Gregory Samak kitaplarından Gizli Kitap kitap alıntıları sizlerle…
Gizli Kitap Kitap Alıntıları
‘Ölmekten hiç korkmuyor musunuz?’
‘Doğmaktan korkmuş muydunuz?’
öleceğim ve ruhum bedenimi terk ettikten sonra bile, insanlara neler yapabileceklerini asla unutmamaları için sonsuza dek yalvaracak.
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı.Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Karşısındakinin rahatsız sessizliği karşısında Elias devam etti.
Görüyorsunuz ya Avukat Bey, yakında öleceğimi biliyorum ben. Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbirleriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı.Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Karşısındakinin rahatsız sessizliği karşısında Elias devam etti.
Görüyorsunuz ya Avukat Bey, yakında öleceğimi biliyorum ben. Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbirleriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Yaşam hangi yolu seçeceğimize, hangi yöne döneceğimize karar veremeyeceğimiz kadar hızlı geçiyordu.
Duruşmadan önceki gün Apfelmann büyük bir heyecanla Elias’a özel bir soru sordu.
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı. Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı. Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbiriyle bağlantılı,her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Kendi mutsuzluğunun temel nedenini bu çağda buluyor, onu yeryüzünde cehennemi serbest bırakmış olmakla suçluyordu.
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi
Ölüm ve yaşam birbiriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Yaşam hangi yolu seçeceğimize,hangi yöne döneceğimize karar veremeyeceğimiz kadar hızlı geçiyordu.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar.
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum.
“Yaradan’in benim icin cizdigi yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum”
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani? Doğmaktan korkmuş muydunuz? Görüyorsunuz ya Avukat Bey ,yakında öleceğimi biliyorum ben. Dünyanın düzeni böyle.Ölüm ve yaşam birbiriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar.
Çocukluktan ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan çocukluğa kimse çok fazla değişmiyor aslında, diye düşündü.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Kendi mutsuzluğunun temel sebebini bu çağda buluyor,onu yeryüzünde cehennemi serbest bırakmış olmakla suçluyordu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Çok az insan kötülüğü,kötülük yaptığını düşünerek yapar”
“Yaradanın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveni ile ilerliyorum “
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum.
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar, diye geçirdi içinden Elias.
Ölüm ve yaşam bir biriyle bağlantılı,her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı..
-Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Alçak sesle karşılık verdi:
– Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Alçak sesle karşılık verdi:
– Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı. Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Karşısındakinin rahatsız sessizliği karşısında Elias devam etti.
Görüyorsunuz ya Avukat Bey, yakında öleceğimi biliyorum ben. Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbirleriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı. Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Karşısındakinin rahatsız sessizliği karşısında Elias devam etti.
Görüyorsunuz ya Avukat Bey, yakında öleceğimi biliyorum ben. Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbirleriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
İstenmeyen herkesin, komünistlerin, yahudilerin, çingenelerin, eşcinsellerin, sakatların soykırımdan geçirilmesi görevli memurların titizlikle uyguladıkları bir sanayi hamlesiydi.
Kapitalizm insanı kara hizmet eden bir sistemin çarkı haline getirmişti. Hitler insanı, kendisini yok etmeye yarayan bir sistemin çarkı haline getirmişti.
Kapitalizm insanı kara hizmet eden bir sistemin çarkı haline getirmişti. Hitler insanı, kendisini yok etmeye yarayan bir sistemin çarkı haline getirmişti.
İdeologları ve onların cellatlarını, nefret dolu söylemlerini, milliyetçiliklerini, ırkçılıklarını, siyasi kuramlarını lanetlediği gibi, bunların refaha ermesine göz yumanlara da lanet okuyor, kurbanlarına ise isyanı ölüme tercih etmedikleri için kızıyordu.
Suçluluk duygusunun etkisiyle, Elias’ın kendi çağının modern Avrupa’sı nörotik bir unutma saplantısına düşmüş, bir sayfa çevirme tutkusuna kapılmış, bu da onun ahlaki çöküşüne neden olmuştu.
Suçluluk duygusunun etkisiyle, Elias’ın kendi çağının modern Avrupa’sı nörotik bir unutma saplantısına düşmüş, bir sayfa çevirme tutkusuna kapılmış, bu da onun ahlaki çöküşüne neden olmuştu.
Yaşam hangi yolu seçeceğimize, hangi yöne döneceğimize karar veremeyeceğimiz kadar hızlı geçiyordu.
Bu şekilde yalnız ama mutlu, kafasının içiyse düşlerle dolu olarak yaşıyordu.
Yirmi birinci yüzyılın başına gelindiğinde, babalarının ve ondan önce de babalarının babasının onlara anlattığı şeylerden geriye yalnızca belli belirsiz bir anı, geçip gitmiş bir altın çağın uzaklardaki yankıları kalmıştı.
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum.
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
“Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbiriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı ”
– “Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani..?”
– “Doğmaktan korkmuş muydunuz..?”
– “Doğmaktan korkmuş muydunuz..?”
“Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar ”
“Kapitalizm, insanı kâra hizmet eden bir sistemin çarkı haline getirmişti. Hitler, insanı, kendisini yok etmeye yarayan bir sistemin çarkı haline getirmişti ”
“Aslında ‘Damiano’nun Ölümü’, ‘Damiano Mat’ı anlamına geliyordu. ‘Mat’ sözcüğünün İbranice karşılığı olan ‘Met’ Arapça’dan geliyordu ve anlamı da ‘ölüm’dü. İşte o zaman küçük çocuğun o satranç karşılaşmasında yenilmesine meşhur Damiano matı tuzağına düşmüş olmasının neden olduğunu anladı; bütün satranç okullarında öğretilen ölümcül bir taktikti bu.”
“Kabala geleneğinde her bir harf, bir sayıya eşdeğerdir. Bu uygulama, kimi metinlerin gizli anlamlarını açığa çıkarmaya yarar ”
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Değiştirmek isteyeceğim öyle çok şey var ki Bir zamanki o deneyimsiz çocukluk halimin şeytanla oyun oynamasına izin vermez, onun hamlelerini önceden görebilmeyi bilirdim.
Elias yirminci yüzyılda kötülüğün köküne rastlamadan tek bir gün bile geçiremiyordu. Kendi mutsuzluğunun temel nedenini bu çağda buluyor, onu yeryüzünde cehennemi serbest bırakmış olmakla suçluyordu.
İdeologları ve onların cellatlarını, nefret dolu söylemlerini, milliyetçiliklerini, ırkçılıklarını, siyasi kuramlarını lanetlediği gibi, bunların refaha ermesine göz yumanlara da lanet okuyor, kurbanlarına ise isyanı ölüme tercih etmedikleri için kızıyordu.
İdeologları ve onların cellatlarını, nefret dolu söylemlerini, milliyetçiliklerini, ırkçılıklarını, siyasi kuramlarını lanetlediği gibi, bunların refaha ermesine göz yumanlara da lanet okuyor, kurbanlarına ise isyanı ölüme tercih etmedikleri için kızıyordu.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar..
Görüyorsunuz ya Avukat Bey, yakında öleceğimi biliyorum ben. Dünyanın düzeni böyle. Olum ve yaşam birbiriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz?
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı. Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Elias başını kaldırıp genç avukatın yüzüne baktı. Yüzünde insaniyet dolu bir gülümseme belirdi ve alçak sesle karşılık verdi.
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum.
Değişirmek isteyeceğim öyle çok şey var ki. Satranç tahtası üzerinde doğru kararları alıyor olmak beni avutmuyor. Eğer geçmişi değiştirebilseydim, adımlarımı geri alır, onları kurtarırdım.
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ölüm ve yaşam birbirleriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar.
Yaşam hangi yolu seçecegimize, hangi yöne döneceğimize karar veremeyeceğimiz kadar hızlı geçiyordu.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar, diye geçirdi içinden Elias.
Yaşlı adam yok olup gitmiş gibiydi. Aslında artık bütün zamanını kitaba veriyordu.
Gözlerinin önündeki bütün bu kitaplar hayranlık uyandırıcı bir düzen içindeydi. Tabandan tavana kadar kitapla kaplı bu duvarların büyüleyici renkliliği adamın başını döndürdü.
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi.
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor. Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki?
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar, diye geçirdi içinden Elias.
Değiştirmek isteyeceğim öyle çok şey var ki Bir zamanki o deneyimsiz çocukluk halimin şeytanla oyun oynamasına izin vermez, onun hamlelerini önceden görebilmeyi bilirdim.
Yaratılanlar var olduğuna göre bir Yaradan’ın da mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum diyelim.
Böylece kitabın geçmişin, bugünün ve geleceğin olaylarını hiç fark gözetmeksizin içerdiği de kanıtlanmış oluyordu: kitap zamana hükmediyordu.
Kitabın harflerinin görüntüsü göz alıcıydı; sanki burada bütün insanlığın yaşamının ve ölmün yazıya dökülme biçimi bulunuyor gibiydi.
“Dünyanın düzeni böyle. Ölüm ve yaşam birbiriyle bağlantılı, her ikisi de yolumuza çıkan birer kapı.”
Bir fili ele geçirmek için bir kaleyi feda etme gerekliliği Durum tam olarak buydu.
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar.
Keşke gerçekten bir yerlerde sinsice kötü edimleri yapan kötü insanlar olsaydı da onları bir araya toplayıp yok etmek yetseydi .Ama iyi ile kötü arasındaki çizgi her insanoğlunun yüreğinden geçiyor .Kendi yüreğinin bir parçasını yok etmeyi kim ister ki ?
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum .
Yaradan’ın benim için çizdiği yolda bir uyurgezerin özgüveniyle ilerliyorum
Çok az insan kötülüğü, kötülük yaptığını düşünerek yapar.
Ölmekten hiç korkmuyor musunuz yani?
Doğmaktan korkmuş muydunuz?
Doğrusu ben düşüncelerimi hiçlikten ziyade sonsuzluğa doğru yönlendirmeyi tercih ediyorum.