Jacob’un Odası Kitap Alıntıları – Virginia Woolf

Ama kelimeler çok fazla kullanıldılar, dokunuldular, çekiştirildiler ve sokağın tozuna maruz bırakıldılar.

Ve Chloe’nin gözlerinde korkunç sonlarını okudular.

Ah, Jacob! Korkunç derecede mutsuzum.

Hayat çok güzel, etrafta ne yazık ki bunca aptal olmasına rağmen.

Yine de şu bir gerçekti ki erkekler tehlikeli varlıklardı.

Kimse kimseyi olduğu gibi görmez, hele ki bir kompartımanda tanımadığı genç bir adamın karşısında oturan yaşlı bir kadın Herkes bütününü görür, her türden şeyi kendilerini görürler.

“Gece, bir yıldız gibi içine batılan ya da üzerinde pupa yelken yol alınan çalkantılı, kara bir okyanus değildir.”

Kitabını yayınlamak için paraya ihtiyacı vardı,
Yayıncılar kapitalist ve korkakti.

Kitap okumak çok önemli diye düşündü

Hayata dair en ilginç şey, doğanın yüzlerce yıldır herkes tarafından gözlemlenip yine de kimsenin ona net 1açıklama getirememesidir

Gerçek çiçekler asla gözden düşmez. Böyle1şey mümkün olsaydi insan yaşamı bambaşka 1noktaya gelirdi. Çiçekler solar ki en beteri krizantemlerdir; gece boyu mükemmeldir ama sabah sararir, solar, görmek istemeyeceğiniz 1hal alir. İçlerinde en iyisi müsriflik denecek kadar pahalı olsa da karanfillerdir. Bu konuda düşünmemiz gereken onları telle bağlamanın ne derece doğru olduğudur

Erkek toplumuna, kapalı odalara, klasik işlere karşı onulmaz 1nefretle doluydu

Sorun çözülmez. Bedenin koşumları beynin kontrolündedir. Güzellik, aptallıkla el ele gider

Bence kürk giymek kadınları yaşlı gösteriyor

İster soğuk olalım ister duygusal.
Yaşlı, genç ya da yaşlanmakta olan
Hayat 1gölgeden ibarettir

.Bu, aşık ama aşktan kaçan genç 1kadının diliydi

Gerçeklerin üzerine ahşap 1kapak örttü

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

1anlığına insanın başkasının aklını giyinip imparatorluğu yönettiğini ya da çoban olup kavalini çalarken nehirleri izlediğini düşünmek ne kadar da ilginç

yüksek sesle şarkı söylüyordu.
Para kazanmak için değil,
bu şarkılar; neşeli ve günahkar kalbinin en derinlerinden geliyordu

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Evet.
Ruhsal dengemizdeki değişimler enerjimizi düşürür

Hepsi kendi düşüncelerine dalmıştı.
Herkesin, konusunu bildiği 1kitap gibi kalbinde sakladığı 1geçmişi vardı

«Asırların kayası, benim için yarıl,
Kendimi sende gizleyeyim. gt; gt;

1beyin, başka 1beyin üzerinde kalıcı 1değişiklik yarattığında aralarında özel 1bağ oluşur,
ruhani 1paylaşım yaşanırdı

Bu hayatta kendi oluşturmadığı hiç1düzene dahil olmaya niyeti yoktu

1insan; yirmili yaşlarında, ister erkek olsun ister kadin; ister tezgahtar isterse öğrenci olsun yaşlıların dünyasını görünce dehşete kapılır

Sizce nane mi kuzu etine lezzet katar yoksa kuzu eti mi naneye?

Gökyüzü her yerde 1dir derler

İnsanların her tavrindan ve sözünden 1sonuç çıkarmaya çalışmak anlamsızdır

Onu katı gösteren 1şeyler vardı

Yazdığı son cümleyi tekrar okudu.
«Gitmekten başka çare yoktu. gt; gt;

Güzelliğin önemli olduğuna katıldı, bu bir mirastı, insan onu yoksayamazdı. Öte yandan da bir engeldi, hatta işin aslı bir belâydı.

Insanlar çok iyidir, onları tanıdığın vakit.

Gerçekten de dini yok etmek ne güç bir işti!

Güzellik, aptallıkla el ele.

Bu dünyadan öylesine kopuk ki Kendine hiçbir hava katmaya çalışmıyor, insan ona dilediğini söyleyebilir, yine de ürkütücü çünkü

Çünkü nereye yerleşirsem yerleşeyim sürgünde ölürüm.

Hayat çok güzel, etrafta ne yazık ki bunca aptal olmasına rağmen.

Seçkin insanların heybetli yüzleri, gizli şifrelerini saklamak içindir.

“Nereye yerleşirsem yerleşeyim sürgünde ölürüm.”

Üstünden ordular da geçse yerinden kımıldamayan cümleleri seviyorum

Yine de şu bir gerçekti ki erkekler tehlikeli varlıklardı..

.
ve aşık mısın ? Ve mutlu musun ? Ve bazen bir şiir yazıyor musun ? Ve saçını kestirdin mi ? Ve dalgaların dans ettiği gibi gözlerin dans eden güzellikte biriyle tanıştın mı ?

.

Kızlar artık çok daha hızlı yaşlanıyorlar

O da sevmek aptallığına düşmüştü

Çok değişik insanlarla karşılaşabiliyor insan.

Biliyordu ki önündeki zaman ne kadarsa tek sahip olduğu buydu.

Neden ülkeler olması gerektiği şekilde yönetilmiyordu?

Modaya önem veren bir kadın mutlaka birkaç çeşit elbise ile seyahat eder ve günün saatlerine uygun giyinirdi. Sabahın
rengi beyaz tercih edildiyse, akşam için de mor puantiyeli sarı bir elbise ile siyah bir şapka yanına Balzac kitabı eşlik edebilirdi.

Kadınlarla konuşurken yaşlandıkça ne kadar değiştiğinizi, artık ilkbaharı daha çok sevdiğinizi söylersiniz, çünkü kadınlar duygulardan konuşmayı severler.

Yunanların tragedyası tüm ruhların trajedisiydi.

Bazen içimden bir ses kendini öldür diyor

Bir kez tanıdıktan sonra insanlar çok iyidir

Kadınların güzelliği denize vuran ışık gibidir. Hepsi ona sahip olur ve onu kaybederler.

Hayata dair en ilginç şey, doğanın yüzlerce yıldır herkes tarafından gözlemlenip yine de kimsenin ona net bir açıklama getirememesidir.

Bir partide eğlenceli olan şey, gelip giden insanları izlemektir

Çiçekler solar ki en beteri krizantemlerdir; gece boyu mükemmeldir ama sabah sararır, solar, görmek istemeyeceğiniz bir hal alır.

Gerçek çiçekler asla gözden düşmez

Aptal bir kadın her bahaneyle kandırılabilir

Beden sakatlanmış olsa da, kalbin yaralanmadan mezara girdiği nadir görülürdü

Bazı erkekleri diğerlerinden daha hoş buluyordu ve tümüyle hayatın emrine amadeyim. Bakire olup olmaması önemli gibi görünmüyordu. Tabii hayattaki en önemli şey bu değilse

Korkunç derecede mutsuzum.

Etraf aptallarla dolu olsa da hayat yine de güzel. Insan kendini bir şeylere kaptırmalıdır.

Hayat bir gölgeden ibarettir.

Görünen o ki kadınlar ve erkekler eşit ölçüde hatalıdır. Anlaşılan kadın ya da erkek olsun, hemcinslerimize karşı tarafsız
ve adil bir bakış açısı yoktur.

Bu dünyada var olmak istiyorsa dilini saklandığı yerden çıkarması gerek

Nereye yerleşsem de sürgünde ölürüm

Bir beyin, başka bir beyin üzerinde kalıcı bir değişiklik yarattığında aralarında özel bir bağ oluşur ruhani bir kaynaşma yaşanırdı

İnsanın aklına Türkiye’deki çıplak
tepeler, keskin çizgiler, kuru gökyüzü, renkli çiçekler ve dere kenarında; çıplak bacaklarıyla, taşlara vura vura çamaşır yıkayan kadınların omuzlarındaki renkler gelirdi. Derenin içindeki ayakbileklerinin çevresinde sudan halkalar oluşurdu.

Genç adamlar şimdi kendi odalarına geçmişti. Ne yaptıklarını yalnız Tanrı bilirdi.

Bir öğretmeni, öğretilen görüntüsüyle yüzleştirmek aynanın kırılmasına neden olurdu

Onunla buluşacak olsam acaba ne giyerdim?

Bu hayatta kendi oluşturmadığı hiçbir düzene dahil olmaya niyeti yoktu

Ben olduğum gibiyim ve böyle kalmaya devam edeceğim

Bir insan; 20’li yaşlarında, ister erkek olsun ister kadın; ister tezgahtar isterse öğrenci olsun yaşlıların dünyasını görünce dehşete kapılır.