İçeriğe geç

Korkusuzca Yaşamak Kitap Alıntıları – Guy Finley

Guy Finley kitaplarından Korkusuzca Yaşamak kitap alıntıları sizlerle…

Korkusuzca Yaşamak Kitap Alıntıları

Sizi aşağıya çekmek isteyen her ne olursa olsun ondan hemen kurtulmalı ve yolunuza devam etmelisiniz.Ancak o zaman, gerçek bize yol gösterir ve yükselmenizi sağlar.

Kendinize ait olan hayatı , başkalarını memnun etmek için harcamayın!

Küçük bir gölün ortasına atılan taş, o gölün dalgacıklarını ne kadar yatıştırabilirse; düşünmek de, o kadar huzurlu bir akıl yaratabilir.
Karanlık çözümü zor bir arkadaş gibidir;
eğer biri seni bütünüyle tanıyorsa, biri seni hiç tanımıyor demektir.
Daha önce önemli olan pek çok şeyin artık o kadar önemli olmadığını, eskiden çok istediğimiz şeylerin artık bizim için neredeyse hiçbir önem taşımadığını gösterecek anlarla her zaman karşılaşacağımız gerçeğini -Şimdi- hatırlayabilsek, o zaman
Kendinize ait olan hayatı ,
Başkalarını memnun etmek için harcamayın.
“Kalbin gerçek derinliği ve genişliği; yalnızca taşıyabildiğiyle değil, akışa teslim olmak için ne kadar istekli olduğuyla da ölçülür.”
Sessizce kendiniz olmak dışında yapacağınız daha önemli bir şey varmış gibi gelir.
Sessizlik, yaşamın asla taşırmadan tekrar tekrar doldurduğu gümüş bardaktır
Gördüğümüz dünyayı değiştirmeye çalışmaya son vermeli ve dünyayı görme biçimimizi değiştirmek için içsel çaba harcamalıyız.
Küçük bir gölün ortasına atılan taş, o gölün dalgacıklarını ne kadar yatıştırabilirse; düşünmek de o kadar huzurlu bir akıl yaratabilir.
İnsanlara, onlardan almayı umduğumuz şeyleri vermeyi öğrenmeliyiz.
Diğer insanların sizin için ne düşündüğü konusunda yaşanacak her endişe;gizli bir tutsaklık biçimi, yalnızca diğer insanların kabul etmesi durumunda sizin gerçek ve yaşamınızın anlamlı olduğuna ilişkin sahte ve acı dolu bir inancın yarattığı görünmez bir hapishanedir.
Gerçek güç, istediğimiz an istediğimiz şekilde başarılı olmak için ihtiyaç duyduğumuz her şeye zaten sahip olduğumuzu bilmektir.
Özgür olduğunu düşünen hiç kimse Özgür değildir yalnızca artık kendisi hakkında düşünmeye ihtiyaç duymayan özgürdür.
Geçmiş bir gölgenin kendisini yaratan şeye yetişip onu düşürmeyeceği gibi şu anı karanlığa boğacak güçte değildir.
Ya bir savaştasınız ya da bir önceki savaşın yaralarını sarıyorsunuz.
Yaşamın getirdiklerini hayal kırıklığına dönüştüren şey sizin tepkilerinizdir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Etkili kıldığımız herkesi etkisiz kılabiliriz. Kendimizi bile.
İnsanlara, onlardan almayı umduğumuz şeyleri vermeyi öğrenmeliyiz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kendinize ait olan hayatı,
Başkalarını memnun etmek için harcamayın.
Maneviyatsız bilgi kendimizi dünyanın tüm odunlarının yığıldığı ancak yakacak bir ateşin olmadığı soğuk bir odada bulmak gibidir.
Ancak yalnızlık, kaçınılmaz bir son değildir.
Korkularımızın temelsiz olduğunu kendimize kanıtlamalıyız. Aksi taktirde korkularımız kazanacaktır.
Olumsuz hallerden sıradan yollardan kurtulmaya çalışarak onları besliyor kelimenin tam anlamıyla yaşamaları için ruhsal sistemimizde onlara bir yer veriyoruz.
Farkında olalım ya da olmayalım tutumumuz yaşamımızın seviyesini belirler.
Dünyadaki herkesin, sizin için bir hediyesi vardır – eğer kabul ederseniz.
Yaygın yanılgılardan biri duygularımız aracılığıyla tanıdığımız dünyanın tüm gerçeklik olduğudur.
Anlamadığınız şeylere inandığınızda, acı çekerseniz; batıl yol değildir.
Kalbin gerçek derinliği ve genişliği; yalnızca taşıyabildiğiyle değil, akışa teslim olmak için ne kadar istekli olduğuyla da ölçülür.
başkalarını yargılamanın bu kadar çekici gelmesinin nedeni; kusurları nedeniyle başkaları hakkında hüküm vermedeki avuntunun, mükemmelliğimiz konusunda bizi ikna etme hizmeti görmesidir.
insanlar esas olarak tek bir şeyle ilgilidir: istediklerini istedikleri an ve olabildiğince hızlı almak.
özgür olduğunu düşünen hiç kimse özgür değildir; yalnızca, artık kendisi hakkında düşünmeye ihtiyaç duymayan özgürdür.
kendimizi değiştiremeyiz; yaratılmış bu evrende hiçbir şey kendisini zaten olduğundan daha büyük yapamaz.
bizler, adil olmayan bir sosyal sistemin, olanaksız çalışma koşullarının, affetmeyen bir geçmişin ya da hatalı bir ilişkinin tutsaklarıyız
Nerede bulunursak bulunalım, neyle karşılaşırsak karşılaşalım orada kendi anlayışımızla karşılaşıyoruz.
Maneviyatsız bilgi kendimizi dünyanın tüm odunlarının yığıldığı ancak yakacak bir ateşin olmadığı soğuk bir odada bulmak gibidir. ”
Kalbin gerçek derinliği ve genişliği yalnızca taşıyabildiğiyle değil, akışa teslim olmak için ne kadar istekli olduğuyla da ölçülür.
İster mutluluk ister huzur versin
Diğer insanlar için ne dilersek kendimiz
İçinde aynısını dilemiş oluruz .
Hissettiğiniz umutsuzluğun boyutunun, yaşamın isteklerinize boyun eğmesi ısrarınızın boyutuyla doğrudan orantılı olduğunun farkına varın.
Gerçek başarı-değişen koşullara rağmen-amaçlarını elde etmede hiçbir zaman başarısız olmadığı için asla korkmayan bir anlayış’la bilinçli bir ilişki kurarak yaşamanın getirdiği yaratıcı bir benlik durumudur.
Mükemmele ulaşan insan, yalnızca mükemmelliği gören insandır.
Mükemmel sevgi, korkuyu uzaklaştırır.
Düşünce, bırakın yansıttığı gerçekliği, kendi içeriğini bile değiştirecek güçten yoksundur.
Hepimiz, dünya üzerinde var olma amacımızı unuttuk.
Her şey, her yerde, her zaman, olması gerektiği gibi belirir. Stres olmak ve geçmişte yaşanan herhangi bir olayın sonucunu değiştirmeye çalışmak, kendi görüşünüzü kabul ettirmek için sesinizin yankısıyla tartışmak gibidir.
İnsanı inciten davranışlarına dair her şeyi bilmelisiniz; çünkü yalnızca teşhir etmek doğruyu davet edebilir.
Bizi başkaları hakkında gerçekten rahatsız eden ve onlarla çatışmaya iten tek şey, onların olmasını istediğimiz şeydir.
Gerçek huzur, kendisini her zaman gösterdiği şimdinin dışında değildir.
Pek çoğumuzun yaşamlarında ebedi bir huzur bulamamasının nedeni; aklımızın dayanabileceği bir yeri her zaman kendisi dışında bir yerde bulmaya çalışmasıdır.
Hissettiğiniz acı için asla bir başkasını suçlamamayı, yaşamın kapınıza getirdiği bir şey için yakınmamayı öğreniniz.
İçsel dünyada ne isek, onu alırız.
Ne ekersek, onu biçeriz.
Eğer başkalarıyla gerçekten uyumlu ilişkiler diliyorsak, değişmesi gerken biziz.
Gerçek, eğer dinlemeye cesaret edebilirsek, bize farklı bir hikaye anlatmaktadır.
Yolumuza çıkan şey Yol’un bir parçasıdır. Bunu bilmek, her şeyin sizin için yaratıldığını bilmektir; tıpkı, sizin, başınıza gelen her şey için yaratıldığınız gibi.
Karanlık çözümü zor bir arkadaş gibidir; eğer biri seni bütünüyle tanıyorsa, biri seni hiç tanımıyor demektir.
Dün olanı bugün yeniden yaşayarak değiştirebiliriz???
Neden, dünya görüşleri bizim için endişe kaynağı olduğunda meydan okur ve onları değiştirmek için çabalarız da, kendi inanışlarımızı içimizde ne kadar korku dolu stres ve huzursuzluk yaratırsa yarattın sorgulamayız?
Sessizce kendiniz olmak dışında yapacağınız daha önemli bir şey varmış gibi gelir.
Ortağımızın bizim “paraşütümüz” olmasını beklediğimiz ve karşımızdakinin bu rolü kabul ettiği her ilişkide, her ikimiz de yere çakılırız.
Bütünlüğün en iyi tanımı, neyin iyi neyin doğru olduğunu onaylamak için yalnızca kendi vicdanımızı dinlememiz gerektiğidir. Vicdanımız için iyi ve doğru olan; doğası gereği sosyal değil, ancak gerektiği ve gerçekte olduğu gibi manevidir.
Atın ispatı yolculuktur.
Kendinize ait olan hayatı ,
Başkalarını memnun etmek için harcamayın!
Bizler içimizde düzeltilme ihtiyacı gördüğümüz her şeyin farkındalığıyla kendi kendini düzelten varlıklar olarak yaratıldık.
İçlerinde gizli bir korku vardı; çünkü gerçeği hiçbir zaman kendi başlarına bulmamışlardı.
Suçlanan şey gizlenir; gizlenen şey asla iyileşmez.
Farkında olalım ya da olmayalım, tutumumuz yaşamımızın seviyesini belirler.
Hiçbir karanlık durum, gerçekte olduğumuz kişi üzerinde hâkimiyet kuramaz.
Özgürlüğü dilemeyiniz, seçiniz.
İnsanlar bizi kendimize nasıl davranırken bulurlarsa bize öyle davranırlar ve onları bir tür ıstırap ile karşılarsak onlar da bize aynı biçimde karşılık verir.
Dün olanı bugün yeniden yaşayarak değiştirebiliriz.
Sizi aşağıya çekmek isteyen her ne olursa olsun ondan hemen kurtulmalı ve yolunuza devam etmelisiniz. Ancak o zaman, Gerçek bize yol gösterir ve yükselmenizi sağlar.
Biz insanların sayısı milyarlarca olsa bile vicdanımız tektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir