Charles Bukowski kitaplarından Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı kitap alıntıları sizlerle…
Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı Kitap Alıntıları
Dünyayla tamamen uyumsuz bir genç adam
Yemek de yemezdim şarap ve klasik müzikle beslenirdim
Lanet bir sinek gibi yaşıyordum
Ya da kafası karışık bir sıçan gibi belki
Hayatta kalabilecek parayı nereden bulduğumu hatırlamıyorum artık.
ve oda bana geri bakıyor
Sonra da pencereden dışarı
Zaman çaresiz sarkıyor
kapının tokmağından
Kağıt ağırlığı işlevi gören
altın rengindeki baykuş
Başını kaldırıp
bir çok
boş cumartesi öğleden sonralarına oturup katlanmak zorunda olan yaşlı adama bakarken
o kentte değil,
bütün dünyada
Kurtuluş şansımız yoktu
ama yine de
katlanıp devam ediyorduk.
şöyle dedi, “sonunda
mükemmel kadın diye bir şey olmadığını kavradığında kadınların neden olduğu çılgınlığın tuzağına düşmeden oturup huzurlu bir biçimde bekleyebilirsin ölümü.”
Mike önündeki içki bardağına bakıp cevap verdi;
“ama, aklını koruyabilmek için önce bir dizi çılgınlıktan geçmek gerekir.”
“çılgınlıklar,” dedi Arnold, “hepsinin adını hatırlıyorum ”
“ben,” dedi Mike, “hepsinin birbirine benzediklerini hatırlıyorum: bağırsaklar, dirsekler, kafatasları, kulaklar, diz kapakları, damarlar, saçlar, gözler, kulaklar, ayaklar, parmaklar filan ”
“bende en çok şikâyetleri yer etmiş,” dedi Arnold.
“hiç biri beni beğenmiyordu sanki.”
“seni beğeniyorlardı,”dedi Mike, “ama kafalarındaki kalıba göre biçimlendirmeye çalışıyorlardı ”
“kadınlardan konuşmayalım,” dedi Arnold.
“bir yere varmaz.”
“pekâla öyleyse,”dedi Mike, “şunu deneyelim: bir nükleer savaşın dünyayı yerle bir etmesine ne kadar kaldı sizce?”
“yapma arkadaş,” dedi Arnold,“ kadınlardan nükleer savaşa!”
telefon kablosuna tünemiş kuşlar
Bekliyorlar
sessiz bir pazar sabahın altısında
ben dünün unutulmuş sandviçini yerken
Bir ayakkabı köşede
dik duruyor,
Diğeri yan yatmış
Evet, bazı hayatlar harcanmak için yaratılmış
eğitimsiz biriydim ve düşlerin çoğunu gerçekleştirmiştim (yani, savaşacaksan ekmeğin tamamı için savaş)
En iyi zaman
Fabrikadan eve dönüş zamanıydı.
Trafik ışıklarında durup
kalabalığı seyrederek,
olmak istedemediğim yerle
gitmek istemediğim bir yerin
arasında asılı
iki mutsuz yaşantının arasında
sıkışıp kalmıştım..
Aşk
Ezilmiş bir kedidir
Aşk
Köşedeki pes etmiş gazete satıcısıdır
Aşk
Ihanettir
Aşk
Eski LA otelinin , çatısına yağan yağmurdur
Aşk
Bulamadığın piredir
Aşk
Sinekli bir sokakta duran eşşektir
Aşk
Boş bar taburedisir
Aşķ
Rulet masasında Dostoyevski’dir
Aşk
Bir yabancıyla dans eden karındır
Aşk
Ve
çok fazla ve fazlasıyla erken kullanılan bir sözcüktür
Aşk
kötü bir şiiri yırtıp atmak.
Bir zamanlar
iyi olan
ama artık
mahvolmuş,
katı ve bölük pörçük
bir şeye dönüşmüş bir kadından
kurtulmak
çok daha zordur.
Bazı hayatlar harcanmak için yaratılmış
Benim mutlu olmamı istiyor
Kendisi haftada birkaç kez dayak yemesine rağmen
bana mutlu olmamı söylüyordu.
Henry, gülümse! Neden hiç gülümsemiyorsun.
Sonra, nasıl yapılacağını göstermek için gülümserdi ve hayatımda
gördüğüm
en hazin
Gülümsemeydi, annem..
Aslında inanılmayan
Ama yine de inanılan
Yeni bir efsane tabakası
Kaplar işini
Bu da birçok dahinin aslında
Göt
Ve birçok
Götün
Aslında dâhi
Oluşunun açıklamasıdır.
Nihai patlama gerçekleştiğinde
Kaçacaklarını
Kestirmek pek güç değil;
Emniyetli cennetlerine kaçıp
Patlamayı sonuna kadar seyredecekler,
Ve mantıklı bir bekleme sürecinden sonra
Tekrar dönüp
Saçma ve bağışlanmaz
Adaletsizlikte yeni bir gelecek
İnşa etmeye koyulacaklar.
En iyi zaman
Fabrikadan eve dönüş zamanıydı.
Trafik ışıklarında durup
kalabalığı seyrederek,
olmak istedemediğim yerle
gitmek istemediğim bir yerin
arasında asılı
iki mutsuz yaşantının arasında
sıkışıp kalmıştım..