İçeriğe geç

Kur’an-ı Kerim ve Ayet Ayet Türkçe Meali Kitap Alıntıları – Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır kitaplarından Kur’an-ı Kerim ve Ayet Ayet Türkçe Meali kitap alıntıları sizlerle…

Kur’an-ı Kerim ve Ayet Ayet Türkçe Meali Kitap Alıntıları

Ey Âdemoğulları! Size her ne zaman içinizden benim ayetlerimi anlatan resuller gelir de, her kim bunlara muhalefet etmekten sakınır ve ıslahı tercih ederse, artık onlara korku yoktur ve üzülecek olanlar, onlar değillerdir.
A’raf 7/35
Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.(Hucurat 10)
اَلصَّابِر۪ينَ وَالصَّادِق۪ينَ وَالْقَانِت۪ينَ وَالْمُنْفِق۪ينَ وَالْمُسْتَغْفِر۪ينَ بِالْاَسْحَارِ
Onlar sabreden, söz ve davranışlarında dürüst olan, ilâhî emirlere gönülden itaat eden, mallarını Allah yolunda harcayan ve seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dileyenlerdir.
Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.

Hac Sûresi meali﴾39﴿

Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.

Hac Sûresi meali ﴾37﴿

Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.

Hac Sûresi meali﴾36﴿

Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir.

Hac Sûresi meali﴾35﴿

Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!

Hac Sûresi meali﴾34﴿

Güldüren de ağlatan da o dur..
Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir.. ☁

Şems Sûresi, | 9

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz?
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Gerçekleşecek olan kıyamet! ﴾1﴿ Nedir o gerçekleşecek olan kıyamet? ﴾2﴿ Gerçekleşecek olan kıyametin ne olduğunu sen ne bileceksin? ﴾3﴿ Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar. ﴾4﴿ Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi. ﴾5﴿ Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi. ﴾6﴿ Allah onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün. ﴾7﴿ Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun? ﴾8﴿Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı olan Lût kavmi) hep o suçu işlediler. ﴾9﴿ Öyle ki Rablerinin elçilerine karşı geldiler. Bunun üzerine Allah da onları gittikçe artan bir azap ile yakaladı. ﴾10﴿ Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin. ﴾11-12﴿ Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur. ﴾13-15﴿ Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur. ﴾16﴿ Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır. ﴾17﴿ O gün (hesap için Allah’a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz. ﴾18﴿ İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: Gelin, kitabımı okuyun!  ﴾19﴿  Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.  ﴾20﴿ Artık o, hoşnut bir hayat içindedir. ﴾21﴿ Yüksek bir cennettedir. ﴾22﴿ Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir). ﴾23﴿ (Onlara şöyle denir:) Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için.  ﴾24﴿ Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: Keşke kitabım bana verilmeseydi.  ﴾25﴿  Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.  ﴾26﴿  Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.  ﴾27﴿  Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.  ﴾28﴿  Saltanatım da yok olup gitti.  ﴾29﴿ (Allah şöyle der:) Onu yakalayıp bağlayın.  ﴾30﴿  Sonra onu cehenneme atın.  ﴾31﴿  Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.  ﴾32﴿  Çünkü o, azamet sahibi Allah’a iman etmiyordu.  ﴾33﴿  Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyordu.  ﴾34﴿ Bu sebeple, bugün burada onun samimi bir dostu yoktur.  ﴾35﴿  Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur.  ﴾36﴿  Onu günahkârlardan başkası yemez.  ﴾37﴿ Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. ﴾38-40﴿ O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! ﴾41﴿ Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! ﴾42﴿ O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. ﴾43﴿ Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık. ﴾44-45﴿ Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. ﴾46﴿ Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. ﴾47﴿ Şüphesiz Kur’an Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. ﴾48﴿ Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. ﴾49﴿ Şüphesiz Kur’an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir. ﴾50﴿ Şüphesiz Kur’an gerçek kesin bilgidir. ﴾51﴿ O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et. ﴾52﴿
.
.. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve çok acıyıcıdır.

(Acı bize Allah’ım..)

.
.. rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır duran bulutta, şüphesiz bunların hepsinde akıllı olan bir ümmet için elbette Allah birliğini deliller vardır.
‎Yeryüzünde bulunan her şey fanidir

Rahmân, 26

Allah, onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. et-Tevbe 9/100
200- Ey iman edenler! Sabredin ve sabırda yarışın da düşmanlarınızı geçin. Cihat için hazır ve gözetlemede bulunun. Allah’tan sakının ki kurtuluş bulasınız.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
━─━─༺༻───━─━
وَالَّذ۪ينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُٓوا اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰىۚ فَبَشِّرْ عِبَادِۙ
Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele.

━─━─༺༻───━─━

İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir. ﴾
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi? derlerdi. De ki: O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).  
İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur
Doğru yolu bulanlara gelince Allah onların bu yolda devam etmelerini sağlar ve kendilerine takvâ şuurunu bahşeder. 
Allah her şeyi bilmekte, yerinde yapmaktadır. 
Her şeyden çift çift yarattık, inceden inceye düşünesiniz diye. 
Ama (alanlar için) öğüt vermeye devam et, zira öğüt inananlara fayda verir
İşte böyle; kendilerinden öncekilere de hiçbir peygamber gelmemiştir ki, “O bir sihirbaz veya bir mecnun” demiş olmasınlar. 
Şüphesiz biz sana bitip tükenmez nimetler verdik. 
Şimdi sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes! 
Asıl soyu gelmeyecek olan, sana karşı nefret duyandır. ﴾3﴿
Kureyş’in güvenliğini, onların kış ve yaz yolculuklarında güvenliğini sağlamak için (Allah lutuflarda bulundu). ﴾1-2

Onlar da kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin rabbine kulluk etsinler. ﴾3-4﴿

Allah’a sığınan kul, nefsinin acizliğini, Rabbin kudretini itiraf etmiş olur. Zira Allah’a yaklaşmanın en kestirme yolu acziyet ve gönül kırıklığıdır.
İki misline uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi, Bu nereden dediniz? De ki: Bu başınıza gelen kendinizdendir Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Kim tövbe edip salih amel işlerse, o, Allah’a tövbesi kabul edilmiş olarak döner.
Rahmân’ın kulları, yeryüzünde ağırbaşlılıkla yürüyenlerdir. Cahiller kendilerine laf attığında, (aldırmazlar), Selam! deyip geçerler.
Uyanın! Kesinlikle göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah’ındır. Muhakkak O, sizin ne halde olduğunuzu bilir. Ona döndürülecekleri gün, onlara ne yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilendir.
Ahmet el acmi Müminun Suresi
Müminler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir .
Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler.
Onlar ki, faydasız işe, boş lafa bakmazlar.
Onlar ki, zekat vermek için çalışırlar.
Onlar ki, ırzlarını korurlar.
Bakara, 45.Ayet

O halde sabır ve namaz ile (Allah’dan) yardım isteyin!(2) Hâlbuki şübhesiz o, (Allah’a) gönülden bağlı olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.
Hiç kimse kendisi için gizlenen müjde ve mutluluğu bilemez.
”Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım.
﴾4﴿

 Vay haline o namaz kılanların ki,

﴾5﴿

 Onlar namazlarının özünden uzaktırlar.

﴾6﴿

 Onlar halka gösteriş yaparlar.

﴾7﴿

 Hayra da engel olurlar.

﴾1﴿
 Gördün mü dini yalan sayanı?
﴾2﴿
 İşte odur yetimi itip kakan;
﴾3﴿
 Ve yoksula yedirmeyi özendirmeyen!
Bu adam mı,) yoksa âhiret kaygısıyla ve rabbinin rahmetine nâil olma ümidiyle gece vakitlerinde secde ederek, ayakta durarak kendini ibadete veren kişi mi (daha iyi)?” De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!” Doğrusu ancak akıl iz‘an sahipleri bunu anlar.
Hiç farkında olmadığınız bir sırada azap ansızın başınıza gelmeden önce rabbinizden size indirilen en güzel hükümlere uyun
Azap size gelip çatmadan önce rabbinize yönelip O’na teslim olun; sonra kimseden yardım göremezsiniz. 
Hayır! Yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da gruplar halinde cennete sevkedilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara, “Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!” diyecek. ﴾
Gerçekleri inkâr etmiş olanlar gruplar halinde cehenneme sevkedilecek; nihayet oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılacak; bekçileri onlara, “İçinizden, size rabbinizin âyetlerini okuyup duyuran ve böyle bir günle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran bir elçi gelmedi mi?” diye soracak; onlar da “Evet geldi” diyecekler. Ama inkârcılar için artık azap hükmü kesinleşmiştir. ﴾
Meleklerin de rablerine hamd ile yüceliğini dile getirerek arşın çevresini kuşattıklarını görürsün. Böylece insanlar arasında doğruluk ve adalet ölçüsüne göre hüküm verilir ve şöyle denir: Bütün övgüler âlemlerin rabbi olan Allah içindir. 
Şımarıp böbürlenmek, insanlara gösteriş yapmak ve (halkı) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (Mekke müşrikleri) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını kuşatıcıdır.

Enfâl, 8/47

İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. Şâyet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir.

Hac Sûresi meali﴾11﴿

|Fakat kör olan gözler değil,sînelerindeki kalplerdir..

°Hac 47

Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir alaka dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir mudga dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.

Hac Sûresi meali﴾5﴿

İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı halde Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer.

Hac Sûresi meali﴾3﴿

Kıyameti göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; halbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.

Hac Sûresi meali﴾2﴿

Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir.

Hac Sûresi meali﴾1﴿

Gerçekten ben bir ateş gördüm, (gidip) size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor ateş getireyim, umarım ki ısınırsınız.
Andolsun ki Kur’an’ı düşünülsün diye kolaylaştırdık. Düşünecek yok mu?
Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır.
يَٓا اَيُّهَا الْمُدَّثِّرُۙ ﴿١﴾
قُمْ فَاَنْذِرْۙ ﴿٢﴾
وَرَبَّكَ فَكَبِّرْۙ ﴿٣﴾
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْۙ ﴿٤﴾
وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ ﴿٥﴾
وَلَا تَمْنُنْ تَسْتَكْثِرُۙ ﴿٦﴾
وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْۜ ﴿٧﴾
فَاِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِۙ ﴿٨﴾
فَذٰلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَس۪يرٌۙ
Ey örtüsüne bürünen!
Kalk ve insanları Allah’ın azabıyla uyar.
Yalnız Rabbini büyük tanı; O’nun sonsuz büyüklüğünü ilan et !
Elbiseni tertemiz tut.
Maddi-manevî her türlü pislik ve kötülükten uzak dur.
Yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma.
Rabbin rızâsı için sabret.
Sûra üflendiği zaman,
İşte o gün, gerçekten pek çetin bir gün olacak!
Kocası hakkında seninle mücadele eden ve Allaha şikâyet etmekte olan kadının sözünü elbetteki Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı da zaten işitiyordu. Çünkü Allah en iyi işitendir, en iyi görendir.
Allah şöyle buyurmaktadır:

Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin/bizim gözetimimizdesin.
(et-Tûr, 52/48)

Onu levhaları ve çivileri olan (gemi) üzerinde taşıdık. Gemi gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
(el-Kamer, 54/13, 14)

Ve Ben tarafımdan senin üzerine bir muhabbet bıraktım, Benim gözetimim altında yetiştirilesin diye.
(Tâ-hâ, 20/39)

Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Kocası hakkında seninle mücadele eden ve Allaha şikâyet etmekte olan kadının sözünü elbetteki Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı da zaten işitiyordu. Çünkü Allah Semidir/en iyi işitendir, Basirdir/en iyi görendir.
(el-Mücadele, 58/1)

Andolsun Allah: Muhakkak Allah fakirdir ve biz zenginiz, diyenlerin sözlerini işitmiştir.
(Al-i İmran, 3/181)

Yoksa onlar gizlediklerini ve fısıltılarını işitmez miyiz sanırlar? Öyle değil, hatta elçilerimiz de yanlarındadır yazıp duruyorlar.
(ez-Zuhruf, 43/80)

Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm.
(Ta-ha, 20/46)

Allahın muhakkak gördüğünü hiç bilmez mi?
(el-Alak, 96/14)

O, seni kalkınca da görür, secde edenler arasındaki dolaşmanı da. Muhakkak O, Semidir/her şeyi işitendir, Alimdir/bilendir.
(eş-Şuara, 26/218-220)

Deki: Haydi amel edin. Allah, rasûlü ve müminler de işlediğinizi görecektir.
(et-Tevbe, 9/105

Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur.
‘Ne olacak’ telaşına kapılınca bir ayet imdadımıza yetişir;

“Beni yaratan; elbet yolumu gösterir.”

O gün, ne mal fayda verir ne de evlât. Ancak Allah’a kalb-i selim ile gelenler o günde fayda bulur (Kur’ân-ı Kerim, Şuarâ, 88-89).
Ey iman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza dikkat edin. Siz doğru gittiğiniz takdirde yanlış yola sapanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır ve yapmakta olduğunuz her şeyi o zaman Allah size bildirecektir.
Maide 5/105
Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri oynayıp eğlenmek için yaratmadık. Bunları hakikat ve hikmet çerçevesinde yarattık, fakat çoğu bunu bilmez.
.
Ey iman edenler sabır ve namaz ile yardım isteyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.
.
.
O halde beni anın ki, ben de sizi anlayayım. Bana şükredin ama bana nankörlük etmeyin.
.
Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.

Enbiyâ Sûresi meali﴾90﴿

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir