.”
“Korkarım bu konuda da sözlerimi olduğu gibi kabul etmek zorundasınız, Müfettiş bey.”
“Korkarım bu konuda da sözlerimi olduğu gibi kabul etmek zorundasınız, Müfettiş bey.”
“Veremli cemiyet için tehlikeli değildir.” “Bir bakıma tehlikelidir. Hastalığını başkalarına aşılar. Bence cani de hastadır.”
Pek az kimse başkaları için her şeyi yapabilir. Ne kadar istersek isteyelim, yine de çaresiz kalırız.
Gençler yaşlıların aptal olduklarını düşünürler yaşlılar ise gençlerin aptal olduklarını bilirler
Sonra her şey.. her şey.. başka türlü. Yani sandığınız gibi değil.
Romanlarda enerji ve hayat dolu gençlerden söz edilir. Fakat benim karşılaştığım bütün gençler nedense daha ziyade hayalete benzerler.
Ben insanları çok inceledim. Artık onlardan fazla bir şey de beklemiyorum.
Yeni gerçeklerle yüzleşebilmek gerekir. Ama bazen bu, yaşamı çok güçleştirir.
– Ölüm Çığlığı
Bazen insanın dertleri gözlerinin keskinleşmesine neden olur”
Onların tek bir şeye ihtiyacı var diye cevap verdi. Biraz ahlaksızlığa. O zaman başkalarının ahlaksızca tarafını aramaktan vazgeçerler.
İngiltere’de boş zamanı olan ihtiyar bir kızla boy ölçüşebilecek bir tek polis hafiyesi yoktur.
“Bütün dünya âşıkları sever” derler. Bu sözü cinayete tatbik ederseniz, yanılmaz bir kural elde etmiş olursunuz.
Hesap günü geldiği zaman tek nedenimin adillik olması beni üzerdi. Çünkü o zaman da bana sadece adaletle davranırlardı.
“Gençler yaşlıların aptal olduğunu düşünürler, yaşlılar ise gençlerin aptal olduğunu bilirler.”
“Zavallı çocuk. O çağlarda aşk, ateşli bir hastalıktan farksızdır.”