Katherine Rundell kitaplarından Feo ve Kurt kitap alıntıları sizlerle…
Feo ve Kurt Kitap Alıntıları
Gelecek kırılgan bir şeydir. Onu korumak için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekir.
Cesaret denen şey nereden geliyor bilmiyorum ama eğer içinizden azıcık bir parçasını çıkarmayı başarabilirseniz gerisi kendiliğinden geliyor. Tamam mı? Yani çok büyük bir cesarete ihtiyacınız yok; sadece bir nefeslik yeter.
Rüzgâr ve ağaçlar bir olmuş bir hiçlik şarkısı söylüyordu.
Kara ve Beyaz uludu. Ağaçlardaki sarkıtlar çıkan sesten kopup düştü. Feo’nun ömründe duyduğu en ağır, en kulak tırmalayıcı ulumaydı bu. Kaybedilmiş ve bir daha da geri alınamayacak şeylerin sesi gibiydi.
Kara ve Beyaz uludu. Ağaçlardaki sarkıtlar çıkan sesten kopup düştü. Feo’nun ömründe duyduğu en ağır, en kulak tırmalayıcı ulumaydı bu. Kaybedilmiş ve bir daha da geri alınamayacak şeylerin sesi gibiydi.
İnsanlar dünyanın düzeninin kurulu olduğunu, değiştirilemeyeceğini söylüyorlar ama kesin görünen o şeylerin çoğu boyadan ibaret.
Yiyecek adaletten daha önemli sayılabilecek tek şeydir.
İnsan bir kitabı bitirmeden onu elinden almak, insanlık dışı bir şey.
İnsanları sevdikleri şeylerin yandığını görmekten daha çok korkutan bir şey yoktur.
Korkunun yapmanı söylediği her şeyi yapmak zorunda değilsin. Ama kulak vermelisin lapoçka. Korkuyu küçümseme. Dünyada her şey o kadar düz değil.
İnsan ölecekse bari heyecan verici bir şey için olsun.
Korku bazen nefret kadar tehlikelidir.
Çocuklar yeryüzündeki en sağlam yaratıklardır
.paranın satın alamayacağı, emekle elde edilen şeylerin her zaman var olacak olması
Korkuyu küçümseme. Dünyada her şey o kadar düz değil.
Bakın,cesaret denen şey nereden geliyor bilmiyorum ama eğer içinizden azıcık bir parçasını çıkarmayı başarabilirseniz gerisi kendiliğinden geliyor.
İnsanlar dünyanın düzenininin kurulu olduğunu,değiştirilemeyeceğini söylüyorlar ama kesin görünen o şeylerin çoğu boyadan ibaret.
İnsan bir kitabı bitirmeden elinden almak,insanlık dışı bir şey.
Hayatın boyunca şimdi olduğun kadar sağlam olmayacaksın; çocuklar yeryüzündeki en sağlam yaratıklardır,dayanırlar.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Korkunun yapmanı söylediği her şeyi yapmak zorunda değilsin. Ama kulak vermelisin lapoçka. Korkuyu küçümseme. Dünyada her şey o kadar düz değil.
Ölemezsin. Seni seviyorum. Seni ölemeyeceğin kadar çok seviyorum.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsan bir kitabı bitirmeden onu elinden almak, insanlık dışı bir şey
Hikayelere ihtiyacım var. Seninki gibi hikayelere İnsanları sarsıp harekete geçirebilirsin. Hikayeler devrimleri başlatır
Kurtlar çocuklar gibidir. Dünyaya uslu durmaya gelmezler
Bu yüzden ben artık daha cesur olmalıyım. Olmalıyım ki dünyadaki toplam cesaret eksilmesin.
gt;Zor işler illa ki insanın bir yerlerini acıtır
İnsanın kurtlarla büyüyüp de acıyı anlamayı ve ölçmeyi öğrenmemesi imkansızdır.
Annemi tek başıma bulmak zorundayım. Zaten tek başıma daha iyiyim. Tek başıma olmayı biliyorum.
Vahşileştirici kurda yeniden yürekli olmayı, avlanmayı, dövüşmeyi ve insanlara güvenmemeyi öğretir ve bir de nasıl uluyacağını. Çünkü uluyamayan kurt gülemeyen insan gibidir.
Rakof’a söyleyin, aldığı canlar için dua etmeye başlasın! Ona söyleyin, onun sonunu getirmeye geliyoruz. Kanımızda toprak, ayaklarımızda ateş var ve hikayelerimizi sonsuza kadar değiştirmeye geliyoruz!
Dünyanın aniden iyi bir yer olduğu anlarda sanki insanın ciğerine bir şey saplanıyordu.
Kara ve Beyaz uludu. Ağaçlardaki sarkıtlar çıkan sesten kopup düştü. Feo’nun ömründe duyduğu en ağır, en kulak tırmalayacı ulumaydı bu. Kaybedilmiş ve bir daha da geri alınamayacak şeylerin sesi gibiydi.
Gri soluk alırken ıslık gibi bir ses çıkardı. Feo nefesini tuttu. Seni seviyorum. Seni ölemeyeceğin kadar çok seviyorum.
Sana hiçbir zaman asker olmak istemediğimi söylemiştim.
Yiyecek, Dedi Aleksey, Adaletten daha önemli sayılabilecek tek şeydir.
Kampta onun ateşi sevdiğini söylüyorlardı. İnsanları sevdikleri şeylerin yandığını görmekten daha çok korkutan bir şey yoktur, diyormuş.
Korku bazen nefret kadar tehlikelidir. Hayvanlar bunu bilir
Korkunun dünyadaki en güçlü şey olduğunu düşünüyor. Korkunun en vurucu şey olduğunu sanıyor. Yürekli olmak yerine güvende olmayı daha çok önemsediğimizi sanıyor.
Rakof’un bir gözü görmüyor ve bunu ben yaptım. Ama o aslında hep kördü. Çünkü gerçekleri görmüyor. Bizim ondan daha fazla olduğumuzu görmüyor. Bizim ruhlarımızda yana ateşin onun yaktığı ateşlerden çok daha büyük olduğunu görmüyor. Sevginin her zaman korkuyu yendiğini görmüyor.
Rakof bir şeyleri yakmayı seviyor, hepimiz biliyoruz ama asıl ateş o kurdun içindeydi ve Rakof, yaşayan şeylerin içinde bu ateşi gördüğünde korkuyor.
Annemi alıp götürdü çünkü ondan korkuyordu. Onun korkmayışından korkuyordu.
Siz ikiniz göründüğünüzden çok ama çok daha güçlüsünüz. dedi Feo. Aslında ihtiyaç duyduğunuzda insanların genellikle öyle olduklarını fark edersiniz.
Dövüşmek, nasıl can yakacağını bilmek kadar, ne zaman canının yandığını da bilmektir. Bazı acılar rahatça görmezden gelebileceğin türdedir, bazılarıysa değildir.
Feo’nun ömründe duyduğu en ağır, en kulak tırmalayıcı ulumaydı bu. Kaybedilmiş ve bir daha da geri alınamayacak şeylerin sesi gibiydi.
Bir kurdu vahşileştirmek, onun cesur bir hayvan olarak doğduğunu anlamasını sağlamaktır. Ve bu zor iş.
Çoğu insan hayvanları sevdiğini düşünüyor ama sadece hayvan fikrini seviyorlar. Gerçek hayvan gerçek kir demektir.
Korku bazen nefret kadar tehlikelidir. Hayvanlar bunu bilir.
Feo bunu seviyordu. Evinin etrafındaki topraklar hayat doluydu. Bu ormandan geçip etraflarındaki manzaranın bitmek bilmeyen beyazlığına burun kıvıran insanlar görmüştü. Feo’ya göre onlar cahildi. Dünyayı okumayı bilmiyorlardı. Kar konuşur, fırtınaları ve kuşları haber verirdi. Her sabah yeni bir hikaye anlatırdı.
Uluyamayan kurt, gülemeyen insan gibidir.
Biliyoruz,masum olmak insanı kurtarmıyor .
Umudun da en az hava sıcaklığı kadar vücut ısısını kontrol edebildiğini biliyordu .
Gülümsedi. Gülümsemesinde iki ölçü yorgunluk bir ölçü mutsuzluk vardı.
Biliyor musun, daha önce hiç şehir koklamadım.
Güzel kurt. Tatlı kurt.
Bunu yapma!
Ne?
Eğer onunla karşında bir aptal varmış gibi konuşursan seni yiyeceğinden emin olabilirsin.
Bunu yapma!
Ne?
Eğer onunla karşında bir aptal varmış gibi konuşursan seni yiyeceğinden emin olabilirsin.
Korku bazen nefret kadar tehlikelidir.
Çünkü gelecek kırılgan bir şeydir. Onu korumak için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekir.
Çoğu insan hayvanları sevdiğini düşünüyor ama sadece hayvan fikrini seviyorlar. Gerçek hayvan gerçek kir demektir.
Bazı acılar rahatça görmezden gelebileceğin türdedir, bazılarıysa değildir.
Feo’nun ömründe duyduğu en ağır, en kulak tırmalayıcı ulumaydı bu. Kaybedilmiş ve bir daha da geri alınamayacak şeylerin sesi gibiydi.
Ama korku ödleklerin işidir,”dedi Feo.
“Hayır, Feo! Ödleklik ödleklerin işidir. Korku, beyni, gözleri ve sinir uçları olanların işidir
“Hayır, Feo! Ödleklik ödleklerin işidir. Korku, beyni, gözleri ve sinir uçları olanların işidir
Insanın kurtlarla büyüyüp de acıyı anlamayı ve ölçmeyi öğrenmemesi imkânsızdır.
Insanlar dünyanın düzeninin kurulu olduğunu, değiştirilemeyeceğini söylüyorlar ama kesin görünen o şeylerin çoğu boyadan ibaret. Inan bana.
-Ama korku ödleklerin işidir.
-Hayır Feo! Ödleklik ödleklerin işidir. Korku, beyni, gözleri ve sinir uçları olanların işidir.
Kurtları anlamak insanları anlamaktan çok daha kolay. Kurtlar, yıldızlar ve kar. Bunlar mantıklı şeylerdi.
Bir kurdu vahşileştirmek, onun cesur bir hayvan olarak doğduğunu anlamasını sağlamaktır. Ve bu zor bir iş.
Çoğu insan hayvanları sevdiğini düşünüyor ama sadece hayvan fikrini seviyorlar. Gerçek hayvan gerçek kir demektir.
Insan ölecekse bari heyecan verici bir şey için olsun.
Hamile. Hamile bir kurdu vuramazsın. Bir şeyi, daha yaşama şansı bile bulamadan öldüremezsin.
Gri, bir vergi memurunun baş parmağını ısırıp koparmıştı. Beyaz, onu misafirlerin önünde dans ettirmek isteyince sahibi düşesi poposundan ısırmıştı. Kara ise teknik açıdan bir ingiliz lorduna ait olan üç ayak parmağı yemişti. Feo, kurtlarının dünyanın en güzel suçluları olduğunu düşündü.
Kurtlara ip bağlanmaz. Köpekler gibi değildir onlar. Onların içinde daha çok ateş var.
Feo kurtları tanımadığı ve sevmediği bir dönem hatırlamıyordu. Onları sevmemek imkânsızdı. Öyle sağlam, güzel ve kararlıydılar ki.
En yakın arkadaşınız bile olsa aklınız varsa yemek yiyen bir kurdun yanına yaklaşmazsınız.
Bir annenin çocuğuna sevgisi her şeyi yakıp kavurur.
Kurtların sahibi olmaz.
Uluyamayan kurt, gülemeyen insan gibidir.
Kurtlar çocuklar gibidir. Dünyaya uslu durmaya gelmezler.