İçeriğe geç

Ruhunu Satan Kadın Kitap Alıntıları – Mustafa Görgüç

Mustafa Görgüç kitaplarından Ruhunu Satan Kadın kitap alıntıları sizlerle…

Ruhunu Satan Kadın Kitap Alıntıları

İçim acıyor hatta içim bana acıyor..
Seviyordum yalnızlığımı, seviyordum karanlığı, siyahı. Aslında ben, beni gizleyen her şeyi seviyordum.
Düşünmek; filozoflar için bir devrim ,bizler için açıdan başka bir şey değildir mesela.
Hiçbir şey bilmeden yaşıyorsun sen adam, bu çok iyi bir şey bence. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek acı
Yaratmak Allah’a mahsustur da unutmak insana mahsus mu, bilemedim.
Tavana bakarak uyumak vereyim duymuyoruz artık biz. Tavan hayaldir, duvarlar yıkım Duvara bakarız o yüzden. hem gerçekleşmesinin dilediğimiz bir hayal kalmamıştır artık hem de yıkımlarla başbaşa uyumasına açmışızdır.
Çünkü her tarafı gece olan bir kadını ışıkları kapatarak korkutamazsın
Mesela Polyanna dediğin, aldığı uyuşturucu maddelerin tesiriyle zihninde kurduğu ipe sapa gelmez düşüncelere bizi de inandırmaya çalışan, kafası her daim güzel, eroinman bir sürtüktür. İnanmayın siz ona Hayat gayet boktan!
Tek silahımız düşüncelerimizdi ve kendi kafamıza sıkmıştık
Her gün, bir önceki günün biraz daha aynısıydı.
Her insan bir parça delidir. Yaşamak akıl işi değil çünkü.
Tek silahımız düşüncelerimizdi ve kendi kafamıza sıkmıştık.
Birilerini ağlatacak hikayelerim var diye iyi hisseder mi insan?
Aynı şeyleri şimdi yaşasaydık en fazla birkaç gün de topladık zaten. Fakat çocukken boştur kafa, ne yaşarsan o kalır zihinde. Kısaca demem o ki çocukken çekilen ıstıraplar, büyüyünce geçmiyor
Savaşmayan bir adam zaten sıfırdır bir kadının gözünde. Bu yüzden savaş kahramanlarına aşıktır kadınlar
Birbirimizi kandırmayalım gençler. Her insan bir parça delidir. Yaşamak akıl işi degil çünkü. Gerçekten
Tek silahımız düşüncelerimizdi ve kendi kafamıza sıkmıştık.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
O zaman geriye tek çare kalıyor.
Neymiş doktor?
Ben size en kısa zamanda bir trafik kazası ayarlamaya çalışacağım.
Eyvallah deyip kalktım ayağa. Bir hayli terlemişti doktor.
Yaşıyor muyum ben? Aynaya bakıyorum bazen, ölüden tek farkım gözlerimi kapatınca hareket eden kirpiklerim.
Beklemek güzeldir fakat içinde umut varsa
O zaman geriye tek çare kalıyor.
Neymiş doktor?
Ben size en kısa zamanda bir trafik kazası ayarlamaya çalışacağım.
Eyvallah deyip kalktım ayağa. Bir hayli terlemişti doktor.
Tavan hayaldir, duvarlar yıkım
Tavan hayaldir, duvarlar yıkım
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çakmakla buluşan sigara gibi yanarken ruhumuz, acımıza aldırış etmeden derin bir nefes çeken orospudur bizim hayatımız!
Bazı kadınların yaraları hücreseldir,
Bazılarınınki ise zihinsel.
Birini iyi etmek için gereken tek şey
Ucube bir yara bandı, diğerini iyileştirmek içinse
Zürafaların uçması gerekmektedir.
Çünkü her tarafı gece olan bi adamk ışıkları kapatarak korkutamazsın.
Hani nasıl desem; onun yüzünü görmek bile şifaydı, ben ise tedavisi mümkün olmayan ucube bir hastalık.
O zaman geriye tek çare kalıyor.
Neymiş doktor?
Ben size en kısa zamanda bir trafik kazası ayarlamaya çalışacağım.
Eyvallah deyip kalktım ayağa. Bir hayli terlemişti doktor.
O zaman geriye tek çare kalıyor.
Neymiş doktor?
Ben size en kısa zamanda bir trafik kazası ayarlamaya çalışacağım.
Eyvallah deyip kalktım ayağa. Bir hayli terlemişti doktor..
O zaman geriye tek çare kalıyor.
Neymiş doktor ?
Ben size en kısa zamanda bir trafik kazası ayarlamaya çalışacağım
Eyvallah deyip kalktım ayağa. Bir hayli terlemişti doktor
Size bir şey diyeyim mi? Ben yine iyi değilim. Lütfen biri bana bu cehennemden ne zaman kurtulacağımı söylesin, yalvarırım!
Tek silahımız düşüncelerimizdi ve kendi kafamıza sıkmıştık
≈ Susuyorum diye salak yerine koyuyorlar susan konuşursa kimse kaldıramaz bilmiyorlar. ≈
Nasılsın? sorusuna hanginiz iyiyim, sen nasılsın? diye cevap vermedi ki? Bizler; yani yastığı ısırarak ağlayanlar cemiyeti olarak , bu dünyanın en fiyakalı kaybedenleriyiz
“Unutmak için yıllarca gösterdiğiniz çaba sadece yaranın kabuk bağlamasını sağlar. Sadece her an kanamak üzere olan bir yara oluverir hatırlandığında tekrar kanayan ”
Bir evde konuşulacak bir şey kalmamışsa ya ev çok şey görmüştür ya da evdekiler ruh hastası olmuştur
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o kadını.
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o kadını
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o kadını
Uyuyalım mı?
Aynı rüyayı göreceğimize söz verirsen, olur.
Söz.
Bardağın boş tarafı gibiyim, kimse doldurmuyor, kimse tamamlamıyor eksiğimi. Bardağın dolu tarafı gibiyim, kimse boşaltmıyor taşan acılarımı, boğuluyorum.
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o *adami.
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o kadını.
“Sevdiğimizi dahi canımız çekiyor diye öpemezken, ruhumuz özgür olmak istemiş ne çare ”
“Kim hatırlatacak bana , duygu fırınında unuttuğum insanlığımı; cehennemin dibine dönmeden önce?”
Bilmiyorum .
Biz kafamıza şapka hariç her şeyi taktık. “Takma” dedikçe biz daha çok taktık
Bizler kötü gecelerden gelmiş şarap gibi kadınlardık
Ve hiçbir şarap kadınının gecesi iyi geçmezdi
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o kadını.
Her gün, bir önceki günün biraz daha aynısıydı.
“ Beethoven’e gerek duymuyorduk, ağlayışlarımız başlı başına senfoni orkestrası ”
Annelerinin temizlik derdinden bıkıp ileride dağınık yaşamayı hayal eden kız çocukları, evlenince köşe bucaktaki kirli çorapları toplamaya mahkumdu oysa. Yazık!
İnsanın kendiyle konuşması tam aksine akıl işiydi. Çünkü beynini kontrol eden insanlar delidir, beyni özgür bırakanlar ise akıllı.
Ruhumun derinliklerinde kaybettim ben o kadını.
O şort giydi diye orospu olmadı,
sen de türban taktın diye namuslu.
O küpe taktı diye gay olmadı,
sen de tesbih salladın diye adam
Her gün, bir önceki günün biraz daha aynısıydı.
Hayatım neyse ya demekle geçiyor benim ve o iki kelimelik cümle arasında binlerce hüzün gizli anlıyor musun?
Tek silahımız düşüncelerimizdi ve kendi kafamıza sıkmıştık
“ Dünyanın en rahat yastığıdır anne dizleri. Ağlatacak kadar yaralı, hayal kurutturabilecek kadar aşikardır ”
“Dil, pek fayda etmiyordu iyi hissetmeye, biz de sustuk.”
“Bir insanın gidecek yeri olmayınca yaptığı tek şey aynı yerlerden defalarca geçmektir.”
“Adamlığı baki kalsın diye emanet ettiğimiz kalbimizi yıpratınca adamlar, bir süre sonra kalpsiz olmamıza şaşırıyorlar. Ne tuhaf ”
“Beni görüp fark edince açılan sensörlü tavan ışıkları mutlu ediyor beni. “En azından birileri beni görüyor,” diyordum kendi kendime.
“Uyumak ölüme benzer, ben ölmeyi beceremediğim için uyuyorum ”
Bizler kötü gecelerden gelmis şarap gibi kadınlardık .
Ve hiçbir şarap kadının gecesi iyi geçmezdi.
Bir kadın aklı herşeyi basarabilirdi,üzerine birde topuklu ayakkabı giyince o kadından güçlüsü yoktu hayatta .
Acının okşanması, az da olsa dindiriyordu çünkü yarayı
Sen kabullenmeyi bilmediğin için acı çekiyorsun,
Seni inciten yarayla otur bir konuş eve gidince.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir