İçeriğe geç

I am Malala Kitap Alıntıları – Malala Yusufzay

Malala Yusufzay kitaplarından I am Malala kitap alıntıları sizlerle…

I am Malala Kitap Alıntıları

Dünyada iki qüvvə var: biri qılınc digəri isə qələmdir.Bunların ikisindən də güclü olan digər bir qüvvə də var və bu,qadındır.
En iyi politika dürüstlüktür.
“Önce komünistleri götürdüler,
Sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim.
Sonra sosyalistleri götürdüler,
Sesimi çıkarmadım çünkü sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları götürdüler,
Sonra Yahudileri, sonra Katolikleri
Sonra beni götürmeye geldiler.
Benim için sesini çıkaracak hiç kimse kalmamıştı ”
İnsanlar susarsa hiçbir şey değişmezdi.
Haksızlığa maruz kalan ve sonra da susturulan bütün kızlar
Sesimizi birlikte duyuracağız
Ben, Malala!
”Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir. ”
Bazı insanlar hayaletlerden, bazı insanlar örümceklerden ya da yılanlardan korkar; o günlerde biz insanlardan korkuyorduk.
‘Kötü insanlardan gelen iyi şeyleri kabul etme.’
“Bir insana gözlerini ya da ciğerlerini verebilirsin ama gülümsemesini veremezsin”
Kitaplarımızı ve kalemlerimizi elimize alalım. Onlar bizim en güçlü silahlarımız. Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem tüm dünyayı değiştirebilir.”
Dünyam değişti, ama ben değişmedim..
Ben iyi bir kızdım.Yüreğimde yalnızca insanlara yardım etme arzusu vardı. Ödüller ya da para umurumda değildi. Allah’a hep dua ederdim : ” İnsanlara yardımcı olmak istiyorum, ne olur bunu yapmama yardım et. ”
Ülkemiz çıldırıyordu. Nasıl oluyordu da katilleri çiçeklerle ödüllendiriyorduk?
Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir.
Kimsə qələmini əlindən alanda təhsilin nə dərəcədə əhəmiyyətli olduğunu başa düşürsən
Korkuyorduk ama
korkumuz, cesaretimiz kadar güçlü değildi.
– Nəyə görə onlar qızların məktəbə getməsini istəmirlər? – atamdan soruşdum.
-Onlar qələmdən qorxurlar
Elveda müzik! En tatlı tınıların bile bırak suskun kalsın.Köyün kıyısındaki Taliban bütün dudakları mühürledi.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
”Malala şanslı bir kızdı, ” der Hidayetullah. ” O doğduktan sonra bizim de şansımız döndü. ”
Bir elması küçük bir mücevhere dönüştürmek için pek çok kez yontmak gerekir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Başınıza bir silah dayasam ve İslam’ın doğru din olduğunu söylesem, İslam’ı kabul edebilir miydiniz? Eğer bu dünyadaki her insanın Müslüman olmasını istiyorlarsa neden kendilerini iyi Müslümanlar gibi göstermiyorlar???
“Batıl yok olmaya mahkûmdur, hak hakim olacaktır.”
O zamanlar 11 Eylül’ün bizim dünyamızı da değiştireceğinin ve vadimize savaşı getireceğinin farkında değildik.
Ben de kalemim ve kalemden çıkan sözcüklerin makine tüfeklerden, tanıklardan ya da helikopterlerden daha güçlü olabileceğini fark etmiştim.
Peace in every home, every street, every village, every country – this is my dream. Education for every boy and every girl in the world. To sit down on a chair and read my books with all my friends at school is my right. To see each and every human being with a smile of happiness is my wish.
I am Malala. My world has changed but I have not.
Today we all know education is our basic right. Not just in the West; Islam too has given us this right. Islam says every girl and every boy should go to school. In the Quran it is written, God wants us to have knowledge. He wants us to know why the sky is blue and about oceans and stars. I know it’s a
big struggle – around the world there are fifty-seven million children who are not in primary school, thirty-two million of them girls. Sadly my own country Pakistan is one of the worst places: 5.1 million children don’t even go to primary school even though in our constitution it says every child has that right. We have almost fifty million illiterate adults, two-thirds of whom are women, like my own mother.
I called on the world’s leaders to provide free education to every child in the world. ‘Let us pick up our books and our pens,’ I said. ‘They are our most powerful weapons. One child, one teacher, one book and one pen can change the world.’
We human beings don’t realise how great God is. He has given us an extraordinary brain and a sensitive loving heart. He has blessed us with two lips to talk and express our feelings, two eyes which see a world of colours and beauty, two feet which walk on the road of life, two hands to work for us, a nose which smells the beauty of fragrance, and two ears to hear the words of love. As I found with my ear, no one knows how much power they have in their each and every organ until they lose one.
Bazı sınırlar aşılamaz.
Devlet görevlileri sizin patronunuz değil! Onların size hizmet etmesi gerek! Bunun için maaş alıyorlar ve hizmet etmek zorundalar!
Ama üç ya da dört kez kazanmış olsan da, eğer çaba harcamazsan, bir sonraki zaferin de senin olacağının garantisi yoktur.
Burası Landikas adlı iyi bir bölgede iki katlı bir binanın zemin katıymış; öğrencilerin toplanabilcekleri, duvarlarla çevrili bir avlusu da varmış. Bundan önceki kiracılar da okul işletiyorlarmış: Ramada Okulu. Sahibi okula bu adı vermiş çünkü daha önce bir kez Türkiye’ye gitmiş ve Ramada Otel’i görmüş!
Cehalet, siyasetçilerin insanları kandırmalarına, kötü yöneticilerin yeniden seçilmesine olanak tanıyordu.
Bizim düğünlerimiz günler sürer ve ziyafetler verilir. Annemin sık sık kendisine hatırlattığı gibi, babam bütün törenler boyunca orada bulunamamış. Yalnızca son gün oradaymış. Aile üyeleri ellerine bir Kuran almışlar, başlarını örtmüşler ve onlara bir ayna tutmuşlar. Çünkü görücü usulü evliliklerin birçoğunda, çiftler birbirlerinin yüzünü ilk o an görürler. Çiftin kucağına oturtulan bir oğlan çocuğu da erkek evlat sahibi olmaları dileğini simgeler.
”Ben sadece bir kerecik, başka bir öğrencinin izlerini taşımayan, babamın parasıyla alınmış, yeni bir kitabım olsun istiyordum, o kadar. ”
Ziya’nın rejiminde, çocukluğumuzdan beri bilere öğretilen İslam’ın beş şartı -Allah’a inanmak, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan ayında oruç tutmak ve ömrünüzde en az bir kez Hac’a gitmek- yanında cihat dinimizin altıncı şartı olmuş adeta.
Cinnah, ”Kadınlarla erkekler yan yana olmadığı sürece hiçbir mücadele başarılı olamaz. Dünyada iki güç vardır; biri kılıç, diğeri kalem. İkisinden daha kuvvetli olan üçüncü güç ise kadınların gücüdür. ” dermiş.
Halalarımın tek mahrumiyeti okul değilmiş. Sabahları babama kaymak ya da süt verilirken, kız kardeşleri sütsüz çay içerlermiş. Yumurta varsa, sadece oğlanlar arasında paylaştırılmış. Akşam yemeği için tavuk kesildiğinde, kızlar kanatlar ve boyunla yetinirken, babam, ağabeyi ve büyükbabam enfes göğüs etinin tadını çıkarırlarmış. ”Daha küçücük yaşımda, kız kardeşlerimle aramdaki farkı hissedebiliyordum, ” diyor babam.
Fazlullah’ın adamları, sağlık görevlilerinin çocuk felci aşısını yapmasını yasaklamıştı. Bu aşıların, Amerikalıların Müslüman kadınları kısırlaştırmak için hazırladığı bir tuzak olduğunu söylüyorlardı.!
Oğlanlar ve yetişkin erkekler kentte, kasabada özgürce dolaşırken, annem ve ben yanımızda bize eşlik edecek bir erkek akrabamız olmadan dışarı çıkamıyorduk. Bu erkek akraba, beş yaşında bir oğlan bile olabilirdi ama! Gelenek böyleydi.
”Birçok Peştu erkeği bunu asla yapmaz; sorunları kadınlarla paylaşmak acizlik göstergesi olarak kabul edilir. ”Karısına bile akıl danışıyor! ” derler, hakaret olarak.
”Bahçedeki kumruları öldürme sakın Birini öldürürsen diğerleri de gelmez ”
Lisede, Sherlock Holmes hikayeleri okurdum ve bunun Dr. Watson’ın ünlü dedektifin ortağı olmadan önce yaralandığı savaş olduğunu öğrenince çok gülmüştüm.
(İkinci İngiliz-Afgan Savaşları)
Annemle babamın ilk çocuğu ölü doğmuş, bense tekmeler ve çığlıklar atarak çıkmışım. Erkek evladın doğumunun silahlar atılarak kutlandığı, kız çocukları ise örtülerin ardına saklandığı, hayattaki rollerinin sadece yemek pişirmek ve çocuk doğurmak olduğu topraklarda doğmuş bir kız
Savaş meydanındaki korkaklığını duymaktansa,
Kurşunlarla kalbura dönmüş bedenini onurla teslim almayı yeğlerim
”Malala hanginiz? ” diye sormuştu. Kimse bir şey söylememişti ama birkaç kız bana bakmışlardı. Yüzü örtülü olmayan tek kız bendim.
O anda adam siyah bir silah çıkarmıştı. Daha sonra bunun bir Colt 45 olduğunu öğrenecektim. Kızlardan bazıları çığlık atmışlardı. Münibe onun elini sıktığımı söylüyor.
Arkadaşlarım adamın ardı ardına üç el ateş ettiğini söylüyorlar. İlki sol gözümden girip sol omzumun altından çıkmış. Sol kulağımdan kanlar akarak Münibe’nin üzerine devrilmişim. Bu yüzden diğer iki urşun yanımda oturan kızlara isabet etmiş. Bir kurşun Şaziye’nin sol eline saplanmış. Üçüncüsü ise onun sol omzunu sıyırıp Kainat Riaz’ın sağ koluna girmiş.
Arkadaşlarım daha sonra, ateş ederken adamın elinin titrediğini söylediler. Hastaneye vardıgımızda, benim uzun saçlarım ve Münibe’nin kucağı kan içindeymiş.
Malala kim mi? Malala benim ve bu da benim hikayem.
Münibe, ne zaman bir şeyler ters gitse hemen anlardı. ”Endişelenme, ” diyordum ona. ”Taliban küçük bir kızla uğraşmaz. ”
”Tamam, beni vur ama önce dinle. Bu yaptığın yanlış. Benim sana kişisel olarak bir garezim yok ki. Tek istediğim bütün kızların okula gitmesi! ”
Çocuklarımız uyurken, onların saçının teline bile dokunmayız ama silahları olan ve çocuklarımızı vuran, bombalayan insanlar var.
Biz insanlar, Allah’ın ne kadar büyük olduğunun farkında değiliz..
Benim kulağım sayesinde keşfettiğim gibi, hiç kimse bir organının gücünü ve değerini onu kaybetmeden anlayamıyor..
Yolculuğuna bir yılanın kuyruğunun sonunda başlarsan / Kendini onun kafatasında, bir zehir okyanusunda bulursun.
Karanlığın Silahları!
Neden size lanet okumayayım?
Sevgi dolu yuvaları kırık dökük enkazlara çevirdiniz..
Bazen bir Alacakaranlık vampiri olmanın Svat’ta bir kız olmaktan daha kolay olduğunu düşünüyorum
Bazı insanlar hayaletlerden, bazı insanlar örümceklerden ya da yılanlardan korkar; o günlerde biz insanlardan korkuyorduk..
Biri kalemlerinizi elinizden aldığında, eğitimin ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz..
İnsanlar Şabana’nın kötü kişiliğinden söz ederlerdi ama erkeklerimiz hem onun dansını izlemek isterler hem de dansçı olduğu için onu hor görürlerdi.
Bir hanın kızı bir berberin oğluyla ve bir berberin kızı bir hanın oğluyla evlenemez.
Biz Peştular ayakkabılara bayılırız, ama ayakkabıcıyı sevmeyiz; şallarımızı ve battaniyelerimizi severiz ama bunları ören kişiye saygı duymayız..
Devletin aslında vatandaşlarını koruması gerekir, ancak devlet görevlileriyle devlet dışındakiler arasındaki farkı anlayamadığınızda ve sizi devlet dışındakilere karşı korumak konusunda devlete güvenemediğinizde bu zor bir durumdur..
Bazı insanlar mutluydu.
Sorun şuydu;Mektubu Allah’a nasıl ulaştıracağımı bilmiyordum.Nedense Dünya’nın derinliklerine inmesi gerektiğini düşündüm.Bu yüzden önce bahçeye gömdüm.Sonra orada zarar görebileceğini düşünerek mektubu bir naylon torbaya koydum.Ama bunun da pek faydası yok gibiydi.Biz kutsal metinleri akan sulara bırakmayı severiz.Ben de mektubu rulo yaptım,bir tahta parçasına bağladım,üzerine bir karahindiba, yerleştirdim ve Svat Nehri’ne akan dereye bıraktım.Allah’ın mektubumu orada bulacağından emindim.
Sevgi dolu yuvaları kırık dökük enkazlara çevirdiniz .
Sanırım bir felaket olduğunda ya da hayatlarımız tehlikeye girdiğinde, günahlarımızı hatırlıyoruz, Allah’ın karşısına nasıl çıkacağımızı ve affedilip affedilmeyeceğimizi merak ediyoruz. Ancak Allah bize unutma gücü de vermiş ; bu yüzden bir trajedi sona erdiğinde, hayatımıza hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz..
Dünyada iki güç vardır; biri kılıç diğeri kalem.İkisinden daha kuvvetli olan üçüncü güç ise kadınların gücüdür.
Benim konuşmamı babam yazdı.
Eğer iyi bir şey yapmak istersen ama bunu kötü bir şekilde yaparsan, kötü olacağını anlatıyordu. Aynı şekilde, kötü bir şey yapmak için iyi bir yol seçmek de kötüydü..
Yapabilirseniz, ona kitapların ne kadar harika olduğunu öğretin.. Ama aynı zamanda ona gökyüzündeki kuşların, güneşteki arıların, yemyeşil tepelerdeki çiçeklerin ölümsüz gizemini düşünmesini sağlayacak sessiz zamanı da tanıyın, diyordu. Ona başarısız olmanın kopya çekmekten çok daha onurlu olduğunu öğretin..
İslam, kendisine karşı yazılan bir kitaba müsamaha gösteremeyecek kadar güçsüz ve âciz bir din mi? Benim İslam’ım böyle değil!
Yağmurdan denize doğru ilerleyen su döngüsünü öğrenene kadar, köydeki nehrin kıyısında nasıl büyülenmiş gibi durduğunu, suyun nereden gelip nereye gittiğini nasıl merakla düşündüğünü hatırlıyormuş..
Kitapların elden ele geçmesi kötü bir uygulama değildi, der hep.
Ben sadece bir kerecik, başka bir öğrencinin izlerini taşımayan, babamın parasıyla alınmış, yeni bir kitabım olsun istiyordum, o kadar.
Neden kızların okula gitmesini istemiyorlar? diye sordum babama.
Kalemden korkuyorlar. diye cevap verdi.
Kadınlar ile erkekler yanyana olmadığı sürece hiçbir mücadele başarılı olamaz. Dünyada iki silah vardır; biri kılıç, diğeri kalem. İkisinden daha kuvvetli olan üçüncü güç ise kadınların gücü.
Ben, Malala’yım. Dünyam değişti ama ben değişmedim.
Yapabilirseniz, ona kitapların ne kadar harika olduğunu öğretin.. Ama aynı zamanda ona gökyüzündeki kuşların, güneşteki arıların, yemyeşil tepelerdeki çiçeklerin ölümsüz gizemini düşünmesini sağlayacak sessiz zamanı da tanıyın. Ona başarısız olmanın kopya çekmekten çok daha onurlu olduğunu öğretin.
İslam, kendisine karşı yazılan bir kitaba müsamaha gösteremeyecek kadar güçsüz ve aciz bir din mi? Benim İslamım öyle değil!
Allah herkesin aynı olmasını isteseydi, hepimizi farklı yaratmazdı.
“Neden kızların okula gitmesini istemiyorlar?” diye sordun babama.
“Kalemden korkuyorlar” diye cevap verdi.
Bir insana gözlerini ya da ciğerlerini verebilirsin ama gülümsemesini veremezsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir