Canan Tan kitaplarından İz kitap alıntıları sizlerle…
İz Kitap Alıntıları
Masal ağacının dallarında ki tomurcuklara asılı kalan çocuk gülüşlerimi bana geri verecek kahraman hallerini sevdim ben onun, o haline taptım..
Elinden geleni yap ama, kazanmaya şartlandırma kendini! Hüsrana uğrayabilirsin..
Ayrıldık diye her şeyi tek kalemde silip atabilir mi insan?
Çalacağın kapının ardında, görmeyi umduğun kişi yok artık!
Susmak, çürütülmesi en güç savunmadır.
İnsanların söyleyemedikleri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır..
İnsanların söyleyemedikleri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır..
Neden be babacığım?
Neden beraber sevinip beraber üzülmeyi ikimize çok gördün? Çok mu zordu, Baba kız aynı takımı tutuyoruz demek?
Neden beraber sevinip beraber üzülmeyi ikimize çok gördün? Çok mu zordu, Baba kız aynı takımı tutuyoruz demek?
Güle güle canım babam
Güle güle yakışıklım
Güle güle kızının biricik kahramanı
Kendi isteğinle gittiğin o yerde, aradığın huzuru bulmanı diliyorum.
Güle güle babacığım
Güle güle
Güle güle yakışıklım
Güle güle kızının biricik kahramanı
Kendi isteğinle gittiğin o yerde, aradığın huzuru bulmanı diliyorum.
Güle güle babacığım
Güle güle
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu, kör oldum..
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu, kör oldum..
Cemal Süreya
Tabii ya, acı çekmem doğaldı, dava arkadaşımı, destekçimi, sırdaşımı, biricik dostumu kaybetmiş, yapayalnız kalmıştım
Sahi, küs mü gittin bana babacığım?
Yok de bana..
Lütfen
Daha bir gün önce konuşmadık mı seninle?
Yok de bana..
Lütfen
Daha bir gün önce konuşmadık mı seninle?
Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiğinde,
Yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım.
Yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım.
Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi?
Keşke hep küçük kalsalardı
Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba?
Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğim de fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim
Ağla!
Gün, ağlama günüdür senin için
Gün, ağlama günüdür senin için
Nereden bilebilirdim, ölümün kuytulara sinip pusu kurduğunu, hepimizden rol çalıp aceleyle, pür telaş, başrol koltuğuna kuruluvereceğini..
Eski gülüşlerimi arıyorum
En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi. Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar.
Erişemiyorum.
Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek O” indirebilir aşağıya, bir tek o yüzümü güldürebilir yeniden.
Ama yok! Ölmüş!
Öyle diyorlar, inanamıyorum
Bedenlerin geride durduğu, ruhların sevgiyle beklediği, yalnızca fikirlerin sarmaş dolaş sevgili olduğu düşünsel aşklar
Varlığın değil, yokluğun değerini bilir insanlar. Mutluluğun değerini bilenler, mutsuzluğu tatmış olanlardır. Onları mutlu etmek çok daha kolaydır.
Eski gülüşlerimi arıyorum.En saf,en temiz en tasasız çocuksu gülüşlerimi.Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar.Erişemiyorum.Bir tek o güldürebilir yüzümü yeniden.
Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek o indirebilir aşağıya.
Ama o yok!
İnanamıyorum !
Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek o indirebilir aşağıya.
Ama o yok!
İnanamıyorum !
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Eski gülüşlerimi arıyorum. En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi. Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar. Erişemiyorum. Bir tek o güldürebilir yüzümü yeniden.
Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek o indirebilir aşağıya.
Ama yok! Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum
Mutlu etmekten önce, mutsuz etmemeyi hedeflemeli insan.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Susmak, çürütülmesi en güç savunmadır.
‘Farklı nedenlerle gerektiği sıcaklıkta paylaşımları olmayan/olamayan insanlar, canlarından can gittiğinde kaskatı durmaya mahkumdurlar. ‘
Sessizlik, içinde ne büyük patırtılar gizler bazen.
Yazdıklarınla zehirlemek istiyorsan yorma kendini. Kestirmeden, iki üç gram zehir gönder, olsun bitsin
Ne çabuk törpüleniyor hüzünler!
”Durmadan karışacak bu ” diyor. ”Ağır ateşte, sabırla Mevlevilikte helvanın sabır ifade ettiğini biliyor muydun? Gidenin arkasından, yokluğuna katlanabilmek için ihtiyaç duyduğumuz sabır gibi. ”
Doğru. Ama o öldü! Paylaşmamız gereken bir suç vardıysa, ortaklardan biri yittiğine göre, hepsi bana ait artık
Verda, gül demek. Gülüm diyor bana Muzo. Boynu bükük iki gül gibi sarılıyoruz birbirimize
Tek söyleyeceğim şu: Ne yaparsa kendine yapar insan! Akıllı kızsın sen. Başkalarının tırnağını acıtmak için elinden ayağından olma.
Yaşamım boyunca arkamda olduğunu hissetmek istediğim baba desteğini, dünya üzerindeki hangi para kasası verebilirdi bana?
Oradan ayrılırken hem yenmiş hem de yenilmiş gibi hissediyordum kendimi.
Ve kan sudan hızlı akardı (dış etkenlerle pıhtılaştırılmadıkça).
Son nokta konuldu aslında, sözün bittiği yerdeyiz, ancak öylesine isyan doluyum ki acıtıldığım kadar acıtmadan kalkıp gitmeyi içime sindiremiyorum.
Önemsememe, meydan okumanın en kestirme yoludur.
Ağzımı açmaya yeltendiğimde çevremden yükselen aykırı ve güçlü sesler, iyi niyet ile saflık (aptallık dememek için yumuşatıyorlardı) arasındaki ince çizgiyi aşmamı engelledi.
“Nerede kopuyorsa ipler, orada bırakmayı bileceksin.”
“Belirsizlik! İşte en büyük kâbus.”
“Sözleri anlam yüklü şarkılarla çoktan işimi bitirdim ”
“Hiç ayrılamam derken kavuşmak hayal oldu.”
“Kendi acılarımız yetmezmiş gibi, bir de başkaları için mi örselenelim?”
“Hayal kırıklıklarının baş nedeni, beklentilerin yüksek tutulması değil midir?”
RASTGELE BİR YERE
ÇİÇEK BIRAKSAK BİR KADININ MEZARINA DENK GELECEK KADAR KADIN ÖLDÜRÜLDÜ BU ÜLKEDE
ÇİÇEK BIRAKSAK BİR KADININ MEZARINA DENK GELECEK KADAR KADIN ÖLDÜRÜLDÜ BU ÜLKEDE
“Kahkahaların yankılandığı her ev, yarın bir ölü evi’ne dönüşebilir.”
Bedenlerin geride durduğu, ruhların sevgiyle beklediği, yalnızca fikirlerin sarmaş dolaş olduğu sevgili olduğu düşünsel aşklar
İnsanların söyleyemedikleri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır.
“Mutlu etmekten önce, mutsuz etmemeyi hedeflemeli insan.”
Mutlu etmekten önce, mutsuz etmemeyi hedeflemeli insan..
En güzel şeyler ,bize çılgınlığın fısıldadığı ve aklın yazdırdıklarıdır!
Hiç kimseyi gözü kapalı desteklemiyordun,eğilimin aynı yönde olsa da,doğru bulmadıklarını acımasızca elestire biliyordun.Taniyi koydum sonunda: Muhalefeti seviyordun sen!Her devrin muhalifiydin.Hoşuma gitmişti vardığım sonuç.Her devrin adamı olacağına,her devrin muhalifi olan, gurur duyulacak bir babam vardı benim
Anlayamadığım şuydu: Neden hem babamın hem de annemin kızı olamıyordum ben?
“Başkalarını mutlu etmek için evlenilmez.”
“Neden başkalarının diliyle konuşuyorsun?”
Yanlış hareket noktasindan yola çıkmak,yanıltıcı sonuçlara götürür insanı.Kendini aldatmaktan vazgeç
“Önemli olan ruh. Benim ruhum seni sarıp sarmalayacak, koruyup kollayacak olgunlukta.”
“Neymiş, huzursuz bir ortamın havasını solusam da, analı babalı büyüyecekmişim.”
“Yarın sabahın garantisi var mı?”
“Hayatta tanıdığım en güçlü insandı babam. ‘Güç’ deyince aklıma o gelirdi.”
“Keşke bir çıkar yol olabilse Ya da kararından caydıracak birileri.”
“Sevildiğini hisseden ya da sevilebilme umudunu henüz yitirmemiş insan, sağlam bir kişiliği, güçlü bir duruşu varsa hele, yaşamına asla son vermez.”
“Eski gülüşlerimi arıyorum
En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi.”
En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi.”
Uç uca eklenen,dallara ayrılıp yaşamımızın geniş alanlarına yayılma eğilimi gösteren çatlakların bugünkü boyutlarını nereye kadar koruyabileceklerini kestirmekte zorlanıyorum artık.Konuşup tartışılmadan üzeri örtülmüş açık yaralara gül yapraklarının ne derece derman olabileceğini ise zaman gösterecek
Varlığın değil,yokluğun değerini bilir insanlar.Mutluluğun değerini bilenler,mutsuzluğu tatmış olanlardır.Onları mutlu etmek çok daha kolaydır
Biz mi iz’in peşinden koşarız, iz mi bizi kovalar?
“Eski gülüşlerimi arıyorum. En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi.
Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar.”
Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar.”
“Erişemiyorum..”
Yaşamın olumsuz yanları hırpalar insanı
Susmak,çürütülmesi en güç savunmadır!
Bu saatten sonra hiç kimsenin arzusu doğrultusunda değişmeye niyetim yok benim.
Sessizlik,içinde ne büyük patırtılar gizler bazen
Çevresine ördüğü kalın duvarların dışına hiç ışık sızdırmamıştı ki!
Mutlu etmekten önce,mutsuz etmemeyi hedeflemeli insan
ama yeterince sevmen için zaman gerekir :
Beğenmek kolay, sevmek zordur. Çünkü, İz bırakacak bir şeylerin yaşanmasını bekler sevmek
Beğenmek kolay, sevmek zordur. Çünkü, İz bırakacak bir şeylerin yaşanmasını bekler sevmek
Nerede kalmıştık? diyebilirsin.
Yeter ki, geriye dönüp baktığında, seni yaşama bağlayacak incecik bir pamuk ipliği kalmış olsun
Yeter ki, geriye dönüp baktığında, seni yaşama bağlayacak incecik bir pamuk ipliği kalmış olsun
Sormak istediğimde fırsatım olmadı,
fırsatım olduğunda cesaretim..
fırsatım olduğunda cesaretim..