İçeriğe geç

Malcolm X Kitap Alıntıları – Recep Şentürk

Recep Şentürk kitaplarından Malcolm X kitap alıntıları sizlerle…

Malcolm X Kitap Alıntıları

Eğer bir şeye isim verebiliyorsanız, o şey üzerinde hakimiyetiniz var demektir.
Bize kalmayacak dünya için, bize kalacak günahlar biriktiriyoruz.
“Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır..!”
„bize kalmayacak dünya için, bize kalacak günahlar biriktiriyoruz.”
Irkçılık bir düşünce değil aksine psikolojik bir rahatsızlıktır.
Hz. Peygamber(s.a.v.) muhaciri şöyle tanımlamıştır: Muhacir Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir. Bu bakış açısından hicret, kalpte gerçekleşen bir göçtür: Kötülüklerden iyiliğe, nefsin arzularına kölelikten özgürlüğe ve Allah’a kulluğa göç.
Irkçılık Bir düşünce değil , aksine
Psikolojik bir hastalıktır
Eğer bir şeye isim verebiliyorsanız, o şey üzerinde hakimiyetiniz var demektir.
Eğer normatif değerler (din, hukuk, ahlak) hep kişinin aleyhine çalışıyorsa, o kişiden bunlara uymasını bekleyebilir miyiz?
…”güvenemeyeceğim bir yarış atı olmasına, güveneceğim bir katırım olmasını tercih ederim”…

Elijah Muhammed

Siyahlar, eşitlik beklemekten usanmıştı.
Adalet ve hukuk sistemine bu şartlar altında bir insan nasıl güvenebilir?
New York, genç Malcom’u en fazla etkileyen şehir olmuştur. Kendi ifadesine göre, ilk ziyaretinde, New York onun için cennet, Harlem ise cennetin yedinci katı gibi görünmüştür.
Din ve hukukun iki yüzlü bir şekilde hakim tabaka tarafından uyutmak ve sömürmek için kullanıldığını yaşayarak öğrenmiştir.
Eskiden beri sahip olduğum düşünce kalıplarının bir çoklarını yeni baştan düzene sokmamı ve sürdürdüğüm birçok yanlışlıkları bir yana itmemi gerekli kılmıştır.
Gerçeği bulan kalp bir anda rahatlar.
Azğınlıq içində olan insan fərqində olmasa belə həbsxanadadır. Bunu əksinə islam azadlıqdır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Her işimizde, zamana verdiğimiz değer ve duyduğumuz saygıdır başarıyı ya da başarısızlığı belirleyen.
Malcolm X, ilk döneminde, siyahların beyazlarla birlikte hareket etmesini, ağır gelen siyah bir kahvenin içine beyaz süt katılarak hafifletilmesine benzetiyordu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Önemli olan şu veya bu rengi taşımak değil, insan olmaktır.
Adil bir sistemde kimse kolay kolay suç işleyemez
Güvenemeyeceğim bir yarış atım olmasına, güveneceğim bir katırım olmasını tercih ederim
Önemli olan şu veya bu rengi taşımak değil, insan olmaktır.
Ve İslam özgürlüktür
Önemli olan şu veya bu rengi taşımak değil, insan olmaktır.
İnsanlar arası ilişkilerde haksızlık söz konusuysa din adamı bu duruma karşı sessiz kalamaz.
Malcolm X öldüğünde ise gazeteler ‘Malcolm meteliksiz öldü’diye manşet atacaklardır. Bu onun milyonlarca doları idare eden bir lider olduğu halde,hiçbir şekilde dürüstlükten ayrılmadığının tescili olmuştur.
Çünkü afrika’dan Amerika’ya gelirken, hafıza zinciri de kopmuştur.
Eğer bir şeye isim verebiliyorsanız, o şey üzerinde hakimiyetiniz var demektir. Aynı şekilde, bir şahıs sizin kendisine verdiğiniz ismi kabulleniyorsa, sizin kendisi üzerindeki hakimiyetinizide kabulleniyor demektir.
Ancak, Amerika’da yaşayan milyonlarca siyah, beyaz bir tanrıya ibadet etmektedir çünkü kiliselerdeki resimler, Tanrı olduğuna inanılan Hz. İsa’yı mavi veya yeşil gözlü beyaz bir adam olarak tasvir etmektedir. Halbuki Hz. İsa, ortadoğulu ve esmerdir.
Putperest kavimler, Tanrı heykelleri yaptıkları zaman kendilerine benzer şekilde yaparlar. Bu nedenle her putperest kavim, Kendi insanına benzeyen bir tanrı heykeline tapmıştır.
Beyazların hakim olduğu o dönem Amerikan toplumunda, Hristiyanlık beyaz adamın dinidir. Her şey gibi dinde beyaz adamın kontrolündedir. Hatta onlara göre Tanrı yani Hz. İsa bile beyazdır. Tarihi gerçeklerle uyuşmazsa bile, hem Beyazlar hem de siyahlar arasında yaygın olarak yerleşik kanaat ve inanç budur.
Beyaz adamın ve beyaz adama ait her şeyin üstünlüğüne inanan yeni bir nesil ortaya çıkmıştı. Aynı nesil, siyah adamın ve siyahları ait her şeyin değersiz ve utanılacak olduğuna inanmıştı.
Ölmeden önce, konferansta kendini dinlemeye gelen insanlara son sözü, Esselamu aleyküm’dür; sözlük anlamı ile barış üzerinize olsun!
Malcolm X, hacda İslamiyet’in Amerikalıların bir türlü çözemedikleri ırk ayrımcılığı problemini çözdüğünü görür.
Malcolm X, on seneden fazla kendini İslam milleti olarak adlandıran ve yüz binlerce üyesi olan bir grubun sözcülüğünü yaptığı halde namaz kılmayı bilmemekten dolayı oldukça hayıflanır ve üzülür. Ancak Allah’ın,kendisine işaretler ve yardımcılar göstererek doğru yola ve gerçek İslam’a doğru yolculuk yaptırdığını düşünür ve devamlı olarak şükür eder.
Etraftaki insanlar içinde mavi gözlü ve beyaz tenli birçok kişi vardır; ama onların tutumları beyazca değil, insancadır.
Yıllarca peşinden binlerce insanı sürükleyen bir hareketin içinde ikinci adam olarak görev yapan ve dünya basınında en fazla adı duyulan siyah Müslüman lider olan Malcolm X, ne içinde oturduğu evin sahibiydi ne de banka hesabında hacca gitmesine yetecek kadar bir meblağ vardı. O, bu tür şahsi ve dünyevi hesaplar içinde olmadan, bütün vaktini tam bir içtenlik ve samimiyetle davasına harcamıştı.
Sohbette Wallace Muhammed ona, yapılması gereken işin, İslam milletinin mevcut inançlarını bırakıp, ehli sünnet yoluna bağlanmak olduğunu söyler.
Bu gençler devamlı olarak, görüşlerinin çoğuna katıldıklarını;ancak kendisinin İslam ülkelerine gidip oradaki alimlerden biraz ders alması gerektiğini tavsiye ediyorlardı. Bu genç talebeler, Malcolm’a, İslam dünyasındakialimlerden ders aldığı takdirde söylediklerinin tam olarak sahih ve gerçek İslam’ı temsil edebileceğini defalarca söylemişlerdi.
Malcolm X, 1964 yılında hacca gider ve tamamen yeni bir bakış açısı ve ideal ile Amerika’ya döner. Bu yeni bakış açısının temel özelliği evrenselliktir.
Bu, üzücü ve sarsıcı hadiseden sonra, dünya boks şampiyonu Muhammed Ali (Cassius Clay), kendisine çok yakın hissettiği Malcolm X’i ailesiyle birlikte, bir tatil beldesi olan Miami’deki evine davet eder.
Malcolm, İslam milleti hareketine üye olunca, kendisine, X soyadı verilir. Böylece Malcolm Little, Malcolm X olur
6 buçuk yıl süren mahkumiyet hayatından sonra, Malcolm 1952 yılında iyi davranışları yüzünden hapisten erken çıkar ve Michigan eyaletinin Detroit şehrindeki kardeşlerinin yanına yerleşmeye karar verir.
Will Durant’ın tarih kitapları yanında, Eflatun, Aristo, Spinoza, Nietszche ve Schopenhauer gibi tanınmış filozofların eserlerini de okur.
En çok ilgi duyduğu alan, tarih ve biyografi kitaplarıdır. Hannibal, İbn Suud, Marx, Lenin, Stalin, Hitler, Rommel, Gandi, Patrick Henry ve John Brown gibi birçok tanınmış insanın hayatını okur.
Nihayet, hapishanedeyken, 1947 yılında, mektup yoluyla tanıştı İslam milleti ( Nation of Islam) lideri Elijah Muhammed’in öğretisini kabul ederek Müslüman olur.
Malcolm yeni bir ışık keşfetmiştir artık. Yıllar önce tamamen terk ettiği din ve tanrı inancı yeniden içinde canlanmaya başlar.
Malcolm kendini bu kitleden ayırt etmek için zekasını kullanması gerektiğinin farkındaydı. Bu nedenle kendini kitap okumaya verdi. Aynı zamanda posta ile İngilizce dersleri almaya başladı.
Hapse girmek, Malcolm’a durulma ve sakin düşünme imkanı sağladı. Henüz 20 yaşındaydı, soygunculuk ve adam öldürmeyi meslek edinmiş suçlular arasındaydı. Hapishanede bir insandan ziyade, 22843 ne olu mahkum olarak muamele görüyordu.
Bunun üzerine bay Ostrowski, Malcolm’a dönerek şöyle der:
Biliyorsun, burada hepimiz seni seviyoruz. Ancak sen bir zenci olduğunu unutmamalısın. Bir avukat olmak; bu bir zenci için gerçekçi bir ideal değil. Sen olabileceğin bir şey düşünmelisin. Senin çok kabiliyetli ellerin var. Neden bir marangoz olmayı düşünmüyorsun?
Malcolm X, sessiz bir işaret yaptı. Kalabalık derhal sessizce dağılmaya başladı. Bunu gören polis komiseri şaşkınlık içinde şöyle dedi: Bir adam için haddinden fazla güç!
Hz. Peygamber (s.a.v.) muhaciri şöyle tanımlamıştır: Muhacir Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir. Bu bakış açısından hicret, kalpte gerçekleşen bir göçtür: Kötülüklerden iyiliğe, nefsin arzularına kölelikten özgürlüğe ve Allah’a kulluğa göç.
Onun düşüncesinin- her ne kadar farklı safhalardan geçse de- değişmeyen temel bir özelliği vardır:
Haksızlığa karşı sessiz kalmamak.
Malcolm’un aradığı bir şart vardı: İnsan olmak!
Yirminci yüzyılın başında, Osmanlı Devleti sınırları içinde sayıları yüzleri bulan misyoner okulu vardı. Ama Müslümanlar Amerika’ya bir tane olsun İslam okulu açmamışlardı.
Müslümanlar Malcolm X’i bulmamış, o Müslümanları bulmuştur. Kendi meseleri altında boğulan İslam dünyası, dünyanın bir başka bölgesindeki kardeşlerine el uzatmayı ihmal etmiştir .
Dalalet içindeki bir insan – farkında olmasa bile- hapishanededir. Buna karşılık İslam özgürlüktür.
Hz. Peygamber (sav) muhaciri şöyle tanımlamıştır: Muhacir Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir. Bu bakış açısından hicret, kalpte gerçekleşen bir göçtür. Kötülüklerden iyiliğe, nefsin arzularına kölelikten özgürlüğe ve Allah’a kulluğa göç.
İslam ona, o güne kadar savunduğu milliyetçiliği bir kenara bırakarak, insan hakları konusuna tevhid penceresinden bakıp, bütün insanlığı, bir olan Allah’ın yarattığı tek bir aile olarak sevgiyle kucaklamayı öğretti.
İslam, insan haklarını evrensel planda savunmayı, kime, kim tarafından ve nerede yapılırsa yapılsın haksızlığa gerekli her yolla karşı koymayı emreder.
Bize kalmayacak dünya için, bize kalacak günahlar biriktiriyoruz.
Böylesine idealist ve mücadeleci bir aileden gelen Malcolm, daha çocukken kafasında avukat olma idealini koymuştu. Fakat bir gün bunu sınıfta, ileride ne yapmayı düşündüğünü soran bir öğretmenine söylediğinde, aldığı cevap onu çok şaşırttı hayal kırıklığına uğrattı:

Burada hepimiz seni severiz. Ancak sen bir zenci olduğunu unutmamalısın. Avukat olmak! bu bir zenci için gerçekçi bir ideal değil. Sen olabileceğin bir şey düşünmelisin. Senin çok kabiliyetli ellerin var. Neden bir marangoz olmayı düşünmüyorsun!

Irk belasından temelli olarak kurtarabilecek tek şey islamdır.
Malcolm X doldurulmayacak bir boşluk bırakarak hayata veda etmistir.
Ölmeden önce, konferansa kendini dinlemeye gelen insanlara son sözü, Esselamu aleykum’dür; sözlük anlamıyla barış üzerinize olsun!
Bir beyaz elini uzatır ve şöyle der: Bir beyazla el sıkışmak ister misin? Malcolm X, ben bütün insanlarla el sıkışmak isterim, sen onlardan biri misin? diye sorar.
Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Saygılarımla,
El-Hajj Mâlik El- Shabazz (Malcolm X)
Hayatımda asla böylesine itibar görmedim ben. Hayatımda bundan daha alçakgönüllü, bundan daha sıkılgan hissetmedim kendimi asla. Kimin inanası gelir, bir Amerika zencisi için bunca izzet-ü ikramda bulunulduğuna?
İslâm dünyasına geldim geleli on bir gün oluyor;o gün bugündür de, gözleri maviler mavisi ve saçları sarılar sarısı ve tenleri beyazlar beyazı olan Müslüman kardeşlerle aynı Tanrı’ya inandığımız için aynı tabaklardan yemekteyiz, aynı bardaklardan içmekteyiz,aynı yataklarda (yada aynı halılarda) uyumaktayız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir