İçeriğe geç

Canavarlar Denizi Hc Kitap Alıntıları – Rick Riordan

Rick Riordan kitaplarından Canavarlar Denizi Hc kitap alıntıları sizlerle…

Canavarlar Denizi Hc Kitap Alıntıları

Bilgi her zaman güç değildir Percy, Kimi zaman yüktür.
Bilgi her zaman güç değildir Percy, kimi zaman yüktür.
“ A: Bu yarışı birisinin yardımı olmadan kazanamazdık! Ne altın postu alabilirdik ne Kıvırcık’ı kurtarabilirdik ne de başka bir şey yapabilirdik! Hayatımızı Tayson’a borçluyuz, Percy’nin…
P: ‘Erkek kardeşim!’dedim herkesin duyabileceği bir sesle. ‘Tayson, benim küçük erkek kardeşim.’ “
“Sonuçları her ne olursa olsun bazen yapabileceğimi en iyi şey birbirimize akraba olduğumuzu hatırlatmaktan ibaret…”
“Bilgi her zaman iyi bir şey değil”
“Thalia’nın ağacıydı, içinde yenilmiş bir kahramanın yaşam gücü saklıydı.”
“Annem kahvaltı için mavi gözlemelerle mavi yumurta pişirmişti. Annemde bir hoştur yani, özel günleri mavi yemeklerle kutlar. Bence kendince her şey mümkün demeye çalışıyor. Percy yedinci sınıfı bitirebilir. Gözlemeler mavi olabilir. İşte böyle ufak mucizeler…”
Annabeth ağlamaya başladı; hem de çok fena şekilde, insanın yüreğini burkan bir ağlama. Başını omzuma yasladı, ben de ona destek oldum.
Keşke boğulabilseydim diye düşündüm.
Bilgi her zaman güç değildir Percy, kimi zaman yüktür.
Hayır. Yani, evet ama hayır.
Yine dosdoğru bir cevap. Eksik olma.
Yanlış yöne mi gideceğiz? diye sordu.
Her zamanki gibi. diye homurdandım.
Annem kahvaltı için mavi gözlemelerle mavi yumurta pişirmişti. Annem de bir hoştur yani, özel günleri mavi yemeklerle kutlar. Bence kendince her şey mümkün demeye çalışıyor. Percy yedinci sınıfı bitirebilir. Gözlemeler mavi olabilir. İşte böyle ufak mucizeler
Birileri dünyada en çok sevdiğim yerin altını üstüne getirmişti. Eh, benim de keyfim kaçmıştı doğal olarak.
“Sana ipucu vereyim. Bir koçun derisini yüzersen ne olur?”
“Koç ölür?”
Ailenden vazgeçemezsin, seni buna ne kadar kışkırtsalar da. Senden nefret etmeleri, seni utandırmaları veya İnternet’i keşfetmene karşın dehanı anlamamaları önemli değil..
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Tavana diktim gözlerimi; Thalia’nın ağacı ile beraber ben de yavaşça ölüyordum sanki.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İtiraf etmek istemeyeceğim kadar çok özlemiştim belki de Annabeth’i.
Tam o anda çalılıkların arasından bir geyik fırladı. Büyük bir ihtimalle biraz otlanmak için ovaya dalmıştı ki bir anda tüm koyunlar bağrışarak hayvanın üstüne çullandı. Her şey o kadar çabuk olup bitmişti ki geyik tökezleyip bir yün ve kendisini ezen toynaklar bulutunun altında kalıvermişti. Havada ot ve yün parçacıkları uçuşuyordu.
Bir saniye sonra koyunlar hiçbir şey olmamış gibi tekrar sakin sakin otlanmaya koyuldular. Geyiğin durduğu yer deyse bembeyaz, etleri sıyrılmış kemikler duruyordu. Annabeth’le birbirimize baktık.
Bunlar pirana balıkları gibi, dedi Annabeth. Yünlü piranalar. Nasıl
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sirenler bana bunu gösterdi. Ölümcül hatam, hubris.
Gözlerimi kırpıştırdım. Nasıl yani, nohutlu mezeden mi bahsediyorsun?
Gözlerini devirerek Hayır, Yosun Kafa. O humus. Hubris daha da kötü bir şey.
Humustan beter ne olabilir ki?
Bu konuda yanılıyor.
Sen de pek emin değil gibisin.
Annabeth öfkeyle bana baktı. İçimden keşke Annabeth in elinde bıçak varken ona bir şey sormasaydım diye geçirdim.
Tartarus’a kadar yolun var, dedi Annabeth.
Biz kazanacağız! dedi ve tüm dişlerini göstererek sırıttı.
Hem de nasıl kaybedeceğiz bir bilsen, diye düşündüm
Ya ölüm ya zafer !
Bilgi her zaman iyi bir şey değil.
Yanlış yöne mi gideceğiz ? diye sordu.
Her zamanki gibi. diye homurdandım.
“Her zamanki gibi, ne kadar yanıldığıma dair en ufak bir fikrim yoktu.”
Bilgi her zaman güç değildir Percy, kimi zaman yüktür.
Sirenler bana bunu gösterdi. Ölümcül hatam, hubris.
Gözlerimi kırpıştırdım. Nasıl yani, nohutlu mezeden mi bahsediyorsun?
Gözlerini devirerek Hayır, Yosun Kafa. O humus. Hubris daha da kötü bir şey.
Humustan beter ne olabilir ki?
Hubris, ölümcül derecede gururlu olmak anlamına gelir, Percy, bir nevi kibir. Her şeyi başkalarından daha iyi yapabileceğini düşünmek demek hatta tanrılardan bile.
“Ben Thalia,” dedi kız. “Zeus’un kızıyım.”
Yani bir mektup yazacak zahmete katlanmıştı ama sadece iki sözcük yazmıştı.
“GÖKKUŞAĞI! Sana ihtiyacımız var!”
“Ya ölüm ya zafer!”
Keşke boğulabilseydim diye düşündüm.
“Bunun öyküyle ne alakası var?” diye sordu Martha.

“Yok,” dedi George. “Ama acıktım.”

“Sana ipucu vereyim. Bir koçun derisini yüzersen ne olur?”

“Koç ölür?”

“Sorun değil. İyi bir canavar olacağım. O zaman kızman gerekmez.”
“O kadar tatlısınız ki hepinizi yemek istiyorum.”
“Tam alim olmuşsun sen evladım.”
Percy yedinci sınıfı bitirebilir. Gözlemeler mavi olabilir. İşte böyle ufak mucizeler…
Her zamanki gibi, ne kadar yanıldığıma dair en ufak bir fikrim yoktu.
“Ailenden vazgeçemezsin, seni buna ne kadar kışkırtsalar da. Senden nefret etmeleri, seni utandırmaları veya İnternet’i keşfetmene karşın dehanı anlamamaları önemli değil ”
‘Zaten bir kahramanı özel kılan da bu özelliktir. İnsanlığın umutlarını sonsuzluğun dünyasını taşıyorsun. Canavarlar asla ölmezler. Medeniyetin ardında fokur fokur kaynayan karmaşadan ve barbarlıktan güç alarak yeniden doğarlar. Canavarların tekrar tekrar yenilgiye uğratılmaları, dizginlerinin tutulmaları gerekiyor. Kahramanlar bu çabayı temsil ederler. Her yeni nesil geldiğinde insanoğlunun kazanması gereken savaşları savaşırsın ki insanlık devam etsin.’
‘Eğer buraları yakıp yıkabilseydim, daha iyi bir hale sokardım, dediğini hatırlıyor musun? Hiç böyle hissettiğin oldu mu? Hani sen dünyayı yönetecek olsan daha iyi şeyler yapabileceğini hissettin mi hiç?’
‘Tanrılar zaten hep böyle yaparlar, değil mi? Birbirlerine karşı savaşırlar, insanlar da arada kalırlar.’
‘Benim sevgili kuzenim, çağlar boyunca öğrendiğim tek bir şey var: Aileden vazgeçemezsin, seni buna ne kadar kışkırtsalar da. Senden nefret etmeleri, seni utandırmaları veya İnternet’i keşfetmene karşın dehası anlamamaları önemli değil.’
‘Bir anda artık Percy Jackson değildim, geçen yaz Zeus’un şimşek okunu bulan o havalı çocuk değildim artık. Şimdi kardeş niyetine çirkin bir canavarı olan, zavallı avanak Percy Jackson’dım.’
İyiyim. diye yalan söyledim.
”Eee şey,baba? ” diye seslendim. ”N’aber? ”
”..Dünyayı yeniden kuralım. Bu işte zekanı kullanabiliriz Annabeth. ”
”Evet, sen de zekanın zerresi olmadığı için! ”
Yanlış yöne mi gideceğiz? diye sordu.
Her zamanki gibi. diye homurdandım.
“Yanlış yöne mi gideceğiz?” diye sordu.
“Her zamanki gibi.” diye homurdandım.
o anda fark ettim ki tamamladığım görev için takdir edilmek istiyordum ama diğer kampçıların takdiri değildi önemli olan. babamın bana bir şey söylemesini istiyordum, beni fark etmesini istiyordum.
büyüyünce asla ama asla şiddet uygulayan insanlar olmamalıydık.
öf, tüm şan ve şeref erkeklere verilir zaten.
sorun değil, iyi bir canavar olacağım. o zaman kızman gerekmez.
itiraf etmek istemeyeceğim kadar çok özlemiştim belki de.
her şeyi yok edebilirsiniz, işte bu hoşuma gitti.
“Orası yine de koskocaman bir bölge, Percy. Canavar kaynayan denizlerde ufacık bir ada aramak ”
“Hey unuttun mu, ben Deniz Tanrısı’nın oğluyum. Orası bizim evin arka bahçesi sayılır. Ne kadar zor olabilir ki?”
Birileri dünyada en çok sevdiğim yerin altını üstüne getirmişti. Eh, benim de keyfim kaçmıştı doğal olarak.
Eee,belki ilgilenirsiniz, dedim. Öleceğiz.
Yani, şu kuzenlerim de kafalarını tokuşturmasalar iyi olacak. Bu şekilde harcayacak kadar beyin hücreleri yok.
Dinle beni biliyorum ama Bir kayaya zincirliymiş, akbabalar ciğerini söküyormuş, hiç umrumda değil; kargo takip numarası yoksa paketinin nerede olduğunu bulamayız
Bilgi her zaman güç değildir Percy, kimi zaman yüktür.
Hatırladığım son şey yanan denizde battığımdı; Tyson’u sonsuza kadar kaybetmiştik. Keşke boğulabilseydim diye düşündüm.
Çağlar boyunca öğrendiğim tek bir şey var; Ailenden vazgeçemezsin, seni buna ne kadar kışkırtsalar da
“Öf! Tüm şan ve şeref erkeklere verilir zaten.
Hayır, hayır. Kampta kal ve eğitimine devam et. Ne yapman gerekiyorsa onu yap. Ama gelecek okul dönemi için eve döneceksin, değil mi?
Tabii, döneceğim. Beni kabul edecek bir okul bulursak dönerim.
Yani şöyle bir şey oldu; birbirimizi bir düelloda öldürmeye çalıştık.
Anlıyorum. Diplomatik bir yaklaşım sergilemişsiniz.
Tyson’ın ağırlığı altında neredeyse ezilecek olan sentor Hey, yavaş ol! diye homurdandı.
Hiç az karbonhidratlı rejim diye bir şey duymadın mı?
Tyson, tanrılara şükürler olsun! Annabeth yaralandı!
Annabeth yaralandı diye tanrılara mı şükrediyorsun? dedi Tyson şaşkınlıkla.
Hayır!
Tamam, dedim. Hangi hileyi kulacağız peki?
İşte onu henüz düşünmedim.
Harika.
Bir dakika sonra Annabeth kaygan bir yosun parçasına bastı ve ayağı kaydı. Neyse ki ayağını koyacak başka bir yer buldu. Ne yazık ki bastığı yer benim suratımdı.
Özür dilerim, diye mırıldandı.
Önemli değil diye homurdandım ama Annabeth’in spor ayakkabılarının tadına bakmayı hiç istemezdim.
Clarisse, dedim, Kharybdis denizi içine çeker. Öykü böyle değil miydi?
Evet sonra da geri püskürtür, dedi.
Ya Skylla?
O da şu tepedeki yamaçlarda yaşar. Eğer ona çok yaklaşırsak yılanlı kafaları aşağı inip gemiden denizcileri kapmaya başlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir