İçeriğe geç

Anne Frank’ın Günlüğü Kitap Alıntıları – Anne Frank

Anne Frank kitaplarından Anne Frank’ın Günlüğü kitap alıntıları sizlerle…

Anne Frank’ın Günlüğü Kitap Alıntıları

Gülmeyi neredeyse unuttuk.
Başımızı dik tutalım! Yürekli olun! İyi günler tekrar gelecektir!
Sorunlarıyla dibe vurmuş olan gençler, yaşlılardan daha yalnızdır.
Kendinden emin ve huzurlu olmak insanı güçlü kılar!
Kadınlar sadecee doğum yaparak herhangi bir savaş kahramanından daha çok acı, hastalık ve sefalet çekiyor. Ve bu başarının karşılığında ne görüyor?
Tənhalıq, bədbəxtlik və ya nədənsə qorxu hissini yaşayan hər kəs üçün yaxaşı dərman- Tanrı və təbiətlə təkbətək qalmaqdır.
Acıma duygusunun ardından aşk gelir ya da bu duyguların ikisi el eledir.
Mutlu olan insan başkalarını da mutlu eder. Cesareti ve özgüveni olan kimse, mutsuz olduğunda dibi boylamaz!
İnsan çoxlarının sevimlisidirsr, amma ən azı bir nəfərin “ən sevimli”si deyilse, o, yenə də özünü tənha hiss eləyəcək!
Eğer, yaşamının geri kalan kısmında yanında birinin olacağını biliyorsan, seni anlayacağını ve onu hiç kimseyle paylaşman gerekmeyeceğini görüyorsan; o zaman evli olup olmaman, çocuğunun olup olmaması ya da namusunun gidip gitmemesi hiç önemli değil.
Neden bütün insanların gerçek benliklerini gizlemek için bu kadar uğraştıklarını söyleyebilir misin?
Korkunç bir son, sonu gelmeyen bekleyişten çok daha iyidir.
Gerçekler ne kadar ertelenirse , onları kabullenmek de o kadar güçleşiyor.
Bir insanı ancak onunla ciddi bir kavga ettiğinizde daha iyi tanıyorsunuz.
Mütevazı olmayan insanlar, mütevazı olanlara oranlar daha çok öne çıkabiliyor.
Kızlar daima erkeklerden daha olgundur.
Aşkta ve savaşta her şey mubahtır.
Herkes biraz hayal kırıklığı
Bir gün gülücükler saçıp ertesi gün nefret kusmak benim için imkansız. Bunun yerine orta yolu seçip, bu da dikensiz gül bahçesi değil, düşüncelerimi kendime saklamayı tercih ediyorum.
Yoksa biz mi yanlış insanlara çattık? Bütün insanlar böyle bencil, böyle hasis mi yoksa? İnsanları tanımak iyi şey ama, yetti artık, fazlası da fazla.
Bitmesin diye başlamamak gibi
Herkes uyumadan önce her gece o gün başından geçen olayları bir sıradan geçirip hangilerinin yanlış olduğunu düşünseydi kim bilir dünya ne kadar daha güzel, daha yaşanası bir yer olurdu.
Bütün bu kötü şeyleri düşünmekten başım fazlasıyla ağrıyor.
Son zamanlarda kendimi nasıl gittikçe artan bir şekilde terk edilmiş hissettiğimi anlatamam. Etrafımda büyük bir boşluk var.
Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Bende uyumak istiyorum elbette ama kafamın içindekiler susunca
İyi geceler!
Bende uyumak istiyorum elbette ama kafamın içindekiler susunca.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Şimdiye kadar kimseye açamadığım her şeyimi sana açabilmeyi umuyorum.
Sevgi . Sevgi neydi? Sanıyorum ki sevgi, sözcüklere sığmayan bir şey. Sevgi, birini anlamak, onun varlığından mutlu olmak. Mutlulukları, mutsuzlukları onunla paylaşmak
Neden bütün insanların gerçek benliklerini gizlemek için bu kadar uğraştıklarını söyleyebilir misin? Neden ben insanların yanında sürekli olduğumdan başka türlü davranıyorum, neden kendim gibi olamıyorum? Neden herkes birbirine bu kadar az güveniyor? Biliyorum, bunun bir sebebi olmalı ama bazen insanın hiçbir yerde, en önemlisi de kendisine çok yakın olan insanlar arasında bile kendini güvende hissedememesinin çok kötü bir şey olduğunu düşünüyorum.
Görüşlerim, anlayışım, eleştirel bakışım, içim, dışım; hepsi değişti.
Herkes biraz hayal kırıklığı
İnsan etrafında kendisini seven pek çok insan olsa da yalnız hissedebilir, çünkü bir sevgilinin sevgisinden yoksundur.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Hem kalbimin hem de aklımın sesini dinlemek o kadar zor ki.
Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır. Çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
”Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür. ”
Sorunlarıyla dibe vurmuş olan gençler, yaşlılardan daha yalnızdır.
Her çocuk kendi kendini yetiştirmeli. Ebeveynler yalnızca öğütler verir veya doğru yolu gösterirler ama karakterlerinin nasıl bir gelişim göstereceği, herkesin kendisine bağlıdır.
Benim karakterimin en belirgin özelliği, benim tanıyor olmam, bu beni uzun zaman tanıyan herkesin dikkatini çekiyor olmalı. Kendimi, adeta bir yabancı gibi uzaktan bakabiliyorum. Tamamen önyargısız..
Bütün insanlar ne kadar güzel ve iyi olurlardı. Eğer her akşam, gün boyu yaşadıklarını gözlerinin önüne getirip, kendi davranışlarındaki iyi ve kötüyü sınasalardı.
Tembellik çekici görünebilir. Fakat çalışmak mutluluktur.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Hepimiz yaşıyoruz ama ne için olduğunu bilmeden. Hepimiz mutlu olmak için yaşıyoruz, hepimiz farklı yaşıyoruz, yine de aynı yaşıyoruz.
Çünkü ancak cesaretle büyük korkularımıza, yoklukları ve acılara dayana biliriz.
Bir Hristiyan, yaptıklarından sorumludur. Bir Yahudi bir şey yaparsa bundan bütün Yahudiler sorumludur.
Neden her gün savaş için milyonlarca harcanıyor da sağlığa, sanata ve yoksullara bir sent bile yok. Neden dünyanın başka yerlerinde bolluktan yiyecekler çürürken bazı insanlar açlık çekiyor. Neden insanlar bu kadar deli?
Ne istediğimi biliyorum. Bir hedefin, bir görüşün, bir inanca mi bir sevgilim var. Bırakın beni, kendim olayım. O zaman mutlu olurum. Ben bir kadın olduğumu biliyorum; içi çok güçlü ve çok cesur bir kadınım.
Bu korkunç savaş bir gün mutlaka bitecek ve biz de yalnızca Yahudi değil, insan olacağız.
İyimserler, kötümserler ve unutulmaması gereken gerçekçiler, bitmez tükenmez enerjileri ile en iyi fikirlerini ortaya koyuyorlar. Nihayetinde de herkes yalnızca kendi haklılığını inanıyor.
Politika.. Bu konuda çok çeşitli görüşlerin olması doğal, berbat savaş zamanlarının konuşulması da son derece mantıklı ama bunun için bu kadar kavga edilmesi, tek kelimeyle aptallık.
Ben dürüst olmak istiyorum ve bence bu insana çok daha ileri götüren bir tercih ayrıca insan kendini böylelikle çok daha iyi hissediyor.
Sevgi sevgi nedir? Sanıyorum ki sevgi, sözcükleri sığmayan bir şey. Sevgi, birini anlamak, onun varlığından mutlu olmak. Mutluluklari, mutsuzlukları onunla paylaşmak 
Korkuları olan yalnız ve umutsuz kimseler için en iyi çare dışarıya çıkmak; yalnız kalabileceği, gökyüzü, doğa ve tanrı ile başbaşa kalabileceği herhangi bir yere gitmektir. İnsan, ancak o zaman her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu hissedebiliyor.
İnsan etrafında kendisini seven pek çok insan olsa da yalnız hissedebilir, çünkü bir sevgilinin sevgisinden yoksundur.
İnsan sevdiği kişilerin çektiklerini düşündükçe ağlayabilir. Hatta insan bütün günü ağlayarak geçirebilir. Yapabilecek en iyi şey, tanrı bir mucize yazsın da insanları korusun diye dua etmek. Umuyorum ki bunu yeterince yapıyorumdur.
Neden bütün insanların gerçek benliklerini gizlemek için bu kadar uğraştıklarını söyleyebilir misin? Neden ben insanların yanında sürekli olduğundan başka türlü davranıyorum, neden kendim gibi olamıyorum? Neden herkes birbirine bu kadar az güveniyor? Biliyorum, bunun bir sebebi olmalı ama bazen insanın hiçbir yerde, en önemlisi de kendisine çok yakın olan insanlar arasında bile kendini güvende hissetmemesinin çok kötü bir şey olduğunu düşünüyorum.
Korkunç bir son, sonu gelmeyen bir bekleyişten çok daha iyidir.
Artık hiçbir şey yapmaya cesaret edemiyorum çünkü yasak olmasından korkuyorum.
Hiçbir şeyime, gerçekten hiçbir şeyimi değer vermiyorlar; görünüşün, karakterim, davranışlarım parça parça, baştan sona, sondan başa yargılanıyor ve ortalığa yayılıyor.
Hem Yahudiler hem Hristiyanlar beklemedeler, bütün dünya bekliyor. Ve bir çoğunun beklediği tek şey ölüm.
Gerçekten ne kadar ertelenirse, onları kabullenmekte o kadar güçleşiyor.
Bir kız arkadaş dışında görünürde hiçbir eksiğim yok. Çünkü tanıdıklarımla hoş vakit geçirmekten başka bir şey yapmıyor, günlük şeyler hakkında konuşmaktan öteye geçemiyorum, sorun bu!
Kağıt insanlardan daha sabırlıdır.
Bir insanı ancak onunla ciddi bir kavga ettiğinizde daha iyi tanıyorsunuz. Karakterini ancak böyle anlayabiliyorsunuz!
Aşkta ve savaşta her yol mübahtır.
Ben yazmak ve daha da önemlisi kalbimden geçen bir sürü şeyi ortaya dökmek istiyorum.
Şimdiye kadar kimseye açamadığım her şeyimi sana açabilmeyi umuyorum.
Karşınızdaki insan sizi hayatında nereye koyuyorsa, sizde onu tam oraya koyun. Can Yücel
Kadınlar insanlığın devamını sağlamak uğruna çok acıya katlanan birçok çenesi düşük kahramandan daha yürekli, çok daha gözüpek ve çok daha fazla savaşan askerlerdir.
sonun ne olur? diye korkudan başlayamamak gibi
Ölülər yaşayanlardan daha çox çiçək alar, çünki peşmanlıq minnətdarlıqdan daha güclüdür.
Sevgi neydi? Sanıyorum ki sevgi, sözcüklere sığmayan bir şey. Sevgi, birini anlamak, onun varlığından mutlu olmak. Mutlulukları, mutsuzlukları onunla paylaşmak
”Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür. ”
Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.
Korkunç bir son, sonu gelmeyen bekleyişten çok daha iyidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir