İçeriğe geç

İntiharın Genel Provası Kitap Alıntıları – Duşan Kovaçevic

Duşan Kovaçevic kitaplarından İntiharın Genel Provası kitap alıntıları sizlerle…

İntiharın Genel Provası Kitap Alıntıları

Kurt, ot yemez bunu onun için koyunlar yapar. Bizimle ilgisi nedir? Biz koyunuz, hayatımız boyunca kurtlar için otladık. İnsan derisine bürünmüş kan emici canavarlar için!
Bağırdık ve sapasağlamdık. Şimdi ise bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
Hâlâ insanlara karşı anlayışa, sorumluluğa ve duyguya sahip misiniz, yoksa sadece sizin hayatınız, sizin mutsuzluğunuz mu önemli?
Devlet, insan gibi yaşama hakkımı elimden aldı. Eğer hayatım hakkında kendim karar veremiyorsam, geriye kalan tek hakkımı kullanmak istiyorum, o da ölümümün nasıl olacağıdır.
Bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
Hayatımı, para kazanmak için harcamayı istemem. Bir gün, mezarımda şu sözlerin yazılmasını ise asla ”Dünyanın en zengini- şu an mezarda ”
Benim zamanım, sizin zamanınızdır. Ben kendi zamanımı kaybettim.
İnsan yaşadığı ve ailesine karşı sorumlu olduğu sürece savaşmalı, gücü yettiği kadar.
Bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
“Şimdi ise bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında.”
İyi miyim, bunun önemi yok ki
bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
Kurt, neden ot yemez?
Sesli ağlamaktan çekinmeyin. Sesli!.. Güldüğünüzde kalpten gülün, herkes sizi duysun. Ağladığınızda ise, tüm gücünüzle ağlayın, ruhunuzun derinliklerinden, utanmadan ve sıkılmadan. Daha yüksek Serbest, serbest!.. Göğsünüzü sıkan kramptan, mide ve baş ağrılarınızdan kurtulun!.. Yüksek!.. Daha yüksek!
Âşık olmak ne güzel bir şey Sen ona âşık mısın?
bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
Bağır! Bağır! Bir yere git, dağa, ormana, insanların olmadığı bir yere git ve bağır; yarım saat bağır, kendini nasıl iyi hissettiğini göreceksin.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ülkemiz, beş parası olmayan, üçkâğıtçı, yalancı ve sahtekar iş adamları”yla dolu. Sanki ehliyetli hırsızlık yapılıyor.
Her şeye rağmen, burası TİYATRO.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kurt ot yemez, bunu onun için koyunlar yapar .Biz koyunuz, hayatımız boyunca kurtlar için otladık. İnsan derisine bürünmüş kan emici canavarlar için ..kanımızı emdiler.
Hâlâ iyi insanlar var.
Güldüğünüzde kalpten gülün, herkes sizi duysun.
Ağlayın , ağlayın rahatlarsınız. Sesli ağlamaktan çekinmeyin.
Hiç öldün mü?
Sigarayı yakamadığım için, sigarayı bırakmak zorunda kaldım.
Bir yere git, dağa, ormana, insanların olmadığı bir yere git ve bağır, yarım saat bağır, kendini nasıl iyi hissettiğini göreceksin. Küçükken bütün gün bağırırdık. Çünkü ormandaki ayılar, kurtlar, yılanlar, yaban domuzları bize saldırırdı. Bağırırdık ve sapasağlamdık. Şimdi ise bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında.
Para önemlidir, özellikle sizde yoksa .
Kararsız insanları sevmem.Cevabınız evet ya da hayır olmalı.
Üç kez evlendim, üçü de aşçıydı. Üçü de yemek yaparken öldü.
Pişmiş domuz eti görmek, büyük klasik yazarların eserlerini görmekten daha büyük bir mutluluk veriyor.
Mutluluktan o kadar çok içti ki, öldü.
Mesleğiniz nedir sizin?
Budala Aptal .Geri zekâlı
Bunu görüyorum.Budala, aptal, geri zekâlı olmadan önceki mesleğiniz neydi?
Mimar .Büyük mimar .Ünlü mimar!
Devlet insan gibi yaşama hakkımı elimden aldı. Eğer hayatım hakkında kendim karar vermiyorsam, geriye kalan tek hakkımı kullanmak istiyorum, o da ölümümün nasıl olacağıdır.
.benim için ağlayanlara tahammülüm yok.
Hayır, hayır, hayır Kıskanmıyorum. Sadece emin ellerde olup olmadığını merak ediyorum.
Hiçbir zaman hüküm giymeyen katiller vardır. Onlar intihar eden katillerdir.
Kurt ot yemez, bunu onun için koyunlar yapar. Bizimle ilgisi nedir? Biz koyunuz, hayatımız boyunca kurtlar için otladık. İnsan derisine bürünmüş kan emici canavarlar için! Canavarlar; ayaklarımızı, gözlerimizi, böbreklerimizi yediler, kanımızı emdiler! Daha çocukluğumuzdan beri, kuzuyken onlar için otladık hep! Kendimize bir bakalım! Neye benziyoruz!
Bağırırdık ve sapasağlamdık. Şimdi ise bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında. Ruhsal çöp kutumuz döküntülerle dolunca, kirlilik oluşuyor. Zehirlenmeler yaşanıyor. İnsan kendi kendini hasta ediyor.
Ağlayan insanda umut da vardır.
Dostum, eğer bir sağlık sorunun yoksa, ilacı olmayan bir hastalık da söz konusu değilse, para her zaman bulunur, kazanılır.
Hâlâ insanlara karşı anlayışa, sorumluluğa ve duyguya sahip misiniz, yoksa sadece sizin hayatınız, sizin mutluluğunuz mu önemli?
Devlet, insan gibi yaşama hakkımı elimden aldı. Eğer hayatım hakkında kendim karar veremiyorsam, geriye kalan tek hakkımı kullanmak istiyorum, o da ölümümün nasıl olacağıdır.
Üçkağıtçılar, dolandırıcılar, katiller, hasta kişilikli insanlar, hiçbir zaman intihar etmeyi düşünmez; yaşarlar ve etrafındaki her şeyi yok ederler. Beyefendiler, akıllı insanlar, soylular ve duygusal insanlar ise ölüme kaçarlar.
İnsan yaşadığı ve ailesine karşı sorumlu olduğu sürece savaşmalı, gücü yettiği kadar.
Ağlamayı kesip, bana yaşamam için bir tek neden söyler misin? Ama tek bir neden söylemek yerine, kolaya kaçıp ağlamayı tercih ediyorsun.
Bir araba durdu; şoför de yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordu. Tam da dünyada bir tek iyi insanın olmadığını düşünmeye başlamıştım.
başını yukarı kaldırıp, bu dünyadaki sıkıntılarını bıraktığı zaman, gideceği yeri görmek ister gibi yıldızları seyreder.
Yoldan geçen araba olursa gülümser, yürüyüşe çıkmış gibi bir iki adım atar. Araba gözden kaybolunca pardösünün yanına geri döner, intihar hazırlıklarına devam eder.
Kurt neden ot yemez? sorusunu sormaktadır. Yanıtı basit çünkü, Bu işi kurdun yerine koyunlar yapar.
ARTIK İNSANLAR BU DÜZENİN İÇİNDE GİDEREK (PARÇA PARÇA) ÖLMEKTEDİR.
Devlet, insan gibi yaşama hakkımı elimden aldı. Eğer hayatım hakkında kendim karar veremiyorsam, geriye kalan tek hakkımı kullanmak istiyorum, o da ölümümün nasıl olacağıdır.
Bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında.
Evet babalık, hâlâ iyi insanlar varmış. Var var Olmasalardı, bu dünya çoktan kül olmuştu.
Hiç öldün mü?
Sanayi Bakanlığı’nın organize ettiği şarap tanıtımı var.
Önemli bir iş yemeğine geç kalıyorum. Yemeğe ise aç gidiyorum.
Bu hastalıklı uygarlıkta, her şeyi içimize atıyoruz, bir çöp kutusuyuz aslında.
Doktora, hastaneye hiç gitmedim. Hayatımda hiç ilaç kullanmadım.
Ve hiçbir zaman aklınız yoktu?
Burada tek bir sağlam bina yok. Enkazın yanında enkaz.
Yıkmayı sevenlere inşaat yaptım.
Dünyaca uzman bir terapist; sağlam bir kiriş, ip ve sandalyeyi reçete diye yazıyorsa, ne yapmam gerektiğini siz söyleyin bana.
Diğer insanlar klasik edebiyat okur, ben ise yemek tarifleri okur, fotoğraflara bakarım
Yemek yiyebilmem için boğazımdan kıstım.
Köprülerden birinden atlamak istiyorum ama korkuyorum. Bu göbekle yarım metreden daha fazla batamam diye. Sadece rezil olurum. Gazeteler de, Batamadı! diye yazar.
Azıcık alın. Seksen santimetre uzunluğunda sandviç aldım. Alın, lütfen.
Geçen hafta bir adam köprüden atladı. Kıyıdaki meyhaneye kadar yüzdü. Mutluluktan o kadar çok içti ki, öldü.
İntihar etmek istediğine göre, dâhi olmalı.
Budala, aptal, geri zekâlı olmadan önce mesleğiniz neydi?
Mimar Büyük Mimar Ünlü Mimar!..
Hayatımda bir kez bile olsa, köprülerin olmadığı bir denizde ya da okyanusta yüzmek isterdim.
Yılbaşını görebilecek miyim, onu da bilemiyorum.
Devlet, insan gibi yaşama hakkımı elimden aldı. Eğer hayatım hakkında kendim karar veremiyorsam, geriye kalan tek hakkımı kullanmak istiyorum, o da ölümümün nasıl olacağıdır.
Üçkağıtçılar, dolandırıcılar, katiller, hasta kişilikli insanlar, hiçbir zaman intihar etmeyi düşünmez; yaşarlar ve etrafındaki her şeyi yok ederler. Beyefendiler, akıllı insanlar, soylular ve duygusal insanlar ise ölüme kaçarlar.
İntihar etmem için en uygun yer neresidir?
Ağlamakla beni kandıramazsın. O kadar çok ağladın ki evin çatısı aktı. Son iki yıldır ıslak dolaşıyorum. Bir türlü kurutamadım kendimi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir