İçeriğe geç

Sherlock Holmes – Şüphe Asla Uyumaz Kitap Alıntıları – Arthur Conan Doyle

Arthur Conan Doyle kitaplarından Sherlock Holmes – Şüphe Asla Uyumaz kitap alıntıları sizlerle…

Sherlock Holmes – Şüphe Asla Uyumaz Kitap Alıntıları

“Birinin icat ettiğini bir diğeri keşfedebilir,” dedi Holmes.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
“Ne zaman ne de tembellik yok edebilir sonsuz hayal gücümü.”
“Üzüntünün en iyi ilacı çalışmaktır ”
Birinin icat ettiğini bir diğeri keşfedebilir.
Üzüntünün en iyi ilacı çalışmaktır.
Suç işlemeye kalkan bir insanın, ondan doğacak her türlü suçtan sorumlu olduğu inancına sahibim.
Holmes, anlayışla doktorun elini sıktı.
Haydi gel Watson. dedi ve acı dolu evden ayrılıp kış gününün solgun güneşine çıktık.
Sizin teorilerinizi uygulamaya sokmak için harika bir fırsattı, Bay Sherlock Holmes. Hiçbir eksiklik yoktu.
Bay Sherlock Holmes dışında tabii, dedi dostum acı bir gülümsemeyle.
Rüzgar pencereleri sarsarak inliyordu. Holmes ve ben, müfettiş ilginç hikayesini yavaş yavaş anlatmaya devam ederken iyice ateşe sokulduk.
Durumu gizli tutmak için çok dikkatli davrandık, çünkü insanlar fısıldamaya başlarsa herkesin öğrenmesi sadece an meselesidir.
Hoşça kal Lestrade. Karşına yine küçük bir problem çıkacak olursa, sana bir iki ipucu verebilmek- mümkün olursa tabii – beni her zaman mutlu eder.
Holmes’ün takındığı maskenin altında huzursuzlukla karışık bir beklenti içinde olduğunu fark ettim.
Önceden herhangi bir uyarı olmaksızın bahçe kapısı aniden ardına kadar açılıverdi ve bir maymun kadar hareketli ve hızlı bir karaltı içeriye girdi. Kapının üzerinden gelen ışıkta bir an için göründü, ardından evin gölgelerinde kayboldu.
Aşk, garip nesnelere bürünebilir.
Kanunlar bir kere işe karıştı mı onları bir daha durduramazsın.
Modern Fransız psikologların ‘idee fixe’ diye adlandırmış olduğu bir durum vardır ki bu, yapısal açıdan çok sıradan görülebilirken, aynı zamanda tek bir durum haricinde her açıdan sağlıklı bireylerde de bulunabiliyor.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Monomaninin, yani belirli bir kişiye ya da nesneye yönelik saplantıların sınırı yoktur.
İnsan, mümkün görünen bir alternatif bulup doğru olmadığını ispatlamalıdır her zaman.
Bu, suç dosyalarının araştırılmasında ilk koşul olmalı.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Holmes’ün güçlü, amirane kişiliği trajik sahnenin hakimiydi şimdi. Herkes onun elinde kuklaya dönüşmüştü.
Ayrıca sevgili Watson, şimdiye kadar kötü amaçlı kullanılan dans eden adamları ilk kez iyi bir şey için kullandık. Neyse, sanırım notlarına sıra dışı bir şeyler verme sözümü de tutmuş oldum böylece. Trenimiz üç kırkta kalkıyor. Herhalde akşam yemeğine Baker Sokağı’nda oluruz.
Suç işlemeye kalkan bir insanın, ondan doğacak her türlü sonuçtan sorumlu olduğu inancına sahibim.
Hayat denen okyanusta bir fırtınanın koptuğunu gösteren bu insan enkazına sessizlik içinde bakakaldık.
Birinin icat ettiğini bir diğeri keşfedebilir.
Kaçmak, suçunu itiraf etmekle aynı anlama gelir.
–Kendi yargılarımıza güvenmememiz gerektiğinin en güzel örneği bu, değil mi Lestrade?
– Evet, bazılarımız kendine çok fazla güveniyor, Bay Holmes dedi Lestrade.
Her şey her zaman beklendiği gibi gitmez, değil mi?
Eski odalarımız Mycroft Holmes ve Bayan Hudson’ın gösterdiği ilgi sayesinde hiç değişmeden kalmıştı. Evet, içeri girdiğimde odanın alışılmadık derecede derli toplu olduğu gözümden kaçmadı ama eski hatıralar hala yerli yerindeydi.
Hiçbir şey yolunda gitmiyor.
Daha kötüsü olamaz.
Bay Holmes; siz de benim kadar iyi bilirsiniz ki, suçlular çoğu zaman heyecana kapılıp soğukkanlılıklarını kaybeder.
Benim bir teorime göre, bireyler gelişimleri sırasında atalarına benzerlikler gösterirler. Bu yüzden doğruya ya da yanlışa sapma, bazı durumlarda tamamen atalarının çizgisinden gider. Kişi böylece kendi aile geçmişini temsil eder.
Bazı ağaçlar vardır Watson, belirli bir yüksekliğe çıktıktan sonra bazı tuhaflıklar göstermeye başlarlar. Bunu çoğu zaman insanlarda da görebilirsin.
Ah Albay!
O eski oyunda ne derler bilirsiniz: ‘Bütün yolculuklar âşıkların buluşmasıyla biter.’
Güzel olan, zarif olan her şeye lâyıktı o.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
“Durumu gizli tutmak için çok dikkatli davrandık, çünkü insanlar fısıldamaya başlarsa herkesin öğrenmesi sadece an meselesidir.”
“Ah! Ben yalnızca bir öğrenciyim, hayallerle yaşayan bir adam. Hayatın pratik yönlerini açıklayamam. Fakat sonuçta şunu ikimizde biliyoruz dostum, aşk garip nesnelere bürünebilir. Lütfen bir sigara daha alın. Birinin onlardan böylesine zevk aldığını görmek çok güzel. Bir yelpaze, bir eldiven, bir gözlük; bir erkek hayatına son verdiğinde yanına alacağı yadigârın ne olduğunu kim bilebilir ki?”
“Etrafımız en azından yirmi kilometre boyunca insan yapımı binalarla çevriliyken şehrin ortasında bile doğanın inanılmaz gücünü hissetmek, o güç söz konusu olduğunda koca Londra’nın, küçücük, önemsiz bir tepecik olduğunu fark etmek insanın içini ürpertiyordu.”
“Böyle anlarda bir an için bile olsa Holmes bir mantık makinesi olmaktan çıkar, hayranlık duyulmaya, alkış almaya karşı duyduğu insani sevgisini belli ederdi. Olağanüstü derecede gururlu ve kontrollü tabiatı, bir dosttan gelen samimi hayranlık ve takdirle derinden etkilenebiliyordu.”
“Basın, onu nasıl kullanacağını bildiğin takdirde son derece faydalı bir kurumdur, Watson.”
“Monomaninin, yani belirli bir kişiye ya da nesneye yönelik saplantıların sınırı yoktur,’ diye cevap verdim. ‘Modern Fransız psikologların ‘idee fixe’ diye adlandırmış olduğu bir durum vardır ki bu, yapıdal açıdan çok sıradan görülebilirken, aynı zamanda tek bir durum haricinde her açıdan sağlıklı bireylerde de bulunabiliyor. Napolyon hakkında derin bir araştırma yapmış, ya da ailesi I. Dünya Savaşı’nda kalıcı bir zarar görmüş olan bir adamın bir ‘idee fixe’ geliştirmesi beklenebilir; bu takıntısını olağandışı birçok değişik şiddet gösterisiyle dışavurması da öyle.”
“Kanunların ulaşamadığı bazı suçlar vardır ve bana kalırsa, böyle durumlarda kişisel intikamı hor göremeyiz, en azından bir yere kadar.”
Şiddetten nefret ederdi.
Aşk garip nesnelere bürünebilir.
“Bu şekilde itilip kakılmaya bir şey demiyorum ama konuşurken her şeyin doğru ismini kullanmanızı isterim açıkçası. Siz benim Pete Carey’nin katili olduğumuz söylüyorsunuz; bense onu öldürdüğümü söylüyorum, arada büyük fark var bana kalırsa. Belki bana inanmıyorsunuzdur. Belki de size palavra sıktığımı falan düşünüyorsunuzdur.”
“Hepimiz deneyimler yaşayarak öğreniriz ve senin bu seferki dersin, her vakada bir alternatif olabileceğini görmezden gelmemen gerektiğiydi.”
“İnsan, mümkün görünen bir alternatif bulup doğru olmadığını ispatlamalıdır her zaman. Bu, suç dosyalarının araştırılmasında ilk koşul olmalı.”
“Uzun ve sıkıcı bir nöbetti; yine de suyun yakınında saklanarak, suya gelecek ilk hayvana pusuya yatmış avcının hissettiği heyecanı getiriyordu beraberinde. Karanlığın içinden bize her an saldırabilecek ne çeşit vahşi bir hayvanı beklemeliydik? Kaçmak için pençesini, dişlerini kullanacak ve sadece zorlu bir mücadeleyle yakalanabilecek bir yırtıcı. Suçların kaplanı mıydı, yoksa zayıf ve korumasız olanların haricinde kimseye zarar veremeyecek, gücünü kaybetmiş bir çakal mı çıkacaktı ortaya acaba?”
“Suç işlemeye kalkan bir insanın, ondan doğacak her türlü sonuçtan sorumlu olduğu inancına sahibim.”
göz ardı ettiği şeyleri görmek, sonuca ulaşmanın ilk kuralıdır.
Kaçmak suçunu itiraf etmekle aynı anlama gelir.
‘Bütün yolculuklar aşıkların buluşmasıyla biter.’
Üzüntünün en iyi ilacı çalışmaktır.
“Yağmurlu gece, yerini parlak bir sabaha bırakmıştı ve ışıl ışıl katırtırnaklarıyla dolu fundalık, Londra’nın iç karartıcı gri atmosferinden yorulmuş gözlere her zamankinden güzel görünüyordu.”
“Birinin icat ettiğini bir diğeri keşfedebilir,’ dedi Holmes.”
“Her biri diğerini takip eden ve kendi içinde son derece basit olan bir dizi akıl yürütmede bulunmak aslında hiç de zor değil. Tabii eğer sonunda, ortadaki süreci atlayıp insanlara sadece başlangıç ve bitiş noktalarını anlatırsan gereksiz yere abartılı bir tepkiyle karşılaşman da doğaldır.”
“Ama onda sanatçıların o üstün sezgisi, nerede duracağını bilme yetisi yoktu. Zaten mükemmel olan bir planı daha da iyileştirmek, talihsiz kurbanının boynundaki ilmeği daha da sıkmak istiyordu, ama gördüğünüz gibi sonunda her şeyi berbat etti.”
“Sonuçta taze delilller iki ucu keskin bıçak gibidir ve Lestrade’in tahmin ettiğinden farklı bir yere saplanabilir.”
“O eski oyunda ne derler bilirsiniz: ‘Bütün yolculuklar âşıkların buluşmasıyla biter.”
“Ne zaman ne de tembellik yok edebilir sonsuz hayal gücümü,’ dedi, eserine bakan bir sanatçının neşesi ve gururuyla.”
“Londra’nın karanlık suç dünyasında ne tür bir canavar avlayacağımızı bilmiyordum ama usta avcının görüntüsünden tehlikeli bir maceraya atıldığımızı anlayabiliyordum.”
“Üzüntünün en iyi ilacı çalışmaktır, sevgili Watson,’ dedi.”
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
Ne zaman ne de tembellik yok edebilir sonsuz hayal gücümü.
İç güdülerim bir yöne, gerçekler ayrı yöne gidiyor.
Üzüntünün en iyi ilacı çalışmaktır, sevgili Watson
Ah sevgili dostum işte bu noktada en mantıklı zihnin bile hataya düşebilceği tahminler dünyasına giriyoruz
Benim bir teorime göre, bireyler gelişimleri sırasında atalarına benzerlikler gösteririler. Bu yüzden doğruya ya da yanlışa sapma, bazı durumlarda tamamen atalarının çizgisinden gider. Kişi böylece kendi aile geçmişini temsil eder.
Bazı ağaçlar vardır Watson, belirli bir yüksekliğe çıktıktan sonra bazı tuhaflıklar göstermeye başlarlar. Bunu çoğu zaman insanlarda da görebilirsin.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
Üzüntünün en iyi ilacı çalışmaktır.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
İnsanların göz ardı ettiği şeyleri görmek, sonuca ulaşmanın ilk kuralıdır. Araştırmanız ayrıntıların gözlemlenmesi üzerine kurulu olduğunda, en doğru sonuca vardığınızı göreceksiniz.
Eğer kalbiniz bedeniniz kadar büyükse ve ruhunuz yüzünüz kadar güzelse,başka diyecek bir şey kalmıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir