Bahaddin Seçgin kitaplarından Hendeklerde Vurulduk kitap alıntıları sizlerle…
Hendeklerde Vurulduk Kitap Alıntıları
Önemli olan terörle mücadelenin her alanda yapılmasıdır
Alemde şer Türk milletinde er bitmez
Dört tane yetim çocuk bıraktı ardında başkalarının çocukları yetim kalmasın diye
Türk askerinin teslim olduğunu hiç gördün mü sen
Bugün gaziler günü olması sebebiyle Geç de olsa çok sevdiğim abimin kitabını paylaşıyorum. 8 şubat 2016’da Pkklılarla çıkan çatışmada 4 mermi ile ağır yaralanmış, 93 gün yoğun bakımda kalmıştır. Kitabın da 2014-2016 arasındaki pkk açılım sürecinde yaşananları anlatıyor. Şu sözü çok paylaşılmış;
‘savaş zamanında küçük rütbelilere büyük işler düşer.’
İyiki varsın abi mücadelenle, yol göstericiliğinle ve fikirlerinle günün kutlu olsun.
‘savaş zamanında küçük rütbelilere büyük işler düşer.’
İyiki varsın abi mücadelenle, yol göstericiliğinle ve fikirlerinle günün kutlu olsun.
tek bir söz çıktı ağzından VATAN SAĞ OLSUN
Aysunlar olmasa, Bahaddinlerin hiçbir anlamı olmaz.
Dur! Tutar beni, Sur yutar beni, Nur kurtar beni
Mecalim yok ne olur
Aşkınla vur kurtar beni.
Mecalim yok ne olur
Aşkınla vur kurtar beni.
Kan tutar beni, an yutar beni, Can kurtar beni.
Geride kalan can yakıcı anılar, gülümsenerek anlatılır.
Savaş zamanında, küçük rütbelere, büyük işler düşer.
Askerliğin, bir meslek değil, bir yaşam tarzı olduğunu aklımızdan hiç çıkarmadan göreve koşmaya hazır olmalıydık.
“KAHRAMANLAR CAN VERİR YURDU YAŞATMAK İÇİN”
– ATSIZ
“Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih ?”
– Mehmet Akif Ersoy
“..TSK, ülkemizin bel kemiğidir.”
“Biz bu yola her şeyimizi feda etmek için ve hiçbir karşılık beklemeden çıktık. Vatan sağ olsun!”
– Gazi Üsteğmen Anıl TÜRKMEN
“Yaşasın vatan ! Yaşasın Millet !”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Tüm bu yaşadıklarımızı unutmamak, unutturmamak ve daha kötülerinden sakınmak için; TANRI, TÜRK Milletini korusun..”
Türk askeri, Türk polisi işte bu olayları yaşayarak, şehit ola ola, gazi ola ola, her metrede, her evde kanını döke döke Sur’u pkklı teröristlerden temizledi.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dört tane yetim çocuk bıraktı ardında başkalarının çocukları yetim kalmasın diye.
..Türk askeri tarihte hep taşıyamayacağı yüklerle karşılaşmıştı ama sanılanın aksine bu yüklerin altından mütevazi bir şekilde kalkmasını bilmiştir.
Onursuzca, bir ömür sağlıklı yaşamaktan daha önemli bir şey varsa o da şereflice ve bağımsız bir ülkede gururla yaşamaktır.
“Önemli olan rütbe değil askerlik ruhu ve silah arkadaşlığıdır. Bu da her üniforma giyen insanda bulunmayan bir özelliktir.”
“Savaş zamanlarında, çatışmalarda devreye yürek girer, rütbe hiçbir işe yaramaz.”
Geride kalan ne çok can yakan anı, zamanla gülümsenerek anlatılmaz ki zaten..
Türk askerinin teslim olduğunu hiç gördün mü sen ?
Savaş zamanı küçük rütbelere büyük işler düşer.
“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren tarihlerin yadıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet’i,
Cehennemler kudursa ölmez nigahbanıyız.
Tufanları gösteren tarihlerin yadıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet’i,
Cehennemler kudursa ölmez nigahbanıyız.
..tek bir söz çıktı ağzından VATAN SAĞ OLSUN !
Alemde şer Oğuz’da er bitmez
Önemli olan terörle mücadelenin her alanda yapılmasıdır.
..pkknın siyasi temsilcisi olan bir partiye izin vermek, Türk askerine kurşun sıkmaktan farksızdır.
..öz be öz Türk toprağı olan Lice’de Türk askerine ekmek satmamak ne demek oluyordu ?
“Geri adım atmak yoktu ! Ya bu pkk bitecekti ya da bu yolda benim varlığım yok olacaktı.”
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih?
silah arkadaşlığı böyle bir şey,bir gün varsın bır gün yoksun ve çok sıkı gönül bağları kurarsın.Ölümle burun buruna gelmeyenlerin zor hissedeceği gönül bağları
Şehit Emre As’ın kuzeni Hüseyin Can Türkmen’in Emre’ye mektubunu buraya yazmak istedim.
19 Ağustos 2014. Mezun olalı bir sene olacaktı.
Hayallerini kurduğu geleceğini yaşamaya Van saray,Yamanyurt (Emre As) Hudut karakolunda başlayalı 20 gün olmuştu . Hayal dediysek lüks bir yaşam hayali değil.Vatanin bekası her şeyin önünde tüm hayallerin üstündeydi.
Hudut namustur dedi namusunu korumaya gitti. Hiç kimsenin kolay kolay gitmeye cesaret edemeyeceği yere kendi istegi ile tereddüt etmeden .
Ailesini , burası çok rahat hiçbir sorun yok ,sadece devriyeye çıkıyorum diyerek teselli ediyordu. Hayat dolu gözlerindeki gelecek kaygısını bir kenara bırakarak söylenen bu sözlerin sebebi, 19 Ağustos 00.30’da beklediğine kavuşmuştu.Geride hüzün bırakarak
Her yaram bir çiçek gibi,
Kanımla suladım bu yeri,
Yurduma bahar yaparım,
Göğsüme taktığım gülleri.
Ne idüğü belirsiz bir kalleş kaç yara açtı dersiniz,
annesinin öpmeye kıyamadığı o vücudunda?
Emre , tereddüt etmeden her yarasını bir çiçek yaptı bu ülkenin baharı için.
Her çiçeği kanı ile suladı. Kaç mevsim geçti, gelmedi bahar ülkemize.
Nice gözü kara yiğitler suladı da gelmedi bahar yurdumuzda.Ama yakındır inşallah beklenen gün.Nasil yakın olmasın ki Emre’nin kanıyla ıslanan toprak kurumadan , ardından kosarcasina İbrahim,Hubeyib,Abdulselam,Recep
Mehmetler huzura koştu . Bugün;
Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.
Diyerek ölümsüzlüğü tadan Şehit Piyade Teğmen
Emre As ‘ın aramızdan ayrılışının 2.senesi çok özledik be.
Ama ne diyelim ne yapalım?
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Çıktığı sefer ülkemizin zaferini getirecek insallah.
19 Ağustos 2014. Mezun olalı bir sene olacaktı.
Hayallerini kurduğu geleceğini yaşamaya Van saray,Yamanyurt (Emre As) Hudut karakolunda başlayalı 20 gün olmuştu . Hayal dediysek lüks bir yaşam hayali değil.Vatanin bekası her şeyin önünde tüm hayallerin üstündeydi.
Hudut namustur dedi namusunu korumaya gitti. Hiç kimsenin kolay kolay gitmeye cesaret edemeyeceği yere kendi istegi ile tereddüt etmeden .
Ailesini , burası çok rahat hiçbir sorun yok ,sadece devriyeye çıkıyorum diyerek teselli ediyordu. Hayat dolu gözlerindeki gelecek kaygısını bir kenara bırakarak söylenen bu sözlerin sebebi, 19 Ağustos 00.30’da beklediğine kavuşmuştu.Geride hüzün bırakarak
Her yaram bir çiçek gibi,
Kanımla suladım bu yeri,
Yurduma bahar yaparım,
Göğsüme taktığım gülleri.
Ne idüğü belirsiz bir kalleş kaç yara açtı dersiniz,
annesinin öpmeye kıyamadığı o vücudunda?
Emre , tereddüt etmeden her yarasını bir çiçek yaptı bu ülkenin baharı için.
Her çiçeği kanı ile suladı. Kaç mevsim geçti, gelmedi bahar ülkemize.
Nice gözü kara yiğitler suladı da gelmedi bahar yurdumuzda.Ama yakındır inşallah beklenen gün.Nasil yakın olmasın ki Emre’nin kanıyla ıslanan toprak kurumadan , ardından kosarcasina İbrahim,Hubeyib,Abdulselam,Recep
Mehmetler huzura koştu . Bugün;
Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.
Diyerek ölümsüzlüğü tadan Şehit Piyade Teğmen
Emre As ‘ın aramızdan ayrılışının 2.senesi çok özledik be.
Ama ne diyelim ne yapalım?
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Çıktığı sefer ülkemizin zaferini getirecek insallah.
Alemde şer Oğuzda er bitmez.
Türk Askeri tarihte taşıyamayacağı yüklerle karşılaşmıştı ama sanılanın aksine bu yüklerin altından mütevazi bir şekilde kalkmasını bilmiştir.
Savaş zamanında, çatışmalarda devreye yürek girer, rütbe hiç bir işe yaramaz.
Sur’u Türk Askeri açısından şöyle tanımlayabilirim; Mayın tarlasının içine bile bile girmek ve bu mayın tarlasının içinde hem patlayacağını ve hem de pusuya düşeceğini bilmene rağmen ilerlemek zorunda olmak. Pusuya düşme riskinin büyük olması değil, pusuya düşeceğinin kesin olduğu halde ilerlemektir İşte, Sur budur.
PKK’nın siyasi temsilcisi olan bir partiye izin vermek, Türk Askerine kurşun sıkmaktan farksızdır.
Geri adım atmak yoktu! Ya bu PKK bitecekti ya da bu yolda benim varlığım yok olacaktı.
Ne hayallerle Harbiye’den mezun olmuştum,halbuki hayatın bana neler hazırladığından bihaberdim.Büyük zorluklar ileride beni bekliyordu.
Mekteb – i Asli Kıt’adır.
Savaş zamanında küçük rütbelere büyük işler düşer.
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren tarihlerin yadıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet’i,
Cehennemler kudursa ölmez nigahbanıyız.
Tufanları gösteren tarihlerin yadıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet’i,
Cehennemler kudursa ölmez nigahbanıyız.
Klasik bir sözdür ama ne kadar da doğrudur, Alemde şer Oğuz’da er bitmez ya da Alemde şer Türk milletinde er bitmez di.
PKK’nın siyasi temsilcisi olan bir partiye izin vermek, Türk askerine kurşun sıkmaktan farksızdır.
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih?
Aysunlar olmasa, Bahaddinlerin hiçbir anlamı olmaz!
Savaş zamanlarında, çatışmalarda devreye yürek girer, rütbe hiçbir işe yaramaz.
Savaş zamanında küçük rütbelere büyük işler düşer.
Alemde şer, Türk milletinde er bitmez.
Geri adım atmak yoktu! Ya bu PKK bitecekti ya da bu yolda benim varlığım yok olacaktı.
Oyuncular güldü ve Aysun’a sordular: “Sizin normal yaptığınız bir şey yok mu?” Aysun’da onlara cevaben: Ben başka kadınlara benzemem. Atlamayı, zıplamayı severim. Mesela en sevdiğim şey yamaç paraşütü yapmak. Astsubayım ben, askerim yani ”
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih
Önemli olan rütbe değil askerlik ruhu ve silah arkadaşlığıdır.
Onursuzca, bir ömür sağlıklı yaşamaktan daha önemli bir şey varsa o da şereflice ve bağımsız bir ülkede gururla yaşamaktır.
Ağızlarında tek bir cümle: Vatan sağ olsun!
Birisi için hayatınızı feda edebilirsiniz bu çok zordur ve bir kere yapılır. Ya birine hayatını adamak?
Bu çok daha zordur ve her gün onun için hayatınızı feda ettiğiniz anlamına gelir.
Bu çok daha zordur ve her gün onun için hayatınızı feda ettiğiniz anlamına gelir.
Geri adım atmak yoktu! Ya bu PKK bitecekti ya da bu yolda benim varlığım yok olacaktı.
Birisi için hayatınızı feda edebilirsiniz bu çok zordur ve bir kere yapılır. Ya birine hayatını adamak?
Bu çok daha zordur ve her gün onun için hayatınızı feda ettiğiniz anlamına gelir.
Bu çok daha zordur ve her gün onun için hayatınızı feda ettiğiniz anlamına gelir.
Birisi için hayatınızı feda edebilirsiniz, evet bu çok zordur ama bir kez yapılır.
‘Ya birine hayatını adamak?‘ bu çok daha zordur ve her gün onun için hayatınızı feda ettiğiniz anlamına gelir.
‘Ya birine hayatını adamak?‘ bu çok daha zordur ve her gün onun için hayatınızı feda ettiğiniz anlamına gelir.
Ağızlarında tek bir cümle: Vatan sağ olsun!
“Oğlum ne yapıyorsun?Terörist bunlar!Sence kaç askerimizi şehit etmişlerdir bir de sen kalkmış onlara yemek veriyorsun.”demiştim.O,Türk askeri cevabıyla bana Türk olduğumu yeniden hatırlatmıştı;”Komutanım evet bunlar terörist,ölmeyi hak ediyorlar ama biz TÜRK askeriyiz elimizdeki esirlere işkence edemeyiz.Bunları adalete teslim edene kadar yaşatmalıyız,düşman olsada esire böyle davranılır.”Bir an aklıma Çanakkale’deki Türk askeri gelmişti.Geçen yüzyıla rağmen Türk askerinde bir değişiklik yoktu.
Savaş Zamanında Küçük Rütbelere Büyük İşler Düşer.
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih?
Önemli olan rütbe değil askerlik ruhu ve silah arkadaşlığıdır.
Savaş zamanlarında, çatışmalarda devreye yürek girer, rütbe hiçbir işe yaramaz.