Josef Stalin kitaplarından Strateji ve Taktik kitap alıntıları sizlerle…
Strateji ve Taktik Kitap Alıntıları
1. Ayaklanma hiç şakaya gelmez, bir kez başlatıldı mı sonu na kadar götürülmesi gerektiği bilinmelidir.
2. Belirleyici yer ve zamanda güçlerin büyük bölümü yoğunlaştırılmalıdır, yoksa daha iyi bir eğitime ve örgütlenmeye sahip düşman, ayaklananları yok eder.
3. Ayaklanma bir kez başlatıldı mı, büyük bir kararlılıkla hareket etmek ve her koşulda ve mutlaka saldırıya geçmek gerekir. ‘Savunma, her silahlı ayaklanma için ölüm demektir.’
4. Düşmanı gafil avlamaya ve birliklerinin henüz dağınık olduğu anı kovalamaya gayret edilmelidir.
5. Ne kadar küçük de olsa günlük (eğer bir kent sözkonusu ise ‘saatlik’ diyebiliriz), yeni başarılar elde etmeli ve ne pahası na olursa olsun ‘moral üstünlüğü’ korunmalıdır’.
Yalnızca öncü ile zafer elde edilemez. Bütün sınıf, geniş kitleler öncüyü doğrudan doğruya desteklemedikçe ya da hiç değilse ona karşı iyimser bir tarafsızlık tutumu almadıkça, öncüyü tek başına belirleyici mücadeleye sürmek yalnızca ahmaklık değil cinayettir de.
Bazıları, Leninizmin genelde reformlara karşı, uzlaşmalara ve anlaşmalara karşı olduğunu sanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Belirli bir anlamda her ne kopanrsan kâr olduğunu, belirli koşullar altında genelde reformların, özelde ise uzlaşma ve anlaşmaların zorunlu ve yararlı olduğunu Bolşevikler de herkes kadar bilir.
( )
Bundan dolayı, apaçıktır ki, burada önemli olan, reformların ya da uzlaşma ve anlaşmaların kendileri değil, reformlardan ve anlaşmalardan nasıl yararlanıldığıdır.
Reformist için reform herşeydir; devrimci çalışma ise ikincil bir-şey, lafı edilecek bir konudur, gözboyamaya yarar. Bundan dolayı burjuva iktidarının varlığı koşullarında reformist bir taktikle reform, kaçınılmaz olarak bu iktidarın sağlamlaştırılmasının bir aracına, devrimi çökertmenin bir aracına dönüşür.
Oysa devrimci için tersine, esas olan reform değil, devrimci çalışmadır; devrimci için reform, devrimin bir yan ürünüdür. Bundan dolayı burjuva iktidarının varlığı koşullarında devrimci bir taktikle reform, doğası gereği, bu iktidarı çökertmenin bir aracına, devrimi sağlamlaştırmanın bir aracına, devrimci hareketin daha da geliştirilmesi için bir üs noktasına dönüşür.
– Ayaklanmayla asla oyun oynama, ama bir kez onu başlatınca, sonuna kadar gitmek zorunda olduğunu tam olarak bilmek zorundasın.
– Tayin edici yerde ve tayin edici anda büyük bir güç üstünlüğü yoğunlaştırılmak zorundadır, çünkü aksi takdirde daha iyi eğitilmiş ve örgütlenmiş olan düşman, ayaklanmacıları yok edecektir.
– Ayaklanma başlar başlamaz, en büyük kararlılıkla davranmak ve her halükârda ve mutlaka saldırıya geçmek gerekir. ‘Savunma, silahlı ayaklanmanın ölümüdür.’
– Düşmanı gafil avlamaya ve birliklerinin dağınık olduğu anı yakalamaya çalışmak gerekir.
– Küçük de olsa günbegün (eğer bir şehir sözkonusuysa, her ( saat de denebilir) başarı kazanmak ve bu sayede ne pahasına olursa olsun ‘moral üstünlüğü’ korumak gerekir. (Bkz. Lenin, Bütün Eserler, C. 21,s.408.)
Bazıları, Leninizmin genelde reformlara karşı, uzlaşmalara ve anlaşmalara karşı olduğunu sanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Belirli bir anlamda her ne kopanrsan kâr olduğunu, belirli koşullar altında genelde reformların, özelde ise uzlaşma ve anlaşmaların zorunlu ve yararlı olduğunu Bolşevikler de herkes kadar bilir.
( )
Bundan dolayı, apaçıktır ki, burada önemli olan, reformların ya da uzlaşma ve anlaşmaların kendileri değil, reformlardan ve anlaşmalardan nasıl yararlanıldığıdır.
Reformist için reform herşeydir; devrimci çalışma ise ikincil bir-şey, lafı edilecek bir konudur, gözboyamaya yarar. Bundan dolayı burjuva iktidarının varlığı koşullarında reformist bir taktikle reform, kaçınılmaz olarak bu iktidarın sağlamlaştırılmasının bir aracına, devrimi çökertmenin bir aracına dönüşür.
Oysa devrimci için tersine, esas olan reform değil, devrimci çalışmadır; devrimci için reform, devrimin bir yan ürünüdür. Bundan dolayı burjuva iktidarının varlığı koşullarında devrimci bir taktikle reform, doğası gereği, bu iktidarı çökertmenin bir aracına, devrimi sağlamlaştırmanın bir aracına, devrimci hareketin daha da geliştirilmesi için bir üs noktasına dönüşür.