İçeriğe geç

Eleanor Oliphant Gayet İyi Kitap Alıntıları – Gail Honeyman

Gail Honeyman kitaplarından Eleanor Oliphant Gayet İyi kitap alıntıları sizlerle…

Eleanor Oliphant Gayet İyi Kitap Alıntıları

Tek başına olmaya bir kere alıştınız mı, bu normal hale gelir.
Zaman sadece kaybın acısını köreltir. Silmez.
Bütün bu ölümler, bütün bu acılar, iyi insanların, bunu hak etmek için hiçbir şey yapmamış, tatlı insanların başına geliyordu ve hiç kimse bunu durduramıyordu
Gördüğüm şeyler görülmemiş olamazlar.
Bu hayatta kalbini açtığın kadar mutlu olursun.
If someone asks you how you are, you are meant to say FINE.
Time only blunts the pain of loss. It doesn’t erase it.
There’s something very liberating about it; once you realize that you don’t need anyone, you can take care of yourself.
It often feels as if I’m not here, that I’m a figment of my own imagination.
“Güzel insanlar için üzüntü duyarım. Güzellik, ona sahip olduğunuz andan itibaren yok olmaya başlamış demektir, fânidir. Bu zor olmalı. Her zaman sizde güzellikten daha fazlası olduğunu ispat etmek, insanların yüzeyin altını görmesini, parıldayan gözleriniz ya da parlak saçlarınız için değil sizi siz olduğunuz için sevmelerini istemek.”
Ben her güçlüğün altından kalkan bir kadınım. Eleanor Oliphant’ım. Başka hiç kimseye ihtiyacım yok; hayatımda büyük bir boşluk,özellikle benim bulmacamda eksik bir parça yok.
Ne kadar çok zorlarsanız zorlayın diğer insanları koruyamazsınız. Denersiniz ama başarısız olursunuz ve dünyanız üzerinize çöker, sizi yakıp küle dönüştürür.
Önce onun şaşırtıcı derecede ve karakterine hiç uymayan bir şekilde düşünceli olduğunu sanmıştım ama sonra aslında tek başına gitmek istemediğini farkettim. Bazı insanlar, zayıf insanlar, yalnızlıktan korkar. Anlamayı beceremedikleri taraf, bunun özgürleştirici bir şey olduğudur.
Zaman sadece kaybın acısını köreltir. Silmez.
All this death, all this suffering, happening to nice people, good people who’d done nothing to deserve it, and no one able to stop it
İster hayvan olsun ister insan olsun, dünyadaki hem en kolay hem de en zor şey koşulsuz sevgi.
Keder bizim sevgi için ödediğimiz bedeldir, derler. Ve bu bedel çok yüksektir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayatın minik kesitleri bir araya gelip ne kadar küçük olurlarsa olsunlar, kendinizi bir boşluğu dolduran ufak bir insanlık parçası gibi hissetmenize yardımcı olurlar.
İsmimin bir insan sesi tarafından yüksek sesle söylendiğini duymak her zaman hoşuma gider.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Gecenin en karanlık saatlerinde her şey en kötü görünür.
Yol almak, iyileşmek, yaşamak için aniden çaresizliğe kapılıp, Ne yapacağım? diye sordum. Bunu nasıl düzeltirim? Kendimi nasıl düzeltirim?
Ne var Eleanor? Seni utandırıyor muyum? Ne kadar garip bir çocuksun! Hep öyleydin. Seni sevmesi zor, gerçekten. Seni sevmek çok zor.
Bir katilin odaklanmasıyla ve sade kararlılığıyla votkayı içtim ama düşüncelerim boğulamıyordu, boğulamayacaktı. Çirkin, şişmiş cesetler gibi, bütün soluk çirkinlikleriyle yüzeyde dolaşmaya devam ettiler.
Ve yavaş yavaş, ben ışıkların altında dururken, müzik adeta vücudumdan sekerken ve kalabalık, beni kaplayan yalnızlık tabakasına sızmayı başaramazken gerçeği fark etmeye başladım.
Artık her ne olursa olsun bir şey yapmam gerekiyordu. Hayatın içinden, üstünden, altından, etrafından dolaşarak gitmeye devam edemezdim. Dünyaya bir hayalet gibi musallat olarak yaşamaya devam edemezdim.
Bütün boş votka şişeleri görüş alanımda, bittiklerinde yere atıldılar. Birinin burayı bu durumda bulacağından endişe edip utanmam gerekiyor ama hiçbir şey hissetmiyorum. Eninde sonunda cesedim götürülecek ve her yer deterjanlarla temizlenecek sanırım. Bu daire tekrar kiraya verilecek. Umarım yeni kiracılar burada mutlu olurlar; yeni sakinler için duvarlarda, yerlerde ve pencerelerin etrafında bazı sevgi izleri bırakılır. Ben geride hiçbir şey bırakmadım. Hiç burada olmamışım gibi.
Keder bizim sevgi için ödediğimiz bedeldir, derler. Ve bu bedel çok yüksektir.
Yangından sonra, gittiğim her yeni okulda uyum sağlamak için çok uğraşmıştım ama bende uyumsuz bir şeyler vardı. Ortada benim de yerimi alarak doldurabileceğim bir boşluk yoktu.
Sanırım hepimizin bu yeşil ve mavi gözyaşı akışı içinde bize verilen sürede var olmaya devam edebilmemizin nedenlerinden biri her zaman, ne kadar uzak görünebilse bile, değişme olasılığıydı.
Yeni şeyler denemek ve açık görüşlü olmak iyi bir şey olsa da aynı zamanda aslında olduğun kişiye sadık kalmak da önemliydi.
Biraz temiz hava almak için çıktım, dedi en ufak bir alay iması olmadan. Şampanya içmemem lazım, beni fena çarpıyor.
Ben de bir şekilde altüst olduğumu fark ettim.
En iyisi kendi kendinize göz kulak olmaktır. Ne kadar çok zorlarsanız zorlayın diğer insanları koruyamazsınız. Denersiniz ama başarısız olursunuz ve dünyanız üzerinize çöker, sizi yakıp küle dönüştürür.
Raymond otobüs durağının nerede olduğunu göstermek için benimle yolun sonuna kadar geldi. Pazar olduğu için büyük ihtimalle biraz bekleyeceğimi söyledi. Omuz silktim; beklemeye alışıktım ve hayat bana sabırlı bir insan olmayı öğretmişti.
Kalbimde de yüzümdekiler kadar büyük, beni çirkinleştiren yara izleri var. Onların orada olduklarını biliyorum. Umarım biraz yaralanmamış dokular kalır; sevginin gelip gidebileceği bir parça. Umarım.
Sesini duyar duymaz, o tanıdık, ürpertici korkuyu hissetmiştim. Haberimi paylaşmayı, bir köpek gibi, vurulan av kuşunu getirip ayaklarının dibine bırakmayı dört gözle bekliyordum. Kuşu acımasız bir sükûnetle alıp parçalayacağı düşüncesinden bir türlü kurtulamıyordum.
Bana sarılmasıyla hissettiğim şeyler bir mucizeden neredeyse farksızdı.
Zaman sadece kaybın acısını köreltir. Silmez.
Bugünlerde ise yalnızlık, yeni kanserdir. Kendi başınıza gizli bir şekilde açtığınız, yüz kızartıcı, utanç verici bir şeydir bu. Korku veren, dermansız bir şey. O kadar korkunçtur ki ondan bahsetmeye cüret etmezsiniz. Diğer insanlar da benzer bir dehşetin başlarına gelmesinden korktukları için bu kelimenin yüksek sesle söylendiğini duymak istemezler.
Şimdi bu gezici kan ve kemik torbasını bir gün birinin sevebileceğini düşünebilmem hayal gücümün ötesinde.
Bazı insanlar, zayıf insanlar yalnızlıktan korkar. Anlamayı beceremedikleri taraf, bunda özgürleştirici bir şey olduğudur. Başka hiç kimseye ihtiyacınız olmadığını bir kere fark ettiniz mi kendi kendinize göz kulak olabilirsiniz.
‘’Nasil olursa olsun, bir anne hiç olmamasından daha iyidir ’’
“Deli olabileceğinizi düşünmek bile bir delilik işareti miydi?”
“Hem ışık hem alevdi, parıl parıl yanıyordu. Ona temas eden her şey değişecekti.”
Beklemeye alışıktım ve hayat bana sabırlı bir insan olmayı öğretmişti. ”
O deli değildi. Sadece çorap giymemişti.
Böyle yaşamamalıydım. Hiç kimse böyle yaşamamalıydı. Sorun ise nasıl düzelteceğimi bilmememdi. Annemin tarzı yanlıştı, bunu biliyordum. Ama şimdiye kadar hiç kimse bana hayatı doğru yasama yolunu göstermemişti ve yıllar içinde elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışsam da hayatı nasıl daha iyi hale getireceğimi bilmiyordum. Kendi bulmacamı çözemiyordum.
Yeni şeyler denemek ve açık görüşlü olmak iyi bir şey olsa da aynı zamanda aslında olduğun kişiye sadık kalmak da önemliydi.
Güzel insanlar için üzüntü duyarım. Güzellik, ona sahip olduğunuz andan itibaren yok olmaya başlamış demektir, fânidir. Bu zor olmalı. Her zaman sizde güzellikten daha fazlası olduğunu ispat etmek, insanların yüzeyin altını görmesini, parıldayan gözleriniz ya da parlak saçlarınız için değil sizi siz olduğunuz için sevmelerini istemek.
‘’Benim fazla iyi olduğumu söyledi. Bundan tam olarak ne çıkarmam gerekiyordu? Yani orospu çocuğu mu olmam lazım? Ona vurmam ya da onu aldatmam mı gerekiyordu?’’
‘’Bazen öneriler getirip yardım etmeye çalıştığınızda yanlış anlaşılabilirdiniz.’’
‘’Bu günlerde duyduğumuz tek şey her şeyin hızlıca kötüye gittiği, herkesin pedofil ya da düzenbaz olduğu Ama bu doğru değil. Dünyanın tıpkı sızın gibi, muhtaç birisine yardım edecek kadar hayırsever, sıradan, düzgün insanlarla dolu olduğunu unutuyorsunuz.’’
‘’Yüzümün sirk ucubelerininkine benzeyen yanıyla, yani yaralı tarafımla yaşamak bile yangında ölmekten daha iyiydi. Yanıp kül olmamıştım. Küçük bir Zümrüdüanka kuşu gibi alevlerin içinden çıkmıştım. Parmaklarımı yara dokusu üzerinde dolaştırıp çizgileri okşadım. Yanmadım anneciğim, diye düşündüm. Alevlerin içinden geçtim ve yaşadım.

Kalbimde de yüzümdekiler kadar büyük, beni çirkinleştiren yara izleri var. Onların orada olduklarını biliyorum. Umarım biraz yaralanmamış dokular kalır; sevginin gelip gidebileceği bir parça. Umarım.’’

‘’Sessizlik ve yalnızlık üzerime çöküp beni sardığında, beni ezdiğinde, içimi buz gibi oyup deldiğinde, sadece yaşamın ispatı için olsa bile bazen yüksek sesle konuşma ihtiyacını hissederim.’’
‘’Güzel insanlar için üzüntü duyarım. Güzellik, ona sahip olduğunuz andan itibaren yok olmaya başlamış demektir, fânidir. Bu zor olmalı. Her zaman sizde güzellikten daha fazlası oldu- ğunu ispat etmek, însanların yüzeyin altını görmesini, parıldayan gözleriniz ya da parlak saçlarınız için değil sizi siz olduğunuz için sevmelerini istemek.’’
Bugünlerde ise yalnızlık, yeni kanserdir. Kendi başınıza gizli bir şekilde açtığınız, yüz kızartıcı, utanç verici bir şeydir bu. Korku veren, dermansız bir şey. O kadar korkunçtur ki ondan bahsetmeye cüret etmezsiniz. Diğer insanlar da benzer bir dehşetin başlarına gelmesinden korktukları için bu kelimenin yüksek sesle söylendiğini duymak istemezler.
Sadece Bilmiyorum. Benim fazla iyi olduğumu söyledi. Bundan tam olarak ne çıkarmam gerekiyordu? Yani.. Orospu çocuğu mu olmam lazım? Ona vurmam ya da onu aldatmam mı gerekiyordu?
Birini beklemenin, geç kalmanın fevkalade kabaca olduğunu düşünüyorum. Bu büyük bir saygısızlıktır, kendinizi ve kendi zamanınızı çok daha değerli gördüğünüzü ima eder.
Gözlerimi kapattım. Göz kapakları gerçekten sadece tenden perdelerdir. Gözlerin aslında her zaman açık, her zaman bakıyor. Onları kapattığında dünyaya boş boş bakmaktan çok, iç göz kapağının ince, damarlı derisini izliyorsun. Bu rahatlatıcı bir düşünce değil.
Güzel insanlar için üzüntü duyarım.güzellik ona sahip olduğunuzdan itibaren yok olmaya başlamış demektir, fanidir. Bu zor olmalı.
Beni pas geçin lütfen, yolunuza devam edin, burada görecek hiçbir şey yok.
“Çağrı merkezlerine bayılırım; bütün o farklı aksanları duymak ve konuştuğunuz kişi hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışmak her zaman çok ilginçtir. En güzel tarafı da en sonunda, bugün size yardım etmek için yapabileceğim bir şey var mı Eleanor, diye sormaları ve benim, hayır teşekkür ederim, sorunlarımı tamamen ve kapsamlı bir şekilde çözdünüz, diye karşılık vermemdir. İsmimin bir insan sesi tarafından yüksek sesle söylendiğini duymak her zaman hoşuma gider.”
“ Çok kısa bir süre sigara içmeyi düşündüm, diye kabul ettim, ama başlamadan önce işim bütün boyutlarını iyice araştırdım ve sonuçta sigara içmek bana uygulanabilir ya da mantıklı bir zaman geçirme yoluymuş gibi görünmedi. Finansal olarak da zararlı, dedim.”
“Şifrem? Tabii ki o aklımdaydı. Üç kelime, ‘Ignis aurum probat’ Altın ateşle sınanır. Bu sözün devamı şöyleydi: Ve sıkıntı cesaretle sınanır. Ne kadar da doğru. Güçlü bir şifre, hem de çok güçlü.”
“Deli olabileceğinizi düşünmek bile bir delilik işareti miydi?”
“Kendimi sık sık sanki burada değilmişim, hayal gücümün bir parçasıymışım gibi hissederim. Dünyaya o kadar ince bir bağla bağlı olduğumu hissettiğim günler olur ki sanki beni gezegene örümcek ağı gibi ince, keten helvamsı ipler bağlar. Güçlü bir rüzgar beni tamamen yerimden koparabilir, karahindiba tohumlarından birisiymişim gibi esinde uçurabilir.”
“Hem ışık hem alevdi, parıl parıl yanıyordu. Ona temas eden her şey değişecekti.”
Birini bekletmenin, geç kalmanın fevkalade kabaca olduğunu düşünüyorum. Bu büyük bir saygısızlıktır, kendinizi ve kendi zamanınızı diğer kişininkinden çok daha değerli gördüğünüzü ima eder.
Kaderin oyunları çoğunlukla insan anlayışının ötesindedir ve belki burada devreye giren, bizi koşulların olasılıksızlığında başka birisinin yoluna atan daha büyük güçler vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir