William Shakespeare kitaplarından Macbeth – Venedik Taciri kitap alıntıları sizlerle…
Macbeth – Venedik Taciri Kitap Alıntıları
Bazen, karanlığın temsilcileri,
Aklımızı çelip bizi kötülüğe yöneltmek için,
Baştan bir iki şeyi doğru söyler,
Güvenimizi kazandıktan sonra,
İş can alıcı noktaya geldiğinde,
Oyuna getiriverirler bizi.
Aklımızı çelip bizi kötülüğe yöneltmek için,
Baştan bir iki şeyi doğru söyler,
Güvenimizi kazandıktan sonra,
İş can alıcı noktaya geldiğinde,
Oyuna getiriverirler bizi.
“Kimseler uyumasın artık! Macbeth uykuyu öldürdü!”
“Gök amma da cimri bu gece;
Tüm kandillerini söndürmüş
Kurşun gibi bir uyku çöküyor üstüme;
Oysa hiç de uyumak istemiyor canım.”
Tüm kandillerini söndürmüş
Kurşun gibi bir uyku çöküyor üstüme;
Oysa hiç de uyumak istemiyor canım.”
“Giyinip kuşandığın umut sarhoş muydu yoksa?
Uykularda mıydı şimdiyedek?”
Uykularda mıydı şimdiyedek?”
“İki gerçek çıktı ortaya,
İki müjdeci gibi
Son perdesi krallığa varacak bir oyunda.”
İki müjdeci gibi
Son perdesi krallığa varacak bir oyunda.”
Dile getir duyduğun acıyı!
Dert sustu mu
Yüreğe dolar için için, yıkar yüreği!
Dert sustu mu
Yüreğe dolar için için, yıkar yüreği!
Oysa hep bilirsiniz nedir,
Ölümlülerin başını yiyen:
Kendine fazla güven.
Ölümlülerin başını yiyen:
Kendine fazla güven.
Kendini boşuna harcamış olur insan
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi ,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi ,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.
Bakışın, ellerin, dillerin gülsün;
Yüzünden lekesiz bir çiçek ol,
İçinden zehirli bir yılan.
Yüzünden lekesiz bir çiçek ol,
İçinden zehirli bir yılan.
Yüzün, beyim, yüzün bir kitaptır unutma;
İçinde korkulu bir şeyler okuyabilir insan.
Dünyayı aldatmak isteyen dünyanın rengine bürünecek.
İçinde korkulu bir şeyler okuyabilir insan.
Dünyayı aldatmak isteyen dünyanın rengine bürünecek.
MACBETH:
Ne olacaksa olur, bırak olsun;
En kötü gün de sonuna varır, bırak varsın.
Ne olacaksa olur, bırak olsun;
En kötü gün de sonuna varır, bırak varsın.
MACBETH:
Bahtımda kral olmak varsa var, Ben elimi bile oynatmasam da korlar tacı başıma.
Bahtımda kral olmak varsa var, Ben elimi bile oynatmasam da korlar tacı başıma.
MACBETH:
Bundan kötü, bundan iyi bir gün yaşamadım.
Bundan kötü, bundan iyi bir gün yaşamadım.
En uzun gecelerin de bir sabahı var.
Unuttuğum bir şeyleri arayıp duruyorum yorgun kafamda.
İnsanın üzünə baxmaqla heç vaxt
İnsanın qəlbini oxumaq olmur.
İnsanın qəlbini oxumaq olmur.
Dile getir duyduğun acıyı! Dert sustu mu
Yüreğe dolar için için, yıkar yüreği!
Yüreğe dolar için için, yıkar yüreği!
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ama unutma ki bu aşağılık dünyadasın:
Çoğu zaman kötülüğü baş tacı edip,
İyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Çoğu zaman kötülüğü baş tacı edip,
İyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Oysa hep bilirsiniz nedir,
Ölümlülerin başını yiyen:
Kendine fazla güven.
Ölümlülerin başını yiyen:
Kendine fazla güven.
Hangi insan aynı anda hem aklı başında hem şaşkın; hem öfkeli, hem dingin; hem gönülden bağlı, hem ilgisiz olabilir? Hiç kimse.
İnsan bir işten zevk alıyorsa zahmet olmaz.
İstediklerimize eriştiğimizde gönül rahatlığıyla bir sevinç duyamıyorsak hiç bir şey kazanılmamış, her şey yitirilmiş demektir.
Gel ne olursa olsun,
Zaman ve saat en zor günden geçiyor.
Zaman ve saat en zor günden geçiyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Mevcut korkular, korkunç hayallerden daha azdır.
Bağlandığım inanç, taşıdığım yürek
Ne kuşkudan sarsılır, ne korkudan titrer.
Ne kuşkudan sarsılır, ne korkudan titrer.
Baharı, yazı geçti ömrümün;
Yaprak dökümü bundan sonrası.
Yaprak dökümü bundan sonrası.
– Ben umutlarımı yitirdim de geldim.
+ Ben de belki kuşkularımı, sizin umutlarınızı yitirdiğiniz yerde buldum.
+ Ben de belki kuşkularımı, sizin umutlarınızı yitirdiğiniz yerde buldum.
Meleklerin en parlağı gökten düşmüş,
Ama melekler parıl parıldır yine de.
Bütün kötüler iyi suretine de girseler
İyilik yine iyilik olarak kalır.
Ama melekler parıl parıldır yine de.
Bütün kötüler iyi suretine de girseler
İyilik yine iyilik olarak kalır.
Ama öyle kötü günler yaşıyoruz ki şimdi,
İnsan ne yaptığını bilmeden hain oluveriyor.
Neden korktuğumuzu bilmeden kuşkular içindeyiz.
Azmış kudurmuş bir denizin ortasında
Sağa sola boşuna yalpa vurup
Olduğumuz yerde sayar gibiyiz.
İnsan ne yaptığını bilmeden hain oluveriyor.
Neden korktuğumuzu bilmeden kuşkular içindeyiz.
Azmış kudurmuş bir denizin ortasında
Sağa sola boşuna yalpa vurup
Olduğumuz yerde sayar gibiyiz.
Ayın kıyısında sarkan
Bir damla var büyülü, duman duman.
Onu kapacağım yere düşmeden.
Bir damla var büyülü, duman duman.
Onu kapacağım yere düşmeden.
Sen masum bilinmezliğinle kal, bir tanem:
İş bitirilince alkışlarsın Gel ey gece,
Kirpikleri kavuşturan karanlık,
Bağla gözlerini yumuşak yürekli gündüzün.
Görünmez kanlı ellerinle yırt at,
Uykularımı kaçıran varlığın kader yazısını.
Gün soluyor; karga çal kanat gidiyor kara ormana,
Gündüzün iyi kulları boyunlarını büküp
Uykulara dalmak üzereler, gecenin kara güçleri
Avlarının üstüne saldırmaya hazırlanırken. Sözlerim şaşırtıyor seni, ama merak etme:
Kötülükle başlayan kötülükle sağlamlaşır.
Haydi artık, sevgilim, gel benimle
İş bitirilince alkışlarsın Gel ey gece,
Kirpikleri kavuşturan karanlık,
Bağla gözlerini yumuşak yürekli gündüzün.
Görünmez kanlı ellerinle yırt at,
Uykularımı kaçıran varlığın kader yazısını.
Gün soluyor; karga çal kanat gidiyor kara ormana,
Gündüzün iyi kulları boyunlarını büküp
Uykulara dalmak üzereler, gecenin kara güçleri
Avlarının üstüne saldırmaya hazırlanırken. Sözlerim şaşırtıyor seni, ama merak etme:
Kötülükle başlayan kötülükle sağlamlaşır.
Haydi artık, sevgilim, gel benimle
En uzun gecelerin de bir sabahı var.
Böylesine canavarlık görülmemiş.
Cinayetlerin en cehennemliği
Tanrının evini talan etmiş de sanki
Tapılan canı almış içinden
Cinayetlerin en cehennemliği
Tanrının evini talan etmiş de sanki
Tapılan canı almış içinden
Kara bahtlı millet! Yüzün ne zaman güler artık senin ?
Gel gidelim, en tatlı yüzümüzle
Boyayalım gözünü herkesin;
Kalleş bir yüreği kalleş bir yüz gizlesin,
Yalancı bir yüreğin içindekini.
Boyayalım gözünü herkesin;
Kalleş bir yüreği kalleş bir yüz gizlesin,
Yalancı bir yüreğin içindekini.
Şehvet düşkünlüğü bir tabiat zorbalığıdır.
Yüzün bir kitaptır unutma;
İçinden korkulu bir şeyler okuyabilir insan.
Bakışın, ellerin, dillerin gülsün;
Yüzünden lekesiz bir çiçek ol,
İçinden zehirli bir yılan.
İçinden korkulu bir şeyler okuyabilir insan.
Bakışın, ellerin, dillerin gülsün;
Yüzünden lekesiz bir çiçek ol,
İçinden zehirli bir yılan.
Kan ağla, zavallı memeleketim, kan ağla !
Sen de gel, karanlık gece;
En kara cehennem dumanlarına sarın da gel,
Gel ki görmesin açacağı yarayı
Keskin hançerimin gözü bile.
Karanlık göklerden hiçbir ışık sızıp da
“Dur! Vurma!” diyemesin bana!
En kara cehennem dumanlarına sarın da gel,
Gel ki görmesin açacağı yarayı
Keskin hançerimin gözü bile.
Karanlık göklerden hiçbir ışık sızıp da
“Dur! Vurma!” diyemesin bana!
Gelin, alın benden kadınlığımı;
Katılaştırın, taşlaştırın beni tepeden tırnağa.
Öyle koyulaştırın ki kanımı,
Merhamet işleyemez olsun içine!
İnsanlığım yumuşatıp da beni
Sarsmasın korkunç kararımı.
Katılaştırın, taşlaştırın beni tepeden tırnağa.
Öyle koyulaştırın ki kanımı,
Merhamet işleyemez olsun içine!
İnsanlığım yumuşatıp da beni
Sarsmasın korkunç kararımı.
– Gel kucaklayayım, yüreğime bastırayım seni de.
+ Yüreğinizde kök salarsam, meyvelerim sizindir!
+ Yüreğinizde kök salarsam, meyvelerim sizindir!
Bir aptalın anlattığı bir masal bu:
Kuru gürültüler, deli saçmalıklarıyla dolu.
Kuru gürültüler, deli saçmalıklarıyla dolu.
Korkudan yediğim lokma boğazımdan gitmeyecekse,
Her gece korkunç rüyalar saracaksa uykularımı
Varsın her şey çığırından çıksın,
Bu dünya da yıkılsın öteki dünya da,
İnsana rahat nefes aldırmayan kuruntularla
Beynimizi bir işkence masasına çevirmektense
Ölüp rahat etmek daha iyi,
Rahat etmek için öldürdüklerimizle.
Her gece korkunç rüyalar saracaksa uykularımı
Varsın her şey çığırından çıksın,
Bu dünya da yıkılsın öteki dünya da,
İnsana rahat nefes aldırmayan kuruntularla
Beynimizi bir işkence masasına çevirmektense
Ölüp rahat etmek daha iyi,
Rahat etmek için öldürdüklerimizle.
Yıldızlar kapayın gözlerinizi! Hiçbir ışık sızmasın
İçimdeki derin, karanlık isteklere.
Göz görmesin elin ne yaptığını:
Yine de olsun ama, olsun bu iş,
Gözün bakamayacağı kadar korkunç olsa da.
İçimdeki derin, karanlık isteklere.
Göz görmesin elin ne yaptığını:
Yine de olsun ama, olsun bu iş,
Gözün bakamayacağı kadar korkunç olsa da.
Ama unutma ki bu aşağılık dünyadasın:
Çoğu zaman kötülüğü baş tacı edip,
İyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Çoğu zaman kötülüğü baş tacı edip,
İyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Bir an önce rahat etse bu memleket,
Kurtulsa o lanetli ellerden.
Kurtulsa o lanetli ellerden.
Oysa hep bilirsiniz nedir ,
Ölümlülerin başını yiyen:
Kendine fazla güven.
Ölümlülerin başını yiyen:
Kendine fazla güven.
Kötülükle başlayan kötülükle sağlamlaşır.
– İçki dediğiniz bayım, 3 şey için birebirdir.
– Neymiş bakalım o üç şey.
– Ne olacak bayım: Burnun kızarır, bol bol uyur, bol bol işersin.
– Neymiş bakalım o üç şey.
– Ne olacak bayım: Burnun kızarır, bol bol uyur, bol bol işersin.
Uyuyanlar ve ölüler birer resimdir sadece !
Benim bildiğim kırlangıçlar nereye yerleşirse,
En temiz hava ordadır.
En temiz hava ordadır.
Dünyayı aldatmak isteyen dünyanın rengine bürünecek.
Ne olacaksa olur, bırak olsun;
En kötü gün de sonuna varır, bırak varsın.
En kötü gün de sonuna varır, bırak varsın.
İyi demek kötü demek, kötü demek iyi demek;
Sisli puslu havalarda kanatlanıp uçmak gerek.
Sisli puslu havalarda kanatlanıp uçmak gerek.
Macbeth’i izlemek, onun kalbinin karanlıklarına yapılan bir yolculuktur.
Macbeth yaptığı kötülüklerle İskoçya’nın gündüzünü geceye dönüştürür.
Bir aptalın anlattığı bir masal bu:
Kuru gürültüler, deli saçmalıklarıyla dolu.
Kuru gürültüler, deli saçmalıklarıyla dolu.
Kendini boşuna harcamış olur insan
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.
Bundan bir saat önce ölüp gitseydim,
Mutlu bir ömür sürmüş olurdum.
Çünkü bundan sonra benim için
Her şey boş artık bu yalan dünyada.
Mutlu bir ömür sürmüş olurdum.
Çünkü bundan sonra benim için
Her şey boş artık bu yalan dünyada.
Harold Bloom’un da işaret ettiği gibi, Macbeth Shakespeare’in yarattığı karakterler arasında düşgücü en kuvvetli olanıdır belki de.
Gelin, alın benden kadınlığımı;
Katılaştırın, taşlaştırın beni tepeden tırnağa.
Öyle koyulaştırın ki kanımı,
Merhamet işlemez olsun içine !
Katılaştırın, taşlaştırın beni tepeden tırnağa.
Öyle koyulaştırın ki kanımı,
Merhamet işlemez olsun içine !
Yeter, sus artık! Bir insana yaraşan
Her şeyi yapmaya varım. Ondan ötesini yaptım mı,
İnsan olmaktan çıkarım.
Her şeyi yapmaya varım. Ondan ötesini yaptım mı,
İnsan olmaktan çıkarım.
İnsanın içinden geçenler yüzünden okunabilseydi !
Nerde ! Öyle bir sanatımız yok.
Bu beye nasıl güveniyordum,
Ne kuşkusuz bir güvenle.
Nerde ! Öyle bir sanatımız yok.
Bu beye nasıl güveniyordum,
Ne kuşkusuz bir güvenle.
17. yüzyılda İngiltere’nin iyi oyun yazarlarından biri sayılan Shakespeare’in bütün zamanların en iyisi konumuna gelişi 1750’den sonradır. Ünü Avrupa’da da yayılan Shakespeare’i Almanlar kolayca benimserken neo-klasik kuralların güçlü olduğu Fransa’da kendini tartışmasız bir biçimde kabul ettirmesi 19. yüzyılı bulur.
Edebiyat metinlerinin yorumu farklı dönem ve kültürlerde nasıl farklılıklar gösteriyorsa, çeviri anlayışı da zaman içinde değişiklik gösterir.
Shakespeare de çağdaşları gibi oyunlarının şiirle yazdığı bölümlerinde blank verse denilen beş vurgulu ve on heceden oluşan uyaksız ölçüyü kullanır.
Shakespeare, oyunlarını şiir ile düzyazıyı karıştırarak yazmıştır.
Kimseler uyumasın artık! Macbeth uykuyu öldürdü!
ne olacaksa olur, bırak olsun;
en kötü gün de sonuna varır, bırak varsın.
en kötü gün de sonuna varır, bırak varsın.
Yapmakla olup bitseydi bu iş, hemen yapardım, olup biterdi.
Macbeth
Ben güneşi görmekten bıktım artık.
Varsın bütün dünya yok oluversin!
Ben güneşi görmekten bıktım artık.
Varsın bütün dünya yok oluversin!