İçeriğe geç

Tao Teh Ching Kitap Alıntıları – Lao Tzu

Lao Tzu kitaplarından Tao Teh Ching kitap alıntıları sizlerle…

Tao Teh Ching Kitap Alıntıları

Bilge kişi bilgiçlik taslamaz,
Bilgiçlik taslayandan bilge olmaz.
Samimi sözler süslü değildir,
Süslü sözlerse samimi değildir.
Sert ve katı, ölümün yoldaşlarıdır;
Esnek ve yumuşak, hassas ve ince hayatın yoldaşlarıdır.

Bir silah katıysa mağlup olur,
Bir ağaç katıysa çatırdar.

Katı ve büyük olan toprağın altında,
Esnek ve yumuşak, hassas ve ince olansa toprağın üstündedir.

Bilmediğini bilmek en büyük bilgidir.
Bilmediğini bilmemek bir kusurdur.
İşte bu yüzden:
Dimdik ol, ama kesici olma.
Keskin ol, ama delici olma.
Dobra ol, ama kontrolsüz olma.
Işık saç, ama göz kamaştırma.
Doğru diye bir şey yoktur,
Doğru eğriye,
İyi de kötüye döndüğü sürece.
Halkın yanılgıya düştüğü günler,
Sürer gider böylece.
Talihsizlikte talih yatar.
Talihteyse talihsizlik gizlidir.
Son hamlenin ne olacağını kim bilebilir?
Çok bilen konuşmaz,
Çok konuşan bilmez.
Hayata atılır, ölüme katılırız.
İnsanların onda üçü hayatın müritliği,
Onda üçü de ölümün müritliğini yapar.
Onda üçü de geçim derdiyle yaşarken
Ölüm topraklarına doğru ilerler.
Peki neden? Hayatta kalma kaygısıyla yaşadıklarından.
Şöhret mi şahsın mı,
Hangisi sana daha yakın?
Canın mı mal mülk mü,
Hangisi daha kıymetli?
Almak mı kaybetmek mi,
Hangisi daha büyük dert?
Varlıklar ki:
Bazıları ilerler, bazıları izler.
Bazıları sıcak, bazıları soğuk nefes verir.
Bazıları güçlüdür, bazıları da zayıf.
Bazıları taşır, bazıları da düşürür.
İhmalkarlık yapan esas olanı kaybeder.
Galeyana gelen egemenliği kaybeder.
Az konuşmak doğallıktan gelir.
Şiddetli bir rüzgar sabaha kadar dayanmaz,
Sağanak bir yağmur bütün gün sürmez.
Kimdir bunların sebebi? Gök ve yer.
Bu nasıl bir bitkinlik!
Dönecek bir yerim yokmuş gibi
Herkes çok şeye sahip,
Bir ben yoksunum.
Ben ki bir budalanın yüreğine sahibim.

Bu nasıl bir yalınlık!
Sıradan insanlar ışıl ışıl,
Bir ben kasvet doluyum.
Sıradan insanlar ince eleyip sık dokur,
Bir ben kör ve karanlıktayım.

Bu nasıl bir derinlik!
Denizlerde durmaksızın sürüklenir gibi.
Sıradan insanlar amaç sahibi,
Bir ben adam yerine konulmayacak kadar budalayım.

Arzularım bile diğerlerinkinden farklı,
[Ben ki] beni besleyen anaya* kıymet veririm.

*Burada yol kastedilmektedir.

Yalınlık göster, sadeliği benimse,
Bencilliği azalt, arzularını frenle.
Alimliği ve bilgiçliği bir kenera bırakırsan,
Halka yüz kat faydan dokunur.
Boşluğa erişmek ulaşılacak son noktadır.
Sükuneti korumak aslın kendisidir.

Binbir şey birbiri yanı sıra oluşur.
Biz de durup asıllarına dönüşlerini izleriz.

Varlıklar pek çok
Hepsi köklerine döner.
Köklerine sükunet denir.

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kim ki karışıklığı dinginleştirirse, gitgide huzuru sağlar.
Kim ki sükunete hareket verirse, gitgide her şeye hayat verir.
Bu yolu takip edenler bolluğu arzulamazlar,
Bolluğu arzulamadıkları için de mütevazı
Ve değişime açık kalabilirler.
Dünyadaki herkes güzeli güzel olarak bilir
Ve çirkinlik de bu yüzden vardır.
Herkes iyiyi iyi bilir
Ve kötülük de bu yüzden vardır.

İşte böylece,
Varlık ve yokluk birbirini doğurur,
Zor ve kolay birbirini tamamlar,
Uzun ve kısa birbirini şekillendirir,
Yukarı ve aşağı birbirini doldurur,
Sesler ve tonlar birbiriyle uyuşur,
Önce ve sonra birbirini izler.

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Hayata atılır, ölüme katılırız.”
Ele geçirmeye çalışırsan muhakkak yitirirsin O’nu. Çünkü bırakmaktır kalmasını sağlayan.
Doğru sözler, tersini söyler gibi görünür.
Halkın ölümü hafife almasına gelince:
Hayatta kalma çabası onları çok zorluyor
Ve bu yüzden ölümü hafife alıyorlar.
İyi olmayan insanlardan vazgeçmeye ne lüzum vardır?
Neyin yeterli olduğunu bilmek yeterliliğin kendisidir.
Yol’dan tek doğar,
Tekten de iki.
İkiden üç doğar,
Üçten de binbir türlü varlık.

Binbir türlü varlıklar
Yin’i taşır, yang’ı kucaklar
Ve hayat enerjisiyle harmanlanıp ahenk alırlar.

Binbir türlü şey varlıktan doğmuştur.
Varlıksa yokluktan doğmuştur.
Başkalarının üstesinden gelen iktidar sahibi,
Kendisinin üstesinden gelen ise güç sahibidir.
Yalınlık göster, sadeliği benimse,
Bencilliği azalt, arzularını frenle.
İşte bundan dolayıdır ki, ermiş kişi yönetirken,
Halkının karnını doyurur, gözünü değil.
Faydalı olan herşeyin faydası
Kendi yokluğundadır
Her şeyin kaynağı varlıktır.Varlığın kaynağı ise hiçlik
Bu yüzdendir ki ermiş kişi:
Kendini geriye atar, ama kendini ön safta bulur.
Kendini dışarıda tutar, ama Kendini müesses bulur.
Bunlara sebep kişisel çıkarlarının olmaması değil midir?
Ve kişisel çıkarlarını tam olarak böyle gerçekleştirir.
Sözün fazlası ise tükenmeye yol açar
Ve boşluğu* benimsemeye eş değildir.
İşte böylece, ermiş kişi:
.
.
.
Hamlesini yapar ama sonucuna bel bağlamaz.
İşleri tamamlar, ama üzerlerinde durmaz.
Ve üzerlerinde durmadığı için de,
Hiçbir iş yolundan çıkmaz.
Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm. Yoksa şu an insan olduğunu düşleyen
bir kelebek miyim?
Bilmiyorum.
At arabasını farklı parçalara böldüğün zaman, at arabası diye bir şey kalmaz. Kendini yakut taşı gibi değerli görmemek lazım.
Insanları tanıyan akıllıdır.
Kaybeden kayboluşun kendisi olur
Kayboluşun kendisi olan kaybettiğini bulur.
İnsanların hepsi ışıkla dolu.
Bir ben karanlığa gömülmüş gibiyim.
En sağlam şekli ile sakin olmalıyız.
Metne göre bir toplumda halka ahlâk kuralları öğretilmesi, o toplumda halihazırda bir düzen kalmadığını gösterir.
Kalpteki incelik sevgi yaratır. Sözlerdeki incelik güven yaratır. Düşüncedeki incelik derinlik yaratır. Bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır.
_Kalpteki incelik sevgi yaratır. Sözlerdeki incelik güven yaratır. Düşüncedeki incelik derinlik yaratır. Bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır.
_Arzulardan arın, esrarengizi gör; arzulara bürün, arzu uyandıranı gör.
_Su gibi olmalısın. Kırılmamak için bükül. Düz olmak için eğril. Dolmak için boşal. Parçalan ki yenilen.
_Tasalanma sebebim bir bedenimin olmasıdır, Bedenim olmasaydı tasalanacak neyim kalırdı?
_Bir ülkede saraylar ne kadar çoksa, halk o ölçüde fakirleşmiştir. Saraydaki lüks ve pahalı şeyler ne kadar fazlaysa, tahıl ambarları o kadar boşalmıştır. Başkalarının yoksullaşması üzerine kurulmuş olan bu gösteriş, Haydutların yağmadan sonraki böbürlenmelerinden başka bi şey değil. Buna hırsızların cakası denir. Yol, bu değildir. Budur işte sahte YOL.
_Gök baba, toprak ana, gök gürültüsü kudretli büyük oğul, su gizemli ortanca, dağ inatçı küçük oğul. Rüzgar hareketli büyük abla, güneş cilveli ortanca, göl uysal küçük kız
_Halk açsa Bu üsttekilerin fazla vergi yemelerindendir. Halkı yönetmek güçse bu üsttekilerin her işe karışmasındandır.
_İnsan ne kadar çok bilirse hükmedilmesi o kadar zor olur. Bu nedenledir ki eğiterek hükmetmek isyan getirir, cahil bırakarak hükmetmek mutluluk.
_Sadece kendiniz olmak ile mutlu olduğunuzda ve kendinizi kimseyle kıyaslayıp, yarışmadığınızda, herkes size saygı duyacaktır
_Kutlu kişinin kendi kalbi yoktur. Yetmiş iki milletin kalbidir onun kalbi. O kendi çocukları gibi bakar hepsine. İyilere iyiyim Kötülere de iyiyim. Çünkü iyiliktir ERDEM. Dost olana dostum Dost olmayana da dostum. Çünkü dostluktur ERDEM. Kutlu kişi sükûnet içinde yaşar. Geniş kalbi dünyaya açık.
_Kutlu kişi isteksizliği ister. Değerliye değer vermez.
_Mutsuzsanız geçmişte. Endişeliyseniz gelecekte. Huzurluysanız şu an da yaşıyorsunuz.
_Brahman rahibi: “Komşunun tanrısını kendi tanrından çok sev!”
_Görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur.
_Zorlanan bir şey, eninde sonunda eski durumuna geri dönecektir.
_Başkalarını anlamak olgunluk, kendi kendini anlamak ise daha üstün bir olgunluktur.
_Kayıp bazen kazançtan daha fazla yarar sağlayabilir.
_Bir insan, doğduğunda yumuşak ve güçsüzdür; öldüğünde, sert ve bükülmez. Bitkiler canlıyken yumuşak ve esnektir; öldüklerinde sert ve kuru. Bu yüzden sertlik ve bükülmezlik, ölümün yoldaşlarıdır, yumuşaklık ve narinlik hayatın yoldaşları. Yumuşaklık sertliğe, dirençsizlik kuvvete karşı zafer kazanır. Biçim alabilen şeyler sert olan şeylerden üstündür.
_Zekice olmayan bir davranışa dahi zekice karşılık ver.
_Konuşmadan önce düşün; Gereği var mı? Şefkat barındırıyor mu? Kimseyi incitebilir mi? Sessizliği bozacak kadar değerli mi?
_Küçük kafalar kişileri, büyük kafalar fikirleri konuşur.
_Bilge kişi kendi kişiliğini en sona koyar ama yine de en öndedir
_En büyük iyilik su gibidir: sudaki iyi herkese yarar. Su bu iyiliği umursamadan yapar.
_Kazanmak yada kaybetmek, hangisi daha iyidir? En iyi lider insanların ancak varlığından haberdar olduğu liderdir.
_Tao Karıncayla imparator arasında fark gözetmez. Rahmetini iyiden de kötüden de esirgemez.
_Dünya olduğu gibi olağanüstü güzel.
_İyilik bilmez gökyüzü. En büyük iyiliği de budur işte.
_Doğal olan güzeldir. İnsan içinden öyle geldiği için iyilik yapmalıdır, ödül beklediği için ya da cezadan korktuğu için değil. İçten gelmeden yapılan şeyler de uyum getirmez.

_Sen kimsin ki yol göstereceksin? Ne kadar çok rehber olursa, emin ol o kadar çok kargaşa olur. Herkesi kendi haline bırak. Sen kimsin?
_Birisi tarafından delice sevilmek size güç verir, birisini delice sevmek ise cesaret.
_Büyük insanlar veda ederek gider, basit ve küçük insanlar ihanet ederek giderler.
_Bu insanlar size yardım edecek, sizi inciticek, acı verecek, sizi terkedecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır!
_Bilge kişi su gibidir, su ki, beslerken dört bir yönü, yarışmaz, tartışmaz şunu, bunu. Kibirsizce akar, seçmeden sağı solu, bu yüzdendir ki, Yol’a uyumludur yolu.
_Çamurlu su, doğada kat ettiği yol sayesinde arınır. İnsan yaşamının önüne çıkardıkları sayesinde kemale erer. Sürekli eylem sayesinde en hareketsiz hale kendiliğinden erişilir.
_İyi bir gezginin sabit planı ve varmaya niyeti yoktur.
_Ne olduğumu bıraktığımda, neysem o olabilirim
_Öğrenmeniz gereken üç şey vardır: Yalınlık, sabır, şefkat: Bu üç şey sizin en büyük hazinenizdir.
_Zekâ seviyesi yükseldikçe, garip şeyler de o kadar çoğalır.
_Bilmemek gerçek bilgidir. Bildiğini farz etmek bir hastalıktır. Öncelikle hasta olduğunuzu fark edin; ondan sonra iyileşmeye başlayabilirsiniz.
_Bilgiye ulaşmak için, her gün bir şeyler ekleyin. Bilgeliğe ulaşmak için, her gün bir şeylerden kurtulun.
_Halka yön vermek istiyorsan, onların arkasından yürümelisin.
_Bir memlekette ne kadar çok yasa ve nizam varsa, orada o kadar çok hayduta ve hırsıza rastlanır.
_En iyi lider varlığı belli olmayandır, işi bittiği, amacına vardığında, diyecekler ki: biz bunu kendimiz yaptık.
_Çözümlemeye bölmeye, şeyler arasında kıyaslama yapmaya son verin. Sadece evrenin merkezinde olduğunuzu görün, Her şeyi ve her varlığı; Sonsuz bedeninizin bir parçası olarak kabul edin
_Kılıcının iki ağzını durmadan döven ve bileyenin; kılıcı erken körelir. Evinde altın ve yeşim saklayanın; kapısına hırsız dolar. Zenginlik ve şeref ile kibirlenen; kendi sonunu getirir. İşini bitirince, geriye çekil, İşte budur insan olmanın yolu.
_Bin araba yükü olan sen, neden kendini hafif gösteriyorsun? Hiç unutma, hafiflik, zamanla temelden yoksun olur, sıkıntı ise benliğin efendisi olur.
_Kendini dizginlemekten daha değerli bir şey yoktur

_Tao soyuttur. Ne yükselirken parlaktır ne de batarken karanlık. Tarif edilemez ve anlayışımızın ötesindedir. Başlangıcı ve sonu yoktur._Onu adlandırdık mı, onun sonsuzluğunu yitiririz. Çünkü her söylenen söz, her verilen ad şeyleri “Kendisi olamayandan” ayırır.
_Su, TAO’nun simgesidir. O, yumuşak ve uysal, ama taşı yenecek kadar güçlüdür. En ince aralıklara bile sızar. Karşılık beklemeden çevresine hizmet eder. Her zaman en altta, insanların hor gördüğü yerlerde kalır. Bu yüzden de toplayıcı, birleştirici olur. Her yerde çevresiyle uyum sağlar. İçinde bulunduğu kaba uyar. Yine de hiç bir zaman kendi doğasını yitirmez
_Tao, her şeyin kaynağı olan “HİÇLİK”tir. HİÇ iken Bir oluruz. Bir’ken İki oluruz. İki iken Üç oluruz. Üç’ten bin bir tür oluruz. Hiçlik, karşıtlıklar dünyasının kaynağıdır. Birinin içinde ötekinden, erkekte kadından, kadında erkekten, ışıkta gölgeden, toprakta güneşten bir şey vardır her zaman. Her şey karşıtıyla vardır. (Ying Yang.) Tao içerdiği yol olma niteliğinin yanı sıra rehber olmasıyla, aslında aynı anda yapan ve yapılmakta olan gibi iki kavramı içinde barındırır: Hem yönetmen hem aktör, hem besteci hem melodi, hem seyrüsefer cihazı hem seyrin ta kendisi. Üstün insana Yol’dan söz etsen, gayretle işe sarılır. Nasipsize söylesen vay haline, kahkahaya güler. Gülmeseydi, yol, yol olmazdı. İnsanlar yeryüzünü izler, yeryüzü gökleri, gökler Yol’u izler. Yol ise olanı.
_ Çılgınlar tanrısal vahiy ararlar Göğün-yerin işaretlerinde. Ben bilgelik ararım Zaman ve dünyanın işaretlerinde.
_ Kimileri mucizeleri kutsal sayar. Ben mucize olmayanı kutsal sayarım…
_Uyanmış insan işlenmemiş cevheri görür.
_Bilge, gece içinde bir okyanus gibi, durgun ve sessizdir ama bir kış rüzgarı kadar yakıcıdır. Bilge kişi bulutlar gibi sürüklenir, belli bir yeri olmadan. yeni doğmuş bir bebek gibi kendini ifade etmeye çalışmaz. Bilge kişi bilir ki kişi yenilerek yenebilir ve yenerek yenilebilir. Bilge kişi kendine önem vermez, ama başkalarının ihtiyaçlarını duyumsar o alçakgönüllü ve utangaçtır, böylelikle diğerlerinin kafasını karıştırır.çocuk gibi görünür ve dinlenir. Bilge kişi kafasında yenmeyi kurmaz ki yenilsin, bir şeye sarılmaz ki yitirsin. bilgenin yolu kurnazlığa kaçmadan çalışmaktır.
_Büyük iyilik su gibidir. Doğal olarak akar. Reddeden insana bile faydası olur. Tao gibidir. Bilge kişi de su gibi yaşar, arzusuz ve alçakgönüllü, entelektüel düşünceli, sevecen, adildir. Bilge kişi sessizce çalışır. Ne övgü ne de şöhret aramaz. Uyuyan bir bebek gibi nefes alır ve uyumu gözetir.
_Tao yaratır ama saygınlık istemez ve yol gösterir ama karışmaz. Tao seyahat etmeden de bilinip gözlenebilir; ondandır bilge kişinin bakmadan her şeyi görmesi. Her nesne tao nazarında birer küçük evrendir; dünya kainatın küçük evreni, ulus dünyanın küçük evreni, köy ulusun küçük evreni; aile köyün küçük evreni, ve bedeni kişinin ailesinin küçük evrenidir; tek bir hücresinden galaksiye kadar…

_Karar aklın durması halidir; karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar; çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.
_Kalite bir erdemdir! O kendini; mekandaki yaşantıda, düşüncedeki derinlikte, sevgideki cömertlikte, İfadelerdeki gerçeklikte İdaredeki düzende eylemdeki etkide doğru zamandaki doğru harekette gösterir.
_Kendini bilen bilge. Başkasını bilen bilgilidir. Kendini yenen kudretli. Başkasını yenen kuvvetli Halinden memnun olan zengindir. Nefsini yenen iradeli. Yerini korumayı bilen kalıcıdır, Ölüp de yok olmayan ölümsüz.
_Edimsizliğin her şeyden el etek çekmek, eylemsizlik demek değil, tutkulu, hırslı eylemlerden, doğadaki dengeye ters eylemlerden uzak durmak demek. İçine kapalılık demek değil, ukalalık, gevezelik etmemek, çevresine yaşamı ve tutumu ile örnek olarak yol göstermek demek.
_Kutlu kişinin bu sınırsız iyiliği karşısında herkesin ağzı açık kalır.
_Hep hiçlikte kalanlar görür onun özünü. hep varlıkta kalanlar görür onun yüzünü ”
_Edimsizlik, yaşamın akışına aykırı olan eylemlere girişmemektir.
_Ezecekler mi birini. Büyütürler onu alabildiğine. Zayıf mı düşürecekler birini. Güçlendirirler onu alabildiğine. Yok edeceklerse birini. Geliştirirler onu alabildiğine. Alacaklar mı elindekini onun. Ona verirler önce bol bol. Budur görmek görünmezi. Yumuşak yener serti. Zayıf yener güçlüyü. Çıkarma balığı derinden. Sırdır düzen. Ele verme sırrını.
_Eskinin yetkin ustaları Özlü ve gizemliydiler. Derindiler erişilip bilinmez. Kışın bir ırmağı geçer gibi Çekingen, Komşuların gözü altında gibi Dikkatli, Konuklar gibi sakıngan, Eriyen buz gibi geçici, İşlenmemiş balçık gibi şekilsiz, Vadi gibi geniş. Sis gibi bulanık…
_YOL’u yitirmeyen doygunluğu aramaz. Doygunluğu aramayan kalır dolmadan. Hep açık yeni yetkinliğe.
_Fazla söz boşa zahmet. İyisi mi içindekini tut içinde.
_Su gibidir yüce iyilik. İyidir ki su Binbir türe yarar verir dayatmasız. İnsanların hor gördüğü yerlerde.
_En yüce hakanların varlığını Bilmezdi halk. Ne sakıngandı değerli sözleri. İşlerini görürlerdi onlar ve yoluna girerdi. Sonrakiler sayıldı ve sevildi Sonrakilerden korkuldu
_Ahlak yok olduğunda doğru davranış biter ve çıkarcılık ortaya çıkar. Çıkarcılık; düzensizliğin başlangıcıdır.
_Beş renk gözü kör eder, beş sesse, kulağı sağır. Beş çeşni, tat alma duyusunu köreltir. Fazla düşünmek zihni zayıf düşürür, arzular ise kalbi öldürür. Denge ve ihtiyaç önemlidir.
_Bir şeyi daraltmak istiyorsan, Önce onu genişletmelisin. Bir şeyi zayıflatmak istiyorsan, Önce onu güçlendirmelisin. Bir şeyden ayrılmak istiyorsan, Önce onunla birleşmelisin. Bir şeyi almak istiyorsan, Önce onu vermelisin. Buna “ ince kavrayış” denir.
_Lao Tse ise toplumdaki çürümenin ahlak dersi verme ve politik önlemler almayla giderilemeyecek kadar derin olduğunu düşünüyordu. Tersine, tüm töreler, kurallar, ahlak, politik girişimler kötülüklerin asıl kaynaklarıydı, insanların doğallıklarına dönmeleri, her türlü tutku ve bencillikten kurtulmaları, toplumsal norm ve değerlerden vazgeçmeleri gerekiyordu.
_Derler ki, tüccarın iyisi malını öyle saklarmış ki, onu gören yoksul sanırmış. Arif ve ERDEM’li kişi de odur ki, gören budala sanır, iyisi mi, Siz vazgeçin şu gururlu, hırslı, kibirli halinizden, bırakın şu yakışıksız çabalarınızı_
_“Emirlerle yönetip cezalarla düzenlersen halk yılgın ve utanmaz olur. ERDEM’le yönetir ahlakla düzenlersen halk utanmayı öğrenir ve iyiye yönelir.” Ama gerek “ahlak”, gerekse “yönetme” ve “düzenleme” çabalarının kendisi huzursuzluğun asıl kaynağı Lao Tse’ya göre!
_ Asıl tehlikenin büyüğü, asıl sakınılması gereken şey “hortlaklardan” da önce, insanlığa hizmet etme aşkıyla hortlaklara savaş açan kutlu kişiden gelebilecek zarar.
_Günümüz yönetimlerinin “tüketim olanakları verip halkı pasifleştirmek” ve “basit halkı bilgisiz bırakmak; aydınların ise gözünü yıldırıp eyleme girişme cesaretini kırmak” türü yöntemlerini kaçınılmazlıkla anımsatıyor bunlar!
_Doğru yaşamayı bilen Geçsin ülkeyi bir uçtan bir uca. Rastlamaz tek gergedana kaplana. Geçsin bir ordunun içinden. Ne zırh yarar ne kılıç. Gergedan bulamaz boynuz saplayacak yer. Kaplan bulamaz tırnak geçirecek yer. Kılıç bulamaz keskinliğini gömecek yer. Neden? Çünkü ölümlü yanı yoktur onun.
_Yücelerden bilge YOL’u duyunca. İzler onu uyumla. Alçakçalardan bilge YOL’u duyunca Güler ağız dolusu Ve gülmezse bil ki Doğru YOL değildir o.
_Bütün keskinlikleri körelt, Bütün düğümleri çöz, Her şeyi birbirine kat. Sır olan Ayniyet, işte buradadır. Sen, ona yaklaşamazsın, Onsuz da yapamazsın. Ona bir hayrın olmaz, Zararın da olmaz. Ona şeref veremezsin, Onu aşağılayamazsın da. Dünyada hiçbir şey onun kadar asil olamaz.
_Nesnelere ve kavramlara verdiğimiz anlamlar arzuları ve amaçları doğururlar. İyi ve kötü, alçak ve yüksek, aydınlık ve karanlık gibi. Bu anlamlardan kopmamız arzu ve amaçlarımızdan ayrılmamız sonucu eylemsizliğe varırız. Eylemsizlik bir kere kavrandığında uyumlu yaşama geçiş kapısı açılır. Geçmişin pişmanlıkları ve gelecek kaygısı ve planları gibi gerçek yaşamdan koparan etkiler aynı zamanda insan yaşamında bir tür dengesizlik hali yaratır. Uyumlu yaşam ve doğal akış insanın içinde bulunduğu an ile bütünleşerek yaşamasını sağlar. Bu uyuma yolu izlemek denir. Yol anlamına gelen tao kelimesiyle kastedilen budur.
_Kimileri mucizeleri kutsal sayar ben mucize olmayanları kutsal sayarım. Çılgınlar tanrısal vahiy ararlar. Ben bilgelik ararım.
_Olgunlaşır varlıklar. Sonra dönerler kaynaklarına. Kaynağa dönmek huzur demek. Huzur amaca varmak demek. Amaca varmak sonsuzluk demek. Sonsuzluğu kavramak aydınlık demek. Sonsuzluk kavranmadı mı Uyumsuzluk gelir. Sonsuzluğu kavrayan hoşgörülüdür. Hoşgörülü demek adil. Adil demek egemen. Egemen demek kutsal. Kutsal demek YOL’da YOL’da demek kalıcı…
_Kutlu kişi örnek olur dünyaya. Çevresine ışık saçmaz ve aydınlanır. Kendisine değer vermez ve yüceltilir. Kendini övmez ve yarar verir. Kendini öne koymaz ve kalıcılaşır. Çünkü savaşmayanla Kim savaşabilir dünyada
_Biliyorsam biraz doğru YOL’da yaşamı. Tek korkum yolu yitirenlerdendir. Sapanlardan dar sokaklara doğru. YOL dururken
_Sağlam kök salan sökülmez. Sıkı tuttuğun çalınmaz.
_ERDEM’le dolu kişi Benzer yeni doğmuş bebeğe. Yılan çıyan sokmaz Vahşi hayvan saldırmaz Alıcı kuş paralamaz İncedir kemikleri kasları yumuşaktır ama Yine de sımsıkı yapışır tuttuğuna Erkek dişi nedir bilmez ama Yine de kalkar pipisi Çünkü dopdoludur hayat tohumuyla
_Keskinliğini körelt. Karmaşalarını çöz. Parlaklığını sönükleştir. Tozuna karış dünyanın. Budur gizli Bir’e varmak. Buna erişeni Ne sevgi yaralar ne soğukluk Ne kazanç yaralar ne kayıp Ne saygınlık yaralar ne utanç Ki en saygın olur göğün altında
_Baştaki sakin ve edimsizse Halk dürüst ve temiz olur Baştaki zeki ve kurnazsa Halk hilekâr ve güvenilmez olur
_Büyük ülkeyi yönetmek Küçük bir balık kızartmaya benzer.
_Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
_Ayaksız yürümek. Kolsuz dövüşmek. Saldırısız yenmek. Silahsız durdurmak. En büyük talihsizliktir küçümsemek düşmanı. Küçümseyen korkarım yitirir hazinesini.
_Bilmediğini bilmek büyüklüktür. Bildiğini bilmemek eksiklik.
_Emretmeden yönetebiliyorsanız lidersiniz. Lider ol, ancak efendi olma.
_Düşlerini neyle suladığına dikkat et.
_Kendi aczinden onur duymaya kuvvet denir.
_Henüz gülümsemeyi öğrenmiş bir bebek gibi. durgun ve ifadesizim,
_Eğer ki halkın korktuğu biriysen, Sen de halktan kork
_Çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez
_Üç hazinem var: Sadelik, sabır ve merhamet.
_Bahar gelir ve çimenler kendiliğinden yeşerir.
_Diğer insanların hakkınızda ne düşündüğünü kafanıza takarsanız,daima onların kölesi olursunuz.
_Dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın.
_Düşüncelerinizi değiştirin, hayatınız değişsin.
_Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir.
_Gerçek bilge aydınlanmanın amaç değil, anlam olduğunu anlar.
_Eğer pes edebilirsen güçlüsündür. Kötülüğe iyilikle karşılık ver.
_Bir aile iç ahengini yitirdiği zaman “hayırlı oğullar”dan söz ederiz. Bir devlet kargaşaya sürüklendiği zaman sadık devlet adamları”ndan
_Dünyadaki herkes güzeli güzel olarak bilir Ve çirkinlik de bu yüzden vardır. İşte böylece, Varlık ve yokluk birbirini doğurur, Zor ve kolay birbirini tamamlar, Uzun ve kısa birbirini şekillendirir, Yukarı ve aşağı birbirini doldurur, Sesler ve tonlar birbiriyle uyuşur, Önce ve sonra birbirini izler.
_İnsanların onay vermesini önemserseniz, onların mahkûmu olursunuz.
_Düşlerini neyle suladığına dikkat et. Düşlerini endişe ve korkuyla sularsan, yaşamını boğan yabani otlar biçersin. Düşlerini iyimserlikle, çözümlerle sularsan, başarı biçersin.
_Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şakıyan kuşlar gelir.
_ Erdeme haiz olanlar kusur aramaz. Kusur arayanlar erdeme haiz değildir
_ Orada oturup sessizce tefekküre dalarak Zihnini temizleyebileceğini mi sanıyorsun? Bu, zihnini yalnızca daraltır, temizlemez. Tam uyanıklık akışkandır ve uyumludur; Her zaman ve mekanda vardır. Gerçek tefekkür işte budur. Dünyadan uzak durarak kim saflığa ve basitliğe erişebilir. Tao temiz ve basittir Ve dünyadan uzak durmaz. Neden basit şekilde ana-babanızı onurlandırmıyor, çocuklarınızı sevmiyor, kardeşlerinize yardım etmiyor ve en yüce doğruyu anlamak yerine, elinizde sıradan yöntemler bulunduruyorsunuz? Bu, gerçek saflık, gerçek basitlik ve gerçek ustalık olacaktır.
_Bilmek ama yine de bilmediğini düşünmek en büyük hünerdir. Bilmemek ama bildiğini düşünmek ise hastalıktır
_Zeka, bilgelik demek değildir.
_Bir ağacın güzelliği hiçbir zaman kelimelerle ifade edilemez; bunu anlayabilmek için onu kendi gözlerinle görmelisin. Dil, bir şarkının melodisini yakalayamaz; onu anlayabilmek için kendi kulağınla işitmelisin.
_Ermiş kişi yönetirken: Kalplerin boşalmasını ama karınların doymasını sağlar. İstekleri zayıflatır, ama kemikleri kuvvetlendirir. İnsanları daima alimlikten ve arzudan yoksun bırakır ve alimler bir eyleme geçmeye cüret edemez. Yaptıkları bundan ibarettir ve işte böylelikle düzensiz bir şey kalmaz.
_Büyük işler başarıp şeref kazandıktan sonra bir yana çekilmesini bilmeli.
_Büyük bir milleti yönetmek küçük bir balık pişirmek gibidir; fazla kurcalarsanız mahvedersiniz.
_Sonsuz Tao, ne anlatılabilir olan, ne de ad verilebilir olandır. Her şeyin durmaksızın dönüştüğü ileri sürülerek, ona ad vermekle..
_Taoist cinsel uygulamalar – Özlerin Birleşmesi. Uzun yaşama ve ölümsüzlüğe ulaşmasının yöntemlerinden biri genç yaştaki bakirelerle cinsel ilişki kurmaktır. Tavsiye edilen 14 – 16 yaş aras..Chang Taoist cinselliğin yaşlı erkek – genç kız ilişkilerinde hayata geçirilebileceğini belirtirken, genç erkeklerin ise gençler yerine yaşlı kadınlarla ilişki kurmasının daha avantajlı olduğunu ileri sürmektedir
_Konfüçyüs bir gün suyun içinde çırpınan adamı kurtardıktan sonra. coşkun suların içinde sağ kalmayı nasıl başardığını sormuş. ‘Çok kolay!’ demiş adam. ‘Akıntı beni aşağı çektiği zaman daldım, yukarı ittiği zaman da su yüzüne çıktım.’ sertliğe karşı yumuşaklığın, tutkuya karşı tutkusuzluğunu, hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörünün, erkeğe karşı kadının yanını tutan bir öğreti bu.
_ Hiçliğe dönendir Biçimlenmemiş biçim Aslı olmayan resim Karanlıktır kaostur
_Ah daha ne kadar sürer yalnızlık. Herkes sevinç saçıyor. Bayrama gider gibi. Bir ben çekingen. Gülmeyi öğrenmemiş bebek gibiyim. Huzursuz savrulurum. Yersiz yurtsuz gibiyim. Herkes bolluk içinde. Ben unutulmuş gibiyim. Mağara gibi yüreğim. Uyumsuz ve karanlık Dünya insanları ışıl ışıl ah Bir ben bulanık su gibiyim. Dünya insanları kurnaz mı kurnaz. Bir ben kapalı kutu gibiyim. Huzursuzum ah deniz gibi. Dur durak bilmeyen girdap gibiyim. Herkesin hedefi var Bir ben aylak dilenci gibiyim Bir ben başkayım herkesten Ama değerlidir anadan alınan besin.
__YOL’da bir oldun mu onlarla YOL’da olanlar da Hoşnut olur bundan. Yoklukta bir oldun mu onlarla. Yoklukta olanlar da Hoşnut olur bundan. Güven bulamaz güven göstermeyen.
_Ayak parmakları üstüne kalkan sağlam durmaz. Dizlerini kırmadan yürüyen ilerlemez. Çevresine ışık saçan aydınlanmaz Kendine değer veren yüceltilmez Kendini öven yarar vermez. Böyle kişi yemek artığı yara irini gibidir YOL’a
_Yüceliğini bilip alçaklığını yitirmeyen Olur göğün altında vadisi yerin
_YOL doğurur. ERDEM besler, Büyütür, bakar, Geliştirir, tutar, Örter ve korur.
_Yeryüzünün kaynağı var ki anası yeryüzünün. Her kim anaya bakarsa Yaşamı boyunca korkmasın bir şeyden Sonsuzluğu kucaklamaktır bunun adı
_Ülkenin günahını kim alırsa üstüne. Başta gider tohum kurban töreninde. Ülkenin acılarını kim alırsa. üstüne Hakanı olur yeryüzünün
_ERDEM’li kişi ERDEM’i bilmez Ondan ERDEM’lidir o. ERDEM’siz kişi Çabalar ERDEM’i Yitirmemeğe. Ondan ERDEM’sizdir o. ERDEM’de olan amaçsız. ERDEM’siz olan amaçlı.YOL’u yitirince ERDEM. ERDEM’i yitirince aşk. Aşkı yitirince adalet. Adaleti yitirince ahlak. Sadakat ve güven kıtlığıdır ahlak. Ve başıdır huzursuzluğun
_Her şey Ya çoğalır azaldıkça Ya azalır çoğaldıkça
_En büyük yetkinlik eksik görünür Ve sonsuz olur etkisi En büyük doğruluk eğri görünür En büyük yetenek aciz görünür En büyük belagat dilsiz görünür Soğuğu hareket yener sıcağı sükûnet Saflık ve sükûnet Bu ikisi ölçütüdür dünyanın
_Ölümden korkmaz olursa insanlar Nasıl korkutursun ölüm korkusuyla? Ölümün sahibinin yerine öldürmek Marangoz yerine keseri ele almak demek.
_Yaptığını kendi yaşamı için yapmayan Daha bilgedir yaşama değer verenden
_TAO’nun özünü kavramanın yolu, hep hiçlikte kalmak, tutku ve isteklerden arınmaktır, TAO’nun özüne varacağım diye tutkularından kurtulmak için çabalayıp duran kişinin bu halinin de tutku dolu olduğunu hatırlatıyor
_“Fincanı iki elinle tutarken, aynı anda dolduramazsın.
_Hiç ile kaynak aynıdırlar. Yalnızca biz farklı adlar vermişiz. Maddesel ve tinsel her şeyin kaynağı olan TAO…
_Toplum kuralları gerçekte toplumsal hastalıkların asıl kaynağı olduğunu gösteriyor._
_Devlet yönetiminin filozofların işi olduğu inancındadır. Basit halk, yüreğini huzursuz kılmaktan başka bir işe yaramayacak, ona ancak mutsuzluk getirecek olan tüm bilgiden uzak tutulmalıdır. Tutkularını aşmış, bilge kişi içinse durum başkadır:
_Karın, Karanlık, gizli, sırlı hakikatin simgesidir.__ __
_İyilik bilmez gökyüzü. En büyük iyiliği de budur işte .“Sevgi, iyilik, insaniyet, bağlılık”…Taoculuk bu tür sevgiyi reddeder: Böylesi sevgi, kimilerini başkalarına karşı kayırmak demektir. Oysa TAO’nun, doğanın, dünyanın iyiliği, tarafsızlığında, kimseyi sevmeyip, kimseyi kayırmamasındadır. .
_Taoculuk’ta ne geçmiş ne gelecek, yalnızca şimdiki yaşam vardır.
_Zhuang Zi, Ölümün eşsiz bir “mutluluk” olduğunu savunur.
_Yaradılış, doğa ananın koynunda sürekli olarak yeniden gerçekleşir….
_Vadi hiçliği simgeliyor. Her iki yönden de “vadi ruhu” TAO’yu çağrıştırıyor: ana rahmi” anlamına geliyor. “Karanlık dişinin kapısı” da, hem bin bir türün doğuşunun tablosunu çiziyor, hem de “sırlar sırrı” olan “tüm mucizenin kapısı”nı çağrıştırıyor.
_Ying aydınlık, Yang gizemli karanlık ve ikisini birleştirem yaşam soluğu uyum…
_Kong Zi yani Konfüçyüs “Başkalarının bana yapmasını istemediğimi ben de onlara yapmamalıyım” der… “
_Taoculuk’ta daha çok vurgulanan, bütünün parçalardan fazla bir şey olduğu olgusudur _
_Kitab-ı Mukaddes’te Tanrı, Peygamber Yeşaya’ya “Bilgelerin bilgeliğine son vereceğim, yok edeceğim usluların usunu!” diye seslenir. Yeni Ahit’te de Aziz Pavlus “Nerede zeki insanlar, nerede okumuş kişiler? Tanrı bu dünyanın bilgeliğini deliliğe çevirmedi mi?” diye alaya alır yetenekleri ve bilgeliğiyle övünenleri…Tao ise insanı kendi doğasıyla yüz yüze bırakıyor.
_Halkın günahlarını, ülkenin acılarını üstüne alan dünyaya hükümdar olur
_Kong Zi, Lao Tse’yı ziyaret ederek onun bilgisine başvurur. Lao Tse onun gururlu ve girişimci tutumunu eleştirir. Kong Zi sarsılmış ve Ustaya derin şekilde hayran kalmış bir halde öğrencilerinin yanına döner. Kong Zi öğrencilerine dedi ki: Kuşları bilirim, uçarlar. Balıkları bilirim, yüzerler. Hayvanları bilirim, koşarlar. Koşanı tuzağın ağı yakalar. Yüzeni oltanın iğnesi tutar. Uçana avcının oku erişir. Ama ya ejderhalar? Ya onlar nasıl yükselir rüzgârların bulutların üstüne de göğe ulaşırlar, bunu bilemem. Lao Tse’yi gördüm bu gün. Düşündüm: Acaba o da ejderha gibi mi?Lao Tse’nin bir “ejderha” gibi olduğunu anlatır.
_Toplumsal değerleri ve yöneticilerin otoritesini insanlığın tüm acılarının kaynağı saydığı.
__ Kong Zi eski gelenekleri öğrenmek için Lao Tse’ye geldi. Lao Tse ona dedi ki: Sizin sorduklarınız ancak kemikleri bile çoktan çürümüş insanların sorunları. Onlardan bugüne kalan yalnızca sözcüklerdir. Arif kişi zamanını bilir, arabası gelince biner, gelmezse de çıkınını toplayıp gider.

_Karşılaştırmalar yargılamalardır,
_Övgü beklemeyen bilge kişidir.
_Gereğinden fazla zorlarsan, en müthiş bıçak bile körleşecek. Çaresizlik ona hiçbir işe yaramayan, akordsuz yalanlar söyletecek. Bilgelik de akılla birleşip sağduyulu zekayı ışıldatacak. sabır en dolaşık ipleri bile düğümlerden kurtaracak,
_Tabiat kasıtlı hareket etmez. Hiçbir varlığa iyi veya kötü niyeti yoktur. Tao da aynen tabiat gibidir. Tabiat tao’nun takipçisidir. Bilge kişi de böyledir. Tutkularından arınmış
_Çömleği yapan kil değil boşluktur.
_Kaos ortaya çıktığında, üstün insanın içsel dünyası düzenli ve sakindir. Topluma geri dönüşünde yardımcı olur. Kaos sona erdiğinde toplum tarafından görülebilir.
_Çok daha iyidir basitliğini görmek ham ipeğin güzelliğinin ve işlenmemiş taşın; kişinin kendisiyle bir olmasından daha iyidir tao ile bir olması, bensizliğin geliştirmesi.
_Butunlugu korumak icin boyun egmek kendini savunmayarak ayricalik kazanir. Eğilmek dik olmaktir; bos olmaksa dolu. Böbürlenen kişi aydınlanmamıştır, saygı görmez değerli insanlardan; böylece, hiç bir şey kazanmaz ve itibarı lekelenir. kibir aşırılıktır ve bilge kişi onlara ihtiyaç duymaz
_Yaratıcı prensip birleştirir sonsuzluğa uzanır. Sonsuzluğa seyahat ederken değişmez özünü korur. En lüks yerlerde basitliğini korur.
_Onurlu davranın ama alçakgönüllülüğü koruyun.
_En büyük balık gölün dibinde yaşar ve bir ülkenin en iyi silahları kuytuda kilitli tutulmalıdır. Uysal ve nazik olan, sert ve güçlünün üstesinden gelebilir.
_Gerçekten iyi insan haptığı iyiliklerden bihaberdir.
_Liderin görevi nüfusun refahını sağlamaktır kendi refahını değil.
_Bazen her şey ters görünür. Aydınlık karanlık. Doğru yanlış gibi, kolay zor gibi, pak olan kirli, ilerleme gerileme olarak görünür. En kötü anlarda dahi umudunu kesmez doğa-tao. Sen de öyle ol. doğru görünen bir dahakinde eğri görünebilir; zeka aptallık görünebilir, güzel söz söyleyiş patavatsızlık görünebilir; hareket soğuğu alt edebilir, durağanlık da sıcağı, ama hareketteki durağanlık tao’nun yoludur.
_Sertin üstesinden ancak ona boyun eğen yumuşak gelir.
_Aydınlanmış kişi arkadaş edinmekle ilgilenmez, ne de düşman kazanmakla; iyi ya da kötü ile, övgü ya da suçlama ile. bu tür bir tarafsızlık* insanın en üst halidir…
_Keskindir ama kesici değil. Pivridirler ama hiç bir zaman delici değil. Parlaktırlar ama kör etmezler. Budur bilge kişinin eylemi.
_Tasarlamadan hareket et; doğal bir şekilde çalış ve tatsızın tadını al; karmaşıktaki basiti ara…
_Sorunlar ortaya çıkmadan önce yüzleşilirse kargaşanın önüne geçilir…
_Uçsuz bucaksız yolculuklar ilk adımı atmakla başlar. Koca ağaç küçük bir fidandan oluşur
_Irmağın ve akıntının hakimi denizdir, çünkü hepsinden alçaktadır. öğretmenin öğrencilerine yol göstermesinin en iyi yolu önde gitmelerine izin vermektir.
_Tartışmalar kavgacılık yapmak yerine beklemeyi bilerek, üstüne gitmek yerine geri çekilerek kazanılabilir. büyük savaşlar kıpırdadığını belli etmeden ve gizlediği gücünü koruyarak hareket etmek, saldırmadan ele geçirmek silahtan başka şeyler kuşanmak sayesinde kazanılabilir.
_Ülkedeki insanların karnı aç canları kıymetsiz olursa onlar da yönetimi alaşağı etmek için artık kendi canlarından geçerler… _Eğilmek bilmeyen savaşçı kendini ölüme mahkum eder ve eğilmeyi reddeden ağaç kolayca kırılır. onun için sert ve yoğun olanın yenilmesi yumuşak ve esnek olanınsa yenmesi mukadderdir…
_İhtiyacından çoğuna sahip olandan alıp ihtiyaç sahiplerine dağıtmak tao’nun yoludur yüksektekini alçaltır, alçaktakini yükseltir…
_Tezatmış gibi görünse de insanların aşağılamalarını kaldırabilen kişi yönetmeye uygundur. Önderlik etmeye uygun olan da ülkesinin felaketleriyle bizzat yüzleşendir.
_Ne kadar azsa çoğalır, ne kadar çoksa azalır. Gerçek her zaman güzel güzel sözler de her zaman gerçek değildir.
_Erdemli kişi kendi için tartışmaya gerek görmez çünkü bilir ki tartışmak yararsızdır.
_Övgü beklemeden, ışığı saklamak,, aşırılıklar olmadan, kara aynayı temizlemek, arzuların bastırılması ,sakin ve hareketsiz, köke geri dönmek, ahlakin çürümesi, butunlugu korumak icin boyun egmek, değiştirilemeyeni kabullenmek, erdemli pasiflik arkadan önderlik etmek tek başına durmak

_Chuang Tzu: Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder.
Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm yoksa şu an insan olduğunu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum.
_________________________

_Taocu Sevişme ve Seks_
_Bir adam bir kez boşalmadan sevişirse bedeni güçlenir. Eğer iki kez boşalmadan sevişirse gözleri daha iyi görür, kulakları daha iyi işitir. Bunu üç kez yaparsa tüm hastalıklardan kurtulur, bunu dört kez yaparsa ruhunda erinçlik ve dinginlik hisseder. Beş kez yaparsa kalbi ve kan dolaşım dizgesi tazelenir. Altı kezde gövdesinin bel bölümü daha güçlenir. Yedi kezde kaba etleri, butları, oylukları güç kazanır. Sekiz kezde derisi düzgün ve pürüzsüz olur. Dokuz kezde uzun yaşamı sağlama bağlamış olur. On kezde hemen hemen bir ölümsüz olur çıkar.

_Sağlık ve uzun yaşam için cinsellik ve beslenme eşit yaşamsal önemdedir. Sağlıklı bir cinsellik yoksa dünya sorunları çözülemez. İçki, kumar, keder, hırs, nefret, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıkların nedeni cinsel açlık ve kadın erkek uyumsuzluğudur. Yaşam ve kıvanç çeşmesi olan Yin ve Yang arasındaki uyum sağlanamayınca geriye kalan şey yıkım, yitim ve ölümdür.

_Kadınının saçının nitelikleri, derisinin yumuşak kayganlığı, gövdesinin insanın içini gıcıklayan kokusu ve kıvrımları o nemli güzel kokulu dudakları ve dili, hatta daha da nemli yü men’in dudakları, tükrüğünün ve kadınlık organının salgısının kendine özgü tadını, kokusunu ve yapışkanlığı…

_Önemli olan orgazm değil, sevişmektir. Sanki kadınına hiç ama hiç doyamıyormuş gibi gelir. Asıl sürekli ve gerçek haz duyumu işte budur. Boşalırken pek kısa bir süre için duyumsadığı coşkunun bedeli saatler süren bezginliktir. Bu durumu da gerçek bir zevk sayamazsınız elbette. Buna karşın boşalmayı bir düzen içine koyup en alt düzeye getirene kadar azaltan kimsenin bedeni güçlenir. Zihni dinginleşir, görme ve duyma yetisi artar. Taocu sevişme öğretisinin özü, boşalmanın denetim altında tutulabilmesidir. Tao, her şey karşı sınırsız sevgidir. Gevşe, rahat, uyumlu ve doğal ol.
__Sevişmeyi uzun süre sürdürebilmek için sevişme sırasında sık sık kesintiler yapmak gerekir. Bu yolla kadının tam olarak doyuma ulaşması sağlanabilir. Erkek de bu yolla boşalmayı denetim altına almasını öğrenebilir.
_İnsan boşalınca yorgun düşüyorsa boşalma aralarını açmalı ve ne zaman boşalınca gökteki kartal gibi hissediyorsa o zaman denge kurulmuştur._Yorgunluk hem boşalmamanın etkisi de olabilir hem de boşalmanın vaktinin geldiğinin habercisidir de.

_Kilitleme yöntemiyle bir gecede 5000 kez pompa yapılır ve 10 kadın tatmin edilebilir.(Kilitleme: Pompayı geri çekme)

_Yin (dişil) ve Yang (eril) (Ateş ve su)
_Erkek Yang’dır. Kadın Yin’dir. Erkek çabucak doyuma ulaşır. Daha canlı, daha hareketli, da ha çabuktur. Kadınsa daha yumuşak, daha durgun, daha sakindir ama sonuçta kadın erkekten çok daha güçlüdür. Ateş Yang’dır, çabukça oraya buraya sıçrayıp her şeyi tutuşturur. Ama Yin gücüne sahip olan suya yenilir. Taocu düşünceye göre güçler karşıtı olan güçlerle eşlenip bütünleşir. Yang ayrı ayrı güçler olmakla birlikte son aşamadaki bütünlüğü oluşturan parçalardır. Suyun ateşten daha güçlü olması gibi kadınlar da hem cinsellik, hem yapı bakımından erkeklerden daha güçlüdür. Taocu sevişmeyi bilenleri beş ayrı çeşnide yiyeceğin nasıl ve ne oranlarda birbirleriyle karıştırılıp lezzetli bir yemek yapılacağını bilen bir ahçıya benzetebiliriz. Taocu sevişmeyi bilip Yin (dişil) ve Yang (eril) uyumunu sağlayan kimse beş kıvançtan bir harman yapıp bunlardan cennettekileri kıskandıracak bir hazza erişir.
_Sevişmenin gerçek kıvancı iki beden ve iki ruhun şiirsel bir biçimde birbirleriyle bütünleşmesidir. Bir kez bir erkek gönlüne göre bir eş bulunca esriklik ve şiirsellik içinde onunla sevişmelidir.

_Sekssiz aşk ve aşksız seks olmaz, sağlıksızdır. Yin ve Yang uyumundan yoksundur.
_Suyun ateşten daha güçlü olması gibi kadınlar da hem cinsellik, hem yapı bakımından erkeklerden daha güçlüdür.
_Taoculara göre sevişme elektrik üretmeye benzetilebilir. Yeterli sürtüşme olmadıkça bir elektrik çakımı elde etmek olanaksızdır. _Bir kimse Taocu sevişme yöntemini uygulamadıkça sevdiği bir yemeği doya doya yemek isteyen ama midesinde yer kalmadığı için istediği gibi yiyemeyen boğazına düşkün bir kimseye benzetilebilir.
_Erkeğin ersuyu (meni) yaşamsal bir özdür ve savurganca ersuyu’nu harcayan kimse hasta olur ve bu savurganlığı sonucunda ersuyu’nu tüketirse ölür. Erkekler bunun böyle olduğunu hiçbir zaman akıldan uzak tutmamalıdırlar.
_Dokunma yoluyla duyguların aktarılması yaşamsal önemlidir. Dokunmakla cinsel birleşmenin sınırı çok azdır.
_Masturbasyon salt sekstir.
_En şehvetli bir kadını bile doyurabileceğini bilmek erkeğin kendine olan güvenini arttıracaktır.
_Avrupada yemek ve seksin benzer yanlan çoktur, en lezzetli lokma ilk lokmadır, sonraları lezzeti azalır. Taoda ise eğer seksle yemek arasında bir benzetme yapacaksak ilk sevişmenin çerez meze gibi alınması gerekir. Kendi başına lezzetli ve doyurucu olmakla birlikte asıl yemek için iştahı açmaya yarar. Bir erkek Taocu sevişmeyi öğrenince bu yemekten dördüncü beşinci kez yemek isteyecektir. Eski Çinlilerin dediği gibi eşine doymak bilmeyecektir.

_Sevgiyle 1000 kez gidip gelme_
1- Yeşim cevherini testereyle biçer gibi ileri geri oynatmak, sanki istiridyenin kabuğunu ayırıp da içinde pırıl pırıl pırıldayan incilere ulaşmak ister gibi yapmak. 2. Yeşim cevherine daldırmak. Sonra taşları biçermişçesine altın çukurundan (klitoris – bızır) yukarı çekmek. 3 – Demir bir havaneisiyle ilaç havanında bir şey dövüyormuş gibi yeşim doruğunu hızla klitoris (bızır) doğrultusunda bastırarak daldırmak. 4- Yeşim doruğunu bir içeri, bir dışarı oynatmak, ‘yoklama odası’nı (kadın organının yanları) bir sağa bir. sola çekiçlemek. Sanki çekiciyle demire biçim veren bir demirci gibi bunu yapmak. 5) Tarlasını çapalayarak ekime hazırla yan bir çiftçi gibi yeşim doruğunu kadın organının içinde kısa ve yavaş hareketlerle bir ileri bir geri oynatmak. 6) Yeşim doruğu ve yeşim kapısı sıkı sıkı tam olarak birbirleriyle bütünleşmiş durumda bir değirmen gibi birbirlerini öğütürler. Bunu dağdan inen iki ayrı çığın birbirlerine katışıp kaynaşmalarına benzetebiliriz. (T’ung Hsüan Tzu adlı kitabından)

_Eski çinde sıkma tekniği:
İşaret ve orta parmaklarını yan yana tutarak erbezi torbasının altıyla anus (makat) arasındaki noktaya üç dört saniye bastırır bir yandan da derin bir nefes alır. İki boşalma arasındaki ara erkeğin yaşı ilerledikçe boşalma sayısı azaltılmalı ama sevişme azaltılmamalı. Kış aylarındaki bir boşalma bahar aylarındaki yüz boşalmadan daha zararlıdır. Doğanın düzeni kışın Yang özünü biriktirmektir. Bu ölçüyü elden bırakmayan kimse uzun yaşar. insan ne kadar çok sevişirse Yin Yang uyumundan o kadar çok yararlanır, buna karşın ne kadar az boşalırsa bu uyumdan sağlanan yararı o kadar çok korumuş olur.

_İmparator Huang Ti: “Bir erkek, kadının doyum sağladığını nasıl anlar?” Danışman Su Nü: Kadının cinsel isteğinin uyandığını gösteren ‘5 Belirti vardır: (1) Kadının yüzü kızarır ve kulaklarına sıcaklık basar. Bu aşamada erkek cinsel birleşme ye başlayabilir. Erkeklik organını kadınınkine hafif hafif değdirip hemen çekmeli bunu kadının isteğini arttırmak için kurnaz bir oyun gibi yapmalıdır (2) Kadının burnu terler ve meme uçları dikleşir: Şimdi yeşim doruğu “özel vadisinin” derinlerine inebilir ama asla daha derinlere inmemelidir. Daha derinlere inmek için kadının isteğinin daha da şiddetlenmesini beklemelidir. (3) Kadının sesini alçaltması ve sesinin boğuk ve kısık olarak çıkması: Kadın artık gözlerini kapatmış dilini dudaklarının arasına almıştır, solukları sıklaşıp soluk sesi işitilir duruma gelmiştir. O zaman erkeğin yeşim sapı içinden geldiği gibi inip çıkmaya başlayabilir. (4) ‘Kızıl top’ (kadınlık organı) iyice sulanır, bu da şehvet ateşinin doruğa ulaşmakta olduğunu gösterir. Her dalış sulanmayı arttırır. Yeşim çubuğu yavaşça ‘deniz kestanesi dişleri’ vadisine değer (beş santim derinlik). Sonra bir sağa bir sola, bir hızlı bir yavaş dalmayı, (5) Altın lotusları (ayakları) erkeği dolamak için havaya kalkınca kadının ateşi ve şehveti doruğuna ulaştı demektir. Bacaklarını erkeğinin beline dolar ve elleriyle erkeğinin omuzlarına ya da sırtına tutunur. Bu belirtiler artık erkeğin vadinin eri derin bölümüne kadar inme zamanının geldiğini gösterir (on beş santim). Böylesine bir derine dalış kadını esriklik ve coşkuyla bedeninin bütünlüğünü kapsayan bir biçimde doyurur.”
_İmparator Huang Ti: ‘Bezginlik ve uyumsuzluk içindeyim, üzüntülü ve kaygılıyım. Bu durumdan kurtulmak için ne yapayım?’
Su Nü : ‘Bit erkekteki bütün bozukluklar sevişme konusundaki sorunlara yanlışlara bağlanabilir.
________________

Ele geçirmeye çalışırsan muhakkak yitirirsin O’nu. Çünkü bırakmaktır kalmasını sağlayan.
Bu yüzden erdemli insan, borçlu gibi davranır.
Erdemsiz insan ise tek amacı başkalarından bir şey istemek olan alacaklı gibidir.
İnsan, hayatını seçerken bebekten öğrenmelidir;
Kemikleri yumuşaktır, kasları hassastır
Ama kavrayışı güçlüdür.
Erkekle kadının birleşimini bilmez,
Ama cinsel organı hareketlidir.
Çünkü hayat özü saftır, bütündür.
Tüm gün ağlar ama sesi kısılmaz.
Mükemmel uyum budur.
Uyumu bilmeye ‘Sonsuzluk’ denir.
Sonsuzluğu bilmeye ‘Aydınlanmak’ denir.
Hayatını fazla korumaya ‘Uğursuzluk’ denir.
Zihnin duygusal güdüleri izlemesine izin vermeye ‘Mecburiyet’ denir.
En ufak bir bilgeliğim olsa,
Yüce Yol’a sadık yaşardım.
Tek korkum, O’nu yayarken Yol’dan uzaklaşmaktır.
Yüce Tao sade ve düzdür;
Fakat insanlar, karmaşık ve yan yolları seçer.
Teslim olmak, bütünü korumaktır.
Yanlış karar vermek, düzeltilmektir.
Boş olmak, doldurulmaktır.
Hırpalanmak, yenilenmektir.
İhtiyaç duymak, sahip olmaktır.
Bolluk içinde olmak, kafası karışık olmaktır.
Doğa, saf erdemin bütünlüğüyle her şeyi besler.
Büyük ve mükemmel bir lütufta bulunur.
Bu nedenle,
Doğa her varlığa günah keçisi gözüyle baktığı için zalim görünebilir.
Ermiş kişi de insanlara günah keçisi gözüyle baktığında
Zalim görünebilir.
Haz peşinde koşmak, insanın zihnini çürütebilir.
Sahip olunması zor mallar, insanın davranışlarını bozabilir.
Bu nedenle, ermiş, kendini erdemlerle yetiştirir.
Doğanın kanununu bilmeyen düşünmeden hareket eder.
Böylece şanssızlığa davetiye çıkarır.
Daha aşağılık olan, korkuyla hareket etmektir.
En aşağılık olansa utançla hareket etmektir.
Bunun nedeni insanın yeterince inancı olmamasıdır.
Dolayısıyla hiç güveni yoktur.
Başarılarını önemsemeyenin
Çoşkusu uzun sürer.
En dolu olan boş görünür,
Ama faydaları asla bitmez.
Düz olan yine de eğri görünür,
En büyük sanat eseri kötü görünür,
En iyi hatip kekeme sanılır.
Bilmek ama yine de bilmediğini düşünmek en büyük hünerdir.
Bilmemek ama bildiğini düşünmek ise hastalıktır.
Otuz çubuk birleşerek tekerlek meydana gelir, ancak tekerleğin kullanımı bu çubukların ortasındaki boşluk sayesinde mümkündür. Çamuru şekillendirerek testi meydana gelir, ancak testinin kullanımı içindeki boşluk sayesinde mümkündür. Ev yaparken duvarda kapı ve pencere açılır, ancak evin kullanımı içindeki boşluk sayesinde mümkündür.

İste bu yüzden, her şeyin faydası o şeydeki boşluğa bağlıdır.

Bu yüzdendir ki ermiş kişi:
Aşırıdan, fazladan ve çoktan kurtulur.
Sert ve katı, ölümün yoldaşlarıdır;
Esnek ve yumuşak, hassas ve ince hayatın yoldaş larıdır.
Samimi sözler süslü değildir,
Süslü sözler samimi değildir.

Bilge kişi bilgiçlik taslamaz,
Bilgiçlik taslayandan bilge olmaz.

İyi kimse bolluk içinde değildir,
Bolluk içinde olan iyi değildir.

Ermiş kişi biriktirmez,
Başkalarına vererek kendisi kazanır.
Başkalarına verdikçe kendine daha da çok kalır.

Doğru sözler, tersini söyler gibi görünür
Bilmediğini bilmek en büyük bilgidir.
Bilmediğini bilmemek bir kusurdur.
Merhamet bir insanı yiğit,
İdarelilik bir insani eliaçık,
Terfi hırsının olmaması da itibar görenlerin başı yapabilir.
Hayat vermek ama sahiplenmemek,
Eylemde bulunmak ama karşılık beklememek,
Büyütmek ama buyurmamak,
İşte buna ¨esrarengiz Erdem¨ denir.
Nerede duracağını bilmektir
Tehlikeleri önleyen.
Kendini metheden yerini sağlama alamaz.
İri adımlarla yürüyen yol katedemez.
Kendini göstermeye çalışan yükselemez.
Göz önünde olmaya çalışan parlayamaz.
Kendini öven başarılı olamaz.
Kibirlilik eden kalıcı olamaz.
İşte bu yüzden ermiş kişi,
Birliği benimser
Ve dünyaya çobanlık yapar.

Kendini göstermez,
İşte bu yüzden aşikardır.
Göz önünde bulunmaz,
İşte bu yüzden ışık saçar.
Kendini övmez,
İşte bu yüzden başarıyı yakalar.
Kibirlilik yapmaz,
İşte bu yüzden kalıcıdır.
Kimseyle dalaşmaz,
İşte bu yüzden kimse de onunla dalaşmaz.

Kim ki karışıklığı dinginleştirirse, gitgide huzuru sağlar.
Kim ki sükunete hareket verirse, gitgide her şeye hayat verir.
Sonucu başlangıç önemsediğin kadar önemsersen, girişimlerinde mağlubiyete uğramazsın
Dimdik ol, ama kesici olma.
Keskin ol, ama delici olma.
Dobra ol, ama kontrolsüz olma.
Işık saç, ama göz kamaştırma.
Çok bilen konuşmaz,
Çok konuşan bilmez.
Sadece yol hem başlatmakta, hem de tamamlamakta ustadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir