İçeriğe geç

Bir Günü Bitirme Sanatı Kitap Alıntıları – Banu Özyürek

Banu Özyürek kitaplarından Bir Günü Bitirme Sanatı kitap alıntıları sizlerle…

Bir Günü Bitirme Sanatı Kitap Alıntıları

Ama erkekler bir aşkın ilk günlerinde öpüşüyor, sonra yalnızca dudaklarını değdiriyorlar.
Elime baktım. Hiç tutulmamış, hiç tutulmayacak bir el gibi geldi bana.
Kötüyüm ben.
Bundan utanmıyorum.
Tanrı düşünsün.
Bir gün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz.
Bir gün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz
iyi bir ölü ol
yalansız
artık
Sözcükleri hiç bulmasaydılar ve o sözcükleri anlamlarla doldurmasalar bir şansları olabilirdi. Ama insanlar ne çare ve hayvanlaşamıyorlar. Sözcükleri talihsizce icat ettiler bir defa.
Ah, ölüm bile yaşamak için çevrilen bir oyun.
insanlar büyük tutkulardan korkar ya da iğrenirler. Tutku ilkeldir zira. Ne yapacağı, ne yöne sıçrayacağı, kimi yiyeceği belli olmaz.
Edebiyatın bir kısmı düşünce, bir kısmı ıstırap, bir kısmı hayal ürünü olabilir ama çok inandığım teorime göre hatırı sayılır bir kısmı da can sıkıntısından doğmuştur.
Hu-hu
Içine tüm eğri büğrü cümleleri
atabileceğin bir çuval değildim ben
Seni aramamak için üç tabak makarna yedim, üzerine dört tane sigara içtim ve banyoyu temizledim. Yine seni aramamak için birazdan çekirdek çitlemeye başlayacağım. Ne zaman duracağımı tanrı bilir. Evde çok fazla çekirdek var, inan bana çok fazla var. Yalnız senin inadın da bizdeki çekirdekten fazlaymış!
Birgün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz .
Küçük olsam, pencerelerine taş atsam. Büyükken savaşmak ne zor. Her şey çok gerçek.
Tanrı insanı yalnız yaratmamalıydı! Içine bir insan daha koymalıydı. Parçalanmış benlikten bahsetmiyorum. Gerçek bir ikinci insan sözünü ettiğim. Tanrının bu ihmali yüzünden başıma neler geldi:)
Gülümsemeye çalıştım. Ama nasıl zor bir gülmekti bu, sanki dudaklarımla karnım arasında bir bağlantı vardı ve dudaklarım kıvrıldıkça karnıma oklar saplanıyordu.
Duvarı nem insanı gam çürütür.
Bir gün herşeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sigarasını yakıp bir nefes çekiyor, saat tıklıyor hâlâ, ben nefesimi tutuyorum ve M. 78. yalanını söylüyor.
İnsan neden korkar Semra? Bildiğinden mi, bilmediğinden mi?
“içine tüm eğri büğrü cümleleri atabileceğin bir çuval değildim ben”
Her şeyin başka türlü olmasını isterdim. Bunda bir tuhaflık yok, insanların çoğu başka türlüsü ile daha mutlu olacaklarını düşünürler.
Ellerinde hiçbir delil ve güvence yokken yine de böyle düşünürler, çünkü kimse mutlu değildir ve genellikle mutluluğun mümkün olduğunu varsayarız. Burada değil ama orada. Şimdi değil, sonra. Evde değil, dışarıda. Dışarıda değil, içeride. Ben de onlardan biriyim. Mutluluğumu varsayıyorum.
Ben yirmi dört saatlik bir insan değilim. Neden insanlara benzer yaşamları varmışçasına standart bir gün biçildiğini de anlayamıyorum
Ben yirmi dört saatlik bir insan değilim. Neden insanlara benzer yaşamları varmışçasına standart bir gün biçildiğini de anlayamıyorum.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yürürken sık sık insanlar girdi aramıza.
Demek ki ayrılmaz bir bütün gibi gözükmüyorduk.
Asıl sorun, bu geri çekilme halinin hayatımızın diğer alanlarına da yayılmasıydı. Arkadaş toplantılarında, iş yerinde, bakkalda, bankada, her zaman bir mücadele anı geliyor ve biz o anlarda ya en pasif direnişi sergiliyor ya da ilk fırsatta ortamı terk ediyorduk. Suskunluk tabiatımızın bir parçası olmuştu. Beceriksizlik de gelip bu tabiata eklemlenmekte gecikmedi. Insan olarak yavaş yavaş erimeye ve yeryüzünden silinmeye başlamıştık.
Duvarı nem insanı gam çürütür
Ah, dünya iyi bir yer değildi. İnsanlar iyi değildi. Komşular iyi değildi. Kimden ne umuyordum hala
Bir yalan varsa ikincisi olmayabilir ama 78 yalan varsa 79. olacaktır
Bir gün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz.
Ah biraz uyusam. Canım sıkkınken uyuyabildim mi hiç bugüne kadar ? Daha beter uyandım her seferinde. Hadi uyumayı becerdim diyelim, bir de rüyamda canımın sıkıldığını görürsem tam biterim.
Ben bir dünya kitap okumuştum ama komşularımıza karşı muzaffer tek bir cümle kuramamıştım.
“Bu kadınları biliyorum; kölelik ve efendilik mutlu bir beraberlik sürdürür onlarda. Kölelikleri sayesinde efendilik hakkı kazanırlar. Evlenmezlerse ölürler. Doğurmazlarsa ölürler. İkinciyi doğurmazlarsa ölürler. Çamaşır makinelerinin kısa programı olmazsa ölürler. Kocaları eve bir akşam geç gelse ölürler. Hep ölürler ama illa da yaşarlar.
Ne âlâ.
Konuşmak, ama laf döküp saçmak değil gerçekten konuşmak, ne zor, ne güzel bir şeydir.
Seni aramamak için üç tabak makarna yedim, üzerine dört tane sigara içtim ve banyoyu temizledim. Yine seni aramamak için birazdan çekirdek çitlemeye başlayacağım. Ne zaman duracağımı tanrı bilir. Evde çok fazla çekirdek var, inan bana çok fazla var.
Yalnız senin inadın da bizdeki çekirdekten fazlaymış!
İnsan yalnızlıktan yaptığı hangi işi yalnızlığı unutarak yapabilir ki?
Çünkü ne başkalarının söyleceklerine ne kendi anlatacaklarıma inancım kalmıştı.
Suskunluk tabiatımızın bir parçası olmuştu. Beceriksizlik de gelip bu tabiata eklemlenmekte gecikmedi. İnsan olarak yavaş yavaş erimeye ve yeryüzünden silinmeye başlamıştık.
Küçük bir olay bizim büyük yalnızlığımıza gelip dayanıyordu.
İçine tüm eğri büğrü cümleleri atabileceğin bir çuval değildim ben.
Hiçbir faydası olmayan bir güzellik.
Basit bir cümleyle kendimizi savunamadığımız için karmaşık cümlelerin içinde kayboluyorduk.
Elbet kötü bir şey olunca daha kötüsü de olur, kötü şeyler arasında müthiş bir iletişim ağı vardır.
Insan en çok nerede kaybederse hep oraya bakıyor demek ki.
Bir gün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz.
Bir şey yeniden yaşandığında, ilkinde ona verdiğimiz anlam silinebilir mi?
Bir şey yeniden yaşandığında, ilkinde ona verdiğimiz anlam silinebilir mi?
Oysa yalan duyulur, duyuldu içinde başını ne yana çevirsen çevir görünür.
İnsan her an yaşadığını bilerek yaşamamalı, biraz da gelişine ya da gidişine yaşamalı.
Elbet kötü bir şey olunca daha kötüsü de olur, kötü şeyler arasında müthiş bir iletişim ağı vardır.
Bir yalan varsa ikincisi olmayabilir ama 78 yalan varsa 79. olacaktır.
Eskimo atasözü
Bir gün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz.
Biraz yumuşak yüzlü olmaya görün, herkesin size atacak bir kazığı mutlaka vardır.
İnsanlar normal şartlarda yapacakları şeyleri, siz istiyorsunuz diye yaptıklarında bir tür zorunluluk ve ağırlık hissederler. Hele sizin ihtiyacınız var diye yapıyorlarsa, ağırlığı ve zorunluluğu iki kat fazla hissederler.
Bir yalan varsa ikincisi olmayabilir ama 78 yalan varsa 79. olacaktır.
Bir şey yeniden yaşandığında, ilkinde ona verdiğimiz anlam silinebilir mi?
İnsanlar normal şartlarda yapacakları şeyleri, siz istiyorsunuz diye yaptıklarında bir tür zorunluluk ve ağırlık hissederler. Hele sizin ihtiyacınız var diye yapıyorlarsa, ağırlığı ve zorunluluğu iki kat fazla hissederler
Eşitler arasında yaşamayan hiçbir şeyden, eşitliğin aşağı tarafına meyledene hayır gelmez.
Konuşmak, ama laf döküp saçmak değil gerçekten konuşmak, ne zor, ne güzel bir şeydir.
Evet anılar, adabınca kullanırsanız şık bir dolgu malzemesidir
Konuşmak, ama laf döküp saçmak değil;
Gerçekten konuşmak ne zor, ne güzel bir şeydir.
Öyle beceriksiz bir insanım ki elimde olmadan her şeyi karmaşıklaştırıyorum.
Çok geç. Paldır küldür düştüm ona. Çok geç, âşığım ben.
İnsan çok saçma şeyler hayal ediyor ama korkuyor söylemeye.
Parmaklarımı şıklatmak istiyordum ve yanımdan geçenlere laf atmak. Mutluyken insanın hep saçma sapan şeyler yapası gelir ya.
mesele bilmekte, kötü kadın olmayı da bileceksin.
Ne kadar çok güzel kadın var dünyada. Mesele bilmekte, güzel kadın olmayı bileceksin.
O kadar iyi ki o. Bütün aptallıklarıma sadece tatlı tatlı güler. Hem biri senin aptallığına böyle güldüğünde kendini aptal gibi hissetmiyorsun ki.
Tam olarak bilmediğim her şeyi yanlış yapmaktan korkuyorum.
Kimse inanmaz, ama biliyorum, beni seviyor.
“Yani hem var hem yok olmak. Yani hem çok hem hiç olmak.”
“Kötü bir şey, başka kötü şeyleri çağırmadan duramaz zaten.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir