Stephen King kitaplarından Medyum kitap alıntıları sizlerle…
Medyum Kitap Alıntıları
Bu acımasız dünyada görevin budur. Sevgini yaşatmak ve ne olursa olsun yoluna devam etmek.
Dünya seni sevmiyor, ama annenle ben seviyoruz.
Dünya yaşanması güç bir yerdir Danny. İnsanı umursamaz. Senden benden nefret etmez ama bizi sevmez de.
Bir şeyin olması gereken biçimiyle olduğu biçim hiçbir zaman aynı değildir.
Artık kimse yardım edemez ona. Kendisinden başka.
Rüya ve gerçek ayrılmaz bir biçimde birleşmişti şimdi.
Git ya da kal. Çok basit.
Yabancıdan kaçabilirsin ama kendi kendinden kaçamazsın.
İyi ama bir insan doğru yolu seçerse, bu seçimi için er geç onu kutlamak gerekmez miydi?
Sözler bozulmak için verilir sevgili litak, kırılmak için, parçalanmak, parça parça edilmek için.
Anılar suda kalmış bir kağıt gibi yapışkan, okunmaz bir hal almıştı.
Ama nedenlerin önemi yoktu kendisi için.
Sonuçlar önemliydi
Sonuçlar önemliydi
Güçlü bir bıkkınlık ve bundan da güçlü bir sevgi hissediyordu.
Dalkavukluk nedir?
Dalkavukluk, babanın beğenmediği halde, yeni sarı pantolonumu beğendiğini ya da beş kilo zayıflamaya ihtiyacım olmadığını söylemesidir.
Dalkavukluk, babanın beğenmediği halde, yeni sarı pantolonumu beğendiğini ya da beş kilo zayıflamaya ihtiyacım olmadığını söylemesidir.
Ama dalkavukluk dünyanın çarklarını yağlayan tek şeydir.
Bir gün güneş benim avlumda da parlayacak.
Yalnızlık kendi başına insanı yıkıcı bir şey.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Derwent, overlook’un Dünyanın vitrini olacağını söyledi.
Bir şeyi yaptığına sevinmek ve yine de onu düşünmeyecek kadar bundan utanmak mümkün mü diye düşündü Danny
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Gerçekler senin kafanda bilardo topları gibi dolaşıp duruyorlar. Onları ceplere sokman gerek.
” Bir yanında geçmiş, bir yanında bütün gelecek.. ”
” Bu gece istesem, Ay’a bile uçabilirim.. ”
Bir gün güneş benim avlumda da parlayacak
Hep dost kalacağız ve boynuna taktığım tasmayı görmezlikten geleceğiz.
Dalkavukluk dünyanın çarklarını yağlayan tek şeydir.
– Jack Torrance
Maskeler çıksın! Kızıl ölüm hepsinin üzerindeydi.
– Edgar Alan Poe
Bu acımasız dünyada görevin budur. Sevgini yaşatmak ve ne olursa olsun yoluna devam etmek.
Dünya yaşanması güç bir yerdir. İnsanı umursamaz. Senden benden nefret etmez ama bizi sevmez de.
Ben doğru olanı yapmak istiyorum. Ve doğru olanın da ne olduğunu bilmiyorum.
Bu insanlık dışı yer insanları canavarlaştırır.
Hep dost kalacağız ve boynuna taktığım tasmayı görmezlikten geleceğiz, ben de sana hep iyilik yapacağım. Karşılığında senden yalnızca ruhunu istiyorum. Ufak bir şey. Tıpkı köpek tasması gibi, onu verdiğini de görmezlikten geliriz.
Kötü şeyler yoktu. Hem zaten Tony’nin gösterdiği her şey olmazdı ki.
Yaşamı boyunca sinirlerine hâkim olmaya çalışmıştı. Başarısızca.
Tanrım eski yaralar hiç kabuk bağlamayacak mı?
Bütün gün gelmesi beklenen gözyaşları şimdi yağmur gibi boşanıyordu.
Geçmişin yitirilmiş olması ve acısı, geleceğin korkusu için.
Geçmişin yitirilmiş olması ve acısı, geleceğin korkusu için.
Bir gün güneş benim avlumda da parlayacak
Çoçuklar için simge kavramdan daha kolay anlaşılabilir bir şeydir.
İnsan büyüdükçe kavramları algılaması kolaylaşır ve simgeleri şairlere bırakırız
İnsan büyüdükçe kavramları algılaması kolaylaşır ve simgeleri şairlere bırakırız
Freud bize bilinçaltının hiçbir zaman konuştuğumuz dilde düşünmediğini söylemişti. Ancak simgelerle kendini ifade etmeye çalışılır.
Bir şeyin olması gereken biçimiyle olduğu biçim hiçbir zaman aynı değildir. Dünya yaşanması güç bir yerdir Danny. İnsanı umursamaz. Senden benden nefret etmez ama bizi sevmez de.
Tanrım eski yaralar hiç kabuk bağlamayacak mı?
“Dünya yaşanması güç bir yerdir Danny. İnsanı umursamaz.”
Dünya yaşanması güç bir yerdir Danny. İnsanı umursamaz. Senden benden nefret etmez ama bizi sevmez de.
Bu acımasız dünyada görevin budur. Sevgini yaşatmak ve ne olursa olsun yoluna devam etmek.
Yalnızlık kendi başına insanı yıkıcı bir şey.
Dünyaya zənci kimi gəlməsi faktı ilə barışmışdı – üzü qaraydı, üzüqara ki deyildi.
Əcəb şirin röyaydı, əcəb gözəl həyatdı,
Əfsus, ayrılmalıyıq, bu nağıl sona çatdı
Əfsus, ayrılmalıyıq, bu nağıl sona çatdı
Bir qutu dəftərxana sancağı, bir dürgə ağ kağız çırpışdırmaq xırda işçilərin köhnə azarıdır.
eşşəkarısının işi sancmaqdır, bacardıqca çox sancmaq
yad adamdan qaça bilərsən, amma özündən qaça bilməzsən.
Bir şeyin olması gereken biçimiyle olduğu biçim hiçbir zaman aynı değildir.
Bu tamaşa hələ çox uzanacaq.
Maraq pişiyi öldürər
Buna dəlilik deyirlər.
Dırhadır, dırhadır – adam nə qədər danışar?
“Ölüm yaşamanın bir parçasıydı.”
Dünyada korkunç şeyler olur, kimsenin açıklayamayacağı şeyler. İyi insanlar kötü biçimde ölürler ve kendilerini seven insanları yapayalnız bırakırlar.
Yaşamı boyunca sinirlerine hakim olmaya çalışmıştı. Başarısızca.
Bir şeyin olması gereken biçimiyle olduğu biçim hiçbir zaman aynı değildir. Dünya yaşanması güç bir yerdir Danny. İnsanı umursamaz. Senden benden nefret etmez ama bizi sevmez de.
Sonu gelmeyen soruları durdurabilmek. Bu durum insana gerçek bir baş ağrısı verirdi.
Büyükler, olmayan bir şey gördükleri zaman akıl hastanesine kapatırlar. Bir çocuk yatak odası penceresinde bir vampir gördüğünü söylediğinde sabırla gülümseriz kendisine. Çocuklardaki bütün oluşumları tek bir sözcükle açıklarız
Büyüyünce geçer.
Büyüyünce geçer.
Hem anlıyorum, hem anlamıyorum. İnsanlar bir şeyler hissediyorlar ve bunları hissediyorum, ama ne hissettiğimi bilemiyorum.
Bazı sorular insanın başına dert açardı. Daha önce de başına gelmişti.
Ama dalkavukluk dünyanın çarklarını yağlayan tek şeydir.
Bir gün güneş benim avlumda da parlayacak.
Bu acımasız dünyada görevin budur. Sevgini yaşatmak ve ne olursa olsun yoluna devam etmek.
Yabancıdan kaçabilirsin ama kendi kendinden kaçamazsın.
Gerçek bir sanatçı acı çeker. Çünkü her insan sevdiğini öldürür.
Merak beynine sallandırılmış bir balık oltası gibiydi.
Tanrım eski yaralar hiç kabuk bağlamayacak mı?
Yaşamı boyunca sinirlerine hakim olmaya çalışmıştı. Başarısızca.
Hem anlıyorum, hem anlamıyorum. İnsanlar bir şeyler hissediyorlar ve bunları hissediyorum, ama ne hissettiğimi bilemiyorum.
Ama dalkavukluk dünyanın çarklarını yağlayan tek şeydir.
Bir gün güneş benim avlumda da parlayacak