İçeriğe geç

Kimse Gerçek Değil Kitap Alıntıları – Zeynep Sey

Zeynep Sey kitaplarından Kimse Gerçek Değil kitap alıntıları sizlerle…

Kimse Gerçek Değil Kitap Alıntıları

Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar
Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar. Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten başka çareleri kalmaz.
”Her güzel şeyin bir sonu, her yanlışın bir bedeli olur.”
”Biliyordum ki en çok gülenler aslında kalplerinde en çok acıyı saklayanlardır. ”
İnsan böyledir işte,kendi kusurlarına bakmadan başkalarınınkini ayıplar..
Kimse sizden önemli değil.
Ancak insan,yine de biraz olsun içinden gelmeyen şeyi, sırf diğeri kendisinden terk etmesin diye yapmamalı. çünkü o noktadan sonra o insan, o ilişkiden özgür değil, tutsak durumunda olur..
İnsanların çoğu, ilişkileri sürecince kendi benliklerini unuturak hareket ederler; aslında istemedikleri ve hiç yapmayacaklari şeyleri sırf karşılarındaki üzülmesin, öfkelenmesin,gitmesin diye yaparlar.bu yanlış, çok yanlış! bu kişinin kendisine yaptığı en büyük kötülüklerden.eger yapmak istemiyorsan yapmazsın,bu bencillik değil;bu tamamen kendini,kendi benliğini korumak.
Kendinizden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve kendi ışığınızın farkına varmalısınız. İçinizdeki güç kurtaracak sizi, bir başkası değil.
Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar
Onu yazacaktım çünkü o yazılmalıydı. gözlerinde hüznü taşıyan o, öldükten sonra bile yaşatılmalıydı.
Kimse, hiç bir sebebi yokken aniden isteyerek veyahut bilerek delirmez; bu yalnızca ötekilerin varlığıyla gerçekleşir. insanı delirten,bir başka insandır.
Ne hissettiğimi bilmiyorum. Kalbim ağrıyor sanıyorum ama nefes alırken göğsümün boşluğunu hissediyorum. Kalbim yok yerinde sanki. Sanki o bile terk etti beni.
İnsanların seslerini duymaya tahammül edemiyorum.
Ölümden sonraki yaşama inancım var. O kadar yorgunum ki ölmek bile istemiyorum. Öldükten sonraki yaşamım için gücüm kalmadı.
Size ilklerinizi yaşatan birini unutamazsınız, ilkleriniz buna izin vermez.
Kimi gözyaşlarıyla gülümser,
kimi kahkahalarla ağlar.
Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki
mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten
başka çareleri kalmaz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kendinizden hariç hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve kendi ışığınızın farkına varmalısınız.İçinizdeki güç kurtaracak sizi, bir başkası değil.
Önceleri ,yolculuklarda pencereden dışarıya bakar ama görmezdim, kulaklıklarımı takar ,şarkı dinler ama anlamazdım ..
.
.
O gün anladım ki önemli olan bir yere gitmen değil ,o yere nasıl gittiğindi ..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kendinizden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve kendi ışığınızın farkına varmalısınız. İçinizdeki güç kurtaracak sizi, bir başkası değil.
Göremiyorum seni, evet Ancak sesini de mi sakınacaksın benden?
Yıllar sonra bile hatırladıkları zaman insanların kaplerini ısıtan bir romanın başkahramanı olmalısın.
Kimse kimsenin acısının ne olduğunu anlayamaz, nasıl hissettirdiğini bilemezmiş. Çünkü hiçbir acı aynı değil, herkesin acı eşiği farklıymış.
İnsan göz yaşı dökmeden de hıçkırarak ağlayabilirmiş, yaşayarak öğrendim.
Düşmeye karar verdiğin zaman yaz bana, kalkacağın sırada elinden tutmak için orada olacağım.
İnsan, birine karşı onun her halini sevmeye hazır olacak ve sevecek kadar bağımlı hale gelmişse, delirmiş demektir. İşte benim deliliğimin sebebi, ruhu güzel bu adama bağımlı olmamdı.
Kimse kimsenin acısının ne olduğunu anlayamaz, nasıl hissettirdiğini bilemezmiş. Çünkü hiçbir acı aynı değil, herkesin acı eşiği farklıymış.
Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar. Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten başka çareleri kalmaz.
Derler ki en iyi şifacı yaralı şifacıdır. Ve bütün şifacılar günün birinde yaralanmaya mahkumdur.
Düşmeye karar verdiğinde yaz bana, kalkacağın sırada elinden tutmak için orada olacağım demişti aylar öncesinde.
Kararımı verdim, ona yazdım.
Bir an olsun tereddüt etmedi, bana geldi.
Ve her şeyi mahvetti, düştüm.
Ama sözünü tuttu, kalkacağım sırada elimden tutmak için yanımdaydı.
Bir insanın her halini, her dönemini sevmeye hazır olmaktan daha kötü bir şey varsa o da sevmektir. Kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden biri kesinlikle, sevdiğinizi size ne şekilde gelirse gelsin kabul etmektir.
O kadar güzel bir yıldızsın ki sen ışığını pusulam olarak seçmekten başka çarem yoktu.
onu yazacaktım çünkü o yazılmalıydı. gözlerinde hüznü taşıyan o, öldükten sonra bile yaşatılmalıydı.
Kimse kimseye karışma lüksünde değil. Ne bir adam bir kadına ne de bir kadın bir adama kısıtlamalar getirebilir Kendisini doğuran, yıllarca bakımını verenler bile bir yerden sonra kişiye ne yapması gerektiğini söylemiyorsa diğerleri nasıl olur da söyleyebilir? Hele ki bunu nasıl olur da kıskançlık adı altında yapabilir?
Kendinizden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve kendi ışığınızın farkına varmalısınız. İçinizdeki güç kurtaracak sizi, bir başkası değil.
Ne oldu da yıllarca gerçeklerden kaçarak yaşamını sürdürmeye karar verdin, hiç bilmiyorum ama artık yeter. Ben artık buradayım ve kaçmana daha fazla izin vermeyeceğim.
Okuduğun kitaplar ruhunu doyurmalı, karakter gelişimine ve hayata bakış açına katkı sağlamalı. İster klasik kitaplardan oku ister edebi yönü zayıf kitaplardan. Aslında önemli olan ne okuduğun bile değil, ne için okuduğun.
Kokunu duymuş olmak bile tüm hücrelerimin harekete geçmesine sebep oluyor zaten. Kokunda uyuyup kokunla uyanabilirim.
Derler ki en iyi şifacı yaralı şifacıdır. Ve bütün şifacılar günün birinde yaralanmaya mahkumdur.
Benim şehrimde deniz bile yokken onun gözlerinde koca bir okyanus var.
Herkes giderdi. Herkes bir gün öyle ya da böyle giderdi.
Size ilklerinizi yaşatan birini unutamazsınız, ilkleriniz buna izin vermez
Eğer, seviyorsa beklentileri karşılanmıyor olsa dahi sevmeye devam eder.
Ben, ruhu güzel bu adama hapsolmuştum.
Şüphe, arsız bir tohumdu. Aklına düştü mü bir kere, sen çürütmek için ne kadar uğraşırsan uğraş o yine filizlenirdi.
Kimse sana gerçek kendini sunmaz ve böylelikle sen de hayatın boyunca kimseyi gerçek anlamda tanıyamazsın, sadece tanıdığını sanırsın.
Kalbim korkuyla ve daha çok heyecanla atıyor, değişen bu ritim sebebiyle mutluluk duyuyordum. O an, sanki olacaklardan haberdar olmasan bile hissedeceklerimi biliyordum. Hayal kırıklığına uğrayacak, yalnız hissedecek ve çok üzülecek ama çok mutlu olacağımı da biliyordum.
Gözlerinde hüznü taşıyan o, öldükten sonra bile yaşatılmalıydı.
Bazen kıralayacağım, bazen kızacağım, bazen pişmanlık ve bazen utanç duyacağım ama nihayetinde hissettiğim duygu mutluluk olacak. Bu yüzden bıkmadan, usanmadan sana geleceğim.
Yıllar sonra bile hatırladıkları zaman insanların kalplerini ısıtan bir romanın başkahramanı olmalısın. Seni yazmalılar. Seni kimse tüm gerçekliğinle anlayamaz, anlatamaz ama olsun; seni yazmalılar. Okuyanlar ise hiç tanımadıkları sana hayran kalmalılar…
Kendim dahil diğerlerinin de rahatsızlıklarını bilebilmem için yeterli değildi ki… Ayrıca kimse kendindeki sorunları fark edemez, bilemezdi çünkü herkes kendi kusurlarını göremeyecek kadar kördü.
çünkü sen bensin
Kimi gözyaşlarıyla gülümser,kimi kahkahalarla ağlar. Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten başka çareleri kalmaz.
Kendinizden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve kendi ışığınızın farkına varmalısınız. İçinizdeki güç kurtaracak sizi, bir başkası değil.
Ben geldim ama belli ki sen gelmeyeceksin.
“Unut herkesi, her şeyi. Ama Oflaz’ı unutma. Çünkü artık biliyorsun, Oflaz dışında kimse gerçek değil.”
“Artık gitmeli. O, ışığıyla parıldamak için benden gitmeli.”
“Benim karanlığım, onun ışığını kaybetmesine neden olacak.”
-1
“Benim şehrimde deniz bile yokken onun gözlerinde koca bir okyanus var.”
“Ben, annem gibi boğulmayacağım gözyaşlarımda, onları seninle kurutacağım.”
+1
“Önce beyaz yapraklardaki gülüşlerine, daha sonra siyah yapraklardaki gözyaşlarına dokunacaktım.”
“Sen benim ruhumdaki boşluğu doldurabildin ama ben senin ruhundaki boşluğu dolduramadım.”
“Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar. Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten başka çareleri kalmaz.
Benim de kalmadı. Oflaz’ın, en başından beri öyle olduğunu öğrendikten sonra.”
“Derler ki en iyi şifacı yaralı şifacıdır. Ve bütün şifacılar günün birinde yaralanmaya mahkûmdur.”
“Şifacı değil, yaraları olduğumu öğrendiğim gün, gerçeklerle yüzleştiğim gündü.”
“Düşmeye karar verdiğinde yaz bana, kalkacağın sırada elinden tutmak içim orada olacağım, demişti aylar öncesinde.
Kararımı verdim, ona yazdım.
Bir an olsun tereddüt etmedi, bana geldi.
Ve her şeyi mahvetti, düştüm.
Ama sözünü tuttu, kalkacağım sırada elimden tutmak içim yanımdaydı.”
Nefretle değil, büyük bir kırgınlıkla bakmıştı ve ben biliyordum ki insan nefret ettiğini değil, kırgınlık duyduğunu affedemezdi..
Kimseden, kendimden ettiğim kadar nefret etmemiş olabilirim. Artık yanımda kimsenin olmadığını düşünecek olursak, onlar da kimseden nefret etmedikleri kadar benden nefret etmiş olmalılar..
Böcek gibiyim. Aynaya baktığımda gördüğüm şey, kocaman bir böcek.
Benim şehrimde deniz bile yokken onun gözlerinde koca bir okyanus var..`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir