Nizamülmülk kitaplarından Siyaset-Name kitap alıntıları sizlerle…
Siyaset-Name Kitap Alıntıları
İstişare etmemek düşünce zayıflığından ileri gelir. Böyle kimseler bencildir.
Hükümdar düşmanlarla sonrasında barış olacağını hesap ederek savaşmalı; savaşı göz ardı etmeyecek şekilde barışlara girişmeli; dostlarla da koparılması mümkün bir bağ ve bağlılık kurulabilecek bir ayrılık yolunu tercih etmelidir.
Tahtını göğe kurarsan meşhur
Kuşağında yıldızlar olursa dillere destan olursun.
Söz sözleyeceksen güçlü ve etkili sözler söylemeye çalış
Meşhur olmak için çileye katlan ki meyvesi tatlıdır.
Kuşağında yıldızlar olursa dillere destan olursun.
Söz sözleyeceksen güçlü ve etkili sözler söylemeye çalış
Meşhur olmak için çileye katlan ki meyvesi tatlıdır.
Bilmezler ki etekten parça almakla yen yamanmaz!
Küfr ile belki amma zulm ile paydâr kalmaz memleket.
Kimin ülkesinde ıstırap varsa, dininde de bozukluk vardır. Dini bozuklar, bozguncular meydana çıkar. Din bozuldu mu ülkede kargaşa başlar; bozguncular kuvvetlenir. Padişahı itibarsızlaştırırlar. Gönüller ıstıraba düşer, bid’at zuhur ederek hariciler baskın gelir.
“Sultanların en iyisi ilim erbabıyla düşer kalkar.Âlimlerin en kötüsü de sultanlarla düşer kalkar.”
“Nâma şâna aldanan ekmekten olur; ekmeğine tüküren canından olur.”
“Saltanat küfür ile devam bulur amma zülüm ve gaddarlıkla paydâr kalmaz.”
Emirül-mü’mînin Ali radiyallahu anh’a sordular: “En cengâver insan kimdir?” Dedi ki: “Öfke anında kendini zapt eden ve harekete geçmeyen kimsedir. Çünkü öfke ve hiddet anı geçince pişmanlık duyar; lakin bu pişmanlık fayda etmez.”
Bugün fırsat var iken iyilik eyleyelim çünkü yarın acizlik ve çaresizlik dedikleri çetin gün çatar da fırsat kaçar.” dedi.
Muhammed Mustafa aleyhisselamın dininden daha âlâ din ve mezhep yoktur.
Allahu ekber, Allah’tır büyük olan.
Din, servet ve kadının muhafazası için vardır. Bunların her ikisi kamuya mubah kılındığında insanoğlu ve otlayıp çiftleşen eşekler, yabani hayvanlar arasında fark kalkar.
Hükümdar diğer hükümdarlardan daha şerefli ve itibarlı olmak dilerse kendi ahlakını iyi hasletlerle donatıp süslemelidir.
Herkese fazilet, kifayet ve liyakatince görev tevdi edilmelidir.
Sultan Tuğrul yahut Sultan Alparslan (Allah kabrini nurlandırsın) eğer bir Türk’ün bir Râfızî’yi iş için kabul eylediğini işittikleri vakit o Türk’e çıkışırlar ve gazaplanırlardı. İşte sırf bundan ötürü onların hükümdarlıkları intizam üzre müreffeh bir seyir takip etmekte, kazasız belasız sürmekteydi.
Tarihin bütün devirlerinde hükümdarın karısı hükümdara egemen olduğunda rezalet, şer , fitne ve fesattan başka bir şey ele geçmemiştir.
Nizamülmülk
Nizamülmülk
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Küfr ile belki amma zulm ile paydâr kalmaz memleket
Küfr ile belki amma zulm ile paydâr kalmaz memleket
Lokman Hekim der ki: Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.
“Dünyanın hallerini sordum bir bilgeye Dedi: Ya düştür, ya rüzgar, ya efsane..”
acelecilik güçlünün değil zayıf adamın kârıdır.
Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: Cimriler cennete girmeyeceklerdir. İslâm devrinde olsun, küfür devrinde olsun her dönemde insanlara yardım etmekten daha güzel bir meziyet var olmamıştır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Cihanda cömert olmaktan ve ihsanda bulunmaktan daha iyi bir şey bulunmaz.
Unsûrî şöyle söyler;
Cömertlik üstündür bir nice işten
Cömertlik yadigârdır peygamberden.
Nama aldanan kişi ekmeğinden, ekmeğe tüküren kişi canından olur
Tanınmış bazı yollarda düzenli olarak ulak bulundurulmalıdır
Kemiyet arttıkça kıymet azalır.
Lokman Hekim şöyle der: Şu cihanda bana ilimden daha yakın bir dost bulunmaz. İlim hazineye bedeldir; zira hazineyi sen muhafaza edersin, ilim ise seni muhafaza eder.
Adâlet hâkim olunca ihsan da hâkim olur.
Padişah vicdan sahibi ve adaletli olunca reaya daima huzur içinde olur.
Zulüm devlete, nankörlük nimete zeval verir.
Allah’tan hiç mi ar etmezsiniz?
Lokman Hekim der ki:
Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.
Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.
Sırf Allah hatrına bu cihanda adaleti gözetenler kıyamet günü inciden minderlere kurulurlar.
Sultanların en iyisi ilim erbabıyla düşer kalkar. Alimlerin en kötüsü de sultanlarla düşer kalkar
Bir çoban, aile reisi ile devlet başkanının rolü aynıdır Adalet
İlim hazineye bedeldir; zira hazineyi sen muhafaza edersin, ilim ise seni muhafaza eder.
Keza dinde bir fesat vücuda gelirse memlekette nizam kalmaz ve dahi mayası bozuklar palazlanarak padişahın itibarını sarsarlar; kalpler kararır sapkınlık ayyuka çıkar ve asiler galebe çalar.
Adalet hâkim olunca ihsan da hâkim olur.
Lokman Hekim der ki:
Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.
Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.
“Vilayetin geliri şudur, bir kısmını beraat ile harcadınız bir kısmını da hazineye yolladınız? Peki ya sizdeki bu şatafatı nereden edindiniz? Haksız yere aldıklarınızdan değil mi?”
Değil mi ki Tanrı azze ve celle bizi bunun için yarattı! Değil mi ki zorbaların ve zalimlerin mazluma uzanan ellerini kırmak için bizi kullarına şah eyledi.
Nâma şâna aldanan ekmekten olur; ekmeğine tüküren canından olur.
Zira dünya fani dünyadır ve cümle âlem halkı cihanda eğreti oturmaktadır.
Saltanat küfür ile devam bulur; amma zulüm ve gaddarlıkla paydâr kalmaz.
Kadim bir nasihat;
“Şımardıysan başka düşmana ihtiyacın kalmamış demektir ”
“Dünyanın hallerini sordum bir bilgeye
Dedi: Ya düştür, ya rüzgar, ya efsane..”
Dedi: Ya düştür, ya rüzgar, ya efsane..”
Dünya hallerini sordum bir bilgeye
Dedi: Ya düştür, ya rüzgar, ya efsane.
Dedi: Ya düştür, ya rüzgar, ya efsane.
Bir işi iki kişiye,iki işi bir kişiye vermek akıl sırrı değildir.
Lokman Hekim der ki:
“Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.”
“Dünyada ilimden iyi dostum yok. İlim hazineden üstündür. Çünkü hazineyi koruman gerekirken, ilim seni korur.”
“Zulüm mülkü zevale sürükler, nankörlük nimeti yok eder.”
“Doğru olana yardım edip batıldan yüz çevirin.”
“Saltanat küfür ile devam etse bile zulümle devam etmez.”
“Allah daha iyi bilir.”
“Çare yok; okumalıdır.Hele hele devrimizde ne kadar çok okunursa, din ile dünya işleri hakkında daha çok uyanık olunur. Dostun, düşmanın halleri hakkında daha fazla görüş sahibi olunur. İşler daha bir açıklığa kavuşur, tedbir yolları açılır.”
Hükümdar düşmanlarla sonrasında barış olacağını hesap ederek savaşmalı, savaşı gözardı etmeyecek şekilde barışa girişmeli, dostlarla da koparılması mümkün bir bağ ve bağlılık kurulabilecek bir ayrılık yolunu tercih etmelidir.
Bunun xahişini yerine yetir, bu çərxifələk ona görə iti dövran edir ki, heç bir adama həmişə cəfa etməsin, bu dünya ona görə belə sürətlə fırlanır ki, heç kəs bir dosta həmişə vəfa etməsin. Bu gün yaxşılıq etməyə imkanımız vardır, sabah elə gün gələ bilər ki, birinə yaxşılıq etmək istəsək də, acizlikdən bacara bilməyək.
Dünyada kim ad qazanıbsa, çoxlu çörək verməkdən qazanıbdır. Xəsis, simic adamı hər iki dünyada məzəmmət edərlər.
Kudreti elinde bulunduranlar dilediği gibi at koşturduğu için nice faziletli insan zayıf düşüp bedbaht olabilir.
Bozguncular servet yığmış, alçak birisi emirliğe yükselmiş, pespaye biri amidliği eline geçirmişken onurlu ve erdemli insanlar mahrum kalmış olabilir.
Bozguncular servet yığmış, alçak birisi emirliğe yükselmiş, pespaye biri amidliği eline geçirmişken onurlu ve erdemli insanlar mahrum kalmış olabilir.
Şu felek bir hâl üzere kalmayasıya devreder ve dahi şu zaman hiçbir dosta vefa etmeyesiye hızlı geçer.
Bugün fırsat var iken iyilik eyleyelim çünkü yarın acizlik ve çaresizlik dedikleri çetin gün çatar da fırsat kaçar.
Bugün fırsat var iken iyilik eyleyelim çünkü yarın acizlik ve çaresizlik dedikleri çetin gün çatar da fırsat kaçar.
Yanlız başına bir kişinin devlet işleri için izlediği siyaset bir insan kuvvetinde; iki kişinin ise iki insan kudretindedir. Her halükarda on kişinin kudreti bir kişinin gücüne başat gelir.
Ne idüğü belirsizlere, soysuzlara, faziletsizlere görev tevdi ederken nâmlılar, fazilet sahipleri ve üstün vasıflı kişileri bir kenara atıp zayi etmek yahut aynı şahsı beş altı vazifeyle birden görevlendirirken nitelikli birisine bir meşguliyet bile ısmarlamamak cehalet ve liyâkâtsizlik göstergesidir.
Dostun hasmından sakınsan gerek
Dostun dostunu dost tutsan gerek
Şu çift güruha bağlamayasın bel
Hasmın dostu, dostun hasmı engerek
Dostun dostunu dost tutsan gerek
Şu çift güruha bağlamayasın bel
Hasmın dostu, dostun hasmı engerek
Cihanda cömert olmaktan ve ihsanda bulunmaktan daha iyi bir şey bulunmaz
Unsûri şöyle der:
Cömertlik üstündür bir nice işten
Cömertlik yadigârdır peygamberden
Unsûri şöyle der:
Cömertlik üstündür bir nice işten
Cömertlik yadigârdır peygamberden
Devlet düzeni ve ceza sisteminin temellerinin sağlam oturtulması için hukuk zikredildiği gibi fark gözetilmeyecek bir biçimde herkese eşit olarak uygulanmalıdır zira adaletin tecellisi isteniyorsa gidilecek tek yol budur.
Küfür ile belki ama zulüm ile pâyidar kalmaz bir memleket.
Şu cihanda bana ilimden daha yakın bir dost bulunmaz. Ilim hazineye bedeldir; zira hazineyi sen muhafaza edersin, ilim ise seni muhafaza eder.
Padişah vicdan sahibi ve adaletli olunca reaya daima huzur içinde olur.
Gevşeklik ve gaflet devlete zeval verir.
Küfr ile belki amma zulm ile payidar kalmaz memleket.
Rivayet olunur ki halife Mu’tasım bir gün Kadı Yahya bin Eksem ile şarap meclisinde oturmaktaydı. Mu’tasım meclisten kalkarak odasına gidip bir müddet sonra geri döndü ve bir kadeh içti. Sonra tekrar kalkarak başka bir odasına gidip bir müddet sonra geri döndü bir kadeh şarap daha içti. Bu şekilde üç defa odasına gidip geldikten sonra hamama gidip gusül abdesti alarak seccadeyi istedi, iki rekât namaz kıldıktan sonra şarap meclisine döndüğünde Kadı Yahya’ya dönüp: “Bunun ne namazı olduğunu anladın mı?” diye sordu. Kadı, “Hayır efendim.” deyince Mu’tasım: “Hakk Teâlâ azze ve cellenin ihsan buyurduğu nimetler için şükür namazı kıldım.” dedi. Kadı Yahya: “Ey Emirül-mü’mînin, nedir o nimetler, söyler misiniz?” diye sorunca Mu’tasım: “Üç düşmanımın üç kızının bekâretini bozmak için odaya üç sefer gittim. Bu kızlardan birisi Rum kayserinin kızı, diğeri Bâbek-i Erdeşîr’in kızı bir diğeri de Zerdüştî Mâzyâr’ın kızı idi.” dedi. Kadı Yahya bu sözler karşısında gayet şaşırmıştı.
Sonuç olarak, dünya fanidir ve bütün insanlar burada geçicidir.
Allah doğrusunu bilir.
Allah doğrusunu bilir.