İçeriğe geç

Sevgili’nin Gül Goncası Hazreti Fatıma Kitap Alıntıları – Nurdan Damla

Nurdan Damla kitaplarından Sevgili’nin Gül Goncası Hazreti Fatıma kitap alıntıları sizlerle…

Sevgili’nin Gül Goncası Hazreti Fatıma Kitap Alıntıları

“Sakın kendisine verdiğin kıymeti sana vermeyenle arkadaş olma.”

Hz. Ali (r.a)

Yılışık ilişkiler, ölçüsüz münasebetler sonrasında yıpranmış ve tükenmiş ruhların kaybı büyük olur. Nezafetini kaybetmiş, cazibesini yitirmiş beraberliklerde insanlar, hayatın iç ahengini yaşamadan tüketirlerdi. Tez yitirilmiş sevdaların sonunda acı ve ıstırap vardı. Hepsinin temelinde ise edebi yok saymak. Oysa edep nazenin güzellikler üzerine örtülmüş bir tüldü. Onu sıyırıp atanlar tez zamanda pörsüyüp çürümeye mahkûmdu.
Ne çok şey vardı şu dünyada insana yar yerine har olan..
Namaz yüzü güzelleştirir, kalbi nurlandırır, bedeni dinlendiri, kabirde arkadaş, rahmetin inmesine sebep, gök kapılarının anahtarı, Rabbi hoşnut eder, Cennete giriş ücreti, Cehennem ateşine karşı koruyucudur.
Esasında taşa benzerdi insan. Taş gibi sırlı ve suskundu insan tabiatı. Taşın da iyisi kötüsü yok muydu? O da insan gibi yüksek derecede tazyikata maruz kalınca şekil alıp cinsini ortaya koyardı. Kömür ile elmas arasındaki muazzam fark bu sırrın ifşası değil miydi? Sırlı bir bağ, tuhaf bir direniş öyküsünde saklıydı her şey. Altın ateşte yanarak saflaşır, şekil alır ve kıvam bulurdu. Cevher işlenerek, yanarak, eriyerek, dövülerek kıvamdan kıvama geçerken insan; sabırla, çileyle, acıyla, olgunlukla, duruşla, direnişle imbiklerden süzüle süzüle geçer ve şekil alırdı. Saflaşıp kıvam almak için bu kaçınılmazdı.
Gülü bir kaç nefes koklamak mesela Lezzeti birkaç lokmada geçiştirmek Noktaya hapsolmamak, damlada boğulmamak Bir bakışta bitmemek, bir gülüşte kaybolmamak, bir kelimede yitmemek Var olan her güzel şeyi sırf onu yaratan için sevmek, O’na olan hayranlığımızı artırmak için sevmek her şeyi. İşte o zaman gönül bahçelerimizdeki gül dikenleri ellerimizi kanatmayacak. Geçici lezzetleri öteye erteleyenler hayatın sırrını yakalayanlardır.
Ararsın, direnirsin, dolanırsın, oyalanırsın. Yüreğine ahlar dolar da hiçbir şey bulamazsın. Issız sahralar gibi yalnız gecelerde cılız bir ışık ararsın. Kendini tanımayan insan dünya zindanındadır. Bedeni köşklere kurulurken, ruhu karanlık kuyularda çaresizdir. İşte bunun içindir tüm ahlar ve yakınmalar. Bilemez ki insan; kurumuş, çorak bir kalbin toprağı ancak Allah sevgisiyle yeşerir ve ancak onunla neşelenir.
Zenginlik suyunun başı kanaat değil miydi? Rızık her nefse göre tayin edilmişken; kuşlar bile sabah aç kalkar, akşama tok dönerlerdi yuvaya. Susamın tanesinde, incirin çekirdeğinde, zeytinin çiçeğinde, nar tanelerinin zarı üzerinde onu yiyecek kişinin adı yazılıyken; sırlarla kaplı varlık denizinde ne ince güzellikler var. Karıncanın sesini duyan, pirenin midesini doyurmaz mıydı? Derin denizlerin balıkları acı su ve kumla doyup semizleşirken insana rızık olurdu. Alacakargayı çer çöp içinde rızıklandıran Rezzak, elma kurdunu en has yerde görüp gözetirken kendi için çırpınan kullarını da görüp ve sınardı.
Benden uzak dur Ey Dünya ! Sana tamah edenleri aldatmaya git !
Kalbiniz üç şeyin evi olsun. İmanın, ümidin ve aşkın
Hz.Ali
Ertelemek gerekir bazı şeyleri ötelere.Bu dünya insanın doyumsuz duygularına cevap veremiyor.
Ey Hayâ! Ne kutlu libassın ki sana bürünenler iki kat güzelleşiyor. Senden ırak kalanlar ise hepten tükeniyor. Seni hiç sayanlar ve seni yırtıp atanlar nelerden mahrum kaldıklarını bilseler, ah bir bilseler
İnsan bu, yedi mevsimi taşıyor içinde. Her birine uğrayarak gidiyor.
Hayırla gel yeni gün. Bizi incitme ve bizden incinme. Fatıma’nın (Hz) dosdoğru yürüyüşünü ve güçlü duruşunu kadim zamanların güzel insanlarına da ilet!
Unutma!
Sadece Allah var.
İşte bunun için zannını yok et !
Önemsediğin şeylerde,
Her şeyde, adım attığın her işte
İnsanların ve Alemlerin Rabbi sana yeter.
Kadri muazzam olan ismi Azam’ın hürmetine Sen’den niyaz ediyorum Ya İlahi, işlerimizi kolaylaştır
Onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler.

Yasin Suresi, 9. Ayet

Kalp sevgi evidir, dedi Rubeyyi. Orası sevgisiz kalmaz. Yoksa karanlık bir eve döner.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Gıybet acizin çabasıdır.

Hazreti Ali

Dem gecedir. Devran hiç durmadan dönerken ne getirir ne götürür bilinmez. Yeni gün hangi sırlara gebedir kim bilebilir. Hayırla gel yeni gün. Bizi incitme ve bizden incinme. Fatıma’nın dosdoğru yürüyüşünü ve güçlü duruşunu kadim zamanların güzel insanlarına da ilet !
İnandığınız gibi dosdoğru olunuz.

Hûd Suresi, 112

İnsanoğlunu kırk imbikten geçirip durultandı edep.Ve insana en çok yakışan
İnsan muamma varlık iken ona en çok yakışandı hayâ.
Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır,sabrımızı arttır
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Şunu bil ki Allah her zaman haklının yanındadır
Anladım ki ; iffeti yüce olanın feraseti ince olur
Evlilik rahmettir ve ancak helalin tebessümüyle güzelleşir.
Ancak sabırdı insanı aziz kılan
Şeytan tüm silahlarıyla hücum ettiğinde ; Lahavle Velakuvvete İllabillahil Aliyyül Azim!
Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler temiz kadınlara layıktır.
Beşeri hallerin en saf ve duru çağlayanıydı haya. Onu yitirmemek ise Nebi sünnetiydi.
Haya ile edep evleniyor.
Haya Ali, Edep ise Fatıma’ydı
Yürek bir arz meydanıysa eğer ; arza sunulan her hal ilk önce oradan geçmez miydi?
Rahman ve Rahim olan Allah’ın ismi ile.
Hamd (övme ve övünme), alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Kalp bir sevgi, beş nefsinle eşini, şefkatinle çocuklarını, ruhunla Allah’ı, kalbinde Rasûlullah’ı seveceksin
Yorgun bir günün bitiminde eve gelip Fatıma’nın yüzüne baktığımda bütün gamım ve kederim yok olup giderdi.

~ Hazreti Ali

Haramın azabı olduğu gibi helalinde Hesabı Vardır
Yaradân insan kalbini en yumuşak topraktan yaratmıştı Onun ötesinde kalp sonsuzluk durağıydı
Sevgili Peygamber, Hatice’nin emaneti olan en küçük kızının düğün tatlısını kendisi yapacaktı. Kız babalarını müjdeleyen bir babaydı O (sav).
Babaların en mükemmeli ve en merhametlisi üç kız evladını itinayla büyütüp yetiştirmişti. Kızlara ne çok değer vermişti. Kim üç kız çoçuğunun geçimini sağlar, terbiye edip evlendirir ve onlara güzel davranırsa Cennet onundur
İnsanoğlunun kırk imbikten geçirip durultandı edep.
Ve insana en çok yakışandı
Neredeyse kendinden bile saklı tuttuğu bir isimdi. Ama Rabbinin izni olmadıkça dile almıyordu.
Az ile yetinen züht ile ziynetlenen Zehra
Yüksek bir dağın tepesinden akan çoşkulu bir nehir gibiydi hayat
O (sav) bizden incitme Ya Rab!!!
Kaza ve kadere razı olmayan, beğenmeyen ve belaya sabretmeyen, benden başka Rab arasın!!!
Taberi
Göz haramla kirlenirse kalbin kapıları kilitlenir.
Sevgi çeşmesinin başında muhabbeti yudumlayanlara evlilik berekettir..
Ciğerparem dedi..
Sen de benim gibi anneden yetim kaldın.
Mehir; biz kadınlara Rabbimizin koyduğu bir değer ve koruma aracıdır
Ali:
Az olanı vermekten utanma Ey Fatıma, dedi. Çünkü vermemek ondan daha azdır.
Ey gözyaşım.
Madem ki gözümün kapısından çıktın, gidiyorsun, bari sevgilinin kapısına git de, başını onun eşiğine koy!
~Mevlânâ
Hasan 8 yaşındaydı,
Hüseyin 7,
Zeyneb 5,
Ümmü Gülsüm 2.

Kendisi 28

Beni rüyada gören gerçekten görmüştür.
~Hz. Muhammed (sav)
Mehrimi kurtuluşuna adadığım Aziz Ümmet !
~Hz. Fatıma
Komşusu, şerrinden emniyette olmayan kimse, mü’minlerden değildir; Allah’a ve ahiret gününe inanan, komşusuna eziyet etmemelidir; Allah’a ve kıyamet gününe inanan, hayır söz söylemeli veya susmalıdır. Allah Teâlâ hayırlı, halîm ve iffetli insanı sever; ama ağzı bozuk cimriyi ve ısrarcı dilenciyi sevmez. Şüphesiz, hayâ imandandır, imanlı da Cennettedir; ağzı bozukluk çirkinliktendir, çirkin konuşan da ateştedir.
Aşkta hece yoktur Ey Ali. Aşkta gece olmaz. Aşk bölünmez. Aşk parçalanmaz ve aşk sonsuzdur. Aşkın mihrak noktasında buluşanlar kolay kopamazlar. Aşk Rabbini bulmaktır ve onun yüce hatırına verdiklerini sevmektir. Aşk yoklukta kanat, hiçlikte var olmak için verilmişken kalbin güç kaynağıdır. Aşkı tanımlayamayanlar sığ sularda yitip gidenlerdir. Bir bakışta, bir gülüşte, bir dokunuşta batıp gidenlerin makamı değildir aşk.
Dünyada muhtaç kimselere yardım eden, yoksulları doyuranlar, yarın kıyamet gününde ecir ve sevaplarını Allah yanında hazır vaziyette bulacaklardır.
Çocuklarınızla yedi yaşına kadar oynayın.
On beş yaşına kadar onlarla arkadaş olun.
On beş yaşından sonra ise onlarla istişare edin.
Çünkü artık o reşittir.
Onun da bir reyi, fikri ve beyanı vardır.
Hz. Muhammed (sav) / Ali
Çocuklarınızı kendi devrinize göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin.
~Hz. Ali
Hz. Hasan:
Merak ettim anneciğim, dedi. Sen herkese dua ettin ama bir kere olsun kendin için dua etmedin!
Hep komşularımız için istedin. Bizi neden sona bıraktın.
Kadim bir fedakarlık öğüdüydü bu:
Önce komşu sonra biz Hasan’ım. Biz önce komşumuzu düşünür onlara dua ederiz. Sonrasında ise kendimizi. Mü’mine yakışan budur!
Bir çocuk annesine verdiği değer kadar değerlidir.
~Hz. MUHAMMED (sav)
Selam ki yüce bir hediyeydi. Selamsız kul sevgisizdi ve hiçbir yerde sevilmezdi.
Fatıma kadınlar mahfilinde secdeye kapanınca yıldızlar yere inerdi sanki.
Gerçek mü’min kendisi için istediğini başkası için de isteyen kişidir.
Peygamber soyunun bir kadın üzerinden devam edecek olması Yaratıcı’nın kadına verdiği değerin en mücessem örneğidir.
Kuran sözcüsü ahir zamanda ruhları çıplak başörtülülerden bahsediyor.
“Babam Resulullah’a namazında gevşeklik edenlerin hakkında soru sorduğumda şöyle buyurdular:
‘Kadın ve erkeklerden her kim namazında gevşeklik yaparsa, Allah Teâlâ onu on beş belaya duçar eder; Allah Teâlâ ömründen ve rızkından bereketi kaldırır, salih insanların simasını onun yüzünden giderir; yaptığı her amele mükâfat verilmez; duası göklere yükselmez; salih insanların duasından nasibi olmaz; zelil olarak ölür; aç olarak ölür; susuz olarak can verir; öyle ki dünya nehirlerinin suyunu verseler, susuzluğu giderilmez; Allah Teâlâ, bir meleği onu kabirde rahatsız etmesi için memur eder; kabri dar ve karanlık olur; Allah Teâlâ (kıyamet günü) bir meleği, onu halkın gözleri önünde yüz üstü çekip sürümesi için görevlendirir; zor bir hesaba (sorgu suale) tutulur; Allah Teâlâ, (rahmet gözüyle) ona bakmaz; onu (günahlardan) arındırmaz ve onun için elemli bir azap olur.
Aşkın kadim yükünü bir tek insan taşıyabilir. Kalbin iç aynası bir tek Allah’a aittir. Yaratıcı, kalbi aşk-ı şuhudu için ice ve nazik yarattı. Samet âyinesidir o. Kendinden başkasının oraya taht kurmasını istemez. Gayrı sanemler giremez oraya. Girse can yakar, kanatır ve karartır aşkı. Ancak Allah için sevilenlere açıktır o kapı. Yarattığı güzellerde O’nun sanatını seyredenler ve O’na hayranlık duyup secde edenler aşkın sırrını bilenlerdir.
~Hz. Fatıma
Örtü, görmemek ve görünmemektir.
Haram bakışların rüzgarına çıkmamaktır.
O zehirli bakışların acısına katlanmamaktır.
Kadın baştan başa güzellik ve cazibeyle yaratılmışken tesettür, cazibeyi helal olana sunmaktır.

Saklı bir mücevherken kadın orta yere bırakılamazdı !

En âlâ bal bile orta yere bırakılınca üstüne üşüşen börtü böcek çok olurdu.
İşte bunun için Yaratan nahif kutu olan kadını koruma altına almıştı.

İnsan özünde var olan tohumu yeşertirse,
Aşkı tanıyıp taşıyabilirse,
Edeple süslenirse,
Hayâyı benimserse,
İşte o zaman meleklerden ileri olma bahtiyarlığına erecek.
Elsiz ve dilsiz hayvanlar “İyi ki
insan olmadık, diyecek. Namazlılar namazsızlardan kopup ayrıştığı o günde kılınan namazlar şekil giyinmiş olarak ortaya gelecekti. Kimi namaz göz kamaştıracaktı huri kızları gibi. Akça pakça ve tertemiz
Kimi namaz kambur ve sitemkâr bir ihtiyar, kimi kötürüm, kimi asil bir cengâver gibi duaya duracaktı sahibi için. Kimi namaz davacı olacaktı. Raflarda tozlanmış Kur’an davacı gibi dile gelecekti ve davacı
olacaktı. Kimi duacı kimi davacı
Kıyamette herkes ağlarken yalnız üç göz yaş akıtmayacak.
Harama bakmayan göz,
Allah yolunda uykuyu terk eden göz
ve Allah korkusuyla yaş akıtıp ağlayan göz.
Eğer Allah’tan korkuyorsanız yabancı erkeklere karşı çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır.
-Ahzâb suresi 32. Ayet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir