İçeriğe geç

O Balonda Babamın Nefesi Var Kitap Alıntıları – Fatih Duman

Fatih Duman kitaplarından O Balonda Babamın Nefesi Var kitap alıntıları sizlerle…

O Balonda Babamın Nefesi Var Kitap Alıntıları

Konuşmak karşında seni dinleyecek birini bulduğunda anlamlı oluyor
Gitmek çare değil ki
İnsan nereye giderse derdinide yanında taşıyor
Vazgeçilen hayal hiç hayal edilmemiştir. Ve inan bana her hakikat bir hayalle başlar
İnsan bu dünyada en ziyade insan biriktirir
Onların çizdikleri hudut yalnızca bir çizgidir ve silinir gider. Bizim hududumuz gönül iklimimizdedir ve onun sonu sınırı yoktur !
Uğrunda ölünecek bir sevgilidir toprak ve şayet canını verebilirsen sana yar olur, vatan olur.
Evde şehidin beş yaşındaki kızıyla karşılaştım. Elinden düşürmediği mavi bir balonu vardı.
Beraber oynayalım mı? dedim.
Olmaz, patlarsa ölürüm. dedi.
Patlarsa ben sana bin tane balon alırım dedim
Olmaz dedi, onu babam şişirmişti, içinde onun nefesi var..
İngiltere Başbakanı olan Gladstone Kur’an’ı bir eline alarak Avam Kamarası’nda şu sözleri sarf etmiştir:Bu Kur’an, Müslümanların elinde oldukça Avrupa, Doğu’ yu yani İslam âlemini kontrol altına alamayacaktır.

Ve asla alamayacaklar

Derdimiz onların inançlarıyla değil; derdimiz, bizim inandığımıza saldıranlardır.
Aydınlarımız batının bütün hastalıklarını ithâle memur bir anonim bir şirket.
Cemil Meriç / Bu Ülke
Kimin galip ve kimin mağlup olacağına zaman karar veremez. Zira zaman da yaratılmışlardandır.
“Bir insandan doğmuş olmak insan olmaya yetmiyor.!”
Ve asıl mesele anlatmak değil, anlaşılmak
İnsan neden ve ne için bu kadar vazgeçer insanlığından ki?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İnsanı insan yapan tahammül ettiği şeylerdir.

İbrahim Tenekeci

Zira unutmak hafiflemektir.
Bedenimin taşıyamayacağı bu kadar yükü zihnim nasıl taşıyor Allah’ım?
Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir?

Mehmet Akif Ersoy

Bir insandan doğmuş olmak insan olmaya yetmiyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Allah ezanımızı semalardan dindirmesin, bayrağımızı göklerden indirmesin, zalimlere, hainlere ve yolumuzu kesmek isteyenlere fırsat vermesin
Beni ben yapanın tahammül ettiklerim değil de sabrettiklerim olduğuna inanıyorum ben.
Anadolu, karşılıksız bir muhabbetin adıdır bence. Kaç kitap okusan da bilmem ne kadar zengin olsan da ne kadar fazla şehir dolaşsan ve ne kadar insan tanısan da bir başka yerde bulamayacağın bir muhabbetin adı
Esas derdimiz hata etmek değil, hata ettiğimizi kabul etmemek ve affedememek.
İnsan bu dünyada en ziyade insan biriktirir.
İnsan bu dünyada en ziyade insan biriktirir.
”Ezan sesi hürriyetin sesidir kâri adaletin selametin sesidir. O susarsa ses kalmaz alemde.”
^Yaşamak kara bir kuyuda olmak gibi.^
Bizim esas problemimiz batıyla değil batıcıyla.Yani ‘ne at olabilmiş ne eşek olabilmiş’olanlarla .
Ve Allah’a inananlar bilirler ki;
Ölmeyen ölüler de vardır.
Sanki isimlerimiz bir mezar taşına yazılmak için konmuş gibi
.susmak var, konuşmaktan daha anlamlı.
Silahla ölen kendi ölür lakin daha fenası vardır; fitne gönlü öldürür.
ne vakit hayal kurmaktan vazgeçtiysek, o zaman başkalarının hayallerini yaşamak zorunda kaldık.
Her zaman çok fazla söylemek çok fazla anlatmak anlamına gelmiyor. Ve sustukları konuştuklarından daha kıymetli oluyor bazı insanların.
Anadolu, karşılıksız bir muhabbetin adıdır bence. Kaç kitap okusan da bilmem ne kadar zengin olsan da ne kadar fazla şehir dolaşsan ve ne kadar insan tanısan da bir başka yerde bulamayacağın bir muhabbetin adı..
Hayalimiz bizden büyük olmak zorunda. Ve kendi hayallerimizi kurmak, kendi gerçeğimize inanmak zorundayız biz. Çünkü ne vakit hayal kurmaktan vazgeçtiysek, o zaman başkalarının hayallerini yaşamak zorunda kaldık.
Unutmak bazen güzeldir belki ama unutulanların da unutulmuş olsa bile kazandırdıkları yok mu insana ?
“Susmak da bir konuşma şeklidir bence ve henüz sükutu anlatacak bir şeyler bulunamadı.”
“Dünyayı iki ayrı fikirde ayır deseler bana, ben merhamet ve zulüm diye ayırırdım..
Daha evvel de böyleydi, hep böyle oldu. Ve tarih bize şunu gösterdi ki zulümle kurulan her yapı yerle bir oluyor. Lakin temelinde merhamet olanlar ne kadar yok edilmek, unutturulmak, silinmek istense de bu mümkün olmuyor.”
Sorsalar ki bana; “kaybetmek nedir?” diye “vazgeçmektir” derim.
Hatır bilmek önemli haslet.
Hem de hakikaten çok önemli.
“İnsan bu dünyada en ziyade insan biriktirir”
Ve hem gitmek çare değil ki, insan nereye giderse derdini de yanında taşıyor..
Hem sorsalar ki bana; kaybetmek nedir? diye vazgeçmektir derim ben.
Savaş kılıçla kazanılır belki, lakin zafer imanla kazanılırdı.
Bazıları nereden geldiğini unutuyor,kim olduğunu unutuyor ,kimlerle yola çıktığını ,yolda kimlerle olduğunu,ve kimlerin dostu olduğunu unutuyor.Evlat olduğunu unutuyor,küçüğünü, büyüğünü unutuyor,kime nasıl davranacağını, kiminle nasıl konuşacağını,kendini ,edebini, geleceğini,töresini ve hatta insanlığını unutuyor bazıları.
Ecdadın imanla kazandığı vatanın her zerresini canları pahasına koruyan yiğitlere şehit denirdi,katillere ölü
Ölmeyi şeref ,dönmeyi namertlik bildiler Öldüler ama ölü değildiler .
Zulme uğramış insanlar çocuklarına isim verirken umut olsun diye Türkiye ismini verirler.
Asırlardır dünyaya hükmetme gayesi olan ,İslam ‘ın sancaktarlığını yapmış, dünyaya adaleti ve merhameti yaymış ,memleketlerin sahibi olmaktan ziyade bu dünyada şahitlik yapmış, hayali cihanı aşmış, ölürse şehit ölmezse de en azından davaya hâkimlik yaptığına inanmış bir ecdadın varisiyiz.
Yani yaşamak hayret etmektir.
Ezan sesi hürriyetin sesidir kari, adaletin, selameti sesidir. O susarsa ses kalmaz alemde.
Ve hem gitmek çare değil ki, insan nereye giderse derdini de yanında taşıyor
Her kuş kendi cinsiyle uçar, diyor eskiler. Kargalar kargalarla, kartallar kartallarla.
Türk demek, umut demektir.
Batı bir puttur diyorum sana ve çıkıp da o putu bir sillede devirecek İbrahim misal bir cengaver bekliyorum ben.
Anadolu, kitaplardan öğrenilmeyen bir irfanın ürünü.
Hem sorsalar ki bana; kaybetmek nedir? diye vazgeçmektir derim ben.
Hem unuttum demek de unutmamaktır. Dedikçe hatırlar, söyledikçe tekrar yaşarsın zaten. Unuttuğunu da unutursun bazen
Ve bence asıl acı olan unutmak değil, unutulmak
Şimdi biz kim miyiz? Söyleyeyim: Orta Asya bozkırlarında doru atını dörtnala koştururken atının yelesinin rüzgarda savrulduğu kadar hür olduğuna ve gidebildiği her bir yerin yurdu olacağına inanmış, uzun saçlarını dahi esarete düşürmemek için bağlamamış, Hazar kıyısında aldığı abdestin namazını Viyana’da kılmaya niyet eden ecdadın torunlarıyız
Zira yiğitlere şehit denirdi, katillere ölü
İnanmak kazanmaktır.
Hasılı; ben ümitsiz değilim, vazgeçmiş değilim ve biliyorum her biten şeyin bittiği yerde başlayacağını, her düşenin düştüğü yerden kalacağını biliyorum ve ümidim var.
Hem belki bir Fatih değiliz ama bizim de bir İstanbul’umuz vardır. Bir Selahaddin değiliz belki. Ama bizim de bir Kudüs’ümüz vardır
Olmalıdır
Unutulmamalıdır
Hatırlatılmalıdır
İnsana hatırını bildiği, sevdiği, kıymet verdiği birilerini hatırlatan her ne varsa o işte
Bu Kur’an, Müslümanların elinde oldukça Avrupa, Doğu ‘yu yani İslam alemini kontrol altına alamayacaktır.
Orhun Abidelerinde yazan bir cümle: Ey Türk! Titre ve kendine dön!
‘Bir insandan doğmuş olmak insan olmaya yetmiyor’ diye yazdığımi hatırlıyorum çok evvel.Hala inanıyorum buna.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir